zaman tüneli

bi gercektir.

kadinlar arkadan kuyu kazan sinsi dusman gibidirler. giybetini yapa yapa pozitif enerjini söküp atar yer bitirirler.

erkeklerse net direkt yuzune dogru konusurlar. ben seni soyle soyle yapiyim anneni soyle soyle yapiyim, cimer'e sikayet edildin hadi gecmis olsun bak bakalim nasi mabadi kollican gibisinden diyaloglara girerler.

acik konusamayan erkek de gaydir zaten. evet.

yarattıkları teslim alınamayan devrimci geleneği, kızıldere'nin savaş ve zafer yolunu takip ediyoruz. 53.yılında şan olsun on'ların yoluna!

stalklayacağına bir mesaj yaz lan, sohbet edelim azıcık seninle.

gay olduğundan şüpheleniyorum.
beni bu kadar kafana takman mantıklı değil**

konu olsun diye bu başlığı diriltiyorum yoksa pek de kimi engellediğinizi umursamıyorum. ben 3 yazarı engelledim 1'nin nickini unuttum ama 2 tanesi hala aklımda.

+(bkz: kedi yiyen fare)
+(bkz: mığrıbı)
+(bkz: hitay) hg engel listeme.
+beni nickimden ötürü trollükle ve parti karalamak ile itam eden bir süperzekalı(!) yazar.

(lgbt+ karşıtı olan herkesi engelliyorum ben ama kendince karşı olanlara bir lafım yok, kendince karşı olan derken karşı ama bunu kimseye dayatmayanlar, homoseksüel ilişki yaşamak istemeyenler falan yani...)

düzenli olarak vatan haini tarikatlerin dolduruşuna geldiklerini, halka karşı olan zübüğün yanında durduklarını anlatmaya çalışıyorum. bazısı anladı muhalefetten oldu. çocuklarına kitap hediye ediyorum, kaleyi içerden çökertiyorum.

bunu maraş dondurması ile beraber tüketince, nirvanaya ulaşıyorum.

fotosuz başlık mı olur karşimm?
tanım: fotoğraflarla desteklenmesi gereken iç giyim ürünü.

en sevdiğim 3 müzik türünden biridir ama aslında birincisi de olabilir. yani gene de progressive metal ve elektronik müziğin verdiği haz da ayrı... bir ara manyaklar gibi batı klasik müziği keşiflerine çıkıyordum. böyle dünyada belki 1.000 kişinin bilmediği albümler bulup çılgınlar gibi dinliyordum. artık duruldum tabii ama gene de bunu hiç yapmıyor da değilim.

şu anda kapak fotoğrafımı bile günümüzde biraz geri planda kalmış ama aslında epey orijinal bir klasik müzikçi olan francesco venturini'nin concerti da camera albümünün kapağı yaptım. öyle bir sevgi, tutkunluk cidden. bu david plantier yönetimindeki la cetra imzalı kayıt/albüm senelerdir elimin altında durur ve arada ayıla bayıla dinlerim, zaman gelir sık sık açarım hatta bu aralar olduğu gibi. bir zaman sözlükte de tanıtmak istiyorum açıkçası ama bu benim açımdan meşakkatli bir iş zira metal müzikte olduğu kadar bilgili değilim klasik müzikte. ve yüzeysel bir yazıyla da tanıtmak istemiyorum. saatlerimi alacak bir uğraş olur bu yani. ne zaman olur bilemesem de bir zaman mutlaka tanıtacağım. hatta herhalde kompozitörün başlığını açıp da tanıtırım, ilgili albümde yer alanlardan başka elimize ulaşan (bilinen) yayımlanmış eseri yoktu galiba. biraz da kontekst falan sunarım hem, bestecinin başlığını açınca. ayrıca la festa musicale'nin kaydından da bahsedebilirim hem. onların çıkardığı albümde perküsyonlar var ve bu bu çok hoşuma gitmedi ama gene ona da değinirim tahminimce.

venturini'den daha bile az bilinen bir klasik bestecinin hayran olduğum bir albümü vardı bende. ama kompozitörün adı aklımda kalmamış senelerdir dinlemediğim için ve arşivimi ne kadar karıştırırsam karıştırayım bulamadım. 2019 gibi laptopumun sabit diski yanmıştı. o zaman mı yok oldu acaba diye düşünüyorum. işin kötüsü de böylesi albümlerin bazıları internette bulunamıyor. kompozitörün adı bir zaman aklıma gelse bile bulamayabilirim yani o kaydı. yalnız o klasik kompozitör aslında venturini kadar özgün değildi ama karanlık kompozisyonları bana çok hitap etmişti.

neyse işte. yaşasın klasik müzik! yaşasın venturini!

evimin alt katında pastacımsı bir yer var. şeker kullanıyor. sipariş üstüne yapıyor.
bir küçük tepsi sipariş vermiştim. dükkan sahibinin kocası malzeme getiriyor, sipariş götürüyor.
adama, dayı motosikletle giderken kafana kask tak. arabayla gidiyorsan kemeri bağla. arabayı da kaldırıma park etme. ilk ikisi senin sağlığın, üçüncüsü arabanın sağlığı için mühim. müşterilerine de söyle, "yukarıda deli var, balkondan aşağı istenmeyen madde atabilir arabanın üstüne de".
üçüncüyü dinlemedi arabasının üstüne salçalı ayçiçek yağlı "laylon" torba düştü. birincisini dinlemedi. motosikletten düşmüş, yüzünün sağ yarısı darth vader gibi olmuş.
bu bayram ev baklavası yok.

ben bir küçük baklayım, hepinize saplarım.*

erkekler için hemcinslerinden hoşlanmak, onları arzulamak(başka ne olabilir ki?)

dün silifır hocam sayesinde keşfettiğim yazar.
her şeyden önce çok hoş gelmiş.
ortama bacakları ile giriş yaptığı için inanılmaz mutluyum.
özellikle bunu belirtmeye geldim.

hanımefendi beni tanımayabilir ve bu kıskanç bir sataşma sanabilir, asla değil onu belirtmek isterim.
bir bacak krizi yaşadım da ben kendi içimde ve* burada. daha bacaklı fotoğraflar çekmiştim bu yüzden, şimdi çok kalabalık olunca utandım. vallahi ne yalan söyleyeyim bana cesaret verdi.
bunun için de çok teşekkür ediyorum.

uçmaya bile hevesim yok.
işte bunlar hep yükseklik korkusu.

teşkilat-ı mahsusa'dan muktedir general ve değerli eşinin de aralarında bulunduğu bir oluşum yeniden şekilleniyor diye haberler okudum. batıda yükselen ırkçılık, karşı tepki olarak devrimin oğlanlarını doğurdu düşüncesindeyim. bölgede koridorlar kapanmadı henüz musul-kerkük rivaze kuyularında. dolar uçar bence. çıkarımım bu. bu fikre ulaşmak için uzun süre zorladım beynimi. umarım ülkemizi etkilemez ve patlamayız aniden. ekşi sözlük yazarı kimliğimle, bu durumlardan aşırı rahatsızım. keşke 3-4 adet kampanya açsak hemen. anında "up" derdim doğrusu.

daha güzel yarınlar ve bayramlar görmek dileğiyle iyi bayramlar.

işçi kaçıran, banka soyan bir kaç teröristin allahına kavuştuğu gün.

adamlar denizleri kurtaracağız diye masum radar işçilerinin ölümüne sebep oldu üzülürüm üzülürüm o kanadalı ve ingiliz radar işçilerine üzülürüm.

sen gel ülkeye radar kurmaya gel 3-5 şerefsiz senin ölümüne sebep olsun.

bayramınız mübarek olsun cümleten. ailenizle birlikte nice mutlu bayramlara. yoldaş maalesef komünizm ayağına yalnızca bir lira yollamış bana. buradan kendisini esefle kınıyorum. o halde benden de tüm sözlük yazarlarına bir lira gelsin, deyiverip tekrardan bayramınızın iyi geçmesi dileğini yolluyorum ve de topukluyorum.

kesinlikle benim favorim istanbul’da kadıköy.
samsun’da atakum.
antalya’da kaleiçi.
kocaeli’de izmit.