zaman tüneli

evet süper bir hareket artık daha fazla aç kalacaklar ve daha saldırgan olacaklar daha sonra insanlara saldırıyorlar diye şikayet edecekler zihniyete bak kavga gürültü tartışma getirecek saçma sapan bir uygulama çare bulmak yerine nasıl daha kötü hale getiririz kafası bu işte..

aslında bu kadar kolay zengin olmak işi bilene...

mustafa'nın önüne muhammed değil de ardına kemal ismini koyarak bir ülkenin talihini değiştiren öğretmen sana da çok şey borçluyuz.. seninde öğretmenler günün kutlu olsun.

özellikle haşere ve kemirgen popülasyonundaki artışın çevresel kirlilik yarattığı iddiasıyla istanbul valiliği bu riski azaltmak amacıyla sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park-bahçe yol kenarları ve oyun alanlarında sahipsiz köpeklere yönelik kontrolsüz beslemeye müsaade edilmemesi yönünde bir genelge çıkardı.

düzgün insan demek istiyoruz değil mi? yani ne bilim daha kibar olur sanki.
bir insanın saygılı, sınırlarını bilen, üslubuna dikkat eden bir yapıda olması onun düzgün olduğunu gösteren ilk detaylardır. ilerleyen zamanlarda bu detaylardan ödün vermez ve üzerine başka detaylar ekler, sözleri ve davranışları arasındaki uyumu, güvenilirliği ve yaklaşımları ile kendini belli eder zaten.

olm bu ülke ne saçma bir yer oldu lan. pkk denen terör örgütü, arkasına aldığı iktidar gücü ile (akp ve mhp) ülkenin ana muhalefet partisini tehdit ediyor ve biz normal hayatlarımıza devam edebiliyoruz.
30 yıl önce falan anlatsalar, afrikanın her hangi bir kabilesinde olmaz lan bu diye t.şak geçer gülerdik.

adamlar açık açık chp'nin terörist elebaşı abdullah öcalan'ın ayağına milletvekili yollamamasını hata olarak değerlendirirken, 'bu hatadan dönmezlerse zarar görürler' ifadelerini kullanmışlar.

asker öldüren, bebek öldüren, köy basan, tecavüz eden terör örgütü lan bunu diyen.

bazıları da pkk yok oldu, artık öyle bir örgüt yok falan diye kafada huni ile ortalıkta dolaşıyor.

haberi

hunharca istismar ettiğim özellik...
harika bi olay bu..

haberi burada
hemen yüklenmeyin.
yine düşünceli adammış. çocuğu parasız devlet okuluna gönderip kontenjanından harcamamış. fakirler faydalansın demiş işte.

atölyemde, sabahın seherinde bir ışık gölge oyunu.

mandalina tadıyla, mandalina kokusuyla herkese günaydın...

tasavvuf kökenlilerden daha samimi ama desteklediğim anlaşılmasın. hepsinin amacı belliyken tasavvufçu tarikatlar, cemaatler bunları akıllarınca gizlerken bu gibiler apaçık söylüyor. en azından cesur.

ayı kardeş sol, (kapitalist sistemin sandığınız) üretim araçlarının, gerçekte de kamuya ait olduğunu ve eşitsiz düzen ve sömürü yolu ile sermayenin kontrolüne geçirildiğini, bu nedenle kamulaştırılması gerektiğini savunur. yani üretim araçları kapitalist sistemin değil, gerçekte üreten emekçi gücün ve üretim sisteminin bir parçası ve bileşenidir. ve emek üretim ilişkisinin vazgeçilmez bileşenidir. emek/emekçi yani üreten olmasa üretim olmaz, ekonomi olmaz hayat olmaz. sol düşünce de, üretim araçları mülkiyetinin emek yönetim ve iktidarında olmasını savunan bir ekonomik sistemi savunmaktır.
şurada başarılmıştır, burada başarılamamıştır vb tartışmalar ayrı bir konu.
üretim araçlarının kamulaştırılmasını savunmayan hiç bir düşünce, gerçekte sol değildir. bu nedenle kapitalizme nefes aldırıp, sistemi ayakta tutabilmek için, emekten yana kitlelere kısmen iyileştirmeyi savunan sosyal çüzüm(cü) program ve odakları, sol(muş) diye kabul edip, danışıklı başarısızlarını, sol dünya görüşüne mal etmemek gerekir.
türkiye de sol diye chp, hatta perinçek veya benzerleri çizgisini bile sol sanma sayma yanlışı var. gerçek sol düşünce, tu kaka ve tehlikeli diye anılamıyor bile, kitlelerle buluşması yasak iken, hangi başarısızlığından, yetersizliğinden söz edilebilir. bu somut gerçekte kendini gerçek solcu görenlerin/sananların, hata ve zaaflarının payı da tabii ki var. ama bunu sol dünya görüşünün iflası vs diye anlamak/sunmak zavallıca bir kapitalist propagandadır. ve gördüğünüz üzre bu koşullarda bile newyorkta kaybediyor.
dünya görüşleri, kendi temel tezleri ve savundukları ile tartışılmalıdır. bilimsel ve dürüst davranış budur.
birilerinin kendi yarattığı çizdiği sollara(!), kendi yazdığı senaryolardaki final ve kader düşleri ile yetinmemek, onlara aldanmamak gerekir. can çekişen kapitalizmin giderek zorbalaşarak emek güçlerine saldırısı, lokal seçim başarıları(!) kof propagandadan ibarettir.
işte g20 zirvesi: kim küresel olarak başarısız kalmış.? kim küresel iflas/son korkusu yaşıyor..?işte çöken, çürüyen, kaybeden kapitalizm ve öncüsü abd.yi.. dünyanın 2/3'ü tınlamıyor bile..
sizce aptallığı savunmak hangisi..?

zikkimde olmayan gündür.

bir de sola kalın punto ile çıkıyor bu gereksiz günün başlığı.

öğretmenlerimi de hiç sevmezdim zaten.

"çok güzel uyuyordunuz, uyandırmaya kıyamadık..."

ve yine yeni bir pazartesi... hatta benim için yeni bir yaş günü... hadi bir daha kutlayalım.. ahahahhdhshhsaha...

kontrol edemediğimiz süreçleri kabul etmeyi hatırlatıyor bana bu tarz yaklaşımlar.. pazartesi yani haftanın başı olduğu gerçeği, hafta sonu sonrası olduğu gerçeğini kabul etmek.. evet yine bir pazartesi.. şair demiş ya diyerek biraz daha dramatik hale mi getirsem konuyu diyeceğim ağlayalım yani evet yine bir pazartesi diye...

evet pazartesinin de çok umrunda haftaya gelmez belki... böyle kendimizi kapana kısılmış gibi hissettiren bir cümleye dönüşüyor çok fazla tekrarı... yapmayın..

ne demiş kibariye.. eğlen coş.. gel bugünün hakkını ver yarını yarın düşünsün demiş candan erçetin de... vs vs..

tanımımı düzelttim, bi zahmet yayına alın. yoksa argo avına çıkacağım. bana daha önce "bu entrylerde sorun yok" dediğiniz entryleri, benim silinen entrylerimin ssleri ile derleyip argo/müstehcen/ üslup konusunda tartışmaya açacağım.

herhangi bir şey tartışabilecek iq kapasitesine sahip insan sayısı az diye rahatsınız. biliyorum.
ben de rahatım.

bu tür durumlarda entry hazırlarken hedefim kamuoyu değil spesifik bir kuduruk oluyor. o da zaten saçını başını yoluyor, biliyorum.

hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.