1-2 yaşına kadar olan bebekleri anlarım sonuçta onların ağlamaktan başka bir çaresi olmayabiliyor. fakat bebek konuşmayı biliyorsa işte o zaman aileye laf edilebilir çünkü bu tamamen yetiştirmeyle alakalı bir durum oluyor.
devamını gör...
dileyen özel aracı ile seyahat edebilir, tutan yok.
devamını gör...
ses ve koku konusunda çok hassasım ama hayat içerisinde illa ki oluyor böyle hadiseler. hassas olanlar için normal bir insana 1 gelen ses ya da koku, hassas insana 10 olarak geliyor.
bebeğe yahut çocuğa laf anlatması imkansız, ne kadar rahatsız olsak da anlayışlı olmak icap eder. ailelerden de gerçekten vurdumduymaz, rahat tipler oluyor. olay ne olursa olsun iyi niyetimizi karşı tarafa göstermek durumundayız. karşı tarafın da iyi niyeti görünce makul ölçülerde anlayışlı olması icap eder. bu karşılıklı nezaketin gerekliliğidir.
devamını gör...
rahatsız eder mi eder. ancak bir bebeğe ne diyebiliriz ki. çocuktur. asıl rahatsız eden şey belli bir yaşa gelmiş ve bir bilince ulaşmış olması gerekenlerin; bağıra bağıra telefonda konuşması, ter kokuları, samimiyetsiz davranışları olmalı.
devamını gör...
dünyaya sanki bu haliyle gelmiş, hiç kimseye rahatsızlık vermeden büyümüş, bebekliğinde hiç ağlamamışların haklı gördüğü başlık.
devamını gör...
rahatsız olmak değil de vicdan azabı çektirir. ne oldu yavrum , koltuğu mu beğenmedin, yol mu tuttu, canın mı sıkıldı? anlamıyorum ve daralıyorum. orada bir yavrucağın derdi gözler önünde yaşanıyor , heyhat !
devamını gör...
vermez. çünkü toplu taşımalarda kulaklıksız olmam. çocuktur yahu ağlar şimdiden yaptıklarından rahatsız olup nefret kusmak… durun daha yolun başında, zaten her yaptığına bir şey bulacaklar büyüyünce bari çocukken istediği gibi ağlasın, koşsun, gülsün. ne istiyorsa yapsın kısaca, ilerde yapmakta zorlanacak çünkü. yollar dikenli bu toplumda.
devamını gör...
ağlayan bebek değil eğer ilgilenmiyorsa ebeveyninin yok ilgileniyor ama elinden bir şey gelmiyorsa ters ters bakan,homurdanan,faydasız, anlayışsız toplu taşıma güruhunun verdiği rahatsızlık.
devamını gör...
verdiği rahatszılık dillere destandır. ama kalkıp da 4-5 aylık bebeğe sus diyecek halimiz yok. katlanacağız mecbur.
hastanelerde ki bebeklerin verdiği rahatsızlık çok daha büyüktür.
devamını gör...
çok kınamak istemediğim ama beni aşırı derece rahatsız eden durum.

oldu bitti bebek ağlaması beni rahatsız etmiştir. çünkü bunda üst komşumun veletlerinin de ciddi payı vardır. bir yerden sonra tahammül edemeyeceğim bir şey haline gelmiştir. köpektir doğal olarak havlar, çocuktur doğal olarak ağlar mantığından ziyade, bazı ebeveynler ağlayan çocuğu susturmaya çalışacağına umursamıyor. çocuk bu ya. ya altı pistir ya açtır ya da bir yeri ağriyordur veya gazı vardır. saldım çayıra mevlam kayıra havasına bürünmelerine, umursamazlıklarına sinir oluyorum ben.
devamını gör...
ağlayan bebek sesinden rahatsız olduğum için ayrıca rahatsız olduğum bir durumdur..
aklıma en fecisini getirip rahatlıyorum:en fecisi:iletişim kurabildiğin halde karşında ağlayan insan..
devamını gör...
bu konuda bir şeyler yazınca hemen ayrımcılık, ailenin sağlığı vs. diyorlar; o yüzden bireysel kanaat belirtmekten kaçındığım durum.

kötü bir his.
devamını gör...
ağlayan bebeğin rahatsızlık verdiği doğrudur, yapacak bir şey yoktur.
devamını gör...
çok daha rahatsız edici sesler var ona gelene kadar. gerçi bu bir hastalık da olabilir. yutkunma sesine bile kıl olduğum durumlar olabiliyor şahsen. ağız şapırdatma, sakız çiğneme, çay höpürdetme sesi falan. neyse ki çay hopurdetme otobüste çok mümkün degil.
devamını gör...
"rahatsız olmayın" veya "oluyorsanız da sabredin, anne-babasına belli etmemeye çalışın" diyerek başlamak istiyorum.

bugün 17 yaşında olan lise son sınıf öğrencisi bir kız çocuk babasıyım. ne çabuk geçti zaman boyum kadar oldu güzelliğim.


doğumhanenin kapısından cırlayarak çıktı yavrum, ilk elime aldığım anda ve takip eden 8-10 aylık süreçte de bu durum böyle devam etti. sayısını unuttuğum kadar çok, farklı doktora götürdüm o yıllarda. biri dahi farklı bir şey söylemedi cevaplar hep aynı "gaz sancısı" ve "bağırsakları gelişimini tamamlayana kadar yapacak bir şey yok".

gündüz annesinin elinde saatlerce kıvranır, 10 saat çalışıp işten eve döndükten sonra benim kucağımda... taa ki cırlamaktan baygın düşüp sızana kadar. uyuduğunda da belki yarım saat belki bir saat uyku. denemediğimiz ilaçlar doğal yöntemler kalmadı, hatta yurt dışından bir yakınımızın önerisi olan ve türkiye'de o yıllarda olmayan sab simplex'i bile ecza depolarından birini yardımıyla el altından bularak temin ettik. o süreçte ben de bir saat kesintisiz uyku uyuduğumu hatırlamam, hoş yavrum da uyumadı. kucağıma alır, başı omzumda salondan mutfağa, mutfaktan balkona, oradan diğer odalara... gezerken hareketin verdiği tempoyla rahatlayabilirse rahatlar, çok kısa süre sonra tekrar başlardı.

bu süreçte biz de toplu taşıma kullanmak veya şehirlerarası yolculuklar yapmak durumunda kaldık defalarca. emin olun o anne-baba, sizin o seslerden rahatsız olduğunuzdan daha fazla rahatsız oluyor çocuklarının feryadından, bizleri rahatsız etmekten ve sizlerin-bizlerin ilgisizlikle suçlayıcı bakışlarından ama çoğunlukla ellerinden bir şey gelmiyor.
devamını gör...
bebek neyse ama belli bir yaşa gelmiş çocukların sebepsizce höykürerek ağlaması yokmu..
devamını gör...
yolcuları isyana sevk eden bir durumdur. fakat ben bir defasında şehirler arası bir yolculuk yaparken bir annenin bebeğini susturmaya çalışması ve de bebeğin daha daha fazla ağlaması sonucu yolculardan biri çok fena hâlde tepki vermişti. annenin o anki çaresizliğini yıllar geçmesine rağmen unutmadım. bir yandan yolcular rahatsız olmasın diye verdiği çaba bir yandan da kimi yolcuların annenin suçuymuş gibi anneye gereksiz bir şekilde tepki vermesi kötü bir durum yaratmıştı.
devamını gör...
abla hanım teyze kb ama basit kıytırık bir araba alamıyorsan bir zahmet üreme. herkesin çocuk yapma gibi bir zorunluğu yok.
devamını gör...
yabancıların gözünü seveyim. adamların bebekleri bile bizim yetiskinlerimizden daha uslu başlı.

medeniyet bebeklere bile intikal etmiş batıda.
sen bebeği şapur şupur öpersen, abili gubuli, ceee eee yapıp seversen bebek de ortalığın içine s.çar böyle.

bizim üstümüzde miran adında bir çocuk var.
isminin manası tanrı demekmiş.

beyler beyi, hanlar hanı, sultanlar sultanı, efendilerin efendisi, büyükler büyüğü anlamına geliyormuş.
çocuk 7 yaşında ama kendini bebek sanıyor hala. evdekiler de onu bebek gibi seviyor.

avrupada ise 7 yaşındaki çocuklar bambaşka kafalarda..
devamını gör...
uzun yol yolculuklarında çekilemez bir durumdur. tamam her şey iyi hoş ben dört saat boyunca ağlama sesi duymak zorunda mıyım?
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ağlayan bebeğin toplu taşımada verdiği rahatsızlık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim