ankara deyince akla gelenler

keçi, tavşan, kale, atakale, beşevler.

en sevdiğim ve en nefret ettiğim anılarım.

doğup büyüdüğüm, muhtemelen öldükten sonra mezarıma da evsahipliği yapacak olan şehir.

bir şehri binalarıyla, eğlence mekanlarıyla, alışveriş imkanlarıyla, güzelliğiyle sevmez insan. bu yeterli değil. kaldırımlarına kazıdığın anılarınla, ilk kez öpüştüğün sokağın köşesiyle, içinde yaşadığın iyi, kötü anılarınla ve elbette yıllarını birlikte geçirdiğin dostlarınla güzeldir o şehir.

ankara güzel şehirdir. benim şehrimdir çünkü. denizi olmasa da dalgası bol şehrim benim.

valla asker arkadaslarim geliyor. o kadar ankaraliyi nasil bulup ayni askeriyeye getirebilmisler anlamadim ama eglenceliydi . 2.ci aklima gelen la bebe lafı. henuz gidebilme ihtimalim olmadi ama ya nasip . eglenceli olacagini dusunuyorum.

çok sevdiğim bir dostum var. ankara'da bir sene okudu. sonra yapamadı döndü. neyse orada kaldıkları zaman içinde yanlarında bir yardımcıları vardı. bir gün bu kız merak etmiş bir de kendine bir milletvekili bulmuş bilmem nerenin, pavyona gitmiş.
arıyorlar tarıyorlar yok. akşam gelmiş anlatmış.
*
özgürlük denen şey insanın ruhunda varsa işte böyle şeyler oluyor.

kalabalık , gri ve eğlence.

(bkz: tunalı'da gezinirken bizde bir kahvaltının tutkusu)

kent şarkıları grubu, pilli bebek grubu, bir otel, yağmur, zevksiz birkaç sevişme ve insanı kolundan tutup içeri sokan esnaflar.

gri,
kirli hava,
hiç bir özelliği olmayan binalar ve caddeler,
trafik keşmekeşi.

45 sene önce ben ankarada okurken böyleydi.
şimdi daha berbattır sanırım.

ankara.

neyse sorular kolay bugün, sol akıyor maşallah.

beysukent, incek...
cebeci-atakule yuruyusleri
kugulu park
mulkiye, biraz odtu cokca "çatı"
onlarca mekan, yuzlerce insan, birkac iyi adam

istanbulluyum. istanbul'in istanbul zamanini da ucundan yasadim cocukluktan beri. gazinolar, dilenci vapurlari, beyoglu, çicek pasaji, rock and coke, efes one love vs.. hic sektirmeden hem de.

ama bugun binlerce kilometre oteden hangisini ozledin daha cok dense, tereddutsuz ankara derim. herkes sevemiyor, sevmek zorunda da degil. new york city'nin de sevmeyeni cok ama bayiliyorum ben. sehri tanima meselesi. degme new yorker'dan daha hakimimdir sehre.

angara'ma gri ve kasvetli demeyeni dövmüyorlar bu arada, rahat olun biraz.

- hayvan gibi dostluklar. "gel" deyince "neden" demeden koṣan arkadaṣlar.
- uyduruk mevzulara takmamak. mızıldanmamak. o kara ayazda ince palto, atkı bir kafada, bir boyunda kilometrelerce yürürken kimsenin bunu konu bile etmemesi, çatlamıṣ dudaklarla anlatılan muhabbetin daha önemli olması.
- bilkent kapısından hacettepe'ye orman içinden yürümek, oradan uzayıp odtü'ye kaçak adam sokmak.
- tunalı'da kahvaltıya yürürken arkadaki kızın bizim elemana meyli var mı? bunu fısıldaṣmak. vega ṣarkısını birebir yaṣamak.
- üç kanka sarhoṣ, kaleden inerken verilen hayati kararlar. bugün hepsinin gerçekleṣmiṣ olması.
- 10 kasım'da anıtkabir. tüylerin diken diken olması.

az kaldım ben ankara'da ama o planlı ṣehrin harbi insanlarına denk gelmiṣim.
miğferdibi gibi: sığınılacak, sapasağlam ṣehir ankara.

çin çin 'den dolayı tutti frutti.

siyaset.*

şimdi nereden başlasam ki;
anıt kabir, eski meclis, hacı bayram, hamam önü,
ulucanlar, anadolu medeniyetler, kale,
millet kütüphanesi, gazi üni.
dikmen yokuş, sincan harikalar diyarı, ankamall
sıhhiye de simit, ulus da balık ekmek, aspava
kızılay, 7.cadde, kuğulu, sonbaharda aşk,
kızılay barlar, gölbaşı gazinolar, ssk iş hanı, fi sokak
kışın soğuğu,
not: çın çın mahallesi intihar etmek isteyenler için gidip sağa sola küfür ederseniz illaki bı bıçak darbesi gelir. :))

anıtkabir

ortadaki park. kşkhkşşkçkk

pavyon

henüz ekili 40 dönüm arazimi sattıracak bi hatunla karşılaşmadım ama inanıyorum, bir gün o dilber çıkacak karşıma ve içimden geçecek.

anıtkabir

ankaraya kaç kere gittim bilmiyorum ama bir kere bile gitmedim. her defasında "bu sefer anıtkabiri de görecem, aslanlı yolda yürüyecem" diyorum ama pavyonlardan başımı kaldıramıyorum ne yapayım.

tbmm

yine anıtkabir gibi gideyim göreyim diyip diyip gitmediğim bir başka yer.

eski manita

bir kez daha görüşesim var ama sadece seks için çekilecek hatun değil.

ankara üniversitesi, coğrafya hocam ve soğuk hava.

tüm hayatım.
yaşanmışlıklar ve yaşanmamışlıklar.