zaman tüneli

ben 6 yaşında 2 metrelik bi yılana sarılmıştım. köyde ekmek yapıyolardı, birinin arkasında yılan ve ben ekmeği izliyoruz. baya böyle kaldırmış geliyo, tabi çocuğum bilmiyorum, sonra fark edince baya bi bağırış falan derken tutup çektiler beni ama yılanı da bırakmıyorum o da benle geliyo. en son vurdular da gömdük yıloşu.

ben lisedeyken okulum siyaset yuvasıydı torpilli öğretmenleri geç milli bayramlarda törenlere gelmez konuşma yapmazdı müdürümüz hatta 10 kasımda hastalanır direkt okula adım atmazdı öyle büyük yada girerdi, yersen. onlardan olmayan öğretmeler dışlanır ötekileştirilirdi teneffüste öğrenciler kendi arasında seçim şarkıları söylerse gülünür gençliğe hitabe söylenirse aman izmir marşı söylenmek akıldan geçerse bile uyarı çat diye verilirdi, sadece öğretmenler değil azımsanmayacak sayıda öğrenciler gençlik kolları üyesi olduğu için mesleğinin zaten hazır olduğunu istediğini okuduktan sonra yerinin hazır olduğunu ortamlarda gururla söylerlerdi en önemlisini az kalsın unutuyordum referandum zamanı müdürümüz çıkıp bizim cevabımız belli bizden farklı düşünen arkadaşınız varsa bana isim verin özellikle konuşuruz diyerek zaten sayıca azınlık olan 'bizi' de rahatça tehdit edebiliyordu, bunlar olurken hiçbiri siyasetten sayılmadı hiçbiri okulda siyaset olmaz demedi ama şimdi aynı tarafın adamları ne hikmetse liseli ses çıkaramaz siyaset yapmamalı eğitimine bakmalı okullunun başka derdi olmamalı bunlar serseri hayırsız vatan haini denmeye başlanmış bile. bu yaşta tek derdi çektiği aşk acısı olması gereken platonik sevgili olması gereken ergenleri önce harçlıkları yetmediği için açlığa ekonomik buhrana mahkum ettiler, yetersiz torpililerle eşitsiz eğitme mahkum ettiler, geleceklerini yıktılar ve hep sessizce boyun eğeceklerini sandılar. liseli ergenleri tebrik etmek gerekiyor her şeye rağmen çıkabildikleri sessiz kalmadıkları için, korkmaya devam etsinler.

illegal - slowed

dj keisuke

the xx - together *

(bkz: the great gatsby)

önce put yapılır, sonra taşlanır.

bu şarkı kayıt edilirken stüdyo içerisinde dansöz olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam

o yılanlar zehirsiz oluyor ve yumurtadan çıktığından beri insanlar ile beraber oluyorlar ayrıca gösteri öncesi besleniyorlar hazım etme sürecinde yılan sakinleşiyor

ölsem de kurtulsam hepimize gelsin. snake dans gibi müziği:)).

sayısal, türkçe'de iki anlama gelir:
1) müfredatta sayı ve işlem ağırlıklı dersler.
2) dokunmatik gibi son teknolojiyle bağlantılı olarak ingilizce dijitalin türkçe'deki karşılığı.

sevgili futbolcularımız normal doğum yaparken umarım çok zorlanmazlar. kadınların kendi bedenleri hakkında kendi fikirleri dışında herkesin yorum yapması akıl vermesi öncelikle politiktir sonrasında kadının özgürlüğünü elinden alır dahası kadını objeleştirir evet. bu yüzden bu sadece bir pankart değil kamu spotu değil kadınların kendi bebeğini nasıl doğuracağına kadar yorum yapılması bunu 12 erkeğin yapması eril hakimiyet kurulma çalışmaları siyasi mesajlar amaçlar... neyse biz yine de erkeklerimizin nasıl doğurmak istediklerine karışmayalım kadınlar zaten doktorlarıyla vajinal doğum mu sezaryen mi karar verebilirler.

"sadece birilerinin erişebildiği yükseklikte" olması biraz sorun yaratıyor gibi.. gelmiyor mu size de.. :)

refakatçi olarak kalıyorsanız hadi bir derece katılabilirim bu huzur işine ama durmadan iğneler dürtülen koca koca serumlar yiyen tarafsanız naahh huzur.

ingilizce bir sözcük olan dijital, türkçe'de sayısal anlama gelmekte olup dokunmatik ile yakın/eş anlamlıdır ve analogun zıttıdır.

fordçulara kibarlık olsun diye söylenmesi gereken soru

#3517047
gardeşim bizim buralar kapalı, el atıver boz şu havayı.

dokunmatik, adı üstünde akıllı telefon gibi cihazların çalışma pirensibi olup dijitalle eş anlamlıdır ve son teknolojidir.

#3079080 yalnız değilmişiz, evet garip ama açıklanamayan ironik bir huzur mevcut.

sanırım şu hayattaki en boş beleş kavga bu kavgadır. yani yol versen ne olacak mesela? bırak geçsin yani… böyle diyorum ama bu istanbul trafiği insanı farklı bir psikolojiye sokuyor.
bak şimdi geçen gün trafik felç, geçiş hakkı benim. şöyle söylim ben dümdüz gidiyorum herif dönüş yasak olan yerden yola girmeye çalışıyor. burnunu çıkarmış ben de tam dibine girdim. herifteki araba da dört çarpı dört benim külüstürü bir altına alsa bittik… babam da yanımda bana kızıyor “napıyorsun adam burnunu çıkarmış görmüyor musun” diyor.
inat etsem öyle durucaz. “lanet olsun” dedim geri aldım geçti ama çok zoruma gitti.

hakaret ettim, babam bana “magandasın” diyor. değilim ama gerçekten trafik insanı hayvanlaştırıyor. babam çok sakin biri, 20’de gider takip mesafesini korur, yol verir, tartışmaz kimseyle ama ben öyle değilim aşırı geriliyorum özellikle de daha kırmızının son demlerindeyken korna çalınmasına ayar oluyorum. o yüzden şoför koltuğunda benim olduğum yolculuklarda babamla kavga ederiz hep.
belediyenin araçlarına yaklaştırmaz, tırlara yaklaştırmaz, hız yaptırmaz (60) korna çalar “sana çalmıyorlar sakin ol” der…
o bana “maganda” dediği için tüm yolu tek elimi camdan sarkıtarak gidiyorum.

#3517047 pata'ciğim hobi olarak sacmalamak nasıl bir his? bu kadar kıymetliyken "havayı bozuyorum" demek falan nereden aklına geliyor?

köpkeler kovalamasa güzel bir aktivite olabilir ama köpkeler problem