tartışılabilecek bir sorudur.

bu entryi yazarken, en çok "aldatıldığını bilmeden ilişkiye devam etmek daha kötüdür." kısmında zorlandım. kendimi garip bir çelişkinin içinden çıkaramadım bir süre. nihayetinde aldatıldığını bilmeden o hislerden sorumlu olmayacaksın. sonra bana bunu düşündüren şeyleri düşündüm. tam olarak aldatılan kişilerle müthiş bir empati geliştirdiğimi hissediyorum. bir amatör porno filminde, evli kadın kocasıyla konuşurken, erkeğin kucağında. erkek videoya çekerken, kadın "yüzümü çekme gülüm, aman diyeyim!" diyor. kendimi çok fazla açıklama gereği duymam ancak burada, aldatma ya da yasak ilişki eyleminden zevk aldığım düşünülmesin. böyle videolar çok fazla var ve ben özellikle gördüğümde izlerim. gözlem ve düşünmek için bu kadar muhteşem doneleri başka bir yerde bulmak imkansız çünkü. her birini çok değerli görüyorum. işim psikoloji ya da sosyoloji değil ancak bunlara kafa yormayı seviyorum.

bu videoları izlerken, kendimi süratle o adamın yerine koyuyor ve o adam için çok üzülüyorum. bu cümleyi bana kurduran hislerin buradan geldiğini düşünüyorum. hiçbir şeyden habersiz, aldatılıyor herif. aynı kadın akşam belki kendisiyle birlikte olacak. ya da belki ilişkileri çok soğuk. adamın maruz kaldığı korkunçluğu tanımlamakta zorlanıyorum ve çıkmaza girdiğimi hissediyorum. "keşke," diyorum, "aldatıldığını öğrense!" o enayi yerine konmanın, o kandırılmışlığın kötülüğü sarıyor her yerimi.

aynı hisleri, yıllardır tanıdığım, gerçekten mahremiyetle alakalı ciddi sıkıntıları olan (bu benim yetiştiğim kültürel çevrenin kadın-erkek ilişkilerindeki mahremiyet sınırları içerisinde sıkıntılı, tamamen bana ait yani) ve erkek zevklerini gayet iyi bildiğim kadınların, bir yerde birini bulup evlendiklerinde, o adamlarla kol kola fotoğraflarını gördüğümde de hissediyorum. o kadınların, hiçbir koşulda o adamlarla birlikte olmayacağına yemin edebilirdim. kimlerle birlikte olduklarını ve genel çerçeveyi çok iyi gözlemlediğimi düşünüyorum. burada da o adamın nasıl sahte sevgi cümlelerine muhatap olduğunu, ciddi bir önyargıyla düşünüyorum. belki tamamen gerçektir ancak sahte ya da kendini kandırma eylemi olduğu düşüncesi bende çok ağır basıyor. dolayısıyla o adamın gerçekten sevilmediğini, o kadının, aylarca birliktelik yaşadığı, mert adındaki yakışıklı, kaslı, demiradamdan kendisine düşmeyeceğini, kendisinde olabilecek manevi değerleri de okuyacak ya da onu arzulayacak biri olmadığını ya da bunların onu arzulanabilecek biri yapamayacağını düşünüyorum. bu da yüzümü kızartıyor ve üzüyor beni. herifin enayi yerine konduğu düşüncesi sol kulvarlardan bastırıp yarışı kazanıyor.

çok sağlıklı düşünceler olmadığını biliyorum ancak zerre kadar da umursamıyorum bunu. çünkü bana aitler, çürütmek için kendimle çok konuştum ve sapasağlam ayakta kalabildiler. dolayısıyla, devam ediyoruz.

monogamik ilişkilerdeki tatminsizlik ile o ilişki için vazgeçebileceğin arzuların arasında ciddi hesaplar yapmak gerekiyor. bazı konular gerçekten konuşulamayabiliyor ya da elden bir şey gelmeyebiliyor. benim bir arkadaşımın yakın arkadaşı, eşinin penisi küçük olduğundan dolayı tatmin olamadığı için dildo almıştı mesela. adama da söyleyememiş, adam işe gittiğinde gizli gizli kendini tatmin ediyormuş. bu kadın fiziksel olarak dildo yerine, birilerinin bakışlarını kullanarak da haz duyabilirdi. yani basitçe flört ederek, micro-cheating ile de bunu yapabilirdi. iki türlü de kadında hiçbir kusur yok. adamda da kusur yok. peki böyle bir şey için ilişki bitirilebilir mi? elbette hayır! diyebiliriz. ben burada esasında yine empati yoluyla kendimi adamın yerine koyuyorum. eşine böyle aksiyonlar aldıracak kadar ciddi bir sorunun var ve bu sorun, ilişkinin neredeyse temelini oluşturan cinsellik. kadını hayatı boyunca bu arzusunu kaçak göçek ya da yapay şekilde tatmin etmeye çalışmasına sebep oluyorsun. burada bu ilişkiyi bitirmek, ikiniz için de iyi olabilir mi acaba? varlığınla aslında, o bunu kabul etmese de ona eziyet ediyorsun. seni sevdiği için ya da sana saygısından ya da kendisine saygısından dolayı seni doğrudan aldatmıyor da. lakin ızdırap çekiyor. birinin ızdırabı olmak ister miydin? bunu ve diğer tatminsizlikleri de hesaba katarak ciddi ciddi düşünmek gerekiyor. bazen iyi olmak, sevip sevilmek yetmeyebilir bildiğiniz gibi.
devamını gör...
bilmemezlikten gelmek.....
devamını gör...
bilmek kötüdür.

cehalet mutluluktur sözündeki cehalet işte bu oluyor. bilirsen mutlu olamazsın, bilmezsen zaten sıkıntı yok. o yüzden birlikte olduğunuz kişinin her bokunu bilme konusunda ısrarcı olmayın. sizinle geçirdiği zamandan hoşnutsanız ses etmeyin, huzurunuz kaçmasın. tabi kolay değil kapı gibi boynuzlarla yaşamak ama durum biraz bu.
devamını gör...
bilmemek kötüdür,farkında olmadığın hatadan ders çıkaramazsın.
devamını gör...
aldatıldığını hissetmek. fiziksel olarak, zihinsel olarak ya da adı her neyse onu hissetmek. çok sıkıntılı. aldatılma var ya da yok ama bunu hissettin mi, o iş yaş.
devamını gör...
bilmemek kötüdür. çünkü aldatıldığını öğrenince, direk diyaloğu kesip herkes yoluna diyebiliyorsun. ama senelerce aldatılıp hiç öğrenmeyen insanlar var,ne kötü.
devamını gör...
her zaman varlık yokluktan, bilmek bilmemekten, gerçek yalandan üstündür. yani demek istediğim bir yalan içinde simülatif mutluluktansa acıyı çekip atlatmak ve gerçekle yüzleşmek her zaman acı olacak ama daha iyidir.
devamını gör...
iki ucu b*klu değnek.
devamını gör...
bilmemek kötüdür. gerçekle canının yanması yalanla uyutulmaktan daha iyidir.
devamını gör...
daha önce aldatılmıs biri olarak söylüyorum ki bilmemek. bilmek insanının canını çok fena yakıyor evet ama bunu bilmeden geçirilen zamanlar insanın aklına gelince daha da acıtıyor salak gibi hissettiriyor.
devamını gör...
bakıyorum çevreme de, ilişkisi olan kızlara erkeklere...
ne sanıyorsunuz azalan mesajların, azalan ilginin, azalan buluşmaların sebebi?

aldatılıyorsunuz. bence oturup rakı için.
devamını gör...
aldatıldığınızı "hala" bilmiyorsanız, kötü olan sizin düşünce yapınızdır.
öğrenip öğrenmemektir konu.
he öyle sorarsanız, öğrenmemek derim tabi ki.
öğrenene kadar mutlu şekilde yaşarsınız, sanki hiç öyle bir şey yokmuş diye kendinizi kandırarak.
şimdi yaptığınız gibi*
devamını gör...
dünyanın sonu değil arkadaşlar tabi ki bilmek çok daha iyi. birilerini göklere çıkarıp ayy onsuz yapamam modları cidden çok ezikçe bir davranış, zamanında ben de yaptım. herkes her an aldatabilir, aldatılabilir, hassas egolarımızı azcık kontrol altına alalım fazla kişisel algılamaya gerek yok. iki ağlamalı dram filmi izleyip, thank you next diyip önümüze bakacağız.
devamını gör...
kötü olan aldatmaktır, aldatandlr. aldatılan, bilse ne olur bilmese ne olur. bilse güveni sarsıldığı için kırılacak, bilmese aptal yerine konduğunun bile farkında olmayan aptal olarak görülecek ve eninde sonunda öğrenecek.. bunlardan hangisinin daha kötü olduğunun aldatılan açısından ne önemi var..
devamını gör...
valla bilemiyorum. açıkçası hiç bi haltlar çevirene denk gelmedim veyahut süper oyuncuydu kimbilir. aleni bir şekilde aldatılmadım. belki de profeyşınıl çalışan olmuştur. tebrik ederim eğer öyleyse kendisini, ben bilemem.

hiç aldatılmadım gibi geliyor bu bağlamda. gözümle yakalamış falan olsam, sallamazdım herhalde. belki kurtuluş bile olabilirdi benim için. ahtapot gibi bazı kadınlar, işime gelebilirdi yani.

üstelik, beni aldatacak kadar daha iyisini bulmuşsa helal olsun valla. aferin. hır gür çıkarmak yersiz olurdu. daima.. ileri.. sısıs
devamını gör...
bir zamanlama meselesi bence. aldatılacağını başında anlar, öğrenirsen zaten aldatılmış olmazsın. eşek değilsen tavrını tepkini koyarsın. ama iş işten geçtikten sonra sen öğrenmişsen geçmiş olsun. ne yapsan "salak yerine konmanın" acısı geçmez.
t: bilmemek diye bir şey yok bence.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"aldatıldığını bilmek mi kötüdür bilmemek mi sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim