bir zamanlar bir arkadaşım vardı.
bir keresinde "beni üzdüler" dedim, koşup geldi ebesinin nikahından hiçbir şeyi bahane etmeden.
(ibrahim tatlısese seslenen yıldız tilbe gibi hissettim ulan kendimi birden)

haziran 2022 yılında bir rahatsızlıktan dolayı tomografi çektirmek zorunda kaldım ve doktor abi covid geçirip geçirmediğimi sordu, neden diye sorduğumda ciğerlerin alt tarafı bitmiş ama bu sigara türü bir şey değil demişti.
çıkıp diyemedim ciğerimiz kalmamıştır bir zalım yüzünden.

hayır ne güzel oynuyorduk niye bırakıp gidersin?

hayat yavaş ciğerimi söktün dersin.
devamını gör...
çocukluk arkadaşım alperen.

babaannesi komşumuzdu ve tatilleri beraber geçirirdik. isim hafızası çok kötü bir çocuktu. o gün ne renk giyindiysek öyle seslenirdi. pembeli kııızz.

sonra o okula başladı ve annesi başlarda vücudundaki morlukları yaramaz bir çocuk olduğundan sıralara çarptığı için oluyor sanmış. lösemiydi alperen. duyunca mahalledeki herkes seferber olmuştu. babamın ve küçük amcamın kan grubu uyuyordu ama ilik nakli için yine de yetersizdi.

küçük kardeşinin de iliği uyumsuzdu ve annesiyle babası yenidoğan iliği için tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiler. kardeşinin doğmasına son 2 ay kala alperen daha fazla dayanamadı.

çok zaman geçmiş. kardeşini geçenlerde yeni gördüm. o bile kocaman adam olmuş. içim acıdı.
devamını gör...
içimde minik bir yaradır. ilk ölüme yenilişimdi. geç ve kısa bir arkadaşlığımız oldu. puslu bir dönem olarak hatırlıyorum ama hastalığı öğrendiğinde ve bu dünyadan ayrılışına kadar yanındaydım. o da benim. ölümden bahsetmedik ama çok yakında olduğunun farkındaydık. o gittikten sonra o varmış gibi yaptığımız mezuniyetimiz, annesinin bana bakışı çıkmıyor aklımdan. aradan yıllar geçmesine rağmen arada ona benzetiyorum insanları ve yanına gidip sarılmak geliyor içimden. müdahale edemeyeceğim şeylere keşke demek istemiyorum ama daha önce tanışmayı, daha çok tanımayı dilerdim.
devamını gör...
ölümünden bir hafta önce aramak istemiştim. *) hayat bu ya, kendime böyle bir fırsatı neden tanımadığımı anlamış değilim. beşiktaş'ta tanışmıştık, resimlerinde binalara öyle çok yer verirdi ki, o sıkışıklığı karşımda da görürdüm. kıvranıyordu yaşama tutunmak için, duvarlarının rutubetine aldırmaksızın mutfaktan güzel yemeklerde çıkarırdı, birasını sipariş ederdi. cebindeki parayı hiç sorgulamazdı ki parası da olduğu pek söylenmezdi. aşçılık okumuş, kendisini resimle ifade eden ve yıkıcı bir aşk'ın enkazı altında kalan biriydi. kendime yer yer sorarım neden aramadın.
beşiktaş'ın havası değişti, artık o abimiz röportajında bahsi geçen taşrasına dönmüştü o içten sesli gülüşleriyle. hiçte yaramadı ailesi, içten içe seviyor olsada onları, kendisini boşluğa bırakmaktan alı koyamadılar. huzurun daim olsun biraderim, her geçen günün ağırlığını bir sen, bir de senler gibiler bilir. umarım içinde pekte ukte kalmamıştır yaşama dair. *)
devamını gör...
çok acıdır,hiç yaşamadım allahtan. bir keresinde rüyamda bir arkadaşımı ölürken görüp ağlayarak hayır hayır demiştim.rüyamda hiç konuşmam ama ev arkadaşım seslerimi duymuş ağlar gibiydin diye söyledi sonradan. her gün gördüğünüz biriyse özellikle yürek parçalar.
devamını gör...
çocukken bir arkadaşım öldü. en yakın arkadaşımdı. iyi anlaşıyorduk. birlikte bisiklet sürerdik. birlikte atari salonuna gider oyun oynardık. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi.
ilkokul yılları... sınıfa girdim bi sabah, herkes ferhat öldü diye bağırmaya başladı anlaşmış gibi hepbir ağızdan. orda öğrendim ben ferhatın öldüğünü.
devamını gör...
mahallede birlikte büyüdük, birlikte gezdik, denize girdik , kız tavlamaya(!) gittik , çok güldük, çok eğlendik… sonra yıllar ve hayat bizi farklı yerlere , şehirlere ve ortamlara itti. her memlekete gittiğimde uğradığım, çok güldüğüm sıcak, doğal ve dünya tatlısı arkadaşım bir gün çatıdan düşüp ölmüştü. ortak başka arkadaşımızın telefonda salya sümük haykırışları arasında aldım haberi. anlamlandıramadım. kesin bu salak yanlış anladı dedim. sonrasında çatı da ne işi varmış? dedim, kızdım da… annemle babamın sanırım birazda onun yerine benim olduğumu düşünerek daha da fazla etkilenmelerinden dolayı hüngür hüngür ağlamaları ile kabul ettim. ya da etmeye çalışıyorum. her memlekete gittiğimde eşine uğrarım. sahil kıyısında hediyelik eşya satarak hayatta kalmaya çalışıyor. hep birilerini birşeyleri bahane ederek alışveriş yaparım. dostumdan bahseder , güleriz ve sıklıkla ağlarız. ama mezarına gitmedim daha… ne işi vardı çatıda ya?
devamını gör...
inanamazsın. kısa süreli bir sağırlık yaşarsın. nasıl olur az önce konuştuk dersin.
devamını gör...
arkadaşın eğer "ölümsüz" olduğuna inanıyorsak, duyunca şaşırmamız normal. fakat arkadaşımız bir ölümlü ise bu daha da normal olan durum.
devamını gör...
konuşmasak da o benim tek arkadaşımdı.

cuma gününden beri öyle bir tuafım ki. tarif edemem bu hissi.
devamını gör...
allah bildirmesin, nasıl bir şey bilmiyorum. fakat bir kuzenimin en yakın arkadaşı lösemiden vefat etti. ölen kişiyle adaşım. o kuzenim yıllarca adımı tam telaffuz etmedi. hep biraz değiştirip seslendi bana. aradan 12 yıl geçti ve kuzenim de trafik kazasında can verdi.

hestia abla öldüğünde kuzenim hiç üzülmemiş gibi davranmıştı ama ben hep onun üzüntüsünü hissetmiştim. bazen telefonda mesajlaşırlardı, okuma yazma bilmediğim için kuzenimin koluna yatar onları izlerdim. arada bir tek kendi adımı okuyabilirdim. bazen kuzenim bana mesajları okur, ikisi beni bir şekilde eğlendirirdi. acaba yine aynı şekilde yukarıda sohbet edip gülüşüyorlar mıdır diye merak ederim bazen.

ikisi de çok direndi yaşamak için... ama ikisi de kaybetti bu savaşı. üzücü her ölüm. ama gençler hep yarım kalmışlık...
devamını gör...
bu başlık neden karşıma çıktı bilmesem de, yukarıda paylaşım yapan arkadaşların her acısında yüreğim cız etti. benim hikayem de şöyle; mesleğe ilk başladığım zamanlarda özel bir kurumda eğitmenlik yaparken tanıştık önce sonra dersime kaydolup öğrencim oldu. zaman ilerledikçe arkadaş olduk, ben şehir değiştirdim. ve her doğum günümde ilk önce o yazardı kendince duygularını ifade eden en tatlı cümlelerle. vefat etmeden önce son kez mesajlaşmış goygoy yapmışız. ama bilemedim.. onun üstüne 1 ay sonra falandı sanırım yeni yaşını kutladım.. meğerse o aradaki sürede vefat etmiş, gitmiş benim güzel gözlüm. çok tesadüfi bi şekilde öğrendim, çok ortak arkadaşımız da yoktu. öğrendikten sonra kendime gelemedim uzun bir süre, kaç gün üst üste anneme sarılıp ağladığımı hatırlamıyorum. söylememiş bana, belki üzülürüm diye, belki de bu hayattan kayıp gideceğine inanmadığı için.. ama ben her doğum gününde yeni yaşını kutlamaya devam ettim.. barınaklardaki çocuklara hediyeler aldım, izlediği bir yer varsa unutulmadığını görsün diye.. pek kimsenin bilmediği ince bir sızıdır hala canım.
devamını gör...
çocukluk arkadaşım kolay para peşinde koşarken torbacı oldu öldü, biri motor kazası geçirdi öldü diğeri intihar etti, biri komando olmuştu şehit oldu.
kuzen de arkadaş sayılır o da allah rahmet eylesin pudra muhabbetinden gitti.

böyle yani. çok düz yazdım ama duygusal açıdan bende de pek bir şey kalmadı galiba. olacağı varmış olmuş deyip geçiyorum. sanki hiç tanımadığım birinin haberini almışım gibi.
devamını gör...
lisedeyken çok ama çok sevdiğim bir dostumu kaybettim,orta okulu beraber bitirmiştik lisede de sıra arkadaşımdı iki yıl boyunca... sonraki iki yıl boyunca kimse yanıma oturmadı o günden sonra hiç bir etkinliğe katılmadım ta ki günlüğünde bana ayırmış bir sayfayı ailesiyle iletişime geçtiğimde görene kadar. okuduktan sonra her etkinliğe onun için katılıyor ve törenin sonunda okulun izniyle ona sevgimi içeren yazılar okuyor ve arkadaşlarımızın ne kadar iyi olsalar da ölümsüz olmadıklarını söylüyordum.sayfada, çok başarılı olacağımı öbür sınıf arkadaşlarım gibi beni kıskanmadığını aksine gururlandığı yazıyordu.ben zorba bir öğrenciydim zorbaladığım kişiler bile bana acıyor gibiydi, bana bu yakışmıyordu toparlanmam gerekiyordu derken yazıyı okuduktan sonraki ay içerisinde erkek arkadaşımı kaybettim bir yerden iki yara almıştım nefes alıyordum ama yaşamıyor gibiydim bir yıl böyle geçti ve bakın kaç yıl geçti...sizi çok ama çok özledim,sizi çok ama çok seviyorum...
devamını gör...
gençlikte motor kazası geçirince iki tekeri bırakmışım, yıllar geçmiş bir gün şile yolunda motorla gezinenleri görünce geri döneyim demişim. ortak bir arkadaş sayesinde aradım barkın'ı. konuştuk. sonra buluştuk. videolarını izlemiştim buluşmadan önce, sağolsun iyi bir yol çizdi bana, ardından duke 390'ı aldım, ileri sürüş eğitimi filan tamamladım.

bir gün ortak arkadaş dedim isim aradı, barkın kaza geçirmiş sizin o tarafta hastanede kan lazımmış dedi, giyindim apar topar, sonra yine aradı, kaybettik dedi. cenazesinde binlerce motorcu gittik mezarlığa kadar. sonra her yıl uğradım mezarına, birkaç kez de oğlumla gittik.

zor...
gencecik yaşta giden birçok tanıdığım oldu, kimi operasyonda şehit oldu, kimi kazada öldü, kimi beklenmedik sağlık nedenlerinden göçtü gitti. hiçbirisinin verdiği acı hafiflemedi, sadece acıya alıştım.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"arkadaşın ölmesi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim