zaman tüneli

kolıma öyküleri'ni okuyana kadar soğuğu ve soğukla mücadeleyi en iyi anlatan yazarın jack london olduğunu düşünürdüm ama bu kitap hepsini ezip geçti...

kolıma'da çalışma kamplarında yaşadıklarını anlatıyor yazar. 58. maddeden hüküm giymiş siyasi suçlular olarak tüm insanlıklarının, haysiyetlerinin ayaklar altına alındığı, açlık, soğuk ve ağır çalışma şartları altında esasen nasıl da ölüme gönderildiklerini anlatıyor.

şalamov'u şöyle bir araştırdığımda ufak bir şok geçirdim açıkçası. aklımın ve yüreğimin asla almadığı şartlarda 17 sene hayatta kalabilmiş olması müthiş bir dirayet, yaşama isteği ve umut göstergesi.

kitap kısa hikayelerden oluşuyor. her biri apayrı etkileyiciydi. birkaç tanesi aklımda çok daha fazla yer etti. onlardan biri kumanya adlı bölüm. ağaç kesme görevi ile 10 günlük kumanya verilip bir kulübeye gönderilen tutsakları anlatıyor ama kumanya 10 günlük mü belli değil, istedikleri görev ise müthiş bir güç gerektiriyor. yaşlılık, irade ve kadercilik üzerine çok güzel diyalogların olduğu bir hikayeydi.
kazan enjektörü adlı hikaye de bana bizim türk askeriyesinde savaş toplarının ceza almasını hatırlattı. tabii burada olay yukarıdaki güya çok bilgili yetkililerin gerçek yüzünü göstermesiydi. yoldaş kazan enjektörünü çok güzel kınadı yoldaş müdür.
kancık tamara'daki ufak ilahi adalet hikayesi de beni etkileyen bir bölüm oldu. o kadar vahşet ve sefaletin içinde o insanların hayatta kalmak için umuttan başka tutunacak bir şeyleri olmadığını düşününce tüm yaşananlardaki rolü önemli gibi geldi.

okurken her an üşüyüp açlık çektiren bu kitap kesinlikle hiç unutamayacağım kitaplar arasına girdi. tavsiye edilir. puanım 9/10.

mis gibi bir pazar olsun..

tour de france'ı 7 kez kazandıktan sonra dopingli olduğu ve kan dopingi amaçlı bir suç çetesini manipülasyon, iftira ve şantajlarla idare ettiği ortaya çıkan abd'li bisikletçi lance armstrong'un aslında bir sahtekar olduğunu ilk şampiyonluğundan itibaren anlayan ve onunla mücadele eden irlandalı spor gazetecisi, adil bir insan. neden adil bir insan dediğimi ve bu suç çetesiyle mücadele ederken maruz kaldıklarını kendi ağzından şu röportajında okuyabilirsiniz.

sotanintercumanlari.blogspo...

muhtemelen kiliselerdeki, evlerdeki, kütüphanelerdeki incillere dokunmamıştır. çünkü oralardakiler kişisel maldır.

fantastik evren şöyle bir 100 -150 yıl ve öncesiyse han bayağı bir pis kokuyordur. pire ve tahtakurusu doludur. yerlerde tükürük, balgam, ne ararsan vardır. insanlar en son doğdukları gün yıkanmışlardır. düşünün ki bundan çok değil 30 yıl öncesine kadar çoğu evde sadece pazar günü yıkanılırdır. iç çamaşırı değiştirme sıklığı 28 günde birdi tüik'e göre. tuvalet kağıdı 1900 yılında bulundu. musluklardan (musluk varsa tabi) akan su dereden kalkmış musluğa gelirdi.
bugünkü kafayla orada olmayı pek istemezdiniz gibi geliyor bana.
ha bira bardakları da pek yıkanmazdı.

bizim klüp iyice çıldırdı bu ne ağa?

(bkz: söz uçar yazı kalır).

sözlük yazarlarına da yapılması gerekendir. old yazarlardan oluşan bir kalite koçu takımı düzenli olarak denetlemeli. sözlüğü çok ciddiye alanlar ve çok teneke olanların fobilerini öğrenip ceza verelim.
örümcek korkusu mu var spiderman izletelim.
yükseklik korkusu mu var? ninja kaplumbağalar.
alçaklık korkusu mu var. çaaat black mirroooor.

laetitia casta - korsika/akdeniz güzeli:

futbolcuları sert pozisyonlarda, hatta rakibe tokat atmasına rağmen herhangi bir kart görmemesi ile meşhurdur. uefa avrupa ligi'nde 21 sarı, 1 kırmızı kart ile rekora koşan fenerbahçe'ye ligde sarı kart bile zor çıkıyor. skriniar, alvarez, duran'ın tonla pozisyonu var sarı veya kırmızı kartlık.

iki isim de ingiltereye hizmet ettiği için şaşırılmaması gereken açıklamalardır. yarın ingiltere hadi savaşın da benden biraz silah satın alın der, hiç bu açıklamalara bakmadan maymun gibi yoluşur bunlar.

kimse kolay kolay beğeni atmıyor.

dünkü başakşehir - fenerbahçe maçında jhon duran'ın attığı tokat sonrası bu el, bu yanak paylaşımı yapacak mı merak ettiren kulüp. zira fenerbahçe - galatasaray derbisinde skriniar hakkında bu taban, bu ayak ve bu diz, bu karın paylaşımlarını es geçmişlerdi.
hani süper lig'in şerifi olmuş adalet arıyorlar ya?

iyi olmak zorunda çünkü birbirimize mecburuz.

cinsiyet fark etmeksizin abazanlık arttıkça, iq ve eq seviyelerindeki düşüş.
gerçeklikle yüzleşmekten kaçınmak ve ilgili konudaki vasatlığı gizleme güdüsü ile oluşan sürekli goygoy ihtiyacı.

goood morningoooo
ayyy en sevdiğim havalar gelmiş. evet yağmur yağmış ve durmuş.
inanılmaz bozuk hava.
yağmurdan kaynaklı birazcık da karanlık tabi gökyüzü.
olsun, seviyorum yağmuru.
bu havalarda dışarı çıkmayı çok severim bir de
bir de son ses müzik.
havanın serinliği hafif hafif yüzüne çarpıyor falan...
ben bu havaların insanıyım. hiç sevmem yazı bu yüzden. çok sıcak havalardan nefret...
ha çok fazla yağıp doğaya zarar versin istemem o ayrı. kararınca yağsın. onun dışında işte işte uyandık.
fotokopi misali çoğaltılmış bir gün daha.
işte öyleli klasik bir gün. diğer günlerden tek farkı arkadaşımı rüyamda gördüm. ne alaka bilmiyorum kedi seviyorduk. o baan bir şeyler anlatmaya çalışıyordu falan. ne âlâka şimdi bilmiyorum.
her neyseeee


hepinize keyifli pazarlar diliyorum.
biliyorum hepiniz için kıymetli bir gün.
belki bazılarının tek tatil günü.
iyi değerlendirin arkadaşlar yarın pazartesi malum.
canınızı sıkacak şeylerden uzak durun
keyfinize bakın.
güzel bir sabah, keyifli bir vakit dileyerek görüşürüz diyorummmm

1. kısıtlı kalori,
2. egzersiz,
3. stres yönetimi,
4. kaliteli uyku,
5. güçlü sosyal bağlar diye sıralayabiliriz benim yaşam felsefeme göre.

türkiye'deki arkeologlar, daha sonra noel baba olarak da bilinen aziz nikolaos'un mezarını bulduklarına inanıyor.

myra'lı aziz nikolaos'un bayramı 6 aralık'ta kutlanır.

atalarımızın güzel bir sözü var: ite bulaşacağına çalıyı dolaş demişler. kavgadan, hoşlanmıyor, gereksiz biriyle takışmayı zaman kaybı olarak görüyorsanız çalıyı dolaşın. bazen ben de itin üstüne üstüne yürüyorum ama sonra boşa zaman kaybı olduğunu anlayıp bırakıyorum.
bir de kavgayı izleyip keyiflenenler var. onlara da sözüm: ülkemizde kavganın karşı kaldırımında yürürken vurulup ölen var. yapman.