babasından hiç dayak yememiş insan
başlık "zamansız kelebek" tarafından 05.10.2022 12:35 tarihinde açılmıştır.
21.
bir keresinde yalan söyledim diye ellerimin üstüne vurmuştu pıtı pıtı ama bence o sayılmaz
devamını gör...
22.
kafama yanlışlıkla tekme attı ama ben onu saymıyorum.
o zamanlar boy 1,20. babam da motorsikletçi. motora bineceği sırada fazla dibinde durmuşum galiba. sonra taak. yerdeyim :')
garibim seneler geçti unutamadı. arada bahsi geçince önce güler sonra üzülür.
o zamanlar boy 1,20. babam da motorsikletçi. motora bineceği sırada fazla dibinde durmuşum galiba. sonra taak. yerdeyim :')
garibim seneler geçti unutamadı. arada bahsi geçince önce güler sonra üzülür.
devamını gör...
23.
yemedik dersek yalan olur,
yaramazdık biraz,
yaramazdık biraz,
devamını gör...
24.
babadan dayak yememiş çocuk mu olur lan? ben de sağlam yedim ama en sağlamı şu şekildeydi.
ilkokul 3. sınfta dersten sonra denize kaçtık 3-4 arkadaşla. sonra bir baktım akşam hava kararmış. dedim şimdi tarra yedik. ne dayak yiyeceğim belli değil. dayaktan yırtmak için okul çantasını çöpe attım üstümü başımı da yırttım. eve geldim baktım peder kapıda burnundan soluyor. hemen " öüühööğğ benim çantamı çaldılar , beni de dövdüler" diye zırlamaya başladım. babam şöyle bir iki dakka durdu sonra " lan hayvanoğlu hayvan senin çantanı kim napsın lan götüne mi sokacak da çalsın senin çantanı" dedi ve bana bir girişti. iki ay denizin yanından bile geçmedim bi daha.
ilkokul 3. sınfta dersten sonra denize kaçtık 3-4 arkadaşla. sonra bir baktım akşam hava kararmış. dedim şimdi tarra yedik. ne dayak yiyeceğim belli değil. dayaktan yırtmak için okul çantasını çöpe attım üstümü başımı da yırttım. eve geldim baktım peder kapıda burnundan soluyor. hemen " öüühööğğ benim çantamı çaldılar , beni de dövdüler" diye zırlamaya başladım. babam şöyle bir iki dakka durdu sonra " lan hayvanoğlu hayvan senin çantanı kim napsın lan götüne mi sokacak da çalsın senin çantanı" dedi ve bana bir girişti. iki ay denizin yanından bile geçmedim bi daha.
devamını gör...
25.
yememiş ve babasına dayak atmış insan,
babasını dövmeyen dizini döver,
baban testiyi kırmadan önce tokatı yapıştıracan
ironiyi anlamayıp bikirdemeyin
babasını dövmeyen dizini döver,
baban testiyi kırmadan önce tokatı yapıştıracan
ironiyi anlamayıp bikirdemeyin
devamını gör...
26.
yazılanlara inanamıyorum ya. ben günde üç öğün yemek yiyiyordum, beş öğün dayak yiyiyordum ak.
devamını gör...
27.
adam olamamıştır. kızlar için anneden, erkekler için babadan yenen dayak kutsaldır. bundan kastım her önüne gelen fırsatta dövsün sövsün değil, ama bir sınırı aşınca haddini bildirmeli. bir fiske dahi yemedim diyen insanların asla büyüdüğüne inanmıyorum. hep şımarık kalıyolar. ha bu arada yeni nesil anne-baba olacak kişiler; çok kasmayın, evladınız kutsal varlık değil. her şey de travma sebebi değil.
devamını gör...
28.
babamın nasıl bir insan olduğunu yazmaya kalkışsam çok eğlenceli bir kitap oluşur. çocukluğumdan beri bana anlatılanlar ve gözümle gördüklerimi yazsam bitmez. babam çok sinirli, kavgacı ve küfür eden bir insandır. avlanan vahşi bir hayvan gibi gözlerini kısarak karşıya bakar. dürüst, samimi bir insandır. çok ta iyi bir insandır! gereksiz saçma sapan yerlerde küfür edip durmaz, küfür edeceği zamanı iyi bildiği için güzel nokta koyar. mayıs ayında 39 yaşıma basacağım, şu zamana kadar bana bir kere bile vurmadı. hatta annemle evlendikleri zaman akrabalarımız ve babamın tüm arkadaşları bu adam evlendi, "bütün gün karısını döver" diye söylemlerde bulunmuşlar, "yazık kadına" demişler. anneme asla hiç bir zaman fiziksel şiddet uygulamadı ve onu üzdüğü zamanları çok oldu. başıma bir şey gelse mesela ben asla gidip babama söylemem, kendim hallederim, babama söylesem anında bitti o insanı, öldürür! "laf olsun, ahh ne kadar havalı bir babam var benim." demek gibi bir şey oldu bu yazdıklarım da siz nereden bileceksiniz babamın nasıl bir manyak olduğunu.
rahmetli dedem anlatırdı; bir keresinde babam ava çıkıp avlanıyor, eve yürüyerek dönerken, yoldan geçen bir araca otostop çekiyor, araç durmayınca arabanın arka camına pat diye ateş ediyor, arabanın arka camı patlayan adam korkarak gaza basıyor. çok ilginç tesadüf ki o adamda mafyanın içinden birisiymiş yani vakti zamanında öyleymiş. o an arabasına ateş edilince düşmanlarından birisi zannetmiş ve araştırıp sorduğunda babamın evini bulup eve gelmiş ve dedeme demiş ki "çocuğun beni az kalsın öldürüyordu", dedem babamı odaya çağırıp bu söylenenler doğru mu diye babama bakıyormuş. dedeme, evet doğru ben ateş ettim ve olsa yine yaparım der gibi diklenmeye başlamış. (hem suçlu hem güçlü), "o zamanda ben arabanın camına çok para verdim ve adamdan ben özür diledim" demişti dedem, ama baban hiç ne özür ne bir şey.
başka bir hikayede hangisini yazsam bitmez, sabaha kadar yazarım. neyse ben yazmadan bir komşumuz vardı, adam sapık gibi beni yolda ne zaman görse yanıma gelir ve elini uzatıp selam verirdi, bende gayri doğal bir şekilde elimi uzatırdım, sonrasında elimi sıkı sıkı tutar bırakmazdı, çekerdim yine bırakmazdı. çok iğrenç hal ve tavırları vardı, amcam yaşında adam evli barklı bir sürü çocukları var falan ben de onun kızı yaşındayım. gittim anneme söyledim, "adama selam vermiyorum artık konuşmuyorum onunla" dedim. ama babama anlatmadım, babam bu hikayeyi duysaydı inanın gebertirdi adamı, çünkü o adam evimizin bir kaç ötesinde oturup yaşıyordu ve bazı zamanlar karısını dövüyordu, karısının bağrış seslerini duyan babamı biz evde zor tutuyorduk, "şimdi ağzını burnunu dağıtacağım" derdi ve yumruğunu sıkardı. babamın hiç tarzı değil öyle insanlardan hiç hoşlanmaz ve "adam mısın lan sen, erkek misin lan sen" diye söylenir. asla çocuklara fiziksel şiddet uygulamaz ve çocuğunu dövenlere de ve hatta toplum içinde çocuğuna kötü söz söyleyip küfür edenlere de gıcık kapar. bir kaç ay önce kuzenini kenara çekip konuşmuştu, "senin evladın, durmadan benim yanımda ona küfür edip duruyorsun, yapma." demiş. babam ne bana, ne kardeşime, ne de anneme şu zamana kadar bir kere bile küfür etmedi. çok bağırdı söylendi, sinirlendi, hatta esip kükredi ancak öyle çirkin küfürleri bize asla hiç bir zaman kullanmadı.
ben lise de sınıfta kalmıştım 7 tane zayıfım vardı, babam karneyi suratıma bir fırlattı, işte o tokat gibiydi, "okumayacaksın okul mokul yok"sana dedi. bende liseyi bıraktım ve okullar açıldı bir ay olmuş açılalı annem meslek lisesine gidip ağlamış oradaki müdüre söylemiş ve beni resim yeteneğimin olduğundan bahsedip durmuş, okul müdürü anneme okullar açılalı çok oldu resmi kayıt yapamıyoruz şu an demiş ve en sonunda annem daha çok ağlayınca dayanamayıp beni okula yazdırmışlar, bende bir süre babamdan gizli gizli kız meslek lisesi/ grafik tasarım bölümüne gittim ve derslere başlamıştım, sonraları okuldan bölüm birincisi olarak ayrıldım. o günden sonra hedeflerim için güzel sanatlarda okumak için çok çalıştım ve kendi isteğimle heykeltıraş oldum fakülte bitirdim, bazı zamanlar bazı insanlar benim işim için kötü söz söyleyene babam tokat gibi sözler savuruyor, asla izin vermez ve her zaman arkamdadır. beni her zaman destekler ve heykeltıraş olduğum için de gurur duyar. resim, heykel hakkında birisi bana bir şey söylesin, o kişiyi dövmekten beter eder.
evde fener bahçe maçı varsa ve yeniliyorsa ooff yyaa televizyon kırıldı, bir kere tuttu televizyonu yere fırlattı. cumhur başkanını televizyonda gördüyse anında bas bağır küfür eder. annem; "sus artık, duyanda bana küfür ediyorsun sanacak" der arada, sabah sinirli bir şekilde kalkmışsa apartmanın boşluğunda bağıra çağıra küfür ede ede işe gider. toplum normları hiç yok babamda ve sinirliyse küfür basıp gider.
gençliğinde işe gidecekmiş baykuş babamı uyutmamış gece. oda sinirlenip camdan ateş edip hayvanı öldürmüş. onun da hayvanına birisi ateş edip ayağını kırmıştı, köpeğinin kimin vurduğunu araştırıyordu ama yani oof çok fenaydı babam aşırı sinirli ve öfkeliydi, sonra polisi arayıp durumu onlara şu şekilde anlattı; "ben sizi aradım ki o adamı bulun diye, sonra onun ağzını burnunu kırıp aynı şekilde onun bacaklarına ben sıkacağım." dedi. o adam bulundu, herkes ama herkes hiç kimse babama o adamın kim olduğunu söylemedi. gençliğinde hep dayak yerdi ve döverdi, eve geldiği zaman ağzı burnu kanlar içinde gelirdi. düştüm derdi ve annem ayılıp bayılırdı, babamı kavga ettiği için bir keresinde işten kovmuşlardı. halama çok çektirmiş, mesela kapının önünden araç hızlı geçiyor diye adamı ensesinden yakalayıp pata küte girişmiş, sen buradan nasıl hızlı geçersin, kardeşime mi bakıyorsun diye, her düğünde, her toplum ve cemiyette babamın kavgaları olurmuş hep, askerde bile dayak yemeden rahatlayamıyordum dedi babam, her gün dayak yemezsem o yatağa yatamıyordum derdi, "ya döverdim ya da dayak yerdim" derdi babam. ben çıraklık, kalfalık yaptım senelerce, babam ben yaşlarında bir adamın yanında çıraklık yapması için dedem ona destek olmuş, sonra adam çırağına bağırıp çağırdığını görünce, babam dedeme şöyle demiş; o adam bana da öyle bağırır çağırırsa o levyeyi kafasına vururum demiş ve kabul etmemiş babam. sinirliyse babamın yanından kaçacaksın, gerçi şu zamana kadar bir şeyi bana yapma dediyse ben hep kendi bildiğimi okudum, hiç baba sözü dinlemedim.
bana bir keresinde elini gösterip havada tuttu, "anarşist misin sen" diye bağırıp çağırdı, vurmadı. dışarıdan babam uyumsuz, sorunlu bir manyak gibi görünüyor, aslında çok iyi ve güvenilir bir insandır, herkes babamı bilir, sever, güvenir ve bende babamı çok seviyorum. evde bir şey bozulsa ilk ben paparayı yiyorum, bunu neden yapmadın diye.
rahmetli dedem anlatırdı; bir keresinde babam ava çıkıp avlanıyor, eve yürüyerek dönerken, yoldan geçen bir araca otostop çekiyor, araç durmayınca arabanın arka camına pat diye ateş ediyor, arabanın arka camı patlayan adam korkarak gaza basıyor. çok ilginç tesadüf ki o adamda mafyanın içinden birisiymiş yani vakti zamanında öyleymiş. o an arabasına ateş edilince düşmanlarından birisi zannetmiş ve araştırıp sorduğunda babamın evini bulup eve gelmiş ve dedeme demiş ki "çocuğun beni az kalsın öldürüyordu", dedem babamı odaya çağırıp bu söylenenler doğru mu diye babama bakıyormuş. dedeme, evet doğru ben ateş ettim ve olsa yine yaparım der gibi diklenmeye başlamış. (hem suçlu hem güçlü), "o zamanda ben arabanın camına çok para verdim ve adamdan ben özür diledim" demişti dedem, ama baban hiç ne özür ne bir şey.
başka bir hikayede hangisini yazsam bitmez, sabaha kadar yazarım. neyse ben yazmadan bir komşumuz vardı, adam sapık gibi beni yolda ne zaman görse yanıma gelir ve elini uzatıp selam verirdi, bende gayri doğal bir şekilde elimi uzatırdım, sonrasında elimi sıkı sıkı tutar bırakmazdı, çekerdim yine bırakmazdı. çok iğrenç hal ve tavırları vardı, amcam yaşında adam evli barklı bir sürü çocukları var falan ben de onun kızı yaşındayım. gittim anneme söyledim, "adama selam vermiyorum artık konuşmuyorum onunla" dedim. ama babama anlatmadım, babam bu hikayeyi duysaydı inanın gebertirdi adamı, çünkü o adam evimizin bir kaç ötesinde oturup yaşıyordu ve bazı zamanlar karısını dövüyordu, karısının bağrış seslerini duyan babamı biz evde zor tutuyorduk, "şimdi ağzını burnunu dağıtacağım" derdi ve yumruğunu sıkardı. babamın hiç tarzı değil öyle insanlardan hiç hoşlanmaz ve "adam mısın lan sen, erkek misin lan sen" diye söylenir. asla çocuklara fiziksel şiddet uygulamaz ve çocuğunu dövenlere de ve hatta toplum içinde çocuğuna kötü söz söyleyip küfür edenlere de gıcık kapar. bir kaç ay önce kuzenini kenara çekip konuşmuştu, "senin evladın, durmadan benim yanımda ona küfür edip duruyorsun, yapma." demiş. babam ne bana, ne kardeşime, ne de anneme şu zamana kadar bir kere bile küfür etmedi. çok bağırdı söylendi, sinirlendi, hatta esip kükredi ancak öyle çirkin küfürleri bize asla hiç bir zaman kullanmadı.
ben lise de sınıfta kalmıştım 7 tane zayıfım vardı, babam karneyi suratıma bir fırlattı, işte o tokat gibiydi, "okumayacaksın okul mokul yok"sana dedi. bende liseyi bıraktım ve okullar açıldı bir ay olmuş açılalı annem meslek lisesine gidip ağlamış oradaki müdüre söylemiş ve beni resim yeteneğimin olduğundan bahsedip durmuş, okul müdürü anneme okullar açılalı çok oldu resmi kayıt yapamıyoruz şu an demiş ve en sonunda annem daha çok ağlayınca dayanamayıp beni okula yazdırmışlar, bende bir süre babamdan gizli gizli kız meslek lisesi/ grafik tasarım bölümüne gittim ve derslere başlamıştım, sonraları okuldan bölüm birincisi olarak ayrıldım. o günden sonra hedeflerim için güzel sanatlarda okumak için çok çalıştım ve kendi isteğimle heykeltıraş oldum fakülte bitirdim, bazı zamanlar bazı insanlar benim işim için kötü söz söyleyene babam tokat gibi sözler savuruyor, asla izin vermez ve her zaman arkamdadır. beni her zaman destekler ve heykeltıraş olduğum için de gurur duyar. resim, heykel hakkında birisi bana bir şey söylesin, o kişiyi dövmekten beter eder.
evde fener bahçe maçı varsa ve yeniliyorsa ooff yyaa televizyon kırıldı, bir kere tuttu televizyonu yere fırlattı. cumhur başkanını televizyonda gördüyse anında bas bağır küfür eder. annem; "sus artık, duyanda bana küfür ediyorsun sanacak" der arada, sabah sinirli bir şekilde kalkmışsa apartmanın boşluğunda bağıra çağıra küfür ede ede işe gider. toplum normları hiç yok babamda ve sinirliyse küfür basıp gider.
gençliğinde işe gidecekmiş baykuş babamı uyutmamış gece. oda sinirlenip camdan ateş edip hayvanı öldürmüş. onun da hayvanına birisi ateş edip ayağını kırmıştı, köpeğinin kimin vurduğunu araştırıyordu ama yani oof çok fenaydı babam aşırı sinirli ve öfkeliydi, sonra polisi arayıp durumu onlara şu şekilde anlattı; "ben sizi aradım ki o adamı bulun diye, sonra onun ağzını burnunu kırıp aynı şekilde onun bacaklarına ben sıkacağım." dedi. o adam bulundu, herkes ama herkes hiç kimse babama o adamın kim olduğunu söylemedi. gençliğinde hep dayak yerdi ve döverdi, eve geldiği zaman ağzı burnu kanlar içinde gelirdi. düştüm derdi ve annem ayılıp bayılırdı, babamı kavga ettiği için bir keresinde işten kovmuşlardı. halama çok çektirmiş, mesela kapının önünden araç hızlı geçiyor diye adamı ensesinden yakalayıp pata küte girişmiş, sen buradan nasıl hızlı geçersin, kardeşime mi bakıyorsun diye, her düğünde, her toplum ve cemiyette babamın kavgaları olurmuş hep, askerde bile dayak yemeden rahatlayamıyordum dedi babam, her gün dayak yemezsem o yatağa yatamıyordum derdi, "ya döverdim ya da dayak yerdim" derdi babam. ben çıraklık, kalfalık yaptım senelerce, babam ben yaşlarında bir adamın yanında çıraklık yapması için dedem ona destek olmuş, sonra adam çırağına bağırıp çağırdığını görünce, babam dedeme şöyle demiş; o adam bana da öyle bağırır çağırırsa o levyeyi kafasına vururum demiş ve kabul etmemiş babam. sinirliyse babamın yanından kaçacaksın, gerçi şu zamana kadar bir şeyi bana yapma dediyse ben hep kendi bildiğimi okudum, hiç baba sözü dinlemedim.
bana bir keresinde elini gösterip havada tuttu, "anarşist misin sen" diye bağırıp çağırdı, vurmadı. dışarıdan babam uyumsuz, sorunlu bir manyak gibi görünüyor, aslında çok iyi ve güvenilir bir insandır, herkes babamı bilir, sever, güvenir ve bende babamı çok seviyorum. evde bir şey bozulsa ilk ben paparayı yiyorum, bunu neden yapmadın diye.
devamını gör...
29.
benim o insan.
hiç dayak atmadığı gibi hiç başımı da okşamamıştır. varlığı ile yokluğu birdi aslında. neyse.
hiç dayak atmadığı gibi hiç başımı da okşamamıştır. varlığı ile yokluğu birdi aslında. neyse.
devamını gör...
30.
fazlasıyla psikolojik şiddete maruz kalmış ve lafa gelince "ben sana bir fiske bile vurmadım" diyerek daha da azarlanan kişi
devamını gör...
31.
memur çocuğu.
devamını gör...
32.
bizim zamanımız için (y kuşağı) realist olmayan bir söz olup muhtemelen önümüzdeki on yıl süresince yetişkinliğe erişmiş olacak olan bugünün çocukları için oldukça sıradan hale gelecek bir olgudur.
devamını gör...
33.
bütün gün şiddet içerikli bilgisayar oyunları oynayıp gerçeklik algılarını kaybeden ve gelişim çağlarında insanlarla alışverişe girmedikleri için vicdan kavramını içselleştiremeyen, anlamlandıramayan, her şeyi hazır önünde bulan gençler var. bütün gençleri kastetmiyorum ama bu halde olan azımsanmayacak sayıda genç var..
sonra tanımadıkları insanlardan nefret edebilecek hale gelebiliyorlar. çay bahçesine dalıp masum vatandaşı bıçak darbeleriyle yaralabilecek kadar uçmuşlar.
bunların sayısı maalesef artacak gibi..
sonra tanımadıkları insanlardan nefret edebilecek hale gelebiliyorlar. çay bahçesine dalıp masum vatandaşı bıçak darbeleriyle yaralabilecek kadar uçmuşlar.
bunların sayısı maalesef artacak gibi..
devamını gör...
34.
babasi olmayan insandir.
devamını gör...
35.
dayaktan etkili yöntemleri olabilen bir babaya sahip evlat olabilir. mübarek az ama öz konuşur, konuştuğu zaman da yargı dağıtır.bazen ulan güzel bir dayak mı yeseydik yerine diye düşünürsün sonra.
devamını gör...
36.
babaların ille de dayak atmasına gerek yok. bazen laflarıyla, davranışlarıyla ve varlıklarıyla da dövüyorlar.
devamını gör...