4 yıldır bir kızı unutamamak
başlık "gulmekicinyaratilmis" tarafından 16.03.2025 13:43 tarihinde açılmıştır.
1.
olay.
benim de son uzun iliskim yaklasik 4 sene once bitti.
bambaska bir uyum ve denge yakalamistik.
2,5 sene surdu ama inanin 25 sene de surerdi.
ozluyorum bazen.
ama sonra beni oldurmek istedigi aklima geliyor, dusunme diyorum;)
benim de son uzun iliskim yaklasik 4 sene once bitti.
bambaska bir uyum ve denge yakalamistik.
2,5 sene surdu ama inanin 25 sene de surerdi.
ozluyorum bazen.
ama sonra beni oldurmek istedigi aklima geliyor, dusunme diyorum;)
devamını gör...
2.
(bkz: büyü yapmıştır büyü) 4 yılda görmesem anamı babamı unuturum.
devamını gör...
3.
çok müşkül bir durum. rüyalarıma da girmeye başladı.
bu işin sonu iyi bir yere gitmiyor ama ne yapacağımı da bilmiyorum açıkçası.
bu işin sonu iyi bir yere gitmiyor ama ne yapacağımı da bilmiyorum açıkçası.
devamını gör...
4.
zor bir durum olsa gerek.
17 yaşından 33 yaşına kadar ilişkimizin sürdüğü ilk aşkımı yani eski eşimi ben unuttuysam siz de 4 yılda bir kızı çok rahat unutursunuz bence.
not: şu anda 36 yaşındayım.
17 yaşından 33 yaşına kadar ilişkimizin sürdüğü ilk aşkımı yani eski eşimi ben unuttuysam siz de 4 yılda bir kızı çok rahat unutursunuz bence.
not: şu anda 36 yaşındayım.
devamını gör...
5.
tam dört yıl olmuş dün/ az önce fark ettim la la la.
2021. bitti. daha da gözlerine bakınca zamanın durduğu kimse çıkmadı karşıma, ya da cami avlusunda oturup huzur bulacak, barda birayla değil duyguyla sarhoş olacak..
unutamamak değil de o hisleri tekrardan yaşamayı özlemek diyelim.
2021. bitti. daha da gözlerine bakınca zamanın durduğu kimse çıkmadı karşıma, ya da cami avlusunda oturup huzur bulacak, barda birayla değil duyguyla sarhoş olacak..
unutamamak değil de o hisleri tekrardan yaşamayı özlemek diyelim.
devamını gör...
6.
4 yıl ne ki, daha bunun bir ömrü var.
unutmak kolay değildir, hatta imkansızdır. çünkü unutulan insanlarla her hesap görülmüş, her şey konuşulmuş, yaşanması gereken yaşanmıştır.
ama o unutulamayanlar var ya, işte onlarla hep bir şeyler eksik kalmıştır, hep bir ukdedir yüreği sızlatan, geceleri rüyalara giren.
o eksiklik tamamlanmadan asla unutmayız.
ama insanlar acımasız, merhametsiz. o kişinin umurunda olmadığını bilmek de ayrı üzer.
kapanmamış defterler her daim esen rüzgara karşılık sayfalarını gösterir. buna da kimse engel olamaz...
unutmak kolay değildir, hatta imkansızdır. çünkü unutulan insanlarla her hesap görülmüş, her şey konuşulmuş, yaşanması gereken yaşanmıştır.
ama o unutulamayanlar var ya, işte onlarla hep bir şeyler eksik kalmıştır, hep bir ukdedir yüreği sızlatan, geceleri rüyalara giren.
o eksiklik tamamlanmadan asla unutmayız.
ama insanlar acımasız, merhametsiz. o kişinin umurunda olmadığını bilmek de ayrı üzer.
kapanmamış defterler her daim esen rüzgara karşılık sayfalarını gösterir. buna da kimse engel olamaz...
devamını gör...
7.
yarım kalmış tam olarak yaşanmamış ve bitmiş ilişkilerde bir taraf hayatına devam ediyorken diğeri yaşanmamış şeyler için kendine ara ara kendine şöyle olurdu, böyle güzel olabilirdi diye kendi kendini bilinçaltının da işbirliğiyle gam kedere sevk edip belirli belirsiz aralıklarla gerçek dünyadan kopmasına neden olur. saplantı haline gelebilir dikkat edilmesi gerekir. hayatı yaşayın olmayacak şeyler için ara öğün olarak gam kederi kendinize yedirmeyin .
devamını gör...
8.
beş para etmez biri olduğunu anlayın saniyesinde bir damla gözyaşı ile uçup gider.
devamını gör...
9.
ancak hafiften ılımış erkeklerin başına gelen olay.
bende maks 2 saat.
tinder denen naneyi bu hastalığın tedavisi için ürettiler zaten aga.
bende maks 2 saat.
tinder denen naneyi bu hastalığın tedavisi için ürettiler zaten aga.
devamını gör...
10.
4 yıl mı?
size söverim ha...
kız mı?
...
size söverim ha...
kız mı?
...
devamını gör...
11.
salaklık
devamını gör...
12.
acilen sevmek zamani izlemeni oneririm, cunku sen o kiza degil kafanda yarattigin versiyonuna takintilisin
devamını gör...
13.
obsesif olduğunuza delalet edebilir. veya romantik olduğunuza.
benim 10 yıldır unutamadığım bir bey var.
kendisini ölene dek de hatırlamak isterim.
unutamamak dediğim aşkıyla yanıp kavrulmak falan değil. hiç öyle bir durum yok. varlığını bilmekten güç almak bağlamında bir unutmama hali hakim bende.
hayatımın bir döneminde anlaşılmaya çok önem vermiştim. ve elde edemiyordum bunu. şu anda da edemiyorum ya, insanlar salak mı anlamadım gerçekten. geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum, tane tane, anlamıyorlar. bir tane patlatasım geliyor, umutla da anlatıyorum ya her defasında. salak olan ben de olabilirim herhalde, bilmiyorum tam. neyse abi, o zamanlar çok önemliydi benim için.
çok gençtim, çok acı çekiyordum*, çok yalnız hissediyordum ve sonsuza dek böyle olacak sandığım için * çok da çaresiz hissediyordum kendimi. ya anlaşılmadan sevilmek gibi bir şeyi de aklım almadığı için sevgisiz de hissediyordum.
sonra bir kış gecesi bu arkadaş resmen dolunay gibi arzı endam etti. geçen demanslı teyzemi konuşuyoruz bana diyor ki sisi şimdi teyzenin bilinci bozulmuş ya, aklı gitmiş, ee diyorum, düşünsene öldüğümüzde mesela bilincimiz, düşüncelerimiz aslında yok olmuyormuş da parçalara bölünüp geziniyormuş... senin teyzeninki yaşarken de öyle ya, ölünce nası olurdu sence? ya bu kadar gereksiz ve gerzekçe bir şeyi ortaya atabilecek bir insan daha tanıyorum, o da kendimim zaten. ben de soruyorum bir de ciddi ciddi abi şimdi o düşünce parçaları yaşayanların bilincine sızıyor mu? mesela bi tane şizofren çok fazla uzayda salınan düşünce aklına sızmış diye mi şizofren olmuş mesela? diyorum. o da mal mısın aminyum ya demiyor da ya o kadar uzun düşünmedim bilmiyorum diyor... neyse yani çölde vaha gibi bir şeydi benim için. bunlar çok özel şeyler değil belki, herkes yaşıyordur benzer şeyler ama işte aynı düşünce yapısıyla karşı cinste karşılaşmak çok tatlı. benim genelde başıma gelmiyor bu.
bazen konuşmaya da çok gerek olmuyordu. o anlaşılma duygusu çok güzeldi. bu benim hislerimle alakalı bir özlemimdi ve zaten eroin gibi bir şey, yoksunluğu çok zor.
ama seneler sonra bir gün afedersiniz kaka yaparken şöyle bi kavram belirdi aklımda: ontolojik yalnızlık. kendi kendime icat ettim bunu sıçarken. tabi benden önce 29387294 filozof daha icat etmiş, benim için hayal kırıklığı olmadı bu durum.
sonra işte o anlaşılmama duygusunun kalıcı ve bitimsiz oluşu ile alakalı bir kabulleniş yaşadım büyük ölçüde. o zaman bu beyefendiyi kişi olarak değerlendirme imkânı buldum.
harika bir kişi bence, tüm duygulardan azade bir şekilde. adamın var oluş şeklini, geçmiş - bu gün ve gelecek dahil olmak üzere, dönüştüğü ve dönüşeceği her şeyi inanılmaz onaylıyorum. artık bu bir oluş ve bütünlük meselesi, eylemlerden de ayrı. aşk da değil abi.
böyle hissettiğim 1 insanım daha var.
bu insanlara hayattaki çapalarım diyorum. ve her türlü yaşam biçminin ve duygulanımın ötesinde, aynı savaşın içinde aynı cephede ve bir şekilde yan yanayız gibi hissediyorum.
bence hayatta böyle 2 insan bulmak muazzam. sadece var oluşun yüzünden onaylanmak da süper. ne iletişime gerek var, ne duyguya gerek var bu insanlar söz konusu olunca. kendi olanakları içinde yaşamaları çok yeterli. zaten bir kez var olmuş oldukları için artık ölseler dahi var olmuş oluşları değişemez.
ve kendimden şüphe ettiğimde, yolumu kaybettiğimde veya kendimi kaygan bir zeminde hissettiğimde hemen aklıma ikisinden birini getiriyorum. çok cesaret veriyor bana.
sevgi demiyorum.
yüce rabbim herkese kendi varlığının ve kaprislerinin ötesinde, sevebileceği değil onaylayabileceği en az bir insan versin.
bazı düşmanlıklar inanılmaz haysiyetlidir. filmlerde falan görürüz genelde. gerçekte yok abi o kadar kaliteli düşmanlar. salak saçma tipler var insan onlarla da düşman olmaya üşeniyor. neyse yani gözünü oymak ister ama saygı da duyar falan. bişi olur elinden tutar yardım eder sonra kaldığı yerden kuyusunu kazmaya devam eder :d. işte o da bu onay haliyle alakalı bence. böyle bir düşmanım yok. ama bir tane de böyle düşman isterim şahsen. o da insanı üretken kılabilir çünkü, haysiyetli düşmanlık.
neyse yani rabbim nasip eder inş.
tüm bu iç döküşü şu şarkı ile bitirmek isterim:
ı wanted to love you like my mother's, mother's, mother's did
civilian
benim 10 yıldır unutamadığım bir bey var.
kendisini ölene dek de hatırlamak isterim.
unutamamak dediğim aşkıyla yanıp kavrulmak falan değil. hiç öyle bir durum yok. varlığını bilmekten güç almak bağlamında bir unutmama hali hakim bende.
hayatımın bir döneminde anlaşılmaya çok önem vermiştim. ve elde edemiyordum bunu. şu anda da edemiyorum ya, insanlar salak mı anlamadım gerçekten. geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum, tane tane, anlamıyorlar. bir tane patlatasım geliyor, umutla da anlatıyorum ya her defasında. salak olan ben de olabilirim herhalde, bilmiyorum tam. neyse abi, o zamanlar çok önemliydi benim için.
çok gençtim, çok acı çekiyordum*, çok yalnız hissediyordum ve sonsuza dek böyle olacak sandığım için * çok da çaresiz hissediyordum kendimi. ya anlaşılmadan sevilmek gibi bir şeyi de aklım almadığı için sevgisiz de hissediyordum.
sonra bir kış gecesi bu arkadaş resmen dolunay gibi arzı endam etti. geçen demanslı teyzemi konuşuyoruz bana diyor ki sisi şimdi teyzenin bilinci bozulmuş ya, aklı gitmiş, ee diyorum, düşünsene öldüğümüzde mesela bilincimiz, düşüncelerimiz aslında yok olmuyormuş da parçalara bölünüp geziniyormuş... senin teyzeninki yaşarken de öyle ya, ölünce nası olurdu sence? ya bu kadar gereksiz ve gerzekçe bir şeyi ortaya atabilecek bir insan daha tanıyorum, o da kendimim zaten. ben de soruyorum bir de ciddi ciddi abi şimdi o düşünce parçaları yaşayanların bilincine sızıyor mu? mesela bi tane şizofren çok fazla uzayda salınan düşünce aklına sızmış diye mi şizofren olmuş mesela? diyorum. o da mal mısın aminyum ya demiyor da ya o kadar uzun düşünmedim bilmiyorum diyor... neyse yani çölde vaha gibi bir şeydi benim için. bunlar çok özel şeyler değil belki, herkes yaşıyordur benzer şeyler ama işte aynı düşünce yapısıyla karşı cinste karşılaşmak çok tatlı. benim genelde başıma gelmiyor bu.
bazen konuşmaya da çok gerek olmuyordu. o anlaşılma duygusu çok güzeldi. bu benim hislerimle alakalı bir özlemimdi ve zaten eroin gibi bir şey, yoksunluğu çok zor.
ama seneler sonra bir gün afedersiniz kaka yaparken şöyle bi kavram belirdi aklımda: ontolojik yalnızlık. kendi kendime icat ettim bunu sıçarken. tabi benden önce 29387294 filozof daha icat etmiş, benim için hayal kırıklığı olmadı bu durum.
sonra işte o anlaşılmama duygusunun kalıcı ve bitimsiz oluşu ile alakalı bir kabulleniş yaşadım büyük ölçüde. o zaman bu beyefendiyi kişi olarak değerlendirme imkânı buldum.
harika bir kişi bence, tüm duygulardan azade bir şekilde. adamın var oluş şeklini, geçmiş - bu gün ve gelecek dahil olmak üzere, dönüştüğü ve dönüşeceği her şeyi inanılmaz onaylıyorum. artık bu bir oluş ve bütünlük meselesi, eylemlerden de ayrı. aşk da değil abi.
böyle hissettiğim 1 insanım daha var.
bu insanlara hayattaki çapalarım diyorum. ve her türlü yaşam biçminin ve duygulanımın ötesinde, aynı savaşın içinde aynı cephede ve bir şekilde yan yanayız gibi hissediyorum.
bence hayatta böyle 2 insan bulmak muazzam. sadece var oluşun yüzünden onaylanmak da süper. ne iletişime gerek var, ne duyguya gerek var bu insanlar söz konusu olunca. kendi olanakları içinde yaşamaları çok yeterli. zaten bir kez var olmuş oldukları için artık ölseler dahi var olmuş oluşları değişemez.
ve kendimden şüphe ettiğimde, yolumu kaybettiğimde veya kendimi kaygan bir zeminde hissettiğimde hemen aklıma ikisinden birini getiriyorum. çok cesaret veriyor bana.
sevgi demiyorum.
yüce rabbim herkese kendi varlığının ve kaprislerinin ötesinde, sevebileceği değil onaylayabileceği en az bir insan versin.
bazı düşmanlıklar inanılmaz haysiyetlidir. filmlerde falan görürüz genelde. gerçekte yok abi o kadar kaliteli düşmanlar. salak saçma tipler var insan onlarla da düşman olmaya üşeniyor. neyse yani gözünü oymak ister ama saygı da duyar falan. bişi olur elinden tutar yardım eder sonra kaldığı yerden kuyusunu kazmaya devam eder :d. işte o da bu onay haliyle alakalı bence. böyle bir düşmanım yok. ama bir tane de böyle düşman isterim şahsen. o da insanı üretken kılabilir çünkü, haysiyetli düşmanlık.
neyse yani rabbim nasip eder inş.
tüm bu iç döküşü şu şarkı ile bitirmek isterim:
ı wanted to love you like my mother's, mother's, mother's did
civilian
devamını gör...
14.
sana şimdi fırsat verseler dağ da delersin.
devamını gör...
15.
olabilir güzel kardeşim, insanız neticede.
mevlânâ celâleddîn-i rûmî şöyle demiş:
“aşk insanı yakar ama yanmak da ruhu olgunlaştırır.” güzel tarafından bakmak gerek. zamanla iyi olacaksın.
mevlânâ celâleddîn-i rûmî şöyle demiş:
“aşk insanı yakar ama yanmak da ruhu olgunlaştırır.” güzel tarafından bakmak gerek. zamanla iyi olacaksın.
devamını gör...
16.
anıları unutamıyor insan, olması gereken de zaten bu. eğer unutamıyorsan belki de unutmaman gerekiyordur. unutmam lazım dedikçe zihin daha da saplantılı şekilde sarılıyor o insana, anılara. güzel şeyler yaşandı, yaşanması gerekiyordu deyip kabullenmek lazım. unutmak güzel bir şey değil.
devamını gör...
17.
unutamamak ayrı bir şey,
hayatını ona odaklayıp kendine eziyet etmek apayrı bir şey.
unutmadığım, unutamadığım onlarca kadın var.
zaten neden unutayım? hepsi yaşattıklarıyla, anılarıyla vs güzel şeylerdi.
he hiç bir kişinin ardından yas tutup da hayatı pause moduna almadım.
almam da zaten, gereksiz bir iş o.
gerçekçi değil.
hayatını ona odaklayıp kendine eziyet etmek apayrı bir şey.
unutmadığım, unutamadığım onlarca kadın var.
zaten neden unutayım? hepsi yaşattıklarıyla, anılarıyla vs güzel şeylerdi.
he hiç bir kişinin ardından yas tutup da hayatı pause moduna almadım.
almam da zaten, gereksiz bir iş o.
gerçekçi değil.
devamını gör...
18.
seviyorsun, sevdiğini sanıyorsun, bağ kuruyorsun sonrasında bağlar zayıflıyor, bitiyor gidiyor ya hani bir şekilde.. sonrasında o alıştığın düzene takılı kalıyorsundur.. yani başka türlüsü mümkün değil..
illakii bir bakış, bir gülüş, ne bileyim bir söz,, ya şimdi olsa şöyle yapardı dediğin anlarda fark edilendir.. illaki hatırlarsın bence çünkü.
illakii bir bakış, bir gülüş, ne bileyim bir söz,, ya şimdi olsa şöyle yapardı dediğin anlarda fark edilendir.. illaki hatırlarsın bence çünkü.
devamını gör...
"4 yıldır bir kızı unutamamak" ile benzer başlıklar
unutamamak
27