avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı

azıcık lan; şöyle ucundan da olsa hafiften bir araştırsa, marco polo 'dan la fontaine'e kadar, sanattan mimariye kadar, batının elinde ne varsa kahir çoğunluğunu doğudan "çaldığını" öğrenecek.. ama (bkz: monomani) illeti en büyük zihni hastalık.

çin'ler 19.yy da; avrupalılara (bkz: yobaz) diyorlardı.. (bkz: barut) (bkz: kağıt) (bkz: ipek) (bkz: tüfek)

zamanında; yunan felsefecilerle münazara etmek için, 6 ayda latince ve yunancayı öğrenen "adam" dan, şu başlığı açan nesil türedi.
zemahşeri'yi de yazarsam ayıp olur.

ya sağ sol diye birbirini vuruyodu ya da kadin erkek ayni asansöre binebilir mi diye tartışıyodu.

cahillerden tiskiniyorum.

ulan bizden bin yıl sonra gelen nesil ya gerizekalı olursa diye düşünüyorlardı bence.

ahlak bekçiliği.

falafel.

seks.

dinle uğraşıyorlardı. 16.yy da martin luther kiliselere savaş açmışken osmanlıda şeyhülislamın emriyle rasathane yıktırılıyordu.

google search türklerde islamiyet öncesi bilim , google search türk- islam bilim yazın bakalım ne yapıyorlarmış. tarih okuyanlar ve/veya kpss kasanlar zaten az çok biliyordur ama pardon dostum zır cahil misiniz?

doğu bir zamanlar o kadar gelişmişti ki artık daha fazlasına ihtiyaç duyulmuyordu dolayısı ile bu avrupalılara avantaj olarak yansıdı diye düşünüyorum.

doğmaya çalışıyordu.

her uygarlığın lider olduğu dönemler var mesela bağdat şehri mükemmel eserlere sahipmiş ama savaşlarda yakıp yıkmışlar.

baldızı...

cogaliyorlardir.

kadınların ne yapması gerektiğini ve nelerin kadınlara yasak olduğunu düşünüyorlardı.

hala ne yapıyorlarsa onu yapıyorlar.

dogmalar, hurafeler, beton, yandaşı semirme, milli ve dini duygularla iktidarda kalıp, halk yoksullaştırma vs. vs.

aydınlanma ve kaynak bolluğunun beraber gelmesi lazım. doğru demir alaşımını, patlayıcıyı, dökümü, ilacı bulana kadar 100'lercesinin ziyan olmasını kaldıracak bir bolluk lazım bilimin teknolojiye dönüşmesi için.

islamın altın çağında bilime destek ve ilgi vardı. adamlar yunan, hint, mısır bilimini toplayıp, çevirip, çoğaltıp üzerine ekliyorlardı. evrime kadar gelmişlerdi şimdiki islam gibi bilim karşıtı düşünmeyin. ama kaynak, fetihler ve vergilerle sınırlıydı. o ölçüde geliştirebildi. az da değil mesela top teknolojisini gerçek potansiyeline getirip kaleler çağını kapattı müslümanlar.

avrupa aydınlanması ise coğrafi keşiflerin getirdiği mal bolluğu ile kombo yaptı. hem haçlı seferleri sırasında batıya taşıdıkları bilimi uçurdular hem saat olsun (ne önemi var diyen coğrafya bilmiyordur), rotalama olsun, muhasebe olsun (buna da "canım o ne ki" diyen çıkar bak şimdi) ecza olsun, metal bilimi olsun korkunç bir deney ödeneği çıkartmış oldular dünyadan. deneyde bolluk demek, efsane buluş demek.

bilim+ kaynak = teknoloji = hüküm yani.

çünkü osmanlı o dönemler ekonomi, siyasi, askeri... her alanda avrupadan çok daha üstündü. özellikle jeopolitik açıdan. bir kere boğazlar osmanlıdaydı arkadaşlar. avrupalılar ithalat ihracat için osmanlı topraklarından geçmek zorundaydı. üstelik birçok kaynağı osmanlıdan temin ediyorlardı. coğrafi keşiflerle birlikte yeni ticaret yolları keşfedildi, akdeniz de önemini kaybedince orda ilk büyük darbeyi aldı osmanlı. sonradan dank etti tabi ama iş işten geçti tabi... toparlayacak olursam osmanlı devleti zaten avrupadan çooook ilerdeyiz diyerek hiçbir gelişme göstermeye ihtiyaç duymadı.

arabın mitolojik hikayeleriyle kafa buluyorlardı.

karı kız peşinde koşuyorlardı.