alef
8 bölümü bir günde bitirmiş biri olarak kafamda oturmayan yerleri olmasına rağmen diğer yorum yapan yazar arkadaşıma katılıyorum. istanbul görüntüleri gerçekten çok güzel.
--! spoiler !--
otopsi, cinayetler vs zor baktığım sahneler oldu, tarikatlar, tasavvuf, mevlevi dergahları vb işlenen konular ve verilen bilgilerden bir süre sonra kafa yanabiliyor biraz ama genel olarak iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum.
ekşi'de oyunculuklar ile ilgili olumsuz yorum yapanlar da çok olmuş ama kenan imirzalıoğlu'nun oynadığı kemal zaten donuk bir adam, pek konuşmuyor, hislerini çok nadir belli ediyor. ahmet mümtaz taylan için hele bu konu tartışmaya kapalı.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
otopsi, cinayetler vs zor baktığım sahneler oldu, tarikatlar, tasavvuf, mevlevi dergahları vb işlenen konular ve verilen bilgilerden bir süre sonra kafa yanabiliyor biraz ama genel olarak iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyorum.
ekşi'de oyunculuklar ile ilgili olumsuz yorum yapanlar da çok olmuş ama kenan imirzalıoğlu'nun oynadığı kemal zaten donuk bir adam, pek konuşmuyor, hislerini çok nadir belli ediyor. ahmet mümtaz taylan için hele bu konu tartışmaya kapalı.
--! spoiler !--
devamını gör...
bazı kokular
sokağın tam ortasına, bahçenin en köşesine vakur ve nazik bir şekilde asılmış çamaşır sahnelerinin içime işlediklerine pek az şey de rastlayabiliyorum. bir temizlik, dolayısıyla bir kirlenme, haliyle bir hareket ve nihayetinde kıpırdayıp duran bir hayat vadediyor o sahne. taptaze bir hayat kokusu yayıyor. hele hele ücra bir köyde, metruk bir mahallede görmenin kıymeti apayrı bir memnuniyet veriyor bana. düşmanın zulmü, zamanın yıkıcılığı hayatın sadeliğini boğmayı başaramamış gibi. yahut ben öyle zannediyorum.
fakat şunu iyi biliyorum. hayat kendine her halükarda bir yol buluyor. onun kendi yolunu bulurken geride bıraktığı izler bazan asılı bir çamaşırın üzerine siniveriyor işte. koku duyumuzu yitirmeyelim. mecraında akan suyun önüne setler koymayalım.
fakat şunu iyi biliyorum. hayat kendine her halükarda bir yol buluyor. onun kendi yolunu bulurken geride bıraktığı izler bazan asılı bir çamaşırın üzerine siniveriyor işte. koku duyumuzu yitirmeyelim. mecraında akan suyun önüne setler koymayalım.
devamını gör...
cumartesi gecesi evde yalnız takılmaktan hoşlanan kadın
sokağa çıkma yasağını çiğnememiştir,tebrikler.
devamını gör...
mutluluk
aristo’ya göre orta yolu bulup erdemli yaşayarak
hedonist epikür’e göre dünyevi şeylerin sefasını sürerek
schopenhauer’e göre beklentilerimizi düşük tutarak
nietzsche’ye göre tüm dogmalarımızı sorgulayıp yerine düşünerek bulduğumuz doğruları koyarak
platon’a göre iyi ideasına yaklaşarak
diyojen’e göre ihtiyaçlarımızdan fazlasına sahip olmayarak ulaştığımız hoşnut olma hissi.
hedonist epikür’e göre dünyevi şeylerin sefasını sürerek
schopenhauer’e göre beklentilerimizi düşük tutarak
nietzsche’ye göre tüm dogmalarımızı sorgulayıp yerine düşünerek bulduğumuz doğruları koyarak
platon’a göre iyi ideasına yaklaşarak
diyojen’e göre ihtiyaçlarımızdan fazlasına sahip olmayarak ulaştığımız hoşnut olma hissi.
devamını gör...
kitap yazmak için bilgili olmaya artık gerek duyulmaması
ayağını sehpaya çarpanların bile kitap yazabildiği bir ülke burası. okunması gerekenleri okumayan, ergen ve çocuklara hitap eden sözde yazarların imza günlerinde izdihamlar yaşandığı bir yer burası. ibrahim selim' in bir videosu vardı wattpad le ilgili. kitap pahalı diye almayanların wattpad i okudukları telefonları görünce üzülmekten vazgeçtik. diye. aynen öyle. yazıyorsun en berbat kitabı. sıfır bilgiyle. kitabın kapağına tam da farz olduğu üzre koreli bir yahşıhlı odun un fotoğrafini koyduruyorsun. al sana kaç bin basıyor sonra o kitap?! ama bu , '' kötü çocuk' luktur.
devamını gör...
kafa sözlük'ün 200 günü tamamlaması
(bkz: cheers)*
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlükçüm.
dün köye geldim. burası şehirden o kadar farklı ki.
dün gece yıldızlardan bir tavanım vardı. köyde çok yıldız var, gerçekten çok var. sayamazsın ama elini uzatsan tutabilirmişsin gibi hissediyorsun. hayran kaldım. *
bu sabah da gözlerimi harika bir manzaraya açtım yine. buraya ilk gelişim değil ama inanın daha önce hiç bu kadar incelememiştim burayı. meğer ne güzelmiş ya.
kim bilir böyle kaçırdığım daha ne kadar güzellik var..
tüm bu güzellikleri kameraya sığdırmaya çalışacağım sizin için. kameram kötü olsa da. *

güzel geçsin gününüz. *
dün köye geldim. burası şehirden o kadar farklı ki.
dün gece yıldızlardan bir tavanım vardı. köyde çok yıldız var, gerçekten çok var. sayamazsın ama elini uzatsan tutabilirmişsin gibi hissediyorsun. hayran kaldım. *
bu sabah da gözlerimi harika bir manzaraya açtım yine. buraya ilk gelişim değil ama inanın daha önce hiç bu kadar incelememiştim burayı. meğer ne güzelmiş ya.
kim bilir böyle kaçırdığım daha ne kadar güzellik var..
tüm bu güzellikleri kameraya sığdırmaya çalışacağım sizin için. kameram kötü olsa da. *

güzel geçsin gününüz. *
devamını gör...
pozitif psikoloji
martin seligman tarafından ortaya atılan pozitif psikoloji, bireylerin olumsuz , sorunlu ve eksik yönlerinden çok olumlu özelliklerine, güçlü yanlarına ve erdemlerine odaklanan bir yaklaşımdır. pozitif psikoloji insanın doğasındaki ve geçmişindeki bir takım yanlış noktaları düzeltmektense insan doğasının olumlu özelliklerinin vurgulanması gerektiğini savunmuş, insanın içindeki potansiyelin keşfine vurgu yapmıştır.
kişisel gelişim kitapları bu kuramın ilkelerine dayanarak hazırlanmaktadır.
kişisel gelişim kitapları bu kuramın ilkelerine dayanarak hazırlanmaktadır.
devamını gör...
her güne bir kitap
80’lerde çocuk olmak
seksenli yıllara ait anılar,sayısı seksenin üzerinde şair, yazar, besteci, drama eğitmeni, senarist gibi çeşitli sanat dalları mensuplarınca yazılıp kadir aydemir tarafından yayına hazırlanmış .
sadece 80’li yıllarda değil, 90’lı yılllarda da yaşayan o günlerin kendine has tarihsel zamanıyla olgunlaşmış bir nesli anlamak için okunacak çok da eğlenceli, herkesin kendisinden ya da anne babasından bir şeyler bulacağı yazılar bunlar.
o dönemin siyasi yapısını, gündelik yaşantısını, sözü sohbetini, şarkılarını, filmlerini,reklamlarını hatta yiyecek içeceğinin neler olduğunu yazarların gözüyle yeniden anımsayabiliriz.
kitabın sonunda bir de ‘gün gün 80’ler ‘ bölümü bulunuyor.bu bölümün içinde bir gelenler bir de gidenler (aramızdan ayrılanlar) var.
keyifli okumalar dilerim.
seksenli yıllara ait anılar,sayısı seksenin üzerinde şair, yazar, besteci, drama eğitmeni, senarist gibi çeşitli sanat dalları mensuplarınca yazılıp kadir aydemir tarafından yayına hazırlanmış .
sadece 80’li yıllarda değil, 90’lı yılllarda da yaşayan o günlerin kendine has tarihsel zamanıyla olgunlaşmış bir nesli anlamak için okunacak çok da eğlenceli, herkesin kendisinden ya da anne babasından bir şeyler bulacağı yazılar bunlar.
o dönemin siyasi yapısını, gündelik yaşantısını, sözü sohbetini, şarkılarını, filmlerini,reklamlarını hatta yiyecek içeceğinin neler olduğunu yazarların gözüyle yeniden anımsayabiliriz.
kitabın sonunda bir de ‘gün gün 80’ler ‘ bölümü bulunuyor.bu bölümün içinde bir gelenler bir de gidenler (aramızdan ayrılanlar) var.
keyifli okumalar dilerim.

devamını gör...
insanı suça iten toplum mudur kendisi midir sorunsalı
bana gore insani suca iten en onemli unsur yasadigi toplumun dayatmalarindan ote, bireyin icinde bulundugu kosullarıdir. toplum her ne kadar suca tesvik etse dahi, kişi kendi ahlaki ilkeleri icerisinde irade gosterip suca karsi dirayet gosterebilir. ama kaos aninda suc islemeyi reddetmek zordur. ozellikle ölum kalim meselesi gibi hayati durumlar kisiyi suca itebilir. aclik aninda yağmalamak, fiziksel saldiri aninda karsilik vermek gibi... bu gibi zoraki kosullar disinda kisinin suc islemesi sadece nefsi tercihidir. tabi tercihe itebilecek bazi etkenlerde olabilir. (genetiksel yatkinlik, cevresel etkiler vb).
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği
hangisini saydam bilemiyorum. ilk aklıma gelenler
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
- kahır mektubu dinleyerek işe gidiyorum.
- basılı gazete okuyorum.
- siyah beyaz filmleri, fotoğrafları, klipleri seviyorum.
- sosyal medya kullanmıyorum.
devamını gör...
günde 16 saat çalışmak
ona çalışmak demiyoruz insanlığından ödün vermek diyoruz.
devamını gör...
1 sayısı
matematiksel esasa göre bütün sayıların onun yan yana gelmesiyle oluşur. yani her sayının dayanağı 1 sayısıdır. örneğin 2 sayısı 1+1 'dir, 4 sayısı 1+1+1+1'dir. bu sonsuza kadar çoğalır gider.
devamını gör...
sözlük radyosu kaçak yayınları
tanım: sözlük'ümüzün de sözlük radyosu'nun da yerini bende kat kat artıran bi yayındır bu geceki yayın.
açıklama: bedensel ve zihinsel olarak ciddi yorgun olduğum bi anda aldım yayının haberini. açtım ve usul usul dinledim. sonra bi baktım ki kafa sözlük radyo kulübü discord grubu tüm enerjisiyle beni içine çekiyor*.
bana hediye ettiği birbirinden 3 değerli şarkı* için sevgili olay yöneticimiz ve kaptan'ımız* ve yayıncımız* gomercan'a pek de pek teşekkürler.
dua:* sayısı artasıca güzel yayınlar.
açıklama: bedensel ve zihinsel olarak ciddi yorgun olduğum bi anda aldım yayının haberini. açtım ve usul usul dinledim. sonra bi baktım ki kafa sözlük radyo kulübü discord grubu tüm enerjisiyle beni içine çekiyor*.
bana hediye ettiği birbirinden 3 değerli şarkı* için sevgili olay yöneticimiz ve kaptan'ımız* ve yayıncımız* gomercan'a pek de pek teşekkürler.
dua:* sayısı artasıca güzel yayınlar.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
%80
devamını gör...
demosthenes
demosthenes, m.ö. 384 yılında atina'da doğmuş ünlü politikacı ve hatiptir. küçük yaşta babasını kaybeden ve konuşma güçlüğü bulunan demosthenes, yaşadığı zorluklardan dolayı içine kapanık ve utangaç biri olmuş. kekeme olan demosthenes, o dönemde atina' da bulunan hatiplere çok özeniyor ve tıpkı onlar gibi kitlelere hitap etmeyi, nutuklar yazmayı istiyordu. fakat ne zaman bunu yapmaya çalışsa kekemeliğinden dolayı insanların alaylarına ve eleştirilerine maruz kalıyordu. her şeye rağmen hedeflerinden vazgeçmeyen demosthenes, ağzına çakıl taşları doldurup konuşma egzersizleri yapıyor ve fırtınalı havalarda denize karşı bağırarak şarkılar söylüyordu. işte bu çabalarıyla kekemeliğini yenen demosthenes artık en iyi hatip olmayı başarmıştı. atina da halka hitap ediyor ve nutuklar yazıyordu. ayrıca avukatlık ve politakıcılık da yapmış. ve alay edilen o çocuk şimdi hayranlıkla dinleniyordu.
cicero onun için, tüm hatipler arasında tek başına duruyor demiştir.
“en kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.” demosthenes (mö 384-322)
cicero onun için, tüm hatipler arasında tek başına duruyor demiştir.
“en kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle arzu ettiği şeyin gerçek olduğuna inanır.” demosthenes (mö 384-322)
devamını gör...
yalnız yaşamak
bulunmaz bir nimet.
şu hayattaki en büyük arzum. yalnız olayım ben, kendi kendimle mutlu olurum kafasındayım. ederim de. yıllarca ettim yine ederim. ne aile,eş dost vs hiçbir şey umurumda değil. yalniz kalayım kafamı dinleyeyim, canımın istediğini yapayım. ınzivama çekileyim. mis gibi ya mis gibi.
şu hayattaki en büyük arzum. yalnız olayım ben, kendi kendimle mutlu olurum kafasındayım. ederim de. yıllarca ettim yine ederim. ne aile,eş dost vs hiçbir şey umurumda değil. yalniz kalayım kafamı dinleyeyim, canımın istediğini yapayım. ınzivama çekileyim. mis gibi ya mis gibi.
devamını gör...