listeden rasgele bir yazar seçip yazdıklarını okuyorum.
devamını gör...

iliklerinize kadar korkutacak bir şey, korku filmi klişesi aynı zamanda. yarı uykulu halde yatarken, zeminden sesler geliyor sanki biri yürüyormuş gibi ve biri nefes alıp veriyor...kımıldayamıyorsun korkudan.
devamını gör...

özel yeteneklere sahip olmasıdır. ruh haline göre sürekli değiştiren mega yazardır.
devamını gör...

vegan ürünleri nereden bulabilirsiniz? örneğin rossman. bildiğim kadarıyla otacı lab'ın şampuanı da vegan ve cruelty free (ayrıca seboreik dermatit'ime çok iyi gelmiştir (gbkz: seboreik dermatit) . aldığınız ürünlerin vegan + cruelty free olmasına olabildiğince özen gösterin. kısaca cruelty free elemesini nasıl yaparsınız? bir ürün çin'de satılıyorsa bir şekilde hayvan testine tabiidir. yani x marka çinde satıyorsa ve bu ürünü a ürünüyse, türkiye'de sattığı b ürünü cruelty free ve vegansa yine de çin'de ürün sattığı için hayvan testini onaylamıştır.
devamını gör...

franz kafka'nın yazmış olduğu en güzel kitaplardan birisi diyebilirim. ilk başlarda kitabı elinize alıp okumaya başladığınız bir kaç cümle için hiçbir şey anlamayıp bırakmak isteseniz bile sakın böyle bir şey yapmayın derim. ilerleyen bir kaç cümleden sonra emin olun çok akıcı ve muhteşem bir eser olduğunu anlamanız çok kısa sürmeyecektir. öyle ki elinizden bırakamayıp şıp diye bitirebileceğiniz bir kitap olduğuna siz bile şaşıracaksınız.
kitabın konusuna gelecek olursak, romanın baş kahramanı olan gregor samsa bir sabah ne olduğunu anlayamadığı bir şekilde uyanır ve birden kendisini yatağında ufacık sert bir kabuğun içine sıkışmış bir böceğe dönüşmüş halde bulur. önce bir rüya olduğunu zannetse de aslında öyle değildir gerçekten bir böceğe dönüşmüştür. çevresindeki her şey ona o kadar yabancıdır ki en yakınları tarafından bile yok sayılacak bir raddeye gelmiştir artık bu "dönüşümü". tüm bunlar olurken bir anda ne olduğunu anlayamaz bile. spoiler olmaması adına en iyisi devamını siz okuyun.
ancak söylemeden geçemeyeceğim kitap her ne kadar hikayeleştirilmiş bir yaşamı anlatıyor olsa da alttan alta hepimizin zamanı geldiğinde ufacık bir kabuğa sıkışmış olduğu gerçeğini o kadar ustalıklı bir şekilde gün yüzüne çıkartıyor ki kitabın sonunda ne olduğunu anlamıyorsunuz bile. sadece bununla kalsa iyi franz kafka'nın hayatına ne kadar hakimsiniz bilmiyorum ama onun hayatını bir kez bile okumuşsanız aslında bu kabuğa sıkışmış olanın kendisi olduğunu anlamanız çok uzun sürmeyecektir. neyse ki en yakın arkadaşı franz kafka'nın vasiyeti üzerine yazılarının hiçbirini yakmayıp bastırmış yoksa bu gün ne bu güzel eserleri ne de franz kafka'yı tanımıyor olurduk. demem o ki franz kafka'nın herhangi bir eserini okumadan önce kısa da olsa yaşam öyküsüne bir göz atın derim.
devamını gör...

eğer kişi erkek ise tehlikelidir. baştan uyarayım. evlenmeyi düsünmeyin. neden derseniz; bu tip kişiler annelerin güdümünde bir hayat sürdükleri için özgür karar alma becerileri zayıftır. kendilerini işletime kapatmaları kolaydır. yaşının verdiği olgunluğu taşıyamazlar. bir de sorumluluktan kaçınma ,evlilikten beklentileri geçmiş yaşantıları ile aynıdır. genelde bu tip bireylerin anneleri dominant olduğu için seçtiği kişiler de dominat olduğu gözlenmiştir. haliyle ilerde erkek birey ilişkisinde annesinin güdümünde olacağından kadın ile çatışma yaşaması kaçınılmazdır.o yüzden evlenmeden önce erkeğin annesi ile bağı gözlenmeli ona göre ilerisi düşünülmelidir.

kadınlar içinde benzer durum mevcut biraz farklı olarak yatak odasına kadar evde olanları aktarabilmektedir. haliyle evliliği yöneten kayınvalidedir.

sonuç olarak; karı koca bir ailedir ailedeki sorunu kendileri olmaz ise anca uzmanlar çözmelidir. evin mahremi evde kalmalıdır.
devamını gör...

(bkz: başkası adına utanmak)
devamını gör...

mantığa tümüyle yatan birine aşık olana dek evlenmemek.
devamını gör...

fenerbahçe'mizin yeni transferi. 19 yaşındaki sol bek bonservissiz olarak katıldı takımımıza.
caner'in kadro dışı bırakılmasından sonra alınması, plan program dahilinde alındığını gösteriyor.
hayırlı olsun.
bu sistemde sol ve sağ tarafta oynayacak oyuncuların atletik ve genç yaşta olması önemlidir. onun için ferdi ile osai samuel oynuyor.
çağtay da iyi bir yatırım olacaktır, tekrar hayırlı olsun.
resmi açıklama
devamını gör...

beklenen şiirine aşık olduğum şairdir.
--- alıntı ---

beklenen

ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar.
ne de şeytan, bir günahı,
seni beklediğim kadar.

geçti istemem gelmeni,
yokluğunda buldum seni;
bırak vehmimde gölgeni
gelme, artık neye yarar?

--- alıntı ---
devamını gör...

alınca ne olacak ?
ehliyet sahibi olma yaşı hâlâ 18.
devamını gör...

#1223169 allah allah kızlar hiç söylemiyosunuz erkekler bize iphone hediye ediyormuş?? bak sen şu işe ben kendim almıştım oysa ki. niye bana hediye etmediler acaba…

neyse konuya gelirsek daha önce hiç böyle bir genelleme görmedim cidden. olabilir de olmayabilir de. çevrenizdeki kadınlara bağlı bir şey sonuçta.
devamını gör...

kendisini "bu kadar insan izleyip gülüyor, bir bildikleri var demek ki" tadında savunmuş komedyen. aslında kendisini savunurken konuya çok iyi girip çok kötü çıkmış. "kimse kimseye buna mı gülüyorsun diyemez" diyor ki bu konuda haklı. "bu kadar insan izliyor" savunması ise bana göre en saçma savunma biçimi. hiçbir konuda çoğunluk haklılıktır denemez. bu mantıkla bakarsak türkiye sınırlarında içinde en iyi film recep ivedik 5, en iyi yabancı film de hızlı ve öfkeli 7'dir.

izleyen izlesin, gülen gülsün. alıcısı var, para da kazanıyor. ben 5 bölüm izledim. her bölüm kendini tekrar ediyormuş hissi verdiği için bıraktım.
devamını gör...

yunanca kökenli bir kelime. her şeyi yaşadığını düşünen ve artık bir şeylerin değişmeyeceğine inanan ve bu durumdan üzüntü/korku duyan kimselere denmektedir.
devamını gör...

kişinin koku alamama durumudur. genel olarak grip nezle dönemlerinde rastlamakta olduğumuz durumdur lakin artık covid vesilesiyle çoğu hastanın yaşadığı durumdur.
devamını gör...

bir çoğumuz, kalbimizi sarsarak sona eren bir ilişkiyi yaşamışızdır. o bitişin ilk anlarında kalbimiz acıyarak o’nun bize bir şeyler yazmasını arzu ederiz. ben de bundan aylar aylar önce böyle bir ilişkinin artık benim asla yazamayacağım bitmiş bir evresinde o’nun yazmasını ummuş, dahası yazarsa ne yazardı veya ben ne yazmasını umuyorum diye düşünmüştüm.

o gün ne yazabileceğini düşündüm veya umdum bilmiyorum. zaten hiçbir zaman yazmadı. inceldiği yerden koparmakta mahirdi. elimde kalan ipi boynuma geçirmemeye yeminli olduğum için toparlanmak hususunda dirayetliydim. aynaya baktığımda kendime urganları yakıştıramadığımdan ya da belki her neyse. ama işte insanoğlu arada düşünüyor. bu gece de eğer kafasına bir saksı düşseydi veya hasbelkader kendi elinde kalan ipi boynuna geçirmeye karar verip de son kez bana da bir şey yazmak isteseydi ne yazardı acaba diye düşündüm:

“salvadore.* ikimizin de haklı olduğu taraflar vardı, haksız olduğumuz taraflar da. ben daha fazlasının olmayacağını anladığım için bana kızma. olmazdı, yapamazdık. daha keskin ve daha net olduğum için beni yargılama. zamam zaman yüzüme istemeyerek vurduğun bir sürü ayıbım var, yargılayacaksan onlarla yargıla. ama bitirmek ikimizi iyi edecek tek şeydi. çok üzüldüğünü gördüm, senden farksız değildim.* ama geri dönseydim daha çok acı çekeceğimizi biliyordum. bu satırları uzun zaman sonra yazıyorum çünkü seni tanıyorum, için soğuduğunda dünyanın en makul insanlarından birine* dönüşebilir ve beni anlayabilirsin. kendine iyi bak. hoşçakal.”

alternatif son* “bu satırları uzun zaman sonra yazıyorum çünkü biliyorsun kafamda cevaplayamadığım binlerce soru var. senle senden önce senden sonra. bunlara cevap verememek beni halen uyutmuyor. annemin yokluğu beni binlerce soru barındıran bir boşluğa bıraktı. artık oradan çıkamayacağımı kesinkes anladım. sana yazdım çünkü o boşlukta en iyi seninle debelendim. bana yazılanın sonundayım. gökyüzüne bakamadığım için beni affet. mutlu ol. beni unutma. hoşçakal.”
devamını gör...

anlık 3. sezon 18. bölümdeyim

levi bebeğim eğer o enjektörü armine vurmazsan diziyi bırakıyorumm

armine vurdu tamamdır


o zaman şuana kadar yorumlamamı yapayım.

attack on titan yani orijinal adıyla shingeki no kyojin hajime adlı bi abimizin çizdiği manga/animedir.

anime şuana kadar akıcılık, karakter gelişimi, verdiği mesajlar, merak uyandırma vs açısından efsane gidiyor. özellikle 3. sezon resmen farklı bi boyuta taşıdı. anime ilk bölümlerinden itibaren sizi sürekli bi bilinmezliğe atıp elinize bi kutu kibrit veriyor. bebek adımlarıyla sırlar açığa çıkıyor resmen ama buna rağmen azıcık bile sıkılmıyor insan.

gerçi ben

krallığa darbe yapıp insan insana savaştıkları kısımda bi tık sıkıldım


savaş sahneleriyse gerçekten ayrı bir güzel ama karakterlerin iç seslerini, şok olmalarını, plan yapmalarını ve çevresindekileri ikna etme süreçleri ne kadar izleyicinin heyecanını arttırsada bana fazla zaman harcıyorlarmış gibi geldiği için savaşın artık diye ekrana bağırmamak için zor duruyorum.

neyse gözümde birkaç damla yaşla 3.sezonu bitirmeye gidiyorum. 4.sezonu da bitirince editlerim.

edit: birazcık unutmuşum burayı ama olsun devam edelim. en spoilersız anlatmaya çalışacağım. 3. sezonun son bölümüne kadar bilinmeyen çoğu şey yavaş yavaş açığa çıkıyor. buraya kadar armin ve jean karakter gelişimlerinde ilk sırayı alıyor benim için. eren'in ilk bölümden beri intihara meyilli olması beni biraz deli ediyordu tamam onu öyle sevdik ama insan azıcık akıllanmaz mı? akıllanmaaz. tamam dev oluyorsun anladık, özelsin, güçlüsün hepsi kabulüm ama azıcık düşün be diyordum da demez olaydım 4. sezonda kendisine bu kadar düşünme manyak olursun dememiş kimse. en azından artık kararsız değil. doğruluğu tartışılır ama artık ne istediğini biliyor ve bunun için her şeyi yapmaya hazır.

4. sezon 1. bölümü izlediğimde sanki 2. dünya savaşını izliyormuş gibi hissettim. başta bi nereye düştüm, ne izliyorum ben dedim. 4. sezonda artık anime 3 arkadaş maceralarından, silah arkadaşı, hadi erenin mabadını kurtaralımdan çıkıp bambaşka bir boyuta geldi. anime resmen büyüdü son sezonda.
devamını gör...

iskandinav mitolojisinde, ağıyla denizdeki ölüleri ve denizde kaybolanları toplayan bir deniz tanrıçasıdır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bence haklı bir serzeniştir.
*perihan savaş'ı döverek evden atmıştır.
* derya tuna'yı sahne aldığı yerden çıkışta ayağından vurdurmuştur.
* canlı yayında, yıldız tilbe'ye söyledikleri malûm.

bence de benzersiz bir ses ama insanlıktan sınıfta kalır.

tıpkı diego armando maradona'nın dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu gerçeği ortadayken yaşantısının tamamen bir fiyasko olması gibidir.
devamını gör...

| 22:00 |

`ll be on decks & air @ 90's
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim