#ödüllü filmler
türkçe adı: gün doğmadan
richard linklater'ın yazdığı ve yönettiği 1995 yılında gösterilen, amerika ve avusturya ortak yapımı filmdir. sırt çantalı bir gezgin, viyana'ya giden bir trende tanıştığı kadınla sohbet etmeye başlar ve adam kadını avrupa'daki sonun gününü onunla geçirmeye ikna etmektedir.
richard linklater'ın yazdığı ve yönettiği 1995 yılında gösterilen, amerika ve avusturya ortak yapımı filmdir. sırt çantalı bir gezgin, viyana'ya giden bir trende tanıştığı kadınla sohbet etmeye başlar ve adam kadını avrupa'daki sonun gününü onunla geçirmeye ikna etmektedir.
yönetmen:
richard linklater
oyuncular:
ethan hawke
julie delpy
andrea eckert
karl bruckschwaiger
tex rubinowitz
richard linklater
oyuncular:
ethan hawke
julie delpy
andrea eckert
karl bruckschwaiger
tex rubinowitz
*berlin uluslararası film festivali (1995) - en iyi yönetmen [richard linklater]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "terskademe" tarafından 03.12.2020 22:12 tarihinde açılmıştır.
1.
trende tanışan bir kadınla erkeğin viyana'da geçirdikleri bir günü anlatan filmdir. büyük beklentiyle başladığım için beklentimin biraz altında kaldı. filmin büyük çoğunluğunun diyaloglardan oluşmasıyla beraberinde düşündüren, gün boyu gittiği yerleri gösterme tarzlarıyla göze hitap eden bir filmdir. oyunculukları çok beğendim. bazen çok yavaş akan bazense hiç akmayan sahneleri var, o yüzden zaman zaman sıkıldım. aslında diyaloglarda çok güzel konulara değiniyorlar, o açıdan çok hoşuma gitti ancak 1 saat 40 dakikalık bir film olmasından ötürü üzerine çook daha uzun konuşulacak konular biraz hızlı geçilmiş, oradan oraya atlanmış gibiydi. yani diyaloglarda konuştukları bazı konuları daha uzun konuşsalar çok daha güzel olurdu. bu tarz filmleri seviyorsanız izlemelisiniz.
devamını gör...
2.
yönetmeni richard linklater.ingilizcesi "before sunrise" olan bir trende tanışan iki gencin bir gece süren tutkulu aşkını anlatan,bol diyaloglu ve avrupanın güzel sokak görüntüleri arasında izleyebileceğiniz güzel bir film.
devamını gör...
3.
filmi izlerken içilen amsterdamların etkisinden olsa gerek, film biter bitmez ilişkisi olan yakın arkadaşlarımı arayıp ilişkilerini ve sevgilileriyle olan birebir diyaloglarını sorgulamıştım.
bazı filmler vardır hani bitirirsiniz ve o filmin içinde geçecek bir hayatı kabul edebilir kıvama gelirsiniz ya işte before sunrise tam olarak öyle bir film. diyaloglarla incelenen eksen öyle güzel örülmüş ki o konu başlıklarını alıp ileride hayatıma alacağım kadınlara sormayı dahi düşündüm.
sonu biraz buruk olsa da acaba bazı şeyler tadında mı güzeldir diyerek kendi kendimi geçiştirdim.
bazı filmler vardır hani bitirirsiniz ve o filmin içinde geçecek bir hayatı kabul edebilir kıvama gelirsiniz ya işte before sunrise tam olarak öyle bir film. diyaloglarla incelenen eksen öyle güzel örülmüş ki o konu başlıklarını alıp ileride hayatıma alacağım kadınlara sormayı dahi düşündüm.
sonu biraz buruk olsa da acaba bazı şeyler tadında mı güzeldir diyerek kendi kendimi geçiştirdim.
devamını gör...
4.
üç gün art arda izlediğim üçlemenin ilk filmi. sade ve huzurlu romantik film. sinirlenmeden, alınmadan iletişim kuruyorlar. ayrıca filmdeki diyaloglar, mimikleri, flörtleşmeleri çok hoş.
devamını gör...
5.
çoğu kişi gibi benim de before triology'sinin en sevdiğim filmidir. ikilimiz arasında gerçekleşen diyalogları, yaşadıkları heyecanları izlemesi çok tatlıdır. sadece şu sahne için bile izlenir. ayrıca bu sahne için julie delpy "az kalsın bu sahnede ona aşık oluyordum fakat sonra yönetmen kestik dedi" demiştir.
devamını gör...
6.
romantik filmlerin lotr'u bu filmin dahil olduğu üçlemedir. salt diyalog içeren, konuları taze ekmeğin üzerine sürülmüş nutella tadında olan konular istiyorsanız sakın kaçırmayın. çok büyük bir beklentiye girmeyin, trailer'ına falan bakmayın. sadece izleyin ve kendinizi kaptırın.
devamını gör...
7.
"no ı'm not impossible to touch, ı have never wanted you so much. come here.. come here..."
en sevdiğim sahnelerinden birinde çalan müziğin başıdır. bu filmi 2. kez bir gece yarısı izleyip o günün sabahı çok saygı duyduğum bir ile muhabbet etmeye ve hediye vermeye gitmiştim. filmin etkisinden olsa gerek en çok keyif aldığım muhabbetlerden birini yaptım onunla. ve sadece insanlardan kitaplardan ve basit ilişkilerden, hayallerden söz etmiştik.
yani film, bende hem güzel bir anı biriktimem için gerekli enerjiyi vermiş hem de beni defalarca kez çok etkilemiştir. sanki hiç senaryo ellerinde yokmuş gibi çok doğal oynanmıştır. filmde ise flörtün en nazik, en masum hali anlatılmıştır.
çok gerçekçi ama bir o kadar da pek değil gibi geliyor hep bana. çünkü bir yerde biri sorumluluklarını unutuyor ya da bir anda bencil davranmaya ihtiyaç duyuyorsun. gerçekçi olan üçleme bence en sonuncusudur. en son filmde bu paragrafta demek istediğimi jesse çok iyi eşi olacak olan celine'e çok gerçekçi bir şekilde tüm dürüstlüğü ile anlatmıştır.
en sevdiğim sahnelerinden birinde çalan müziğin başıdır. bu filmi 2. kez bir gece yarısı izleyip o günün sabahı çok saygı duyduğum bir ile muhabbet etmeye ve hediye vermeye gitmiştim. filmin etkisinden olsa gerek en çok keyif aldığım muhabbetlerden birini yaptım onunla. ve sadece insanlardan kitaplardan ve basit ilişkilerden, hayallerden söz etmiştik.
yani film, bende hem güzel bir anı biriktimem için gerekli enerjiyi vermiş hem de beni defalarca kez çok etkilemiştir. sanki hiç senaryo ellerinde yokmuş gibi çok doğal oynanmıştır. filmde ise flörtün en nazik, en masum hali anlatılmıştır.
çok gerçekçi ama bir o kadar da pek değil gibi geliyor hep bana. çünkü bir yerde biri sorumluluklarını unutuyor ya da bir anda bencil davranmaya ihtiyaç duyuyorsun. gerçekçi olan üçleme bence en sonuncusudur. en son filmde bu paragrafta demek istediğimi jesse çok iyi eşi olacak olan celine'e çok gerçekçi bir şekilde tüm dürüstlüğü ile anlatmıştır.
devamını gör...
8.
çok duymama rağmen bugün izleme fırsatım oldu. evet bahsedildiği kadar muhteşem bir film değil ancak baş rol oyuncularının uyumu güzel. diyalog üzerinden gitmesine rağmen akıcı. sıkılmıyorsunuz. takibi kolay. izlenebilir bir film
devamını gör...
9.
befor üçlemesinin ilk filmidir. sonrasında sırasıyla, before sunset (gün batmadan önce), before midnight (geceyarısından önce) izlenerek seri tamamlanır. bir gecelik tutkuyla başlayan bir aşk hikayesinden ibaret değildir. birbirlerine o an "hayır." deselerdi, neyi kaçırırlardı? dene gitsin. bu mantıkla başlar. filmdeki ikilinin ilişkisi, riskli bir şekilde başlıyor da diyebiliriz. dikkat, gerçek hayattan bu tarz bir ilişki beklemeniz sizi filmdeki oyuncuların girdiği hayalkırıklıklarından daha fazlasına uğratabilir. fakat insan yine de düşünür, kendini o kadının ya da erkeğin yerine istemsizce koyar. ikili arasında geçen diyaloglar, öyle yazılmış ki sizi sıkmaz. ilginç bir şekilde akar gider. dupduru bir anlatım. farkında olmadan iletişime dahil olur ve yer yer siz de onlarla birlikte sorgularsınız. bazen kızar bazen hak verirsiniz. yargılamadan, ekstra beklentiye girmeden, sadece izleyin. diyalogların akışına bırakın kendinizi.
devamını gör...
10.
geçen akşam tekrar izledim. çok güzel bir filmmiş unutmuşum. her şeyiyle o kadar doğal ki, kasıntı cümlelerden uzak diyaglar, müzikler, kıyafetler, makyajsız gençliğin tazeliğini yansıtan yüzleri, öpüşme sahneleri bile aşırı doğal. tam olması gerektiği gibi her sahnesiyle romantizmin en tatlı halini yansıtan bir film. film bitince bir fade into you açıp dinledim, hafif hüzünlü ama tatlı.
son olarak böyle aşklar günümüzde var, tabi ki aynı dönemde değiliz ama bu tarz heyecanlar yaşadığınız yolculuklara mutlaka çıkmışsınızdır.
son olarak böyle aşklar günümüzde var, tabi ki aynı dönemde değiliz ama bu tarz heyecanlar yaşadığınız yolculuklara mutlaka çıkmışsınızdır.
devamını gör...
11.
her zaman benim en cok sevdigim filmlerin basında olacak seri.
before sunrise, before sunset, before midnight.
hatta julie delpi nin 2 days in paris.
bu kadın yonetmen sanırım en sevdigim kadın yonetmenlerin basında geliyor.
cok uyuyor dunyaya bakan gozlerimiz. kalp.
before sunrise, before sunset, before midnight.
hatta julie delpi nin 2 days in paris.
bu kadın yonetmen sanırım en sevdigim kadın yonetmenlerin basında geliyor.
cok uyuyor dunyaya bakan gozlerimiz. kalp.
devamını gör...
12.
oyuncu listesinde ethan hawke, julie delpy, karl bruckschwaiger, john sloss, dominik castell, andrea eckert, otto reiter, bilge jeschim, erni mangold, hanno pöschl, tex rubinowitz, hans weingartner ve peter ıly huemer gibi oyuncuların olduğu 1995 yapımı romantik/komedi türündeki filmin yönetmenliğini ise richard linklater yapmıştır.
film bir trende tartışan karı kocanın yanından kalkıp başka yere oturan kızın bir genç ile konuşmaya başladıktan sonra trende birlikte bir yemek yemek için anlaşırlar ve gencin ineceği durağa geldiklerinde genç onu kendisi ile inmeye ikna eder ve aralarında konuşarak bir yerlere uğradıkları bir film başlar. bir günün sonunda sabah birbirlerinden ayrılmaları gerekiyordur ve çocuk amerika'ya dönecektir kızda paris'e fakat onun öncesinde delicesine konuşurlar viyana sokaklarında. bir anlaşma yapıp bir bardan kırmızı şarap alırlar ve daha sonra da bir parkta sabahladıktan sonra anlaştıkları gibi ayrılacakları noktaya tekrar kızı trene bindirmek için dönerler ama birbirlerine çoktan bağlanmışlardır. kız trene binmeden önce bir anlaşma daha yaparlar bir zaman belirleyip o zamanda yine viyana'ya geleceklerdir. altı ay sonra burada buluşma kararı alıp ayrılırlar. bir detay eklemek gerekirse birbirlerinin iletişim numaralarını ya da başka bir şeyi almazlar.
seri olan bir film ve her film tek tek çok güzel film ben üçünü de sevdim. eğer ilk filmi izlediyseniz diğerlerini de izleyin. uzatmadan iyi seyirler dilerim.
film bir trende tartışan karı kocanın yanından kalkıp başka yere oturan kızın bir genç ile konuşmaya başladıktan sonra trende birlikte bir yemek yemek için anlaşırlar ve gencin ineceği durağa geldiklerinde genç onu kendisi ile inmeye ikna eder ve aralarında konuşarak bir yerlere uğradıkları bir film başlar. bir günün sonunda sabah birbirlerinden ayrılmaları gerekiyordur ve çocuk amerika'ya dönecektir kızda paris'e fakat onun öncesinde delicesine konuşurlar viyana sokaklarında. bir anlaşma yapıp bir bardan kırmızı şarap alırlar ve daha sonra da bir parkta sabahladıktan sonra anlaştıkları gibi ayrılacakları noktaya tekrar kızı trene bindirmek için dönerler ama birbirlerine çoktan bağlanmışlardır. kız trene binmeden önce bir anlaşma daha yaparlar bir zaman belirleyip o zamanda yine viyana'ya geleceklerdir. altı ay sonra burada buluşma kararı alıp ayrılırlar. bir detay eklemek gerekirse birbirlerinin iletişim numaralarını ya da başka bir şeyi almazlar.
devamını gör...
13.
"before üçlemesinin ilk filmidir. sonrasında sırasıyla, before sunset (gün batmadan önce), before midnight (geceyarısından önce) izlenerek seri tamamlanır."
ilk ikisi harika, üçüncüsü gayet kötü filmdir. üçüncüsünü finanse eden yunan, filmleri ana temasından çıkartmıştır.
ilk ikisini ana teması ünlü iki kentte (viyana ve paris) bir çiftin aşkı ve bol bol diyalogla geçer. geri kalan herkes figürandır. konuşmalar romantiktir.
üçüncüsü dandik bir yunan köyünde, it sürüsü bir bir grupla felsefi tartışmalarla geçer.
ilk ikisi harika, üçüncüsü gayet kötü filmdir. üçüncüsünü finanse eden yunan, filmleri ana temasından çıkartmıştır.
ilk ikisini ana teması ünlü iki kentte (viyana ve paris) bir çiftin aşkı ve bol bol diyalogla geçer. geri kalan herkes figürandır. konuşmalar romantiktir.
üçüncüsü dandik bir yunan köyünde, it sürüsü bir bir grupla felsefi tartışmalarla geçer.
devamını gör...