ilk kez 24 yaşında 6 günde binlerce kez tanıştım kendisiyle. ( ailevi sorunlardan dolayı annem her sene 1 ay kadar köye gider onda kalırdı biz çocuklar okuldur, iştir falan derken gidemezdik görmeye)
alzheimer hastası olduğu için her 20 saniyede bir sen kimsin diyordu. her senin x kızının x oğluyum dediğimde tanımadığım bir sürü insanın oğlu yapardı beni.
bazen elinde doğdumu söyler, bazen neden kaçtın köyden diye sorar, bazen de yurtdışında ne iş yaptığımı sorardı.
o zamanlar güler geçerdim tüm bunlara. sonradan araştırınca tabii haliyle bir miktar kahroldum.
devamını gör...
'ayağını sıcak tut, başını serin
az ye, düşünme derin.' *

çalışkan olmayı, pes etmemeyi, tek başına nasıl dimdik ayakta durulacağını, güçlü kadın imgesini, çeşit çeşit - uydurma olduğu kadar lezzetli - yemek tarifini, çılgın baharatları ve hangi yemeğe neyin daha çok yakıştığını, kazanılan paranın kıymetini, cömertliği, dürüst olmayı, yalnız da yaşlanılabileceğini, bir erkeğe muhtaç olmamam gerektiğini, özgür olmayı, neşeyi ve daha birçok şeyi. *
devamını gör...
kız ve erkek çocuk ayrımının dünyadaki en beter şeylerden biri olduğunu öğretti.
devamını gör...
en iyi karnıyarık tarifini
devamını gör...
sabret ve çabalamaya devam et. istediğin şey sana elbet gelir. hala çabalamaya devam ediyorum, yerinde rahat uyu sen.
devamını gör...
yoğurda ekmek doğrayıp yemenin nasıl muazzam bi lezzet olduğunu öğretti.

oysa her yaptığında kızardım içten içe , napıyo öyle derdim düzgün yesin yoğurdu. sonra bi gün alakasız bi şekilde denemek zorunda kaldım.
nenem , biliyomuş ağzının tadını.

mekanın cennet olsun her koşulda bize iş yaptırıp bi salatalıkla kandıran güzel yüzlü anneannem. allah rahmet eylesin.
devamını gör...
masalcı anadır anneannem. ondan ilk öğrendiğim şeyler bu masallarıdır. sonra ise ilgi çekici nasıl hitap edilir, insanlarla tatlı dille nasıl konuşulur, nasıl gönül alınır işte bunları öğrendim.
devamını gör...
anneannem yakınlarda, 90 yaşında vefat etti. benim için öyle acayip bir örnektir ki kendisi, istemeden öğrettiği bu şeyle ne yapacağımı hiç bilemedim.

rahmetli dedem iyi bir insanmış ama gençken çok alkol ve sigara tüketmiş. anne tarafında mevcut olan damar tıkanıklığı da üzerine gelince, ben çok küçükken kendisi bir operasyonla, kangren olan bir bacağını kaybetti. anneannem o zamanlar 50 yaşlarında falandı sanırım ve ben dedeme ayrı ona ayrı üzülmüştüm. biz uzaktaydık ve hem kendisine hem dedeme bakmak zorunda kalacaktı...

ama kabusun daha başıymış bilmiyorduk. sanırım bir 5 sene içerisinde dedem öbür bacağını da kaybetti. kısa bir süre sonra da hareketsizlikten felç geçirdi. yani yarım yamalak konuşmak dışında hiçbir şeyi yapamıyordu.

normal şartlar altında dedemin kısa bir süre içerisinde bu dünyadan göçüp gitmesi gerekiyorken anneannem onu 20 yıla yakın yaşattı. altını temizledi, eliyle besledi, sırtında taşıdı. arada bir isyan etmedi değil etti şahit oldum ama pes etmedi kadın. sonra dedem ben askerden döndüğüm gece vefat etti, göremedim.

sonra işte güzel ninecim 15 yıl kadar yalnız başına aydın'ın bir köyünde yaşadı, bahçesi ile ilgilendi ve yakınlarda komşularla kapının önünde gülüp eğlendikten sonra içeri geçtiğinde kriz geçirip düşmüş. ambulans çağırmışlar. tam 25 dakika boyunca kalbi durmuş ve sonunda çalışmış, akabinde servise almışlar. doktor bir arkadaşım bilgi vermese inanmazdım böyle bişeye. 25 dakika!

dayım italya'da yaşıyor. biz türkiye'nin çeşitli şehirlerinden, dayım da italya'dan yola çıktık. 2 gün yaşadı ve dayım köyün sınırlarına girip hastaneye gitmek üzere yanımıza ulaştığında hastaneden aradılar az önce vefat etti diye.

ben hayatımda bu kadın kadar güçlü bir insan görmedim. bu deneyimler bende hem hayranlık uyandırıyor hem de "mümkün değil onun sabrının yanına kimse yaklaşamaz" diyorum. o kadar sabır iyi mi kötü mü hiç karar veremiyorum.

huzurla uyu güzelim benim. seni seviyorum.
devamını gör...
ananemden çok şey öğrendim, kimisini unuttum ama en içime işleyen şeyi karşılık beklemeden, içten gelen sevginin gerçek olabileceğidir.
bi de kavgacı olmayı da ondan öğrenmiş olabilirim hdfjhjgk
devamını gör...
son pişmanlık fayda etmez. kimsenin ah ını almamak gerekir.
devamını gör...
hayatımda tanıdığım ilk ölüm. yanında uyuduğum tek cansız beden.
devamını gör...
hiç tanışmadık. annem 8 yaşındayken kaybetmiş. tıpkı ablamla olduğu gibi onunda bana öğrettiği bir şey olamadı.
devamını gör...
dayılar hayırsız da olsa hep 12564345 adım öndedir.
devamını gör...
anneannem azıcık deli, oldukça bilge, bazen huysuz, ama mütemadiyen tatlı kadındır.

bana söylediği bir sürü şey oldu ama bir sözü var ki hiç unutmam.
zaten tuhaf bir bilgeliği ve irfanı vardır o tatlı yörük kızının.

şöyle olmuştu mevzu bahis olay; bir gün insanlarla ilgili konuşuyorduk, böyle balkonda oturmuşuz bir yaz günü, tahta bir divanı vardır balkonda, böyle iki üç yılda bir çiçekli kumaşlardan yeni yeni örtüler diker üstüne. o divanın üstünde oturmuş incir yiyorduk öyle.

konuşmanın bir yerinde şöyle demişti.

"gadın gızım, gönül gözü güzel bakmıyan, yusufu bilen çirkin görür"

bir an durdum, öyle haklıydı ki...

bu kadar güzel ve safi anlatılırdı ancak bu gerçek.

ne zaman birinden zorbalık görsem, bu söz gelir aklıma... gönlüne gölge düşmüş, karıncayı hor görmüş, gönlünü zorbalığın, zulmün karanlığı bürümüş insan, ne olsa çirkin görecek, derim kendi kendime.

velhasıl kelam irfan diye bir şey var hakikaten... anneannem, okuma yazma bile bilmeyen seksen yaşını aşmış bir yörük kızıdır. ama hayatın böyle büyük bir gerçeğini, bütün o okuduğum romanlarda sayfalarca anlatılanı, ufacık bir sözüyle bir anda anlatmıştı işte...

buna irfan demekten başka söyleyecek bir şeyim yok benim...

dip not: irfan etimolojik hikayesi içinde sezerek, tanrısal bir kavrayışla bilmek demektir, hakkında entry gireceğim.
devamını gör...
canım anneannem, her köye gittiğimiz vakit bazlama yapardı, onun sayesinde bazlama gömmeyi öğrendim, her sabah 5 tane yerdim.
devamını gör...
canım anneannem yaylaya giderken hep ayılarla karşılaştığı için onun hikayeleriyle büyümüş bana ayılarla karşılaşınca yapılmaması gerekenleri öğretmiştir.
devamını gör...
kimse hakkında kötü konuştuğunu duymadım, kimse de hakkında kötü konuşmazdı.
çok acılar çekmiş gençliğinde ama hiç şikayetini de görmemiştim.
vakur kadındı, biz de inşallah feyz alabilmişizdir.
mekanın cennet olsun anneanne.
devamını gör...
benim anneannem çok sert ama bir o kadar da kahkahasıyla meşhur bir kadındı. sert olamasam da, dimdik duramasam da hayata karşı onun gibi, kahkahamı ondan aldım sanırım. zaten hiç anlayamamıştım kendisi hayattayken, bu ikisini nasıl bir karakterde harmanlayabiliyordu. harmanlayabilmek diyorum ki özellikle ikisi de sakil durmazdı üzerinde ''tam olarak böyle bir kadın işte'' derdiniz tanısaydınız sizler de.

gençliğinde çok güzel, boylu poslu alımlı bir kadınmış anneannem. herkes çok şaşırırmış dedemle nasıl evlenebildiğine. dedem topaldı benim üstelik ben onu tanıdığımda alkolik olmuştu. bir gün dayanamadım sordum anneanneme ''siz nasıl evlendiniz?'' diye. sordum çünkü her köye gittiğimde komşu kadınlar toplandıklarında anneannemin gençliğindeki, becerikliliğini, hamaratlığını, güzelliğini, namusluluğunu her anlattıklarında ben ve anneannem gururlandıkça dedem ezilir, büzülür, zaten küçücük kalmış bedenini saklayacak yer arardı adeta. o yaşıma rağmen ben bile fark edebilirdim. ona layık olmadığı düşüncesi kendisinin miydi, anneannemin miydi yahut köylülerin miydi kendi de unutmuştu belki de o kadar içerken.

''çok güzel ezan okurdu'' dedi anneannem, ''sesine aşık oldum ben onun'' diye de ekledi. vermemişler topal ve yetim diye. o da ''kaçır beni'' demiş. kaçmışlar ama dedemin topal haliyle kim kimi kaçırmış belli değilmiş. varmışlar dedemin köyüne, sonrası sefalet, yoksulluk, laf, söz...

ezan okuturdu sonra anneannem bazı akşamlar. ağlaşırlardı karşılıklı dedemin günahlarına çektirdiklerine... ama bence en çok yaşadıklarına, yaşayamadıklarına... merhamete dönük, vicdana hapsolmuş, acıyla yoğrulmuş bir sevgileri olur ya hani yaşlı insanların, işte onların bildikleri tek sevme biçimi, tek yaşam şekliydi bu. sanki hiç genç olmamış gibilerdi. sizi üşüten yalnızlıkları kendilerinin içini yakıyordu adeta. ama başkalarının yanında hep gülerdi anneannem, kahkahası içinizi ısıtırdı üstelik.
devamını gör...
hiçbir şey öğretmedi. dincilik fln öğretirdi yaşasaydı. neyse ki ben yetişemedim pek
devamını gör...
kadınların fiziksel ve ruhsal her türlü zorluğa erkeklerden daha fazla dayanabildiğini öğretti. gördüğüm en güçlü kadınlardan biriydi ananem.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"anneannenin öğrettikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim