zaman tüneli

yaygın bir sırp ismi.

halen arada bir ayda 30 dolar kazandigim online fotograf satis sitesi. tabi cok fazla kaliteli ve az bulunan fotograflari üretmeniz lazim.
shutterstock üyelik linkinden üye olup fotograf ve vektör gönderebiliriniz ama umudunuzu kirmayayim, shutterstock satistan fotografciya kalan payi 10 cente düsürdü.

banker yakup'u bir numara geçerim aga.

(bkz: regl döneminde memelerin şişmesi)

tatar yayı var ama kurulu beklemiyor. hemen hazır edemem.

arabadaysa levye, evde balta ya da beyzbol sopası.

25 tl ve üzeri alışverişlerde şok'ta 1 kilo pötübör bisküvi 70 tl yerine sadece 48 tl. çaya banar banar yeriz.

üstat niçe gibi biz de
sevdiğimizin yıldızlara eş olmasını isteriz.
ruhumu yüceltmem o kadar,
yüce olanı sevmek isterim.

ruh eşini arayanlarla aynı duyguları ve düşünceleri paylaşamıyorum.
zira bu çok ezberden...

en fazla başak burcu olduğum için bitebilirdi; takıntılardan.
"burada kırıntılar kalmış tekrar siler misin?"
"kupa bardaklarını düzensiz ve karışık dizmişsin."
"yemek saatini kaçırdın."
"kitapları türlerine ve boylarına (alfabetik sıra uzaktan çok belli olmaz ama bu olur.) göre dizerken kısayı uzunların yanında unutmuşsun."
"hayır gelemem çünkü anlık davranıyorsun. programımda başka bir şey var."
"elin çok yavaş, o yüzden kısa sürecek işi al ben bunu yaparım."
şimdi ben normalde böyleyim. ama sevdiklerime hiçbir zaman bu kadar kararlı, kesin, aşırı dakik vs. davranmıyorum. çoğu şeyi sesli dile getirmek yerine kendim düzeltme yolunu seçiyorum. çünkü bundan rahatsız olan benim. (düzende)
dakiklikte esnekliğim normalde 3-5 dk iken onlarda 10-15 dk.
yavaşlık konusunda da hemen demek yerine bir süre beklerim ve "boştayım, biraz yerine geçeyim mi? iş varken oturunca sıkılıyorum." gibisinden bir şeyler derim ve o mesajı alır. madem sevgiliyiz o kadar da tanımış olsun. yavaşlıktan nefret ederim ve izlemesine dayanamıyorum yani.
bir de ben monotonluğu hiç sevmiyorum, bu bir nevi yerinde saymak. ben de ise hep hareket, aktivite, etkinlikler, yeni şeyler vs. tembel bir insansa buna ayak uyduramaz. ki tembel sever miyim hiç sanmıyorum. uyuşuk insanlardan da nefret ederim. bir de kendini geliştirmek istemeyen vs.
bir de ben biraz (!) baskın karakterim. eğer o da öyleyse buna sinir olup gidebilir. %49 benim geri kalan onun, bazen de tersi. ortada bir yarış ya da üstünlük gösterme amacı yokken buna takılmaları saçma. onlar insandan çok köpek ve kuzularla sevgili olsun. biri komut alır ve dışına çıkmaz diğeri de ne derse onaylar sadece beyin verilmemiş gibi.
bunlar dışında zorluğum veya rahatsız edici olabilecek davranışlarım yok sevdiğim kişilere karşı. asıl zorluk insanın sevdiğim olabilmesi ama. (: başak burcunun kriterleri bitmez ve 3.5/4'lik kişilerin altıyla işi olmaz. karakter ve ahlak gelişimini tamamlayamamışlardan benim için hiçbir halt olmuyor. basit bir arkadaşlık ilişkisi bile kurmam. muhatap olmayı bile tercih etmem. midemi bulandırırlar. eğer çevresinde bu tarz kişiler varsa onları benimsemem. bundan rahatsız olupta ayrılabilir. özsaygımı çevrelediğim kriterleri kimse adına bozmamak için kendime söz verdim. ve ben normal laflarımı bile genel anlamda çiğnemiyorsam bu sözü hiç çiğneyemem demek oluyor. ve verilen sözlerin benim için önemi çok...
sağlığa zararlı alışkanlıkları varsa bırakmak zorunda. bunların hepsinden iğrenen biriyim. kendimde hiç olmadı onun bana gelişinde de olmaması lazım. çünkü etkilenen tek o olmaz. ortada iki kişiysek doğru neyse o tercih edilmeli. "benim bedenim benim hayatım." vs. derse hayatın içinde olduğu bedenini alıp gidebilir. aptal insanlardan da haz etmiyorum.
bir duruşu, bir ağırlığı, efendiliği, yumuşak/ılımlı ve seviyeli bir üslubu yoksa o niye var? "ağzını bozma, bana bağırma, bana emir kipiyle konuşma, ortamda komik olmayan her şeyde sırıtma, gereksiz ve itici el kol hareketlerine girme." vs. derim yani tanışmada. çünkü hiç haz etmem bu şeylerden. bu yüzden benden en başta ayrılabilir. :d başlamadan bitenlerden olur. :)
milletin eksisini artı yapmakla uğraşamam. gider kendi artılarımı artırırım.
olayım ortada genel olarak. o yüzden ben evde turşu kurmayı öğrendim çünkü sonum ondan ibaret olacak ve ben çok severim o yüzden çokça yapacağım. :))

içi çok boşaltıldığı için zamanında cem yılmaz'ın doritos reklamında tiye aldığı söylemdi.

cevap hakkı vermemiştir. ayıp etmiştir.

---! alıntı !---

he-gassen, japonya'da adı bilinmeyen kişi veya kişilerce oluşturulmuş parşömenlerdir. "osuruk savaşı" veya "osuruk yarışması" olarak adlandırılan parşömenlerde en az bir kez gaz çıkarma sahnesi bulunur. gaz, utanç verici ya da kınanacak bir şey olmaktan daha çok komik bir tasvire sahiptir. bu tarz bir savaş ilk kez heian dönemine (ms 794-1185) ait olduğu sanılan bir eserin kopyasında görülmüştür. hikâye genellikle aralarında kadınlarında bulunduğu bir grup adamın yemek yemesiyle başlar. daha sonra karınları şişen adamlar gruplar halinde karşılıklı olarak savaşır. sanatçılar tarafından oluşturulan bu tür eserlerin ne gibi bir mesaj verdiği tam olarak bilinmemektedir. bazıları, edo döneminde öne çıktığı için japonya'nın batı etkisine karşı değişen sanatına bir tepki olarak yorumlar.

---! alıntı !---

*

resetlenecek ya ondan at gibi koşturuyor.

aynı gün servis imkanı — size en yakın servis noktası servis güvencesi altında kurumsal servis hizmeti almak için hemen arayın. bir servis çağrısı planlamak, klima ve soğutma sisteminde sorunsuz destek için arayın. acil klima arıza bakımında en iyi yol, güvenebileceğiniz yerel klima servisleridir. acil müdahale. uzman kadro. kurumsal garanti. klima servisi servis kaydı oluşturmak için hemen bizi arayın. 7/24 çağrı merkezi desteğimiz ile bizlere dilediğiniz gün ve saatte ulaşabilirsiniz.

7/24 klima servisi www.klimaciyiz.com

bu kadın ve eşi tutuklandıktan sonra tek anladığım şey bu memlekette gazeteciliğin tamamen bitmiş olduğu oldu.

şimdi her sıradan vatandaş gibi kara para aklama iddiaları patlayınca sorduğumuz 2 tane temel soru var:
1- bu paralar kimin?
2- kara para ama neyin kara parası? nerden gelen kara para yani?

bu kadar basit ya. şu iki temel soruya cevap bulacaksınız o kadar. hala insanlara duayen gazeteci olarak yedirilmeye çalışılan uğur dündar diyor ki dilan polat olayın sadece reklam yüzü. kafası böyle şeylere basacak kadar zeki değil. reis bu inanılmaz bir araştırmacı gazetecilik örneği ya. naptın sen? bir anda bütün konu çözüldü.

bir de bunun karşı mahallesi var: yandaş tayfa. onlar da diyor ki engin polat'ı ayhan bora kaplan'a bağlayıp ordan süleyman soylu'ya bağlayacaklar vay vay vay. büyük resim kursu dereceyle bitirilmiş, üstüne onur belgesi alınmış. şu muhteşem analizlere bakar mısınız?

birader bu paralar kimin? tek yapmanız gereken bunun izini sürmek.
ulan siz ne boş beleş insanlarmışsınız be. yıllarca gazeteci diye para kazandınız şu memlekette.

ya çiftnoloji olursa da duble hızla ilerlerse bi gün? (bkz: bu saatte böyle espri) *

adem utanacağına gülüyor hocam.

kimsenin yüzüne bakmadığı çocuklarla çalışmıştır. düşük zekalı sayılan çocukların normal zekalı olduğunu ispat etmiştir.

bence burada dikkatlerden kaçan kısım her zaman kaygan olmadığı kısmı. bu noktada da ön sevişmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. elbette yapay kayganlaştırıcı kullanmak da mümkün ama büyük resmî görmek gerek.

bence olumlu bir durum değil, hayatın tadı madı heyecanı kalmadı, 2011'e kadar iyiydi sonra çok bozdu teknoloji.

günümüzün ekonomik koşullarında diğer ihtimalin pek de mümkün olmadığı ortamda alınan keyiftir.