zaman tüneli

bulutların üstünde uçmanıza sebebiyet verebilen içki türü. alkol oranının yüksekliği bir yana nedense acayip çarpıyor. aynı oranda aloklü aynı zamanlama ile başka içkiden alsan aynı olur mu acaba?

yer yüzünün yaramaz çocuğu.

aldatmadı ki !

bazende insanlıktan eder.

muhteşem bir hayal kırıklığıdır.

insan, eğer insansa insandır...

ne kadar sevdiğine bağlı olarak değişebilecek sorunsal. ben bilmem. herkes kendisi bilir.

kişinin kendi tasarrufundadır. ben şahsen pipi kesme ritüellerini daha çok seviyorum.
mesela yatakta bastın di mi sevgiliyi? karşı taraf da tanıdık bir de... o zaman daha başka ritüeller uygulanabilir. uygulayanlar var.
yooo, hayır, şiddet eğilimli değilim.

3ten sonrası ahirette sorguda buluyorsunuz kendinizi
saf zehir

şuraya "dua'mız belli, duyan belli" yazılmamış olmasını aklım almıyor. buranın kötü şaka konusundaki eksikliği gerçekten takdire şayan. şakamızı da açıklayalım da, şaka nerede demeyin.

(bkz: dua lipa)

ikili ilişkilerde üçüncü kişi olmak çok saçma geliyor. herkesin hikayesi kendine özgü, orada ne yaşandığını bilemezsin. kimin kimi affedeceğinin yetkili kişisi ben değilim. ha ben aldatılsam affetmem ama üçüncü kişinin ahlakı dışında onu suçlayacağım bir şey yok. o da bana düşmüyor. sadakat ilişkinin içindekilere ait bir yükümlülüktür ve üçüncü kişiyi bağlamaz. bir de sevgilim yerine neden kadınla tartışayım ki çok saçma ve insanları sürekli kontrol edemezsiniz. kim ne yapıyorsa yapsın salın ipini gitsin.

var bende. spesifik konularda var.
ben bir insanın 10 kişilik yozlaşmayı tek başına başardığına inanmıyorum ve ikna edilemiyorum.

bir jason orley filmidir.

filmin senaryosunu da yönetmen jason orley yazmıştır. filmde griffin gluck, pete davidson, emily arlook, sydney sweeney, julia murney ve two and a half men dizisinde baştan sonra kadar rol almış olan jon cryer rol almıştır.

film ergenlik döneminde olan ve kendine bir rol model ararken ablasının eski erkek arkadaşını bulan monroe isimli bir çocuğun hikayesini anlatır. monroe kendine en yakın arkadaş olarak zeke'yi seçer. kendisi on altı yaşında olmasına rağmen en yakın arkadaşı olarak gördüğü zeke üniversiteden atılmış, uyuşturucu kullanan ve satan ve de bir baltaya sap olamamış bir adamdır.

büyüme sancıları çeken, arkadaşlarına kendini kabul ettirmek isteyen; henüz yolunu bulamamış, karakteri oturmamış bir çocuk olan monroe kendine rol model olarak büyümeyi başaramamış, yaşına uygun davranmaktan uzak ve ahlaki değerleri zayıf olan zeke'yi seçince elbette ki işler bir yerde sarpa sarmaya başlayacaktır.

insan hayatının en zor ve en rahatsız edici dönemlerinden biri olan ergenlik üzerine çok iyi olmasa da vasatın üzerinde bir filmdir.

size şeytanın avukatlığını yapmaya geldim. evrim akın ile olan olayında kendisi haklı gibi gözüküyor olmasına rağmen, hemen dizi öncesinde bu olayın patlatılmış olması beni bi tık rahatsız ett. siz nasıl diyor, eaaa, zamanlaması manidar. dizisini izlemedim. muhtemelen, izlemem. dizi ve film izleme pratiğim çok sınırlı benim. kendisiyle ilgili fikrim böyle.

fatiha suresinde iyyake nestain ifadesi geçer. yani "yalnız senden yardım dileriz." evet öyledir. alarmı kurmak fiili bir duadır. uyandırıp uyandırmamak allah'ın elindedir. çift sürmek fiili bir duadır. mahsulü vermek duanın kabulüdür.

kâinatta her şey kendi diliyle dua eder. atomlar kararlı hale gelmek için, hücre bölünmek için, ağaç meyve vermek için... insan halife olduğu için hepsinin vekili gibidir. bu yüzden iyyake nestain der. "ben yalnızca senden isterim" değil, "biz yalnız senden yardım isteriz" der.

dua bir ibadettir. dünyevi meyvesi rab ile sohbet etmek, huzur bulmaktır. onun dışındaki faydaları ahirettedir. istenilen şeyler ise duanın vesilesidirler. hayırlı ise allah verir, değilse daha güzelini verir.

dua kulluğun zirvesidir. kur'an'da mealen "duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var" ifadesi geçer. insanın rabbi katındaki değeri acz ve fakrının farkındalığı seviyesindedir.

(risale-i nur'dan yirmiüçüncü söz'den aklımda kalanlar

yaa.. hökümatımız da hakkımızda böyle düşünüyor. yok efenim yok.. sorunlu bi milletiz herhal ki, dışardan ahali ithal etmek zorunda kaldı artık. ( ve halâ yaranamadı iyi mi.?! :)

en anlayamadığım insanlardan biri. saat kaç olursa olsun kahvaltımı yapmadan evden çıkmam. her sabah uyanır uyanmaz peynir, zeytin, salam, yumurta, süt ve baldan oluşan kahvaltımı yapar, güne böyle başlarım.

storytelling'in köpeğiyim köpeği. sage francis, eyedeaa&abilities, atmosphere, doseone, why?, clouddead gibi yabancı isimleri pek severek dinlemekteyim. yerlide ise kayra, ağaçkakan dışında dinlemiyorum.

rap müzikten anlamıyorum rap ile eminem bi dönem özdeşleşmişti. rap ile hiç alakası olmayan insanlar bile eminem'in şarkılarına aşinadır. bir şarkısı çalsa, evet, biliyorum bu şarkıyı derler. ingilizce olarak ne anlatıyor orasına pek hakim değilim ama kulağa hoş geliyor yaptığı müzik.

türkçe rap ayrı bir saha, özel ilgi gerektiriyor. ben ceza ve sagopa'nın şarkılarını da bilmiyorum. yenileri hiç bilemem. fuat ergin'i röportajlarından, sohbet programlarından tanıyorum biraz. olgunluk döneminde yaptığı konuşmalarla sempatimi kazandı. dünya görüşü, bilgi birikimiyle saygıyı hak eden bir abimiz. türk rap camiasında sempati duyduğum kişi..

türkçe rap dinleyince beynim duruyor benim. bir filmin bir türlü alt yazısını yakalayamamak gibi. ya da sanki on ayrı taraftan on farklı kişi taş atıyormuş gibi geliyor. hangi taşın nereden geldiğini yakalayabilme şansı yok gözlerinin. o yüzden odaklanamıyorum. dağılıyor kafam. kafam basmıyor. beyin yapıma uygun bir müzik değil sanıyorum.

sabah okula giden çocuklara yazık asıl. bir bakıyorsun kocaman bir canta havada gidiyor. dikkatli bakınca anlaşılıyor birinin taşıdığı.