annenin ya da babanın öldüğünü düşününce gözlerin dolması
başlık "bol giyimli kukla" tarafından 14.11.2020 20:26 tarihinde açılmıştır.
21.
gözlerim dolmakla kalmıyor ki, oturup ağlıyorum. dünyayı yerinden de oynatsam, bir gün ölecekler. engel olamıyorum doğaya. doğanın kurallarına. boktan bir hal. çaresi yok.
devamını gör...
22.
benim gibi omurilik felçli iseniz daha zordur. bu hayatta istediğim hiçbir şey olmadı bu bari olsun onlar benden önce ölmesin.
devamını gör...
23.
hüzünlü bir durum.
insanın evladının, diğer ebeveynini kaybetmesi de acı. o zaman da gözler doluyor, her akla gelişte.
insanın evladının, diğer ebeveynini kaybetmesi de acı. o zaman da gözler doluyor, her akla gelişte.
devamını gör...
24.
çocukken hep dua ederdim ‘allah’ım sen benim ömrümden al onlara ver, onların yokluğunu bana gösterme’ diye. halen de öyle dua ederim, abim vefat etti, onun getirdiği psikoloji ile bugün telefonum 2 defa üst üste çalsa nabzım 180 oluyor, fena oluyorum. ölüm başka şey gerçekten, yıllar geçse de için hep yanıyor.
devamını gör...
25.
düşünmeyi bırak babam öldü benim hem hayatımda sayılı kere gördüğüm babam duyunca boğazımda bir yumru oldu yutkundukça geçmeyen ona kendine iyi bakmayıp öldüğü için bi kere daha küstüm. şimdi ben yetim miyim? çok üzülüyorum sözlük kıymetini bilin annem sen hiç gitme
devamını gör...
26.
kafamızdan kurup kurup ağladığımız olaylardan değil mi bu ?
ah, trajediyi ne çok seviyoruz
ah, trajediyi ne çok seviyoruz
devamını gör...
27.
ölüm tek gerçek olabilir ama sebepsiz akla gelmez böyle şeyler. kaygı bozukluğu olabilir ya da anne babanız tarafından duygusal istismara maruz kalmışsınızdır.
devamını gör...
28.
gerçekten ölünce ağlayamamak şeklinde sonuçlanabilen hadise.
babam öldüğünde perişan olurum, mahvolurum, kendime gelemem sanıyordum. babamı çok severim. her zaman çok sevmişimdir. gariptir ki o da beni sevdi. yani çocuğu olarak sevmesi doğaldı elbette ama beni bir insan olarak da sevdiğini hissettirdi.
babamın beni insan olarak sevdiğini ilk kez referandum seçimlerinde oyumun ne yönde olacağını sormasıyla anladım. babam bağnaz, yobaz bir adam olmamasına rağmen malum partiden yana kullanıyordu oylarını. aynı siyasi fikirleri paylaşmadığımız aşikar sanırım. sabah kahvaltısında açtığı bu sohbet hararetli bir tartışmaya dönüştü. annem kavga edeceğimiz endişesiyle konuyu kapatmaya çalıştıkça biz daha da hararetleniyorduk. herkes konuşacağı kadar konuştuğunda babam bana bezgin ama memnun gözlerle bakıyordu. ne o bana şu yönde oy kullan dedi ne de ben ona. seçimler bittikten sonra televizyondan sonuçları takip ederken babam malum parti aleyhine kullandığını söyledi oy hakkını. bu küçük olay ilişkimize enteresan bir yön verdi. badem bıyıklı babam ne geceyi dışarıda arkadaşımla geçirmeme, ne dövmeme, ne hayatıma karışır oldu. hoş, öncesinde de çok bunaltmazdı beni ama onaylamadığını hissettirirdi zaman zaman.
babam bu dünyada beni gerçekten tanıyan çok az insandan biriydi. zannediyorum ben de öyleydim. akciğer kanseri son evredeyken babam konuşma güçlüğü yaşamaya başlamıştı. artık sohbet bile edemiyordu. beslenemiyordu. oturamıyordu. tuvalete gitmek için küçücük evde dinlene dinlene yol alması gerekiyordu. babam gururlu bir adamdı. geceleri altına bez bağlayıp uyumak, pipetle çorba içmeye çalışmak onun için zordu. ama babam sızlanamayacak kadar gururluydu. yoğun bakıma alınmadan bir gece önce durumu ile ilgili espriler yapıp bizi güldürmeye çalışıyordu.
ölüm babam için ani geldi. her şey birkaç dakika içinde oldu ve bilinci kapandı, yoğun bakıma alındı. orada birkaç gün daha direndi. görmeye gitmeyi reddediyordum ama sonunda ikna oldum. yoğun bakım ünitesinin kapısında annem, babamla konuşmamı ve iyi şeyler söylememi tembihledi. içeri girdiğimde bu bana çok anlamsız geldi. tek kelime etmedim. ama içimden konuştum. yorulduysa artık bırakabileceğini söyledim. babama söylemek istediğim bu olurdu. "güzel bir savaş verdin. ama devam edemeyeceksen bırak. bizim için direniyorsan, mecbur değilsin."
iki gün sonra hastaneden aradılar ve öldüğünü söylediler. annem ağlayarak odama gelip "acı haberi" verdi. sonraki günlerde herkes istiyorsam anlayabileceğimi söyledi. ama istemiyordum. mantığım ağlamama izin vermedi. gitmesi gerekenleri özgür bırakmak ve onlar adına mutlu olmak gerekir.
dini inançları olan biri değilim. babamın bedeni yok oluyor, bunu biliyorum. ve ruh diye bir şey olduğundan emin bile değilim. ama eğer gerçekten tanrı varsa ve tanrı babama yaşam boyunca yaşattığı acılara rağmen onu nahoş bir yerlere göndermeye kalktıysa, bir de benim ölmemi beklesin. öteki tarafı birbirine katmaya geliyor olacağım.
babam öldüğünde perişan olurum, mahvolurum, kendime gelemem sanıyordum. babamı çok severim. her zaman çok sevmişimdir. gariptir ki o da beni sevdi. yani çocuğu olarak sevmesi doğaldı elbette ama beni bir insan olarak da sevdiğini hissettirdi.
babamın beni insan olarak sevdiğini ilk kez referandum seçimlerinde oyumun ne yönde olacağını sormasıyla anladım. babam bağnaz, yobaz bir adam olmamasına rağmen malum partiden yana kullanıyordu oylarını. aynı siyasi fikirleri paylaşmadığımız aşikar sanırım. sabah kahvaltısında açtığı bu sohbet hararetli bir tartışmaya dönüştü. annem kavga edeceğimiz endişesiyle konuyu kapatmaya çalıştıkça biz daha da hararetleniyorduk. herkes konuşacağı kadar konuştuğunda babam bana bezgin ama memnun gözlerle bakıyordu. ne o bana şu yönde oy kullan dedi ne de ben ona. seçimler bittikten sonra televizyondan sonuçları takip ederken babam malum parti aleyhine kullandığını söyledi oy hakkını. bu küçük olay ilişkimize enteresan bir yön verdi. badem bıyıklı babam ne geceyi dışarıda arkadaşımla geçirmeme, ne dövmeme, ne hayatıma karışır oldu. hoş, öncesinde de çok bunaltmazdı beni ama onaylamadığını hissettirirdi zaman zaman.
babam bu dünyada beni gerçekten tanıyan çok az insandan biriydi. zannediyorum ben de öyleydim. akciğer kanseri son evredeyken babam konuşma güçlüğü yaşamaya başlamıştı. artık sohbet bile edemiyordu. beslenemiyordu. oturamıyordu. tuvalete gitmek için küçücük evde dinlene dinlene yol alması gerekiyordu. babam gururlu bir adamdı. geceleri altına bez bağlayıp uyumak, pipetle çorba içmeye çalışmak onun için zordu. ama babam sızlanamayacak kadar gururluydu. yoğun bakıma alınmadan bir gece önce durumu ile ilgili espriler yapıp bizi güldürmeye çalışıyordu.
ölüm babam için ani geldi. her şey birkaç dakika içinde oldu ve bilinci kapandı, yoğun bakıma alındı. orada birkaç gün daha direndi. görmeye gitmeyi reddediyordum ama sonunda ikna oldum. yoğun bakım ünitesinin kapısında annem, babamla konuşmamı ve iyi şeyler söylememi tembihledi. içeri girdiğimde bu bana çok anlamsız geldi. tek kelime etmedim. ama içimden konuştum. yorulduysa artık bırakabileceğini söyledim. babama söylemek istediğim bu olurdu. "güzel bir savaş verdin. ama devam edemeyeceksen bırak. bizim için direniyorsan, mecbur değilsin."
iki gün sonra hastaneden aradılar ve öldüğünü söylediler. annem ağlayarak odama gelip "acı haberi" verdi. sonraki günlerde herkes istiyorsam anlayabileceğimi söyledi. ama istemiyordum. mantığım ağlamama izin vermedi. gitmesi gerekenleri özgür bırakmak ve onlar adına mutlu olmak gerekir.
dini inançları olan biri değilim. babamın bedeni yok oluyor, bunu biliyorum. ve ruh diye bir şey olduğundan emin bile değilim. ama eğer gerçekten tanrı varsa ve tanrı babama yaşam boyunca yaşattığı acılara rağmen onu nahoş bir yerlere göndermeye kalktıysa, bir de benim ölmemi beklesin. öteki tarafı birbirine katmaya geliyor olacağım.
devamını gör...
29.
zordur. ama eskiler haklıdır. allah sıralı ölüm versin.
devamını gör...
30.
babam öleli 10 yılı geçti.
devamını gör...
31.
hayatın kendisi zorken bir de bunun yanında sevdiğiniz kişilerin ölümünü hayal ederek kendinize işkence yapma şeklidir.
devamını gör...
32.
babamı çocuk yaşta kaybettim,o sebeple annem konusunda çok hassas olduğum ve düşünmekten en kaçındığım durumdur. ama bu bu, olayın eninde sonunda başıma geleceği gerçeğini değiştirmiyor malesef.
devamını gör...
33.
körlük öncesi gözlerin yaş dolması. şairin demesine göre baba ölünce insan kör olur. sanıyorum anne ölünce ruh topal kalıyor.
şair mi?
sizin hiç babanız öldü mü
benimki ölmedi ama allah geçinden versin, iki kere gözlerim açılır diye düşünüyorum.
şair mi?
sizin hiç babanız öldü mü
benimki ölmedi ama allah geçinden versin, iki kere gözlerim açılır diye düşünüyorum.
devamını gör...
34.
yaşandığı zaman gözyaşı dökersiniz, şimdiden kendinizi üzmenin bir anlamı yok, o zaman bırakalım işi gücü sabah akşam ağlasalım, nasıl? hayat değerli! enerjinizi düşürecek şarkılardan ve düşüncelerden kurtulun.
devamını gör...
35.
küçükken rüyamda görürdüm aglayarak uyandırdım...
devamını gör...
36.
babam ölmüş bile olabilir haberim yok.
ama annem...
umarım parazitin senden önce ölür.
işte buna dayanamam..
ama annem...
umarım parazitin senden önce ölür.
işte buna dayanamam..
devamını gör...
37.
doğaldır.
devamını gör...
38.
düşüncesi bile kötü.
devamını gör...
39.
bugün düşünmek zorunda kaldım.
babam kanser olabilirmiş benden saklıyorlarmış.
kardeşlerim söyledi bana.
üzücü :(
babam kanser olabilirmiş benden saklıyorlarmış.
kardeşlerim söyledi bana.
üzücü :(
devamını gör...
40.
babam desen ayrı bir konu ama annem için bunu hep düşünüyorum allah ikimizin canını bir alsın diyorum inşallah duam kabul olur ölüm gerçekten acı bir şey ama elbet bir gün hepimiz tadacagiz.
devamını gör...