zaman tüneli

benden hoşlanan açılsın
kemkümü sevmem
ben açık sözlüyümdür! bununu beğeniyorum şununu beğeniyorum derim baktım o asistini aldı gole gidiyor
tak şu yüzüğü lan derim. net olun ne olursanız olun flu çekilmez

melahat pars'ın kürdilihicazkar makamında bestelediği şarkısı. şarkının güftesi sıtkı angınbaş'a ait.

ruhum sana bir gizli geliş arzusu duydu


mustafa doğan dikmen'in muhteşem yorumuyla.

efenim sorun'un ciddiyetini hangi haşmetmeabları belirliyor diye insan soramadan edemiyor. nerede şu grafikler çıkarın bana da gösterin, merak ettim. çıkarın gösterin dedim diye konu başka yerlere kaymasın rica edeceğim, şurada iki satırı da herhangi bir jaws hayvanının radarına girmeden yazabilme imkanımız olsun.

elinde cvsiyle sıraya girmesi gerekiyor sanki mutsuzluğun da, travma referansı yoksa öte mi iteliyoruz? bakanlık onayı mı gerekiyor nedir yani? bir sebep olması gerekmiyor, bazen sadece içsel monolog değişir efenim, olabilir. dert yolunda hepimiz acıların çocuğuyuz, kimisi bunun farkında, kimisi değil sadece.

taraftarlar arasında çıkan olaylar nedeniyle duran maç. taraftarların salonu boşaltılması bekleniyor. ilk sette beşiktaş 8-9 önde. eve yeni geldim anca açabildim maçı, ne oldu ne bitti bilemiyorum. tvf voleybol tv'den izlenebilir.

belki hanım kızda sizden adım bekliyor.. ama ne zamana kadar, birgün gelir elin adamı açılır arkasından bakarsınız..

en azından ben açıldım o hayır dedi ,diyebilin..

sana haksızlık ettiğimi farkettim ama egomu da sana karşı bastıramıyorum. ne ben gerileyim ne de senin kalbin kırılsın. o yüzden bastım engeli geçtim bunu merhamet sürgünü olarak kabul edebilirsin.

ısrarla ve utanmadan sıkılmadan hala gevşek gevşek salıncak muhabbeti yapılıyor yapılmasına da o salıncağı biz sezon başında malum camiaya 5 gol atarak boydan boya gerdirdik halbuki. ha son yılların en kötü takımıyla ,ölümüz de fenere geçen sezon içeride dışarıda mağlubiyet tattırmış. sokayım salıncak muhabbetine kısaca.

sardunyalar ne hoştur..

#3813958
hoop uyumaya da mı fırsat yok hocam.
dün koştur koştur geldin, kapat de hesabı kapatalım ayağı çekiyordun, hayırdır şimdi? :d illa biz de mi ssler atalım? :d kaldı ki madem öyleydi de niye adımı geçiriyorsun hocam sen sisiye de yürüdüm diye? kadın zaten kıskanç ve çılgın, sevgilimi elimden alacak korkusuna kapılmasın diye dün sana 2-3 kere "tamam muhabbet uzamasın, iyi günler" dedik. :d

ben şimdi sana daha önemli bir şey sorayım. madem aranızdaki münasebet bitti, sana ne kadına kimin ne attığından? daha önemlisi madem hanım abla o kadar kıymetli de ne diye insanların önüne atıyorsun durup dururken?

ablam 7 ay önce çıkıp döşeniyordu silifır kardeşimi korumak için. madem çok delikanlı, madem seni de hırslarının kurbanı "kötü adam" görüyor, çıkıp aynı mertlikle yazsaydı ya bunları? bu kaka adamın dediklerine bakmayın, dahliever öyle biri değil deseydi ya? ablam yine kırılgan, ablam yine mağdur, ablam yine prenses ve de şu piyes çok samimiyetsiz :d.

bak benim "eski" manitam senin yaptığını yapsa cümle alemin içinde içinden geçerim sen kimsin diye. güncel bi manitam olsa şunu zaten yapamaz, ilişkinin sonu olacağını bilir çünkü :d. demek sana da o ortayı açıyor ablam, sonra da benim alakam yok diye çekiliyor. klasik sıfır sıfır işte :d. canım benim, onun da olayı o :d.

cidden silifırsan, silifır hocamın kafası çalışır, vardır bi hesabı kitabı kesin :d çok bir şey diyemeyeceğim :d çorap krizi tutmuştur der güler geçeriz :d ama ben senin silifır olduğunu da sanmıyorum. yani o biraz, nası derler, p.....ç bi kardeşimizdi. kendine böyle bi yeni persona seçmez diye umuyorum :d. biraz çünkü low iq hamleler oldu baştan sona dojwkf. bi de avemaria ablamdan sonra hele, trajikomik olur gibi :d.

tamam da kime göre ciddi veya neye göre ciddiyetsiz önce bunu netleştirelim.

sana nokta gibi gelen şey başkasına dağ gibi görünebilir, her insanın sabır ve dayanıklılık eşiği aynı değildir.

bazen bu hataya ben de düşüyorum açıkçası başkasının derdini küçümsemek aslında ahmaklıktır. sen de yaprak kıpırdatmayan başkasını kökünden sökebilir. o yüzden ciddi bir sorun veya ciddiyetsiz bir sorun diye bir şey yoktur kişi nasıl hissediyorsa konu onun için öyledir.

bunun bir kıstası yok. mutluluk ve mutsuzluk süreklilik gösteren bir durum değil.
çoğunluğa bakarsın durumları toplarsın, bakmışsın genelinde mutsuzsun. düşünürsün orada hangi sorunların mutsuzluğu hak ediyordu? bu da tartışılır. bazen genel bir çöküş oluyor, sorun yok gibi duruyor ama kime göre, neye göre, ben bunu da basite indirgeyemem.

mutsuzluk defalarca önüne çıkan benzer engelleyecilere karşı artık direnç gösteremediğin zamanlarda da ortaya çıkıyor.

mutsuzluğun bulaşıcı olduğunu düşünmeye de başladım son zamanlarda. etrafındaki insanların toplamı kadar mutsuz oluyorsun. mutsuz insanların yan yana gelmesiyle de bu hastalığa tutuluyorsun. kötü durumlardan ve mutsuz insanlardan kaçışta her zaman kolay olmuyor. tek başına kaldığında da kendi kendini mutsuz ediyorsan o zaman geçmiş olsun. sorunun ben olması ürkütücü. asıl ciddi sorun bu.

fenerbahçe kadrosu santrafor bölgesi hariç kötü değil, üstelik geniş, zengin bir kadrosu var yani tedesco'nun elinde seçenek çok, kulübe sıkıntısı yok. as oyuncular açısından kaleyi saymazsak evet galatasaray daha iyi ama 4-5 kritik sakatlık ve ceza durumunda tüm oyun sistemi felç oluyor. kendisinin elindeki kadrodan çok daha kötüsü ile süper lig'de şampiyon olan, uefa'da çeyrek finalin kıyısından dönenler oldu bu ülkede, üstelik rakiplerinde çok kaliteli futbolcular varken. ecnebilerin game changer dediği oyuncuları es geçersek futbol bir sistem oyunudur. mircea lucescu'nun elinde altyapı ve kiralık oyuncularla destan yazdığı dönemi unutamıyorum mesela.
fenerbahçe seviyesinde bir teknik direktör değildir kesinlikle. iyi niyetli, güzel bir insan evet kesinlikle belli oluyor, umarım ali koç dönemiyle başlayıp hala devam eden bahane, uydurma senaryo hastalığı kendisine de bulaşmaz. elindeki kadro dediğimiz kadroda ederson, skriniar, asensio, fred, alvarez, kerem, oğuz gibi üst düzey ve kalburüstü oyuncular var. sistemini buna göre ayarlayacaksın.

bana tekrar doksanları getirin diye zırım zırım zırlatan harika bir mustafa sandal şarkısıdır.

şu an da 2015 yılının üzerinden 10 yıl geçti.

zaman ne çabuk geçiyor..

türk futbolunda kara gece. #3809717

youtube.com/shorts/fX-oTLsF...

paranoyak bir duruştan bağımsız ön yargı, çoğunlukla zaman ve enerji kazandırır. davranış okumayı becerebilmenin ve hislerine güvenmenin dayanılmaz hafifliği de pastanın üzerindeki çilektir.

her zamanki kafemde oturup kahvemi içiyorum.