anneannenin öğrettikleri

rahmetlinin tek olayı , "sağı solu debeştirme" idi.

namaz kılmayı öğretti. her namaz vaktinde hemen sağ yanına gider, o ne yaparsa yapar, bildiğim tüm duaları okurdum. ama bir sorun vardı, tam biterken verilen selam kısmında 'kız selamın aleyküm' diyor sanardım. 'aleyküm selam ananeeee' diye sarılırdım. sonra soluna dönerdi, hemen o tarafa geçip 'aleyküm selam ananeeee'diye bir daha sarılırdım.

canım benim, her namaz sonrası, kız eşeğin doğurduğu yine bozdun namazı derdi. nurlar içinde uyu anneannem...

sağ elin yaptığını sol el bilmez derdi...
nurlar içinde uyu..

dedeme kaçarken at ile gelmesi ve dedemi kaçırmış olması.
1927 doğumludur canım anneannem.

yaşıtlarını ciddiye almamam gerektiği

ben çok küçükken öldü. acıka yapardı yerdim. hatırlamıyorum kendisini detaylı olarak.

paylaşmak. canım ananem şimdilerde belki benim senin torunun olduğumun farkında değilsin, belki hiçbir anımızı, kendi anılarını hatta kendi adını bile hatırlamıyorsun ama ben hepsini hatırlıyorum. el çantanda her zaman bize verecek bir şeyler olurdu. bazen çıkarır bir çikolata veridin bazen bir sakız ya da şeker. ama bu asla yetmezdi sana. minik minik harçlıklar da tutuştururdun elimize ve bunu bir suç işlermiş gibi gizlice titizlikle yapardın. su isterdin bardağı elimden alırken bir bakardım ki elime gizlice para tutuşturuyorsun yanımızda bir sürü insan olsa dahi kimseye sezdirmeden yapardın bunu. asla gösteriş yapmazdın. böyle bir kadındın sen. sen unutsan da ben hiç unutmayacağım.

kendisi çok erken terk etmiştir bu diyarı. keşke büyüme dönemimde bana yardımcı olsaydı.

hiçbir şey

“yalnız doğduk yalnız öleceğiz” dir.

(bkz: ölüm)

beklemeyi. sabırla beklemeyi.
10 senedir hacca gitmek için bekliyor.

''edirne'ye almanlar dayanmıştı bizi harbe sokabilmek için kırk takla attılar. bizimkiler o zamanlar bunlara gidip 4 ton buğday verdiler de öyle yakamızdan düştüler... harp yılları zordu... çayı kuru üzümle içerdik kahve niyetine nohut kaynatırdık. işte türkiye'de ilk hırsızlar o zaman türedi. stokçuluk yapıp el altından pahalı mal satarlardı...''

rahmetlinin bizzat söyledikleridir. elbette bir vakanüvis ciddiyeti ile dinlediğim için virgülüne kadar %100 anlattıklarıdır.

elbette burada belirtmeyeceğim anlattığı şeyler de pek çoktur. onlar da bende saklı kalsın deyip sizleri üç evet ile uğurluyorum.

meraklılar için entry bitmeden önce son spoiler fdskgj rahmetli stalin'e ''boz ayı'' derdi...

nurlar içinde yat ana kraliçe, bana çok şey öğrettin...

yersiz konuşmanın nasıl berbat bir şey olduğunu sayesinde öğrendim bilgisiz cahil insanların yanlış olsa da bildiğinden şaşmadıklarını ve kendileri hariç herkesin yanlış bildiklerini düşündüğünü öğrendim aşırı bağırmayı haklılık sandıklarını ve bağırarak konuşmanın etkili olduğunu düşündüğünü öğrendim ve bu bilgiler sayesinde çoğu insandan uzaklaştım..

sütlaç.

ama onun gibi yapmayı başaramıyorum. keşke yapabilsem. onu özledikçe yapardım, iyi gelirdi.

nenem:
eşin taş gibi olacak. sen onu kaldıracaksın, o da seni kaldıracak.

dediğini mantıklı bulup ortamlarda entel konuşurken ben:

ikili ilişkilerde denklik ve frekans çok önemli, partnerin senin kartvizitindir. onu tanıyan seni de tanımış olacak.

annanem bildim bileli hep bencil ve laftan anlamayan bir kadindi. su an 90 yasinda ve demans hastasi. hala bencil ve laftan anlamiyor.
ve kimse ona bakmak istemiyor
demek ki birazda bugunun yarini da var diye dusunmek lazim. agzimizdan cikani biraz olcup tartmak lazim. milletin burnundan getirmemek lazim

yaratıcı küfürler.

canım ananem mekanı cennet olsun geçen sene kaybettik.. tatlı dilli kibar biriydi ama ben öğrenemedim maalesef. öküz geldim öküz gitcem galiba.

sevmezdi konuşmazdı bizle. o hep oğullarından olan çocukları sevdi. bize de bişey öğretmedi.