kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

sokağının bir ucu denize bir ucu otobüs durağına çıkan bir ev.
devamını gör...

sabahattin ali-kürk mantolu madonna.

evet güzel, ama abartıldığı kadar değil üzgünüm. özellikle rakının yanına meze kahvenin yanına kürk mantolu madonna sloganlı bir dönem vardı, iyi ki bitti.
devamını gör...

dün akşam saatleri itibariyle ilk online toplantısı yapılmış kulüp. ben de katılımcı olarak oradaydım. bu toplantıda, okuduğumuz bir kitap üzerine konuşuldu. elimde olmayan nedenlerden ötürü her ne kadar konuşamasam da yazılı yorumlarımla olaya dahil oldum.

bence keyifliydi. sonra bilgilendiriciydi. toplantıya katılanların kitap hakkındaki görüşleri ilginçti. sorulan sorular kaliteliydi.
bu tip kulüp toplantıların bir diğer güzel yanı ise normal hayatlarımızda kitap üzerine konuşacak birilerini bulamayan ben gibi kişilerin, bu tip etkinliklerle bu eksikliği giderebilmesidir. bazen bir kitap üzerine konuşmak ne kadar da iyi geliyor değil mi.*
devamını gör...

arkadaş bu neyin ezikliği böyle anlamış değilim. madem bulunduğun ortamda komplekse kapılıyorsun, girme o tarz ortamlara. ya da olduğun gibi davran.
mevlana ne demiş
''ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.,,

mesela ben hiç kasmam. yeni girdiğim bir ortamda derim bomboş biri olduğumu. bunu kime söylesem acil olarak bir işi çıkıyor hep ve müsait olduğunda arayacağını söyleyip gidiyor. henüz arayan olmadı, aciliyeti olan işlerini bitiremedilerse...

ekleme: aşağıda arkadaşın biri yazmış çok ekşivari başlık diye. ekşi'de böyle bir başlık gördüğümü hatırlamıyorum. belki de vardır. buradaki açılan başlıklarda kullanılan kalıpların benzemesi gayet normal.
senin önerin nedir mesela? ne tarz başlıklar açıp yorumlar yapalım? ciddi anlamda soruyorum.
devamını gör...

sussam gönlüm razı değil, susmasam silivri soğuktur şimdi dememe neden olan gelişmedir. ne diyeceğimi bilemedim ve bu yüzden devranın acil dönmesi gerekiyor!!!
devamını gör...

flatliners, gerilim/bilim kurgu türünün kült örneklerinden bir tanesi. çekildiği tarih ve ele aldığı konu itibarıyla zamanının ötesinde bir film. özellikle karakterlerin işleniş biçimi, korkuları, hırsları, çocukluk travmaları ve tüm bunların yaptıkları deneye olan etkisi muazzam bir şekilde işlenmiş. benim için nelson ve david karakterlerinin yeri ayrıdır. iki muazzam zekanın farklı karakter özellikleri taşımaları sebebiyle yaşadıkları sinir harbi bence filmin lokomotif noktası. bu iki karakterin çizginin ötesine geçmekten ziyade yarattıkları zihinsel ve duygusal çizgi, filmin en büyük başarısı.

mevzu ölümden sonra yaşananlar(!) olsa da, filmin verdiği mesaj ya da benim filmden aldığım mesaj tamamen yüzleşme üzerineydi. ne halt yerseniz yiyin, hangi dine mensup olursanız olun, -cesur, korkak, narsist, yardımsever- hangi karakter özelliklerini taşırsanız taşıyın, yediğiniz nanelerle yüzleşin mesajını inceden inceye alıyorsunuz. nelson'un mezarlık sahnesi muazzamdır. hele o ağaca tüneyişi yok mu? vallahi billahi o adama bile acır hale geliyorsunuz bir yerden sonra. halüsinasyonların veriliş biçimi, mekan seçimleri falan gerilim ögelerini ciddi anlamda kuvvetlendiriyor. filmi nelson-david karşıtlığı üzerinden izlemek, yukarıda da söylediğim gibi filmin en keyifli yanı. o ayrıntıyı es geçmemek lazım.

yeni versiyonu için çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim zira beğenmedim. uzun uzadıya da yazmak istemiyorum. tekrar çekilen filmlerde bu sıkıntıyı her daim yaşıyorum. taklitler genelde asıllarını yaşatıyor. 1990 yapımı olan filmi, bu türü seviyorsanız ve izlemediyseniz kesinlikle izleyin derim.

ölmek için güzel bir gün! * kötü de olabilir tabi. izleyin görün.
devamını gör...

bence de miyav
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üniversitedeyken ders araları uzun olduğunda kaç kitap bitirmişimdir o kafelerde. gayet okunuyor.

arkadaşınızla buluşurken bekleme süreniz uzunsa o vakti de okuyarak geçirebilirsiniz. kimse kafede telefonla uğraşan insanlara laf atmaz zaten. kendinin yapmadığı bir şeyi yapanlara atar. kimse size samimi görünmek zorunda değil.
devamını gör...

devamını gör...

neredeyse her günün güneşli olduğu bir yerde yaşıyorum.
devamını gör...

bir insanın çocuk dogurabilecek fiziki olgunluğa ulaşması 20 yaşını buluyor bizim ülkemizde 13 - 15 yaşında evlendirilip çocuk doğuran çocuklar var ve bunun doğru olduğunu düşünen beyinsiz insanlar var. pedofiliyi yasallaştırmaktır bu.
devamını gör...

(bkz: meriç aral)
devamını gör...

bir neslin travması olan şahıstır.

o kadar travmatik ki bir müzedeki heykel olduğu ortaya çıkıp herkes derin bir nefes aldığında bile, üniversitede bir arkadaşım "yok ya ben aşamıyorum bunu kuranı yırtan kız sonuçta abi şakaya gelmez" diyerek bu gerçeği reddetmişti.

kuran'ı yırtan kız yüzünden bir nesil geceleri altını ıslatma, karanlıkta uyuyamama, anne ve babasının arasında uyuma gibi bilimum korkunç problemler yaşamıştır.
devamını gör...

tam bir eski nesil kafa yapısı. kendisini çok kültürlü, özgürlükçü ve ekolojist sanan bir birey. hala birilerinin hayat algısına karışan insanları gördükçe şaşırıyorum, kendilerine sanatçı derler bir de. dünyanın sürdürülebilir olması için milletin doğum kontrole mecbur mu olması gerekiyor. lütfen herkes kendi bilgi sahibi olduğu alanda konuşsun artık. ekoloji-nüfus korelasyonunu da yüzüne elli tane estetik yapan insanlar konuşmasın.
devamını gör...

çorapların hangi sürede değistirileceğine cevap aranan başlıktır. temizlik ve sağlık açısından her gün iyidir.
devamını gör...

aile bireyleri yardımcı olmadıkları için suçludur.
komşuları bu durumu devleti temsil eden kurumlara bildirmediği için suçludur.
muhtardan belediye başkanı ve devletin bilumum sosyal yardım çalışanları ve en sonunda da devletin ve hükümetin başı suçludur.
bu iki masum ve cennet gülü bebekleri dilerim ki ahirette bu anlarında yanlarında olmaları gerekirken olmayan herkesi cehenneme tekmeler.
devamını gör...

on tane eyaletten ve üç tane de ''territory'' adını verdikleri kanadalı yerlileri sürdükleri bölgeden oluşan devlet. eyaletlerden biri olan ''québec'' ayrılıkçılığıyla bilinir ve fransız bölgesidir. insanların anadili ve eyaletteki tek genel geçer dil fransızcadır. ülkenin en gelişmiş ve en bilinen eyaleti ise britanya kolombiyasıdır.
devamını gör...

insanlar...
devamını gör...

bu ülke fransa ingiltere ve almanya gibi üreten zengin bir ülke değil. ona rağmen memur sayılarımız bu 3 ülke ile aynı sayılarda. peki resmi enflasyonu bile açıklamayan tüik'in verilerine güveniyor musunuz? resmi memur sayısı 4 milyon civarı. 1,5 milyon kolluk kuvveti 1 milyon öğretmen var desen sağlık çalışanları vs zaten 4 milyona yaklaşıyor sayı. diğer memurlukları saymadım bakın. bence ülkedeki memur sayısı toplam 6 veya 7 milyon. ben her zaman devletin güvenlik dış siyaset ve eğitim dışında bütün alanlardan çekilmesini savunuyorum. basit bir örnek adam olmayacak öğrenciye lise sonuna kadar o kadar boş masraf yapılıyor. bu adam gidip sonra memur oluyor. ülkeye 10 kat zarar. soruyorum size eğitim liseye kadar zorunlu da ne bok oluyor daha türkçe okuduğunu anlamayan milyonlarca insan var bu ülkede. en düşük memur maaşı 5 bin tl civarı ülkemizde hangi özel sektör de başlangıç maaşı bu veya ortalama maaş. özel sektörde ortalama maaş son zamlarda 3.800 filandır. bakın türk milleti aç kala kala anlayacak ülkeleri kalkındıran zenginleştiren özel sektördür. aksi ispatlanmış olsaydı rusya kübe ve kuzey kore ekonomik süper güç olurlardı. akp si chp mhpsi yok bu ülke memur zihniyetinden kurtulmadıkça ülke de yüzde 50 enflasyon olmak zorunda.
devamını gör...

bu ülkenin açık görüşlü gençlere ihtiyacı var. bununda dinle ne ilgisi var allah aşkına, benim bilim üretmem için müslüman mı olmam lazım, çok saçma. biz laik bir ülkede yaşıyoruz devletin görevi din,dil,ırk veya cinsel yönelim farketmeksizin herkesin hakkını koruması. sonra diyorsunuz ki neden yurtdışına beyin göçü oluyor, olur tabi ki bu şekilde davranırsanız. insanların başka çaresi kalmıyor mecbur kalıyorlar, her gün kadınlar tacize uğruyor metroda ve ya otobüste, onlara dik dik bakan hanzolara katlanmak zorundalar mı tabi ki gidecekler peki erkekler her gün karısıyla yolda yürürken acaba başıma bir şey gelir mi korkusuyla yaşamak zorundalar mı tabi ki gidecekler. herkes attığı tweetten bile korkar oldu ben neden yaşamak isteyeyim bu ülkede, yok benim değerlerim falan diyorsunuz da bunlar müslüman olmayanı ilgilendirmiyor ki siz önce saygı göstereceksiniz ki onlarda saygı göstersin. ben de müslümanım ama kimsye hakaret etmemeyi öğrendim neden sadece müsümanları eleştiriyorum biliyor musunuz çünkü bu hataları en fazla yapan yine müslümanlar ,insanları ötekeleştiren herkesi kafir ilan eden yine müslümanlar. bırakın eğer cehenneme gideceğini düşünüyorsunuz kendi kararı zaten sanki yanacak olan sizsiniz. hepsi için geçerli değil ama okumamış çoğu müslüman çok katı bazı konularda ve o yüzden de çok büyük acılar çektik.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim