zaman tüneli
gelmiş geçmiş en iyi oyun müzikleri
devamını gör...
kimsin sen sorusu
bir varmış bir yokmuşta yer alıyorum.
teşekkürler.
teşekkürler.
devamını gör...
sevgilisini başka bir kadınla yakalayan erkek
herkes kadının biseksüel olduğunu varsaymış, erkeğin biseksüelitesi yok sayılmış. belki gay bir çiftten bahsediliyor başlıkta. iki eleman mutlu mesut yaşarlarken modacı olan eve bi geliyor partneri bi kadınla iş üstünde. yıllardır gay sandığı adamın biseksüel olduğunu öğrenmek eminim gay abimizin kalbini çok kırardı. bu olay gerçek hayatta sanırım cemil ipekçinin başına gelmişti. bi dönem magazinlerde sevgilisinin bi kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkmış, kadının hamile olduğu falan konuşuluyordu.
bir de düşününce sevgilinin biseksüel olduğunu gazeteden öğrenmek daha fena sanırım.
bir de düşününce sevgilinin biseksüel olduğunu gazeteden öğrenmek daha fena sanırım.
devamını gör...
eskiden hayatın daha eğlenceli oluşu
insan gittikçe nankörleşmese eskisi gibi ufak şeylere mutlu olsaydı keşke,o zaman hayat öğretici bir eğlence olurdu insana
devamını gör...
gelmiş geçmiş en iyi oyun müzikleri
devamını gör...
yazarların bu akşamki alkol tercihleri
kuru takılıyorum. eli şeyden düşürmeyen alkolü sevmiyorum. dalga tutmak gibisi yok yahu. eskiden bir mecliste daha keyifli olurdu bu. yalnızken birilerini arardım. sonra tamamen değişti. hakiki keyifçi olmadığı sürece oturmam kimseyle. tahammül etmekte zorlanıyorum insanlara. hava biraz soğuk ama olsun. sahildeyim. buram buram cigara kokusu. kimsecikler yok, bu çok güzel. gürültü patırtı yok. selamün aleyküm bilmem ne reisler yok. rüzgar yalıyor her yerimi. dalgalar seçiyorum uzaktan. uçuşan kuşlar var. uzaktan bir gemi geçiyor. onu yakalamaya çalışıyorum. nereye gidiyor acaba? sonra bir tanesi daha. bu selam vererek geçiyor. daha yakın sanki bana. kaptanı hayal ediyorum. orta yaşlı. yalnız bir herif. denizin çağrısına uymuş. her şeyi ardında bırakıp denize sığınmış. akdeniz'i seviyor en çok. kır saçlı. sigara tellendiriyor şimdi. viskisinden içiyor. halikarnas balıkçısı okuyacak uyumadan önce. deniz gibisi yok. hayallere dalıyorum. anılar gelişigüzel bindiriyor. kahkaha atıyorum kendi kendime. sonra hemen etrafıma bakıyorum istem dışı. gelen giden var mı diye. kafamız iyiyken bile önemsiyoruz ötekileri galiba. deli derler. desinler. hükümet gelmesin de kim geliyorsa gelsin. polisler yani. memur beyler. geçen bir tanesi güzellik yap demişti gerçi. kim bilir nerede şimdi? dilim damağım kurudu. canım soğuk baklava ve portakal çekiyor. evet ikisini aynı anda. arif olan anlar. bira açıyorum. diğerlerini sevmem. sadece bira ve ille de bomonti. bir marifeti olduğundan değil. bomonti'de okudum, eski alışkanlık. müzik dinlemek gerek. sakin bir şeyler. durgun. klasik müzik. bach. şaka lan, ahmet kaya filan. çok konuşturur alkol. boş konuşturur. kuru öyle mi? susarsın. durulursun. yazdırır bazen, kafamda şiire benzeyen şeyler var. gidip yazacağım.
devamını gör...
eskiden hayatın daha eğlenceli oluşu
eğlenceli olan tek şey kimse kimsenin nerede kimle ne yaptığını asla bilemezdi. onun dışında pek de eğlenceli değildi.
devamını gör...
gelmiş geçmiş en iyi oyun müzikleri
şahsım için
captain tsubasa 2 super stricker- world champion enemy
captain tsubasa 2 super stricker- time runing out
captain tsubasa 2 super stricker- world champion enemy
captain tsubasa 2 super stricker- time runing out
devamını gör...
reenkarnasyon diye bir şey olmaması
bu din bildiğini sananların anlamadığı şu: yeniden bedenlendirilenin eski hayatları ile ilgisi ve bilgisi olamıyor. yani her kulun bilinci formatlanmış olarak yeni hayatındadır. bu nedenle kuran'dasn aet cımbızlamaya gerek yok orada hayatın bilgisi bulunur. ölümün değil.
devamını gör...
reenkarnasyon diye bir şey olmaması
ruhumuzun öteki dünyada tekrar dirileceğine inanıyorsak eğer o zaman reenkarnasyon inancı tamamen fasa fiso. buna inananlar veya inanmayanlar için hüküm verme yetkim olamaz. ama hem ahiret hayatına inanıp hem de reenkarnasyon olabileceğine inanan kişi kendisi ile çelişir. yani öldükten sonra ruhumuz hem ahirete intikal edecek, hem de dünyada başka bir kişinin veya da eşek, kedi, kaplumbağa gibi bir hayvanın bedeninde yaşayacak. eğer ki ruhumuz tekrar başka bir bedende yaşayacaksa o zaman bu çileyi niye çekelim?
devamını gör...
eskiden hayatın daha eğlenceli oluşu
eğlenceli miydi bilmem ama eskiden hayat daha gerçekti, bu kesin.
devamını gör...
ada şarkılarından
avusturya'nın en önemli şairlerinden ingeborg bachmann imzalı şiirdir.

insan ayrılırken
fırlatmalı şapkasını denize
içinde yaz boyu topladığı
deniz kabukları ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda
kurduğu sofrayı sevgilisine
devirmeli denize
bardağında kalan şarabı
dökmeli denize
ekmeğini balıklara vermeli
ve denize bir damla kan katmalı, bıçağını dalgalara saplamalı
ve salmalı sulara ayakkabılarını, yürek, çapa ve haç ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda!
döner gelir sonra.
ne zaman? sorma.
buradan

insan ayrılırken
fırlatmalı şapkasını denize
içinde yaz boyu topladığı
deniz kabukları ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda
kurduğu sofrayı sevgilisine
devirmeli denize
bardağında kalan şarabı
dökmeli denize
ekmeğini balıklara vermeli
ve denize bir damla kan katmalı, bıçağını dalgalara saplamalı
ve salmalı sulara ayakkabılarını, yürek, çapa ve haç ve gitmeli saçları uçuşarak rüzgârda!
döner gelir sonra.
ne zaman? sorma.
buradan
devamını gör...
türkiye'de sosyalleşmek
ancak tanıdık çevreyle sınırlıdır. iş yeri, okul, mahalle, akrabalar. hepsi bu. gerisinde oran çok düşüyor. çünkü kimse kimseye güvenmiyor.
devamını gör...
sevgiliyi evine bırakırken köpek tarafından kovalanmak
mahalle köpeklerini besleyen hayvansever bi hatunla sevgili olmuştum bi dönem. askerden geleli daha çok olmamış, cepte para olmadığından arabayla taksiyle eve bırakma olayları yok. nerede buluşursak buluşalım el ele saatlerce yürüyoruz. hatun kondisyonsuz dayanamıyor o kadar yola bi yerden sonra minibüs otobüs taksi atlıyor gidiyor. beni de bozmuyor bu arada "ya sen aynı yolu geri yürüyeceksin, kıyamam" falan diyor.* ben de olayı yarı romantizm yarı şaka "seninle daha uzun vakit geçirmek için değer" falan sıkıyorum paso.*
günlerden bir gün seninki artık ayakkabılarını mı değiştirdi, hırs mı yaptı, gelmeden enerji içeceği mi içti nedir yorulmadı. yol boyunca da şen şakrak enerjisi yüksek sohbet muhabbet evinin olduğu sokağa kadar geldik. sokağa girince seninki bi duruldu, kafa indi öne falan ben anlıyorum ki muhafazakar bi sokakta muhafazakar aile apartmanı dediğimiz bi yere gidiyoruz. az ilerimizde sekiz on köpek var, bazısı uzanmış yatıyor, bazısı öyle salak salak etrafa bakınıyor. bizi görünce bunlar bi şamata, koşa koşa üstümüze gelmeye başladılar. ben tuttum hatunu geriye doğru çekip kaçalım tarzında, seninki de beni tuttu dur korkma diye. o önde ben arkasına saklanmış köpeklere hoşt kışt pist artık allah ne verdiyse saydırıyorum. o anın heyecanıyla kızı nasıl tuttuysam öyle kalakaldı. bana bakacak oluyor bakamıyor, dönecek dönemiyor. en son dayanamadı "prada! bi sakin ol!" öyle bi yükseldi ki sesi tüm sokak ve köpekler sus pus oldu bi an. köpekleri de o kadar zeki sanmazdım ama bu bağırınca hepsinin duruş değişti birden. tüm gözler üzerimde, sallanan kuyruklar durdu hafif hafif hırrrr sesleri yükseliyor. kafamı kaldırdım bi tüm sokak camlara doluşmuş beni izliyor gibi geldi o an. hani ters bi hareket yapsam köpeklerle beraber beni orada parça pinçik edecekler gibi camdakiler. seninki tuttu elimden usul usul tüm köpeklerin ve meraklı sokak sakinlerinin arasından geçirip apartmana soktu beni sonunda. derin bi oh çekişin ardından "köpeklerden korkuyorsan bana hiç çıkmayalım istersen" evde iki tane köpeğim var da"
şimdi bu öneriye demem gereken şey "oldu o zaman, başka sefere bize gidelim. bu arada beni sokağın başına kadar geçirsene, salmaz beni köpekler" olmalıydı. erkeğim ya hmmmanaaa... öyle korktu falan dedirtmek istemiyorum kendime. zaten başıma ne geliyorsa yerli yersiz erkeklik gösterisi yapmaya çalışmamdan geliyor. neyse. dedim yok ya onlar kalabalık olunca birden de üzerimize gelince ben sana bir şey olacak sandımdı. halbuki ben saklandım arkasına ama işte, az çok tanıyorum. biliyorum ki yemese de bu dediğimi bozmayacak yalandan tiyatro sürecek bi süre daha.
bakın köpek dediğin canlının bi cismi, boyutu, ağırlığı olur. o evdekiler köpek falan değildi. birinin üzerine atladığında yani ön ayaklarını kaldırdığında maksimum omuzlarına atabilir bi köpek, getirip s...ni ağzına sokacak kadar büyük olmaz, olmamalı. hadi oldu evde beslenir mi la o! doyuramazsın onu, aç kalır da seni de yer öyle bi köpek. tabi kıza kütük sormak geldi akla köpekleri görünce. tahmin edin nereliymiş.*
iki dakika durabildim o azmanlarla aynı evde. bi kaçışım var evden, tam kurtuldum derken bir de sokaktakilerle karşılaşıp onlardan. hani usain bolt falan koşsa arkamdan yakalayamaz öyle bi koşma. bakın ben tüm hayatım boyunca öyle bi göt korkusuyla koşmamışımdır. üç gün et kesti bacaklarım yürüyemedim. gören arkadaşlarım "askerden yeni gelen hatunları sakatlar, bu kendi sakatlanmış. tercihlerine saygımız var ama söyle kardeş, bilelim." diye alaya alındım. hatunla da daha görüşmedik o günden sonra. bi iki naber nasılsın diyecek oldum da yok hacı, ben o köpeklerle aynı eve girmem bir daha.
günlerden bir gün seninki artık ayakkabılarını mı değiştirdi, hırs mı yaptı, gelmeden enerji içeceği mi içti nedir yorulmadı. yol boyunca da şen şakrak enerjisi yüksek sohbet muhabbet evinin olduğu sokağa kadar geldik. sokağa girince seninki bi duruldu, kafa indi öne falan ben anlıyorum ki muhafazakar bi sokakta muhafazakar aile apartmanı dediğimiz bi yere gidiyoruz. az ilerimizde sekiz on köpek var, bazısı uzanmış yatıyor, bazısı öyle salak salak etrafa bakınıyor. bizi görünce bunlar bi şamata, koşa koşa üstümüze gelmeye başladılar. ben tuttum hatunu geriye doğru çekip kaçalım tarzında, seninki de beni tuttu dur korkma diye. o önde ben arkasına saklanmış köpeklere hoşt kışt pist artık allah ne verdiyse saydırıyorum. o anın heyecanıyla kızı nasıl tuttuysam öyle kalakaldı. bana bakacak oluyor bakamıyor, dönecek dönemiyor. en son dayanamadı "prada! bi sakin ol!" öyle bi yükseldi ki sesi tüm sokak ve köpekler sus pus oldu bi an. köpekleri de o kadar zeki sanmazdım ama bu bağırınca hepsinin duruş değişti birden. tüm gözler üzerimde, sallanan kuyruklar durdu hafif hafif hırrrr sesleri yükseliyor. kafamı kaldırdım bi tüm sokak camlara doluşmuş beni izliyor gibi geldi o an. hani ters bi hareket yapsam köpeklerle beraber beni orada parça pinçik edecekler gibi camdakiler. seninki tuttu elimden usul usul tüm köpeklerin ve meraklı sokak sakinlerinin arasından geçirip apartmana soktu beni sonunda. derin bi oh çekişin ardından "köpeklerden korkuyorsan bana hiç çıkmayalım istersen" evde iki tane köpeğim var da"
şimdi bu öneriye demem gereken şey "oldu o zaman, başka sefere bize gidelim. bu arada beni sokağın başına kadar geçirsene, salmaz beni köpekler" olmalıydı. erkeğim ya hmmmanaaa... öyle korktu falan dedirtmek istemiyorum kendime. zaten başıma ne geliyorsa yerli yersiz erkeklik gösterisi yapmaya çalışmamdan geliyor. neyse. dedim yok ya onlar kalabalık olunca birden de üzerimize gelince ben sana bir şey olacak sandımdı. halbuki ben saklandım arkasına ama işte, az çok tanıyorum. biliyorum ki yemese de bu dediğimi bozmayacak yalandan tiyatro sürecek bi süre daha.
bakın köpek dediğin canlının bi cismi, boyutu, ağırlığı olur. o evdekiler köpek falan değildi. birinin üzerine atladığında yani ön ayaklarını kaldırdığında maksimum omuzlarına atabilir bi köpek, getirip s...ni ağzına sokacak kadar büyük olmaz, olmamalı. hadi oldu evde beslenir mi la o! doyuramazsın onu, aç kalır da seni de yer öyle bi köpek. tabi kıza kütük sormak geldi akla köpekleri görünce. tahmin edin nereliymiş.*
iki dakika durabildim o azmanlarla aynı evde. bi kaçışım var evden, tam kurtuldum derken bir de sokaktakilerle karşılaşıp onlardan. hani usain bolt falan koşsa arkamdan yakalayamaz öyle bi koşma. bakın ben tüm hayatım boyunca öyle bi göt korkusuyla koşmamışımdır. üç gün et kesti bacaklarım yürüyemedim. gören arkadaşlarım "askerden yeni gelen hatunları sakatlar, bu kendi sakatlanmış. tercihlerine saygımız var ama söyle kardeş, bilelim." diye alaya alındım. hatunla da daha görüşmedik o günden sonra. bi iki naber nasılsın diyecek oldum da yok hacı, ben o köpeklerle aynı eve girmem bir daha.
devamını gör...
kalıcı yaz saati uygulaması
gün ışığı olmadığında evlerde elektrik kullanımı artıyor. peki bu elektriği bize kim kaça satıyor bilen var mı.
devamını gör...
sevgilisini başka bir kadınla yakalayan erkek
zaten konulu videolarda hep iki dişi başlar sevgilemeleye. ortadan sonra dikbaşlı bir adam gelir üzerlerine ve böyle daha mutlu olurlar. doğrusu başlıktaki adama önerirdim. bir başka hayat mümkün mü?
devamını gör...
güne bir şarkı bırak
tarzım değil ama bu şarkı çok hüzünlü ve tatlı.
when your lover has gone.
when your lover has gone.
devamını gör...
parfüm şişesi önemli midir
bence önemli zira mıknatıslı kapağı olanlar çok kullanışlı.
devamını gör...
prezervatif imalatçısı olup kız istemeye gitmek
kişisel hijyen ürünleri sektöründe çalışıyoruz de geç neden detay veriyoruz. ayrıca kızın babasını memnun etmeye kız isteme töreninden başladıysanız geçmiş olsun.
sizi olduğu gibi kabul etmeyecek aileye iç güveyi gitmeyin.
sizi olduğu gibi kabul etmeyecek aileye iç güveyi gitmeyin.
devamını gör...
reenkarnasyon diye bir şey olmaması
oh be.
devamını gör...