41.
bir zamanlar bir arkadaşım vardı.
bir keresinde "beni üzdüler" dedim, koşup geldi ebesinin nikahından hiçbir şeyi bahane etmeden.
(ibrahim tatlısese seslenen yıldız tilbe gibi hissettim ulan kendimi birden)
haziran 2022 yılında bir rahatsızlıktan dolayı tomografi çektirmek zorunda kaldım ve doktor abi covid geçirip geçirmediğimi sordu, neden diye sorduğumda ciğerlerin alt tarafı bitmiş ama bu sigara türü bir şey değil demişti.
çıkıp diyemedim ciğerimiz kalmamıştır bir zalım yüzünden.
hayır ne güzel oynuyorduk niye bırakıp gidersin?
hayat yavaş ciğerimi söktün dersin.
bir keresinde "beni üzdüler" dedim, koşup geldi ebesinin nikahından hiçbir şeyi bahane etmeden.
(ibrahim tatlısese seslenen yıldız tilbe gibi hissettim ulan kendimi birden)
haziran 2022 yılında bir rahatsızlıktan dolayı tomografi çektirmek zorunda kaldım ve doktor abi covid geçirip geçirmediğimi sordu, neden diye sorduğumda ciğerlerin alt tarafı bitmiş ama bu sigara türü bir şey değil demişti.
çıkıp diyemedim ciğerimiz kalmamıştır bir zalım yüzünden.
hayır ne güzel oynuyorduk niye bırakıp gidersin?
hayat yavaş ciğerimi söktün dersin.
devamını gör...
42.
çocukluk arkadaşım alperen.
babaannesi komşumuzdu ve tatilleri beraber geçirirdik. isim hafızası çok kötü bir çocuktu. o gün ne renk giyindiysek öyle seslenirdi. pembeli kııızz.
sonra o okula başladı ve annesi başlarda vücudundaki morlukları yaramaz bir çocuk olduğundan sıralara çarptığı için oluyor sanmış. lösemiydi alperen. duyunca mahalledeki herkes seferber olmuştu. babamın ve küçük amcamın kan grubu uyuyordu ama ilik nakli için yine de yetersizdi.
küçük kardeşinin de iliği uyumsuzdu ve annesiyle babası yenidoğan iliği için tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiler. kardeşinin doğmasına son 2 ay kala alperen daha fazla dayanamadı.
çok zaman geçmiş. kardeşini geçenlerde yeni gördüm. o bile kocaman adam olmuş. içim acıdı.
babaannesi komşumuzdu ve tatilleri beraber geçirirdik. isim hafızası çok kötü bir çocuktu. o gün ne renk giyindiysek öyle seslenirdi. pembeli kııızz.
sonra o okula başladı ve annesi başlarda vücudundaki morlukları yaramaz bir çocuk olduğundan sıralara çarptığı için oluyor sanmış. lösemiydi alperen. duyunca mahalledeki herkes seferber olmuştu. babamın ve küçük amcamın kan grubu uyuyordu ama ilik nakli için yine de yetersizdi.
küçük kardeşinin de iliği uyumsuzdu ve annesiyle babası yenidoğan iliği için tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiler. kardeşinin doğmasına son 2 ay kala alperen daha fazla dayanamadı.
çok zaman geçmiş. kardeşini geçenlerde yeni gördüm. o bile kocaman adam olmuş. içim acıdı.
devamını gör...
43.
içimde minik bir yaradır. ilk ölüme yenilişimdi. geç ve kısa bir arkadaşlığımız oldu. puslu bir dönem olarak hatırlıyorum ama hastalığı öğrendiğinde ve bu dünyadan ayrılışına kadar yanındaydım. o da benim. ölümden bahsetmedik ama çok yakında olduğunun farkındaydık. o gittikten sonra o varmış gibi yaptığımız mezuniyetimiz, annesinin bana bakışı çıkmıyor aklımdan. aradan yıllar geçmesine rağmen arada ona benzetiyorum insanları ve yanına gidip sarılmak geliyor içimden. müdahale edemeyeceğim şeylere keşke demek istemiyorum ama daha önce tanışmayı, daha çok tanımayı dilerdim.
devamını gör...
44.
ölümünden bir hafta önce aramak istemiştim. *) hayat bu ya, kendime böyle bir fırsatı neden tanımadığımı anlamış değilim. beşiktaş'ta tanışmıştık, resimlerinde binalara öyle çok yer verirdi ki, o sıkışıklığı karşımda da görürdüm. kıvranıyordu yaşama tutunmak için, duvarlarının rutubetine aldırmaksızın mutfaktan güzel yemeklerde çıkarırdı, birasını sipariş ederdi. cebindeki parayı hiç sorgulamazdı ki parası da olduğu pek söylenmezdi. aşçılık okumuş, kendisini resimle ifade eden ve yıkıcı bir aşk'ın enkazı altında kalan biriydi. kendime yer yer sorarım neden aramadın.
beşiktaş'ın havası değişti, artık o abimiz röportajında bahsi geçen taşrasına dönmüştü o içten sesli gülüşleriyle. hiçte yaramadı ailesi, içten içe seviyor olsada onları, kendisini boşluğa bırakmaktan alı koyamadılar. huzurun daim olsun biraderim, her geçen günün ağırlığını bir sen, bir de senler gibiler bilir. umarım içinde pekte ukte kalmamıştır yaşama dair. *)
beşiktaş'ın havası değişti, artık o abimiz röportajında bahsi geçen taşrasına dönmüştü o içten sesli gülüşleriyle. hiçte yaramadı ailesi, içten içe seviyor olsada onları, kendisini boşluğa bırakmaktan alı koyamadılar. huzurun daim olsun biraderim, her geçen günün ağırlığını bir sen, bir de senler gibiler bilir. umarım içinde pekte ukte kalmamıştır yaşama dair. *)
devamını gör...
45.
çok acıdır,hiç yaşamadım allahtan. bir keresinde rüyamda bir arkadaşımı ölürken görüp ağlayarak hayır hayır demiştim.rüyamda hiç konuşmam ama ev arkadaşım seslerimi duymuş ağlar gibiydin diye söyledi sonradan. her gün gördüğünüz biriyse özellikle yürek parçalar.
devamını gör...
46.
çocukken bir arkadaşım öldü. en yakın arkadaşımdı. iyi anlaşıyorduk. birlikte bisiklet sürerdik. birlikte atari salonuna gider oyun oynardık. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi.
ilkokul yılları... sınıfa girdim bi sabah, herkes ferhat öldü diye bağırmaya başladı anlaşmış gibi hepbir ağızdan. orda öğrendim ben ferhatın öldüğünü.
ilkokul yılları... sınıfa girdim bi sabah, herkes ferhat öldü diye bağırmaya başladı anlaşmış gibi hepbir ağızdan. orda öğrendim ben ferhatın öldüğünü.
devamını gör...
47.
mahallede birlikte büyüdük, birlikte gezdik, denize girdik , kız tavlamaya(!) gittik , çok güldük, çok eğlendik… sonra yıllar ve hayat bizi farklı yerlere , şehirlere ve ortamlara itti. her memlekete gittiğimde uğradığım, çok güldüğüm sıcak, doğal ve dünya tatlısı arkadaşım bir gün çatıdan düşüp ölmüştü. ortak başka arkadaşımızın telefonda salya sümük haykırışları arasında aldım haberi. anlamlandıramadım. kesin bu salak yanlış anladı dedim. sonrasında çatı da ne işi varmış? dedim, kızdım da… annemle babamın sanırım birazda onun yerine benim olduğumu düşünerek daha da fazla etkilenmelerinden dolayı hüngür hüngür ağlamaları ile kabul ettim. ya da etmeye çalışıyorum. her memlekete gittiğimde eşine uğrarım. sahil kıyısında hediyelik eşya satarak hayatta kalmaya çalışıyor. hep birilerini birşeyleri bahane ederek alışveriş yaparım. dostumdan bahseder , güleriz ve sıklıkla ağlarız. ama mezarına gitmedim daha… ne işi vardı çatıda ya?
devamını gör...
48.
inanamazsın. kısa süreli bir sağırlık yaşarsın. nasıl olur az önce konuştuk dersin.
devamını gör...
49.
arkadaşın eğer "ölümsüz" olduğuna inanıyorsak, duyunca şaşırmamız normal. fakat arkadaşımız bir ölümlü ise bu daha da normal olan durum.
devamını gör...
50.
konuşmasak da o benim tek arkadaşımdı.
cuma gününden beri öyle bir tuafım ki. tarif edemem bu hissi.
cuma gününden beri öyle bir tuafım ki. tarif edemem bu hissi.
devamını gör...
51.
allah bildirmesin, nasıl bir şey bilmiyorum. fakat bir kuzenimin en yakın arkadaşı lösemiden vefat etti. ölen kişiyle adaşım. o kuzenim yıllarca adımı tam telaffuz etmedi. hep biraz değiştirip seslendi bana. aradan 12 yıl geçti ve kuzenim de trafik kazasında can verdi.
hestia abla öldüğünde kuzenim hiç üzülmemiş gibi davranmıştı ama ben hep onun üzüntüsünü hissetmiştim. bazen telefonda mesajlaşırlardı, okuma yazma bilmediğim için kuzenimin koluna yatar onları izlerdim. arada bir tek kendi adımı okuyabilirdim. bazen kuzenim bana mesajları okur, ikisi beni bir şekilde eğlendirirdi. acaba yine aynı şekilde yukarıda sohbet edip gülüşüyorlar mıdır diye merak ederim bazen.
ikisi de çok direndi yaşamak için... ama ikisi de kaybetti bu savaşı. üzücü her ölüm. ama gençler hep yarım kalmışlık...
hestia abla öldüğünde kuzenim hiç üzülmemiş gibi davranmıştı ama ben hep onun üzüntüsünü hissetmiştim. bazen telefonda mesajlaşırlardı, okuma yazma bilmediğim için kuzenimin koluna yatar onları izlerdim. arada bir tek kendi adımı okuyabilirdim. bazen kuzenim bana mesajları okur, ikisi beni bir şekilde eğlendirirdi. acaba yine aynı şekilde yukarıda sohbet edip gülüşüyorlar mıdır diye merak ederim bazen.
ikisi de çok direndi yaşamak için... ama ikisi de kaybetti bu savaşı. üzücü her ölüm. ama gençler hep yarım kalmışlık...
devamını gör...