zaman tüneli

(bkz: bir genç kızın gizli defteri)

t: eskisi kadar popüler olmayan başlık.

kendi kendime konuştuğum bir kanalım var ve 17 abonem var. biz de deriniz, biz de ünlüyüz işte.

(bkz: bir genç kızın gizli defteri)

.ben yarın işe gidenlerden olduğum için ben elendim.

kelimlerin anlamlı bir hikayeye dönüşmesine şahit olmak harika gerçekten.. teşekkürler herkese.

geceniz güzel olsun. iyi geceler.

veriyorum...

hörgüç
çivi
ayin
karanlık
köçek.

siya siyabent -ernesto çalabilirsin denk gelirse:)

#3825542 şu tanıma ödül verilmeli. 2025'in kendi alanında en iyi tanımı falan olabilir. adam palavraları öyle bir kombinlemiş ki insan cevap veremiyor. yani tek palavraya 5 paragraf cevap yazılması gerektiği için insanın eli kolu bağlanıyor.

mesela sadece kürtler ayaklanmayacaktı kısmına girmek istesek ilk isyan 1806'da. tek tek isyanlara girsek zaten azami tanım sınırını aşarız.

biri bana nasılsın diye sorsun istiyorum. bunu sormak için özel bir an beklemesin ben demeden fark etsin istiyorum,gözlerimde birikenleri görsün istiyorum, ben yoruldum ve çok tükendim bilsin istiyorum sonra elini uzatsın silsin gözlerimi istiyorum.
hep güçlü durmak zorunda kalmaktan yoruldum,kimseye yük olmamak için sustum ama içimdeki ses hiç susmadı. sanırım hep yalnız kalacağım diye düşünüyorum,bu düşünce beni daha çok üşütüyor.
çok üşüyorum...
birinin bana ceketini vermesini istemiyorum,içimi ısıtmasını istiyorum,bir kelimeyle bir bakışla bir duruşla.
ağlamak istemiyorum
çünkü çok ağladım,normal olmak istiyorum,herkes gibi hafif uyanmak gülmek zorlanmadan nefes almak istiyorum.
eğer bu bir ceza ise tanrı neden beni görmüyor
neden bu kadar çağırırken sessiz kalıyor.ben buradayım dememe rağmen neden fark edilmiyorum
çok yoruldum,gerçekten çok.
durakta inmek istiyorum,biraz durmak istiyorum "kaptaan" iniyorum ben. hani şey diye düşündüm hep ben olmasam da o otobüs geçecekti zaten ordan diye, hiç yük olmadım ki zaten olacaktı orada, geçecekti o yollardan belki ben dur demesem başkası dur diyecekti o durakta hatta belki yolcu almak için duracaktı
ben yük müyüm şimdi?
kimseye bir şey anlatmadan sadece anlaşılmak istiyorum çok anlattım hiç anlaşılmadım artık susmak istiyorum
ah evet, evet çok şey istiyorum ama hiçbir şey istemiyorum.

şöyle bir durum varmış,

ben de beş kelime vermek istiyorum.

snickers 1 lira açlığını yok et

bugün canım elif'imin doğum günü, çocuk bayramında doğmuş bizim alık, 23 nisan'da, zaten kendisi hiç büyümemiş gibidir, 26 yaşında koca bir kız çocuğu! neyse, yine salak gibi geç kalkmışım, göz kapaklarım düşüyor. bacaklarıma emir gitmiyor sanki, ağır çekimde yaşıyorum hayatı. kahretsin! gömleğim yine ütüsüz, bir çırpıda ileri geri üstünkörü ütülüyorum onu. kırışık gömlekle doğumgünğ partisi olmaz. bizim zıpır kıza doğum günü hediyesi kartpostal aldım, arkasına da size söyleyemeyeceğim özel şeyler yazdım, o pahalı hediyelerden hoşlanmaz, manevi hediyeler sever, en çok da bu yönüne vuruldum ya! doğum günü pastası almadım, ellerimle sufle yapıcam, çok sever bizimki, özellikle de ben yaptıysam. sufleyi hazırlamak için mutfağa girdiğimde, sol ayak serçe parmağımı dayanılmaz bi acı kapladı, acı parmağımdan bütün vücuduma yayıldı, kim koydu kardeşim bunu buraya? sanki vücut geliştirdiğimiz var, süs için dambıl alıyoruz yeminle. cehennemin dibine atmak lazım bunu! artık vücut geliştirmemeye ve elif'imin doğum gününde kendim için de bu dambılı fezaya atmaya karar verdim. iyi ki doğdun canım sevgilim.

ilk defa radyoya katıldım ve bu beş kelimeden böyle bitir şey çıktı bir çırpıda. sevgiler.

ekmek atlı olsun sen yaya kalasın.

çok sevdiğim ama her dinlediğimde uykumu getiren yasemin mori şarkısı.

işten çıkalı 6 ay oldu. işsizlik maaşı önümüzdeki ay olmaycak. bir yandan kilo da aldım. işim varken spor salonuna tam takım giden müdür cengiz bey, herşeyi sıfırlamış evdeki dumbela talim eder olmuştu. keyfim yok... canım hiçbirşey çekmiyor, evde öylece pinekliyorum. hayat 35 yaşımda böyle geçmemeliydi. en azından paralel evrende bir yerlerde yurtdışı tatili yapıyorum. yokluga acı gülümsemem böyle düşüncelerle oluyor.

tam böyle iken telefonum çaldı. falanca yerın insan kaynakları aradı. falanca yer derken unuttuğumdan demiyorum. ismi önemsiz, olsun yeterki.

2 gün sonrasu için iş görüşmesine davet ettiler. gömleklerımı çıkardım, ütü yaptım. tek çizgi kalmamasına özen gösterdım. ameliyata girecek profesör edaysıyla yaklaştım. o sırada getirden sufle sipariş ettim. ağzımın tadı yerine gelmişti, hayat güzelleşiyorduç.aklıma can yücel geldi. sen ki milli eğitim bakanının çocugusun ama yokluk görmüş. neden? bence deliliğinden. kimi isteyerek kimi isteksiz yokluk görür.

aklıma bir deliliği geldi ona sırıttım kendı kendıme. adam yattığı yerden insan güldürüyor. sanırım sanatçı olmak böyle birşey.

zamanında duygu asena nazım hikmet için ''kartpostal şairi'' demiş. can yücelde canlı yayına bağlanıp, duygu asenaya ''kart sensın postal sana girsin'' demiş.

hadi bu adam bilinçli deli. ben bilinçli deli olamaycak kadar akıllı olmak zorundayım. kapitalizmin kölesiyim.

okuldan istiklal marşı sesi geliyor. doğru ya bugün 23 nisandı. bu iş olacak, tbmm kuruluşu bana uğurlu gelecek ve kredi kartı borçlarımı yapılandırma için bankaya başvuracağım.

yaşanmışlıklarla örtüşüyorsa daha bir can yakan, muhteşem bir yasemin mori şarkısı.

kokodan erimiş kafayla oksimoron şeyler yazan ingilizci aktrollerin ıslak düşüdür.
chp, türk halkıdır. türk halkı olmasaydı chp de olmazdı.
ek: @cordarone un bilgisine, entrileri doğru okuyup cevap verirsen sen de iyi bir sözlük yazarı olabilirsin. ayrıca allah kimseyi atatürk düşmanı olucam diye uzaymikik denen kokocu aktrolle aynı fikirde buluşturmasın, amin.

hem evimsin hem cehennemim