141.
"insan ne ise, o olmayı reddeden tek yaratıktır" sözünün sahibi. fikirlerine saygı duyduğum bir insan.
devamını gör...
142.
ispanya iç savaşı'nı şöyle özetlemiştir.

“ispanya’ da dövüşen gönüllüler, bu savaşın anılarını yüreklerinde kötü bir yara gibi taşımışlardır. çünkü insan, haklı olduğu halde yenilebileceğini, zorbalığın gayrete boyun eğdireceğini, kimi zaman cesaretin mükâfatının olmadığını ispanya’ da öğrenmiştir.”
devamını gör...
143.
yabancı kitabından uyarlama bir sanat filmi vardı güzel de filmdi ama hatırlayamadım adını.
devamını gör...
144.
şimdilerde veba adlı romanını okuyorum… akıcı, dili sade ve günümüz durumuna çok uygun. konular günümüz olayları ile aynı minvalde ilerliyor. daha öncesinde yabancı adlı kitabını okumuştum çok etkilenmiştim… modern klasikler adı ile iş bankası kültür yayınlarında birçok kitabına ulaşabilirsiniz. *
devamını gör...
145.
mentollü sakız gibi beyninizi açan bir dili olan yazardır.

"sabah sakindi, günlük güneşlik bu hava, kutsal kitaplarda adı geçen çok sayıda şehrin, tanrısal öğütlere, basit ve tesadüfi bir itaatsizlik sonucu, içinde yaşayan herkesle birlikte yıldırımlara çarptırıldığı ve yerle bir edildiği güzel ve adil zamanların o geçmiş günlerinde müsrif bir kaynak olmuş gökyüzünün cezalarının yüzyıllar içinde gücünü yitirdiğini doygunlukla kanıtlıyordu."

"biz de, genç kanımıza karşın, bu son yüzyılın korkunç yaşlılığına gömülmüşüz, bazı bazı biz de tüm zamanların otlarına, artık kendisi için görmeye gitmeyeceğimiz zeytin ağacının yaprağına ve özgürlüğün üzümlerine yanacağız."

"tanrı'ya adanmış insanın düşkünlüğüne gömüldüğü seziliyordu. ama yaşam umudu yeniden doğmayagörsün, insanoğlunun çıkarları karşısında tanrı'nın bir ağırlığı kalmıyordu."
devamını gör...
146.
yabancı adlı eseri ile nobel ödülünü kazanmış, saçma anlayışını temeline oturttuğu varoluşçu felsefesiyle tanınmış, jean paul sartre, soren kierkegaard ve friedrich wilhelm nietzsche ile birlikte varoluşçuluğu büyük kitlelere tanıtmış usta fransız filozof. ayrıca cezayir' de kalecilik de yapmış ve '' hayat hakkında ne öğrendiysem futboldan öğrendim, toplar hep beklemediğim yerden geldi '' demiştir.
devamını gör...
147.
yabancı ve veba kitaplarının yazarı
devamını gör...
148.
biz onu varoluşçu felsefeseci olarak tanısak da kendisi bunu kabul etmez. sisifos söyleni kitabında uyumsuzu ve intiharı ele alır anlamsiz dünyaya nasıl dayanabileceğimizi göstermeye çalışır sonsuza dek bir kayayı tepeye çıkarmakla cezalandırılan sisifosu mutlu hayal eder. yabancı kitabında ise uyumsuzu edebi şekilde ele alır intihar ölümün anlamsızlığından kaçarken kendini ölümün kucağına atmaktır çözüm mü direniş başkaldırı
devamını gör...
149.
''oldum olası içimde biri, tüm gücüyle hiçbir şey olmamaya çalışıyor.'' - albert camus

tam şu sıralar albert camus'un ''veba'' adlı eserini okurken bugün vefat yıl dönümünü olduğunu öğrendim. nobel ödüllü yazarı aramızdan ayrılışının 62. yılında saygıyla anıyorum.
devamını gör...
150.
ana karakterini annesi öldükten bir gün sonra tıpkı sıradan, dertsiz ve tasasız bir insan gibi, havuzun içinde bir kadınla sevişecek şekilde yaratması, ilk okuduğumda beni acayip şaşırtmıştı; sanırım yaş olarak çok olgun da değildim.
annesi ölüyor. annem öldü. sanırım dündü. gibi cümleler var. "allah allah" diyorum, "bir garip!" sonra kitap içine çekiyor..

yabancı kitabını çok çok sevdiğim, albenili yazardır.


aynı kitapta bir de köpeği ile sürekli dalaşan bir ihtiyar vardı diye hatırlıyorum hep. işte o zaman okurken güldüğüm ilk kitap olduğunu anında hafızama yerleştirmiştim.


sonuç olarak, güzel yazar, güçlü yazar.
devamını gör...
151.
ironik olarak, hayatı basit görmüştür, basit yaşamıştır ama büyük sözler söylemiştir.
devamını gör...
152.
yabancı adlı kitabında şöyle bir sözü vardır;

“insan, bilmediği şeyler hakkında daima abartılı düşüncelere kapılır.”
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görsel kaynak: sol elim.
devamını gör...
153.
cezayir asıllı fransız yazardır ve çok büyük bir yalancıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filozofların çoğu yalancıdır zaten, romancılar da onlardan aşağı kalmaz. futbolcular ise çok büyük yalancıdır. albert camus’ü ise bu saydıklarımın hepsidir.

futbolla ilgili söylediklerinde yalan yok. ben de aynen katılıyorum. hayata dair öğrendiği şeyleri futboldan öğrendiğini söyleyen yazar kalecilik yıllarında insanları geride kalarak izlemiş ve onlar hakkında birçok bilgi edinmiştir.

ama bu yalancı olduğu gerçeğini değiştirmez. sisifos söyleni ve başkaldıran insan gibi kitaplarıyla bir yalancı olduğu gerçeğini saklamak için elinden geleni yapmıştır. düğün-bir alman dosta mektuplar kitabı ile ise normal bir insan olduğunu göstermeye çalışmıştır. savaşın hikayesini anlattığı bu kitapta sanki hiçbir ölüme neden olamamış gibi davranmıştır.

düşüş ve veba nefis kitaplardır hakkını teslim etmek zorundayım. zaten yazarlığına da kaleciliğine de sözüm yok. ama işini iyi yapması onu affetmem için bir neden değil.

absürt edebiyatta adı en çok geçen yazarlardan biri olan yazara en absürt ölüm şeklinin ne olabileceğini sorulduğunda trafik kazası cevabını vermiştir. daha sonra bir imza gününden dönerken trafik kazası geçirip ölmüştür. ilginç olan şey ise öldüğünde cebinde iki tren bileti çıkmasıdır. ki albert camus’nün cebindeki biletler konusunu daha sonra yazacağım.

yalancılığı ise mutlu ölüm kitabıyla ilgilidir. ben inandım yazara, bu kitabı okuduğum zaman paranın mutluk getireceğine inandım. dostoyevski’nin raskolnikov’u gibi laf dinlemeyip sonra da pişman olup sürüm sürüm sürünen bir insan değildir mersault. o pişmanlık duymaz. haruki murakami’yi öldürme isteğimin temelleri de böyle atıldı belki de. paranın ne olursa olsun mutluluk getirme olasılığına inandım. cinayetlerimi haklı görmek için bir nedendi bu kitap. öldükten on yıl sonra yalanlarıyla hayatımı mahvetti albert camus.

ama artık albert camus’ye inanmıyorum. bence annesinin dün mü bugün mü öldüğünü de biliyor.
devamını gör...
154.
"hayatta ne ögrendiysem hepsi futboldan.çünkü top hep beklemedigim köşeden geldi" diyen , öğrenci olduğu dönemde üniversite futbol takimimin kalecisi, absürdizm akiminin öncüsü feylesof.

bir ara vereme yakalanmis.cezayir üniversitesi felsefe mezunu.o zamanlar cezayirde kalan fransizlara "kara ayak" denirmis.kendisini de bu yüzden yabanci adli romaninda dolaylama yaparak kara ayak olarak tanimlar.basta dostu sartre ile birlikte fikir ayriligina düsmeden sosyalizmle ilgililenmelerine rağmen camus'nün verdigi bir röportaj sebebiyle yollari ayrilmistir.röportajda camus,annesinin fransada yasadigi ve kuzey afrika kökenlilerin fransada gerceklestirdikleri terör eylemleri sebebiyle annesinin hayatindan endise ettigini belirtir ve terör eylemlerini elestirir.bu sartre ile ipleri gerer ve sonrasinda da kopartir.

insani ölüme mahkum olmasina rağmen hayata tutunmaya ve bir anlam bulmaya calisan bir varlik olarak ele alir.bunun sonucunda da absürd kavraminin doğduğunu belirtir.insanin bu tavrı her haliyle absürddür (saçmadır)...ama bir anlamda gereklidir de. özellikle yabanci adli eserinde bunu derinlemesine işler.

nobel edebiyat ödülünü kazanir ve ölümü de son derece absürd bir trafik kazasiyla olur.trafik kazasinin gerceklestigi yerde kendisinin anisina bir heykel vardi yanilmiyorsam.veba,yabanci,düşüş vd önemli eserleri mevcuttur.bircok kitabini okuduğumdan dolayi kendisini sever sayarim.esi matematikcidir.esine felsefe öğrettigini ve ondan matematik öğrendigini belirtmistir bir röportajinda.adi da francine faureydi sanirsam.

saygilarimla efenim...
devamını gör...
155.
annesi okuma yazma bilmez. babası dünya savaşında ölmüş yoksul bir işçi. ayakkabıları cabuk eskimesin diye çok sevdiği futbolda kaleci olmayı yeğledi. en genç yaşta nobel alan yazar. en yakışıklısı aynı zamanda.
devamını gör...
156.
yabancı adlı eseri isminin hakkını verir. meursault sahilde karşılaşığı arap kökenli insanı öldürür ve hiçbir tepki vermez. annesi vefat eder hiçbir tepki vermez. bazı insanlar bu karakterde kendimi buldum dese de emin olun bu karakterdeki bir insanın çevrenizde bulunması bile sinirinizi bozar hatta kanınızı dondururdu.
devamını gör...
157.
her kitabının, kapakları arasından gri bir duman çıkıyor gibi bir havası var .çok severim kendisini.
devamını gör...
158.

kızı catherine camus, babası öldükten sonra şöyle demiş: "babam, ünlüymüş o meğer, ölene kadar bilmiyordum. öldüğü zaman anladım. imrenilecek bir durum değil. benim için babaydı o. tuhaf, amma tuhaf şey. gülüşüne bayılırdım. başkaları için, albert camus bir efsaneydi, baba değil.
devamını gör...
159.
''bugün annem öldü ya da dün, bilmiyorum'' cümlesi ile var oluşa da yok oluşa da balyozla vuran cezayir doğumlu yazar-felsefeci.

annesinin ne zaman öldüğünü hatırlamayan biri kim bilir nasıl bir kafa yaşıyordur?
devamını gör...
160.
ismini doğru telaffuz etmeyi öğrenenlerin, kendilerini entelektüel ilan ettiği absürdist yazarlardan biri... fazla abartılmış. yaşasaydı bile bu alakayı eleştirirdi. rahatsız edici bir doğası var ve bunu "yabancı" kitabında bulabilirsiniz.
en önemli değerlerden biri olan aileyi zedeler. kitapta annesinin ölümünü rahatsız edici bir soğukkanlılıkla ele alıyor. hatta bunu dilemekten hoşlandığını belirtiyor. aynı zamanda bir filozoftur.
replika yönetmenlerimiz onu çok seviyor. özellikle zeki demirkubuz. "yazgı" filmini camus'ten kopyalamıştır. kafka'yı da sever. edebiyat olmasaydı film endüstrisi nasıl olurdu?
camus'nün özelliğini seviyorum: "dünya sular altında kalsa da ördeğe vız gelir" fikri... yaptığı ya da seçtiği her şey için üzülmeyen ve geride kalmayan biri. "zaten burada yaşıyoruz, kıçımızı yırtmamız gerekiyor mu"
kitapta kız arkadaşının evlenme teklifini "fark etmez" diye yanıtlıyor. kesinlikle sağlam bir yazar ama abartılması mental değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"albert camus" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim