zaman tüneli

takımda iki büyük sorun var ve bu iki büyük sorun puan kayıplarının da, avrupa'da elenmelerin de ana sebebi. öncelikle belirteyim tüm kadron üst seviye oyunculardan oluşamaz evet ama rotasyona uygun, rollerini bilen ve kabullenmiş 18 oyuncun olması lazım. ilk büyük sorun da bu, kadro genişliği yeterli olmadığından birkaç önemli futbolcunun sakatlığı bile oyunu çok geriye düşürüyor. henüz yeni olmasına rağmen singo çok önemli ama iyi bir yedeği yok monaco'da sakatlanmayan adam geldiğinden beri ikidir sakatlanıyor sebebi de yazacağım ikinci büyük sorun, jakobs/eren ikilisi kesinlikle önemli ama anlaşıldı ki bize 11 oyuncusu sol bek şart. orta sahada lemina olmayınca hamura dönüyor, ilkay 8-10 oynuyor duruma göre sakatlığı yeni atlattı ama maç eksiği var. sara bitik, torreira ciddi anlamda yorgun. orta saha için biri şart. kanat rotasyonunda iki adam gerekiyor, her maç oynatma hastalığı bulunan okan farkında mı bilmiyorum ama mecali yok kanatların. osimhen de keza öyle, 60 dakika oynatıp yerine alacağımız bir yedek santrafor yok. hem sağ, hem sol stoper oynayacak biri olabilir, defans alarm veriyor her maç apokerim ve davinson'u yora yora bitiriyoruz kondisyonu.
ikinci büyük sorun da antrenör ve kondisyon ekibin, akhisar, başakşehir, erzurum gibi takımlardan topladığın ekiple şampiyonlar ligi için kurduğun kadroyu çalıştırıyorsun. bizim takımların temel sorunlarından biri zaten genel olarak bu, oyuncuları alalım bir şekilde oynarlar diyerek teknik kadroyu sallıyorsun, antrenman sahalarını kaliteli hale getirmiyorsun. kaleci antrenörlerin vasat. iyi bir antrenör, kaleci antrenörü ve kondisyon ekibi kurup antrenman tesislerini elden geçireceksin, oyuncuların yediği içtiği bile takip altında olacak, ciddiye alacaksın yahu her hafta bir sakatlık görmek ne demek? senin teknik ekibin çöp demek, rotasyon yapamıyorsun demek, her maç aynı adamları kas sakatlığı yapana kadar koşturuyorsun demek. minimum 5 transfer lazım, teknik kadronun yenilenmesi lazım, ptt 1. lig seviyesi adamların eline singo, osimhen, davinson, lemina, sane gibi adamları veriyorsun. bunlar çözülmedikçe avrupada 3 maç kazanır 5 maç kaybedersin.

manchester ve atletico eski atletico değil diyip gs onları yenerse gülmekten ölürüm

şu vasıfsızı teklif geldiği anda 40 milyona araplara kitleyip, 20 milyona ikişer orta saha alsak bambaşka şeyler konuşuyor olurduk.

abovvvv . ulan harun çaldın resmi eyvallah tamamda ifşa sitesinden niye alıyorsun daha kendi halinde olan sitelerden çalaydın ya milletin reklamını yapıyorsun .

saatlerce roman okumayı, sırf ilgimi çekti diye bir konuyu günlerce araştırmayı, kendi başıma bir yer seçip gezmeyi, film listesi yapmayı, para ve iş dışındaki şeylere de ilgi duymayı, salaş giyinmeyi, her şeyin harika olacağına inanmayı falan çok özledim.

sadece taraksa bir işe yaramayan yazarlardır. zira usulen tarak kürek olması elzemdir. yoksa bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardesçesine bir yaşamdan söz edilemez....

muhittin topalak'lar hakkında bilgi toplayıp cia'e iletmek. *

spor.

eylenmek isteyenleri profilime beklerim. ama eylenmek nedir ne değildir, önce tıklayıp bir okuyunuz: (bkz: eylenmek)

ya arkadaşlar.. bu 'asıl amacı' nereden/nasıl anlıyoruz. bir allaan kulu da çıksın ipucu versin, bizde sebeplenelim.. şöyle diyenin asıl amacı, böyle yazanın asıl amacını millet şıp diye anlayıp döktürüyo. ben iki yıldır daa siftah yapamadım çünkü bilmiyorum. ama artık komplekse kapılacağız yani insaf.
tamam tabiiki hepsini söylemeyin hakkınızdır, ama yani, nefsimizi köreltecek bir-iki ipucunu da esirgemeyin artık. :)

mezgit pane, elma dilim patates, bilimum yeşillikler, limon, bilimum yoğurtlu ve yeşilli soslar yanına bira, kola, falan filan… ekmek arası mezgiti döver mi? sanmam, çünkü zugra’nın tanımı ağzımı sulandırdı.

özellikle son on yılda işledikleri suçlarla anılmışlardı. kamu barışını bozmaları ön plana çıkıyordu. sıkıntı daha çok yerel halklarla onların taleplerini dikkate almayan politikacılarla bürokratlar arasındaydı.

artık daha çok ekonomik kayıplara neden olmaları göze batıyor. yaşlanan batılı ülkeleri gençleştirmesi, iş gücü olarak takviye olarak görülmeleri falan hepsi boşmuş. faydadan ziyade ekonomik, kültürel ve toplumsal açıdan zararlar tamamen. türkiye için değil tabi bu tespitler.

"yayında şansölye merz, şehir çehreleriyle (stadtbild) ilgili açıklamasını düzeltiyor zira ‘konu kimsenin dış görünüşü hakkında değildi’.

kastettiğinin, almanya’ya gelip çalışmayan ve kurallara uymayanlar olduğunu belirtiyor, ‘bunlar gitmeli’." link

bedavacı ve saldırganlar. buna benzer kelimelere çok şahit olacak insanlar. 7 ekim 2023 gazze-hamas saldırısı ve yaptıkları katliam bir dönüm noktasıydı, milyonlarca insan o günün neleri ifade ettiğinin hala farkında değil. çocuk mocuk diye bik bik ötüyorlar.

*** ***

finlandiya'da en çok ekonomik kayba neden olanların başında somalililer geliyormuş. türkler dördüncü sırada:



link

aynı finlandiya 2026 yılında pakistan, afganistan ve myanmar'daki elçiliklerini kapatma kararı aldı geçenlerde. gerekçeleri, bu ülkelerle çok az ilişkileri olmasıymış. öyle diyorlarsa öyledir tabi.

norveçli politikacılar, bürokratlar ve medya da son aylarda göçmenlerin yarattığı ekonomik kayıplardan sıkça bahsediyorlar.

***

şunları yapan tiplerin daha iyi bir yaşam için bir yerden başka yere göçtüklerine inanmak mümkün değil.

***

"müslüman genç erkekler, batı'nın “tecavüz” kavramını aynı şekilde anlamazlar. başı açık, tek başına yürüyen müslüman olmayan bir kadın, “örtülmemiş et”e benzetilerek, istediklerini yapabilecekleri, yani paylaşılabilecekleri bir şey olarak kabul edilir. kendilerini suçlu hissetmez, hatta dinlerine inanmayan birini utandırmaktan gurur duyarlar."

video

bu da bir başarı tabi.

2 gibi yatıp 6.30 uyanıyorum. uyanıyorum dediysem lafın gelişi… işten çalamadığımı uykudan çalıyorum. erken uyursam, çok uyursam sürekli çalışıyormuşum gibi hissediyorum, twit ya da story kaydıracağım zamanı heba ettiğimi düşünüyorum.

bunu dayanıklılık tanımına koyamayız, bu kerizliktir dostlar. sevgiler.

bence; en fön tarağı yazarı naruto dayı .

detaya gerek yok direk fakirim ben düz fakir.

listedeki herkesi yemeye geldim.

istanbul klasiği.
bascan limonu, marul salatasını. çok acıktım ama daha önemlisi canım balık çekiyor. bu sizi niye ilgilendiriyor.
bunu neden burada paylaşıyorum.
varoluşsal sancımı bir ekmek arası mezgitle çözebileceğimi sanıyorsam gerçekten ahmak olmalıyım.
evet bir ahmak!

uyuşturucu operasyonu adı altında habertürk, mehmet akif ersoy’un gözaltına alınmasının ardından işine son verdi.

sıfır sıfır sıfır.. :)