öğrendikleri bilgilerin temeli doğuya falan ait değildir. ateş su toprak tahta tarzında konuşuyorsunuz. tabii ki doğudan edindikleri ufak tefek bilgiler vardır ancak avrupanın temeli bugünkü yunanistan-makedonya topraklarında olan helenistik kültürden gelir. o yüzden yunanistan'a sürekli destek verirler.hatta alexander the great doğuya biraz medeniyet götürmüştür.(mısır hariç)
devamını gör...
cahiliye döneminin keyfini çıkarıyorlardı
devamını gör...
bilimin toplumların ortak birikimi olarak görmek bu kadar zor olmamalı. avrupalılar sıfırdan başlamadı yani öncesinde doğunun birikimi vardı. ondan önce de yunan birikimi vardı. bunun için sizlere fuat sezginin bilim tarihi sohbetleri kitabını önerebilirim. lütfen bu kadar aşağılık kompleksli bir hayat yaşamayı bırakalım artık.
devamını gör...
biliyorum çok afaki bir şey yazmış olacağım ama yine de bir ümit kırıntısı olarak bırakıyorum. (bkz: kayıp aydınlanma-arap fetihlerinden timur'a orta asya'nın altın çağı - s.frederick starr)
devamını gör...
osmanlı'nın ticaret yollarını hakimiyeti altına alıp hazır ekmeğe konmasından bahsedilmiş zaten. ama islam rönesansı'nın nasıl olup da sona erdiği, 1200'lerin sonlarından itibaren nasıl adeta yerinde çakılıp kaldığı araştırmaya değer bir konudur.

amin maalouf 'arapların gözüyle haçlı seferleri' kitabında bu konuya değinmiş. ona göre gerileme birinci haçlı seferlerinde alınan büyük yenilgiyle başlar. küdus fethedilmiştir, bu aynı zamanda haçlılar için doğunun tüm icatları ve bilimini kendi ülkelerine götürmeleri için bir fırsat olmuştur. alimleri doğu dillerini öğrenmiştir. müslümanlar içinse mağlubiyetin ağırlığını ve içe kapanmayı getirmiştir. korku ve tedirginlik anlarında olduğu gibi dine sığınma baş göstermiş, mutezileden farklı olarak daha tutucu mezhep ve tarikatlar güç kazanmıştır. islam coğrafyası bir daha belini doğrultamamıştır.

osmanlı da bu sarmalın içinden bir türlü çıkamamış. ali kuşçu gibi astronomlar dışında kayda değer bilim insanı yetişmemiştir. galata'dan uçtu diye hala hezarfen'i anlatıp duruyoruz. kanuni en güçlü döneminde bile okyanus şartlarına uygun gemi inşa ettirememiş. portekiz'in hindistana gidişi seyredilmiş.

sonraki dönemler ise tam anlamıyla felaket. beşik ulemalığı, dua etmekle görevli olup bir ordu kadar maaş alan saraylı din görevlileri... ulema her icada karşı çıkmış, hatta ilk medeni kanun olan mecelle dahi esasında nakşibendi tarikatı tarafından hazırlanmıştır. ve sonuçta batı üstünlüğü kabul edilmek zorunda kalmış, ülke yıkılmasın diye avrupalı alimler buraya getirilmiş. ironik.
devamını gör...
tıpkı bugün olduğu gibi bir takım zümreleri, saray hayatı yaşıyorlar; ideolojileştirdikleri abbasi emevi arapçılığını din diye dayatıyorlardı. ve bunlar, din adı altında; baskıcı, zorba, emeğe musallat hegemonyalarını, daha da katılaştırıyorlardı. insanın varlığı, onlar için niteliksel olarak bir değer ifade etmiyor, saltanatlarına biat edenlerin niceliksel çokluğu ile övünüyorlardı. ve amaçlarına uygun; basiretsiz, dirayetsiz, insan yığınlarını elde tutuyorlardı. yakın tarihte ve halen, doğurun doğurun üç çocuk yetmez beş diyenleri, niteliğe değil niceliği öne çıkaranları bir hatırlayın. gerçi siz benden daha iyi biliyorsunuz kimin ne olduğunu...
devamını gör...
dünyada güçte gece ve gündüz gibi birilerinin ellerine dönüp dolaşır, biz zirveye çıktık, zirve rehavet verdi düştük. şimdide onlar zirvede.

coğrafi keşiflere gelirsek:



onlar giderken biz dönüyorduk, yerli kaynak sevmeyebilirsiniz diye yapıcı bir video'yu kaynak olarak veriyorum birazcık araştırırsanız kimin nereleri ilk bulduğunu anlarsınız, kompleksleriniz var ise ayrı.

neden keşfettiği yerlere koloni kurmamış sorusu daha doğru olur, ve tartışılabilir videoda ona karşı bir görüş sunmuş.
devamını gör...
çoğu kendi çabasıyla, bir yerlere gelen, bir avuç bilim insanı haricinde, doğu insanı yukarıda bahsettiğim sebeplerle ortaya bir şey koyamamıştır.
devamını gör...
her yenilik, buluş, felsefi akım artık adına her ne derseniz diyin belirli bir ihtiyaca hizmet eder.

batı, belirli sıkıntılarını aşmak için girişimde bulunurken, reel sıkıntılarını çözme yoluna gitmede daha efektif davranmıştır. coğrafi keşifler bir çeşit ihtiyaçtır çünkü ipek ve baharat yolundan ticaretle ihtiyaç malzemeleri getirilir batıya. bu yolları kontrol eden devletler düşmanı gördüğü ülkelerin ticaretini sekteye uğratmak adına tacirlerini zora sokacak vergiler ve yasaklı ticaret emtiyaları ile yıldırmıştır.

batı dediğimiz avrupa bu noktada hindistan ve çin bölgelerine ulaşabilmek adına yeni yollar aramaya başlamıştır. okyanusa dayanıklı gemilerin yapılması, ümit burnunun keşfi avrupa nın ticari faaliyetlere ağırlık vererek ekonomisini toparlamasına vesile olmuştur. doğunun ise kontrolünde olduğundan bu ticaret ne geliştirme yoluna gitmiştir ne de yeni yollar aramaya kalkışmıştır.

yine bir diğer sıkıntılı olduğu konu işçi ücretleri iken üretimde buharlı makine kullanarak az sayıda işçiyle daha büyük üretimler yapmaya başlamış, dolayısıyla maliyeti aşağıya çekmeyi bilmiştir. o donem doğuda tıpkı günümüzde olduğu gibi işçi ücretleri düşük olduğundan herhangi bir girişim olmamıştır bu konulara.

reform dediğimiz aydınlanma döneminde ise tüm zenginliğin ve otoritenin belirli bir zümrede toplanması ciddi sıkıntıya sebep olduğundan buna karşı bir hareket başlamış ve fransız ihtilaline değin süre gelen bir eşitlik arayışına dönüşmüştür. doğu toplumları ise biatçı yapıda olmaları ve zenginlikten uzak olmamaları hasebiyle eşitliğe değil, güce ulaşma arzusu üzerinde konuşlanmıştır.

günümüzde bile en büyük ekonomi sahibi ülkeler geçmişte doğunun yaptığı "rabbena hepbana" düşüncesinin yanlışlığından ders almış olacaklar ki diğer ülkelere de belirli ekonomik takviyelerde bulunarak onları sıkıştırmıyor, yenilik peşinde koşmalarının bi nebze de olsa önüne geçmeye çalışıyorlar. aksi durumda doğunun düştüğü hataları tekrar etseler bugün doğudan da yeni keşifler ve buluşlar çıkar. insan zorda kaldığında her şeyi yapabilir.
devamını gör...
oooo bakıyorum yine herbokologlar toplamış.

doğu o sıralarda altın çağını yaşamakla meşguldü zira teknolojik ve siyasi üstünlük onlardaydı.
antik yunan eserleri arapçaya çevriliyor medreselerde ünlü alimler yetişiyordu.

herbokologlar acaba 30 yıl savaşı sırasında osmanlı'nın protestanlar açıkça desteklediği hatta askeri ve lojistik destek vermeyi teklif ettiklerini biliyorlar mı acaba?

veya flemenk denizcilerin osmanlı adına izlandayı yağmaladıklarını biliyorlar mıdır?
devamını gör...
bu konu hakkında yorum yapabilmek için batı ve doğu'yu etkileyen dini,ekonomik,kültürel ve siyasi dinamikleri çok iyi bilmek gerekir. bu noktada karşılaştırmalı tarih çalışmalarının yapılmasının zor olduğu kadar gerekli olduğu durumu da ortaya çıkıyor. bu konunun özetini bile bir makalede açıklayabilmek oldukça güç bir iş. hodgson'ın dünya tarihini yeniden düşünmek kitabına bakılabilir. yazarın bu dönüşümler hakkında objektif değerlendirmeleri var. bu platformda ufak bir örnek vermek gerekirse ekonomik açıdan batı'da feodalite örneği varken doğu'da paralel yıllarda daha ademi merkeziyetçi bir yapının benimsendiğini göz ardı etmemek lazım. bize tarih derslerinde aktarılan coğrafi keşiflerin detaylarına vakıf olmak lazım. batı bunlardan ne elde etti? doğu batı gibi bu gelişmelerden faydalanabilir miydi? doğu'da hala devam eden bir fetih politikası var osmanlı örneği üzerinden düşünürsek ve gayri müslim diye ayrı bir sınıf olarak da alsa vatandaş olarak kabul ediyor fethettiği toprakların halklarını. batı ise bir bölgeye sadece tüccarlarını zengin sınıfını yerleştiriyor ve ekonomik anlamda o bölgeden kar elde ediyor(vatandaş saymıyor halkı. ortanın halkı kar edebildikleri kadar değerli. kapitalizmin sömürgeciliğin temel mantığı bu). bunun en bariz örneği olarak hindistan gösterilebilir.1588 yılında kurulan doğu hindistan şirketi tarafından sistematik bir şekilde sömürgeleştirilen bir hindistan var ortada. belki taraflı bir örnek olucak ama 1490-1588 yılları arasında yaşamış bir mimar sinan var osmanlı'da. tabii ki doğu masum batı canavar diye bir iddiada bulunmak mesnetsiz olur. ama üzerine kafa yorulup düşünülürse tek bir nedenle açıklamayacak bir süreç batı'nın bugünkü konumuna gelmesi. ve hiç bir medeniyet sıfırdan doğmamıştır belli bir birikimin bize mirasıdır. bunları düşünerek konuşmakta fayda var.
devamını gör...
avrupalı'lar tarafından esir edilmeye başlamışlardı. zanzibar'dan goa'ya.
devamını gör...
şuan etrafa baktığımızda ne görüyorsak ne yapıyorsak onu yapıyorlardı.
devamını gör...
prusya dükü olduğunu beyan eden bir arkadaş biz proleteryayı aşağılamak suretiyle ağzımızın payını verdiğini sanarak koşturup yetişmiş. ama nerden baksan tutarsız şeyler yazmış.
1- avrupalılar keşifler yaparken teknolojileri osmanlıdan tabii ki de üstündü osmanlı onun için portüküçüze bile üstünlük sağlayamadı.
2- askeri yardımda bulunması teknolojik veya bilimsel anlamda bir aşama kat ettiğinin göstergesi değildir.
3- flemenklerin osmanlı adına bir yeri yağmalaması osmanlı için iyi bir şey değildir(büyük ihtimalle osmnalıdan da para söğüşlemişlerdir)
devamını gör...
geri kalmakla meşguldü.bilgi alışverişi ilerlemeyi sağlar.batı bunu yaptı.aldığının üstüne koydu.iyi ki almışlar.bugünlere geldik.elindekini kullanamamak hala da kullanmamak da ısrar etmek de farklı bir konu.
devamını gör...
avrupadaki gelişim, 1800'lü yıllarda başladı.
ondan önce avrupa, üzerindeki kilise baskısı sebebiyle karanlık dönemlerin içinde oradan oraya savrulan bir süreçteydi. ne zaman din kiliseye girdi, ilim bilim özgür düşünce, araştırma sorgulama gündeme geldi.
yani şunun şurası 200 yıl önce.

doğuda hiç icad, buluş olmadı demek, meseleye eksik yaklaşmak anlamına gelir.

doğuda da icatlar oldu, ama doğu kültürü bu icatları alıp, bu güne taşımaya, onu modernize etmeye imkan tanımadı.

özellikle din baskısı yüzünden, o yasak bu günah kafası, doğunun bugünkü durumunun en büyük sorumlusu durumundadır.

mesela , kimi kaynaklara göre ikinci, kimine göre osmanlı imparatorluğu döneminde padişahın izniyle mısır medresesi müderrislerinden takiyüddin tarafından dunyanın ilk rasathanesi kuruldu.

peki sonra ne oldu, takiyüddin ve personelinin meleklerin bacaklarını gözlediği yolundaki söylentilerin artması üzerine, 3. murat'ın emriyle topa tutularak yıktırıldı .

bunun gibi şeyler, doğunun geri kalmasının en büyük sebebi .
devamını gör...
tarih tekerrürden ibarettir. şu an gelişmiş ülkeler her alanda nasıl gelşiyor ve biz bu esnada hiç durmadan türban, kadına şiddet, din istismarı, yolsuzluk, kayırmacılık vs tartışıp duruyoruz.

bu tartışma cenderesi tıpkı silindirde dönüp duran, bir türlü yol kat edemeyen farenin durumuna sokuyor bizi.

başa gelip gidenler sürekli ortaya kısır konular atıp, toplumu kutuplaştırıp kendi yollarını buluyor ama halk kısır döngü içinde birbirini yiyiyorsa, o eski dönemlerde de bundan farklı olmamış.
devamını gör...
o kadar haklı bir soru ki okuduktan sonra bunun hakkında hiç düşünmediğimi farkettim ve harbi ya onların adını sanını falan hiç duymadık dedim ama sonra doğu ülkelerine baktıktan sonra az çok bir şeyler tahmin edebiliyorsun. suriye,ırak,lübnan ve bir çok arap ülkesi falan var.onlar törelerine falan bağlı olan kişiler olduğundan ve teknolojik gelişmeler falan onlara uzak olduğundan bu haldeler muhtemelen
devamını gör...
bu konunun incelendiği kitap:
(bkz: hata neredeydi)
(bkz: bernard lewis)
devamını gör...
çok çok basit bir şekilde izah etmek gerekirse, aç olan kişi karnını doyurmak için çaba sarf eder. bir de günümüz ile kıyas etmemek gerekir zamanın şartlarını. yine basitçe canlandırmak gerekirse; newton, fiziği yeniden tasarlarken elon musk gibi bu yeniliği canlı yayında tüm dünyayı servis edemiyordu*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"avrupalılar o kadar keşif ve buluş yaparken doğulular ne yapıyordu sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim