zaman tüneli

yakında sahibini utandıracak başlıktır. tanımda ülkesinin iyiliğini istemeyen, ülkesinin başına kötü bir olay gelmesini temenni eden bundan mutlu olacak yazarı görebilirsiniz.
emevi camisinde namaz kıldık, yine kılarız sen merak etme. reis dedi ya "topunuz gelin" diye. biz dışarıdan gelecek olanı biliyoruz ama içimizdeki bu güruha insan ne diyeceğini şaşırıyor.
ülkenin bütünlüğüne, bağımsızlığına ve milli menfaatlerine saygı duymak her vatandaşın görevi değil mi?

doğum günümde alınmıştı son hediyem bu bileklik.
ilk pandoranızı aldığınızda kaç yaşındaydınız kızlar? ben 35..

doktor hanım,

evlendiğinde tebrik etmeyi unutmuştum buradan edeyim.

mekanda bira yudumlarken, açıktı maç ulan bu adam ne ya, inanılmaz topçu ha gs bu adamı 5 yıllık falan kapatmalı

aklına gelmiyordur gelse yapardı aktivitesi.

hoş bir şey bu ya,
neyse çok da takmamak lazım. *

kendini seviyor bayağı.
iyi geziyor.
burayı pek de sallamıyor.

eyyorlamam bu kadar.
dırım dım.

tüm seriyi bir günde peş peşe izlediğim film.

bunu yaptığım birkaç film var,
hakkını vermişler gerçekten.

bu yılbaşı da anlaşılan yılbaşı özel ambalajlı tuborg special içeceğiz. ama, keşke bu beyaz ambalajlı manzarayı yurdumun meteorolojisinde de görebilsek. aralık ayını yarıladık, ama bir damla kar yok. el insaf beee!

neyse, özel yılbaşı ambalajlı kırmızı tuborg değilse ağzınıza biber sürerim.

bu serideki brenda karakterini oynayan regina hall, 55. yaş gününü kutlamış. nice yıllara...

ananas suyu da içilen bi şey nihayetinde.

benim birisine aldığım hediye mi yoksa birisinden benim aldığım hediye mi olduğu kısmını tam anlayamadım ama her neyse.

en son babama yılbaşı kartı hazırlayıp bir de küçük anahtarlık hediye etmiştim.
ilk defa yılbaşı kartı aldığı için çok heyecanlandı, iş arkadaşlarına bile hava atmış yazdığım notu göstererek*

bir de dün iki tane pamuk şeker aldım yine kendime hediye olarak.
pamuk şekeri çok sevsem de sanki hep çocuklara ait olması gereken bir şeymiş gibi hissettiriyor, bu yüzden hediye olarak adlandırıyorum.
çocukken de etli butlu biri olduğum için pamuk şeker gibi şeyler yemem yasaktı, o zaman da o yüzden yiyemezdim.
artık özgür iradem var ve iki adet pamuk şekere 100 tl vererek 100 tl'ye dünyanın en sağlıksız şeyini yemeyi bilinçli bir şekilde tercih ediyorum.

hâlâ etli butluyum, pambık şekerimlen mutluyum.

bana bundan bir kere oldu çok kötü bir şeymiş ya. bir de ben dünyanın en düz insanıyım. asla alınmazdım da. ama endişeli bir insanım. başına bir şey geldi, öldü herhalde sanmıştım da arkadaşım söyleyince aydınlanmıştım zamanında. davranış şekillerimiz bile ithal ya. bunu yapanın soğukta kıyafetinin kol ucu ıslansın da hiç kurumasın.

onaltı yaşından beri psikiatrik ilaç kullanımı olan bir kimse için hala şanzımanı dağıtmamış olması kayda değer bence.

herif hiç birimize 'dengeli olacağım' vaadinde bulunmadı.

dengesiz, tutarsız, serseri olarak gideceğim demişliği de var üstelik.

deri ceket güzel benzetme. hep kötü kokar çünkü.

(bkz: dominant)

(bkz: mutlak yönetim) (bkz: hayırlı işler bol güneşler)

doğru başlık için;

(bkz: maxim tsigalko)

duygusuna göre değişen, bazısında "iyidir" dediğim şeyler.
düşünceden önce gelen, daha ham bir şey duygu. tabi ki yaşanmalıdır ama her duygu da eyleme bire bir çevrilmemeli. o yüzden son yıllardaki senden değerlisi yok, her duyguyu yaşamak lazım düşüncesi bana garip geliyor. öz değer farklı bir şey. bastırılan duygu sadece bireysel bir şey değil. duyguyu yaşa önerileri davranış gerektirdiği ve davranış sorumluluk istediği için sanırım çok da aklıma yatmıyor. o yüzden bazı duygular bastırılmadan toplum olunmayabilir.. bazı insanları da artık anlamak istemiyorum sanırım.

amerikan askerleri suriye'de ne arıyorlar?

ergenken yaptım. sonra bunun ghosting olduğunu öğrenince artık mümkün olduğunca açıklama yapıp gidiyorum.

en azından birilerince halâ bişeye benzetilmesini bile bişey sanacak bir zat. merak etmeyin gücenipte müziği bırakmaz. çünkü herkesi öyle ümitlendirip sonrada yağdanlık olarak dönüyor.
(deri cekette değil kesin çakmasıdır, iyi inceleyin.)