beklenen büyük istanbul depremi

türk deprem yağmacılarına afgan paki ve suri yağmacılar da eklenince ortalık karışacak

hazırlanmak isteyenlerin deprem çantasından önce bir silah ve mümkün olduğunca mermi temin etmesi gereken felaket.

nedeni yukarıda açıklanmış zaten.

şehir yerle bir olacak ve yapmalar başlayacak. ülkeye yardım gelecek başka ülkelerden ama hiçbir kimse bir fayda görmeyecek belki de.

çok acı ama gerçek.

naci görür ve celal şengör, yakın zamanda bu depremin beklendiğini söylüyorlar. en son %80 ihtimalle yakınlarda bu deprem olacak demiş görür.

öncelikle allah korusun.

birkaç gün kadar önce tele1'de başka bir uzman farklı yaklaştı bu konuya. kendisinin ismini öğrenemedim zira yayını uzanırken yalnızca dinliyordum ve yayın birden bitti ve reklam girdi, bu sebeple de bu uzmanın ismini öğrenemedim. kendisi bir bilim dergisinde (sanırım bilim ve teknik dergisiydi) 1982 senesindeki yazısında gölcük depremi için 1994 (en erken) varsayımını yapmış. bu deprem 1999'da oldu malum. 5 sene sapma doğal dedi. kendisinin elindeki veri tabanı (2000 küsur senelik veriler) ve uyguladığı algoritmaya göre istanbul depremi 2045 yılı civarında olacakmış büyük ihtimalle. ama o fay hattında bazen 200 seneye kadar sapmalar olabiliyormuş. 2070 veya 2150 senelerinde de olabilirmiş mesela bu deprem. öyle şanslı bir şey olabilirmiş yani. bu uzman, celal şengör ile dalga geçti açıkçası ve bir deprem bilimcinin "deprem her an olabilir" demesini komik bulduğunu söyledi. bunu manav, bakkal falan söyleyebilir ama bir bilim insanı söylememelidir dedi. zaten celal bey bi ara şöyle dedi, sonra böyle dedi, ben artık takip edemiyorum dedi ve kendisini ciddiye almadığını belli etti. şengör'ün elindeki veri tabanı ve algoritma bilgilerini paylaşarak bu iddiasının (deprem her an olabilir) altını doldurması gerektiğini ekledi. 6 milyar gigatonluk bir enerji birikimi o fayı kırabilirmiş ve bu enerji zamanla birikebilirmiş. ayrıca gölcük depremi ciddi enerji saldığından bu süre uzarmış.

özetle, bu adını maalesef öğrenemediğim uzman, 2045 senesinden önce bu depremi beklemediğini söyledi ama bu yalnızca benim varsayımım diye de ekledi.

not: anlattıklarımda ufak detay farkları olabilir ama kritik bir yanlış hatırlamam olduğunu hiç zannetmiyorum.

ekleme: bir yazarın beni özel mesajla bilgilendirdiğine göre övgün ahmet ercan olabilirmiş bu bilim adamı. o böyle şeyler söylüyormuş ve tele1 ile yayın yapmış.

ekleme 2: evet, oymuş.

ilgili yayını da buldum hatta:

bu tanım bir kaç gün sonra uzun ve detaylı veriler eşliğinde editlenecektir.
hem bölgenin tarihi hem de istanbul'un ilçe ilçe risk haritasını yazacağım.
#2420969
şener hoca ile birlikte hem fikir olma yolundalar diğer hocalarda.

kader planı içindedir.

#2420954

şener üşümezsoy'un da üstteki entry benzeri beyanlarının olduğu deprem. ülkemiz jeologları da ikiye bölünmüş durumda malesef. en iyisi sitanboldan kaçmak da nereye nasıl kaçılır onu ben de bilmiyorum.

yani bu depremin olacağı kesin ister 45 yıl sonra olsun ister 45 gün sonra. zamanı bizi ilgilendirmiyor. bizi ilgilendiren binamızın sağlam olup olmadığı.

birgün gelecek olacak. olmayacak diyen düpedüz yalan söylüyor.
ne yapabiliriz?
herkes kendi binasının güvenilirliğini sorgulayacak. çoğu yapı tamamen yıkılıp yenisi yapılmak yerine içinden çıkılmadan güçlendirilebilir. bu sözün kaynağı mustafa erdik. jeolog değil, doğrudan deprem hasarları ve koruma üzerine uzman bir bilim adamı. depremin ne zaman olacağından bağımsız olarak binaların güçlendirilmesi için çalışma başlaması gerekiyor.
ama deprem beklenenden, daha yakın bir tarihte gerçekleşebilir. yıkım büyük olacak. bunun için de alınacak tedbirler var. 1999 depreminden sonra istanbul'da muhtelif yerlerde turuncu deprem konteynerleri yerleştirilmişti. sonra bunlar yok oldu. bir deprem olduğunda yirmi milyonluk bir kente dışardan yardım nakletmek çok zaman alacak. şehrin üstüne bina yıkılmayacak bölgelerine, deprem toplanma alanlarına, açık otoparklarına içlerinde çadır, battaniye, tıbbi araç gereç vb acil ihtiyaç duyulacak şeylerin depolandığı konteynerlerin acilen yerleştirilmesi lazım. bunların deprem olduktan sonra değil öncesinde temin edilmesi, depolanması, belirli periyodlarla kontrol edilmesi lazım. bunun büyük deprem beklenen her ilde bu şekilde düzenlenmesi lazım.
geldiğimiz yirmibirinci yüzyılda en büyük düşmanımız deprem. bedelli bedelsiz askere giden herkese arama kurtarma eğitimi acilen eğitim programına alınmalı. memleket çocuklarına orduevinde çay taşıtmak yerine can kurtarmanın eğitimi verilmeli. gereği halinde sağ çıkan herkes duruma bilinçli ve doğru şekilde müdahale edebilmeli.
emasya protokolü acilen tekrardan yürürlüğe konmalı.
afad diye bir şey icat edildikten sonra kadük hale getirilen, vergi kaçırmak için kullanılan kızılaya tekrar işlev kazandırılmalı.
baz istasyonları ve şebekelerin çökeceği aşikar. vatandaşa tv spotlarıyla vs iletişim eğitimi verilmeli. herkes tanıdığı herkesi arayıp ah canım çok merak ettik muhabbeti yapmamalı. en kısa yoldan iyiyim hayattayım vb kısa bir metin whatsapp durum güncellemesi olarak girilmeli, eş dost bu şekilde bilgilendirilmeli.

öyle veya böyle istanbul'da bir deprem olacak o yüzden deprem olmadan siyaset yapalım ki sonra izin vermiyorlar.
şaka bir yana 99 depreminden sonra tam 470 adet deprem toplanma alanı belirlenmişti.
ne oldu o toplanma alanlarına?
alışveriş merkezi, rezidans ve gökdelene dönüşmüş durumda.
bazıları...
zorlu avm (zincirlikuyu),
starcity outlet center (bahçelievler) zaman gazetesi (bahçelievler)
ağaoğlu mycity (bahçelievler)
meydan avm (bahçelievler)
sahilpark veliefendi (zeytinburnu), onaltı dokuz (zeytinburnu)
ora avm (bayrampaşa)
kiptaş tuzla 2-3 etap konutları (tuzla), dap royal center (maltepe)
kemalpark evleri (esenler)
çınar olimpia park sitesi (bağcılar), ataköy konakları (bakırköy)
capacity avm (bakırköy)
selenium plaza (beşiktaş)
taş yapı (kadıköy)
akasya avm (acıbadem)
sadece mezarlıklar ve parklar kaldı bize toplanmak için.

istanbul, yalova, bursa, kocaeli, tekirdağ, çanakkale, balıkesir ve daha bir çok şehiri etkisi altına alır. istanbul başlı başına milyonlarca insanı barındıran bir şehir olduğundan bu olası deprem ülkemiz için sanırım felaketin de ötesinde olacak. umarım hazırlıksız yakalanmayız demek istiyorum ama bu pek mümkün değil gibi

felaket senaryosu yazmayı hiç sevmem ve istemem de. öyle bir afet olursa beyaz bayrak çekeriz, ölenler ve yıkılanlar yanında bir de çöken sanayi için ağlarız. yüce allah, bu korktuklarımızı göstermesin inşallah.

beklenen senaryoların asla gerçekleşmeyeceği deprem. yakında bu konu ile ilgili tanım gireceğim.

sürekli gündemde tutulması gereken konu.

türkiye bu deprem için ne yapıyor, nasıl bir hazırlık içinde? şu anda canla başla istanbul’u boşaltıp nüfusu en aza indirme gibi projeler şart. var mı, yok tabi

düşündükçe yusufladığım ancak yeterli önlemleri alamadığım durum. hadi diyelim kendi evimi sağlam seçtim, çantam falan hazır vs. e diğerleri? insan kendinden ziyade sevdiklerinden korkuyor. mümkünse beklenip gelmemeye devam etsin.

alınmayan önlemlere bakınca pek beklenmiyor gibi.

bireysel olarak kaç kişinin bu depreme karşı hazırlandığı ile ilgili bir anket yapılsa sonuçları utanç verici olduğundan yayınlanmazdı heralde!

şimdiden not düşelim: depreme doğru düzgün hazırlanmayan devlet kadar, bireysel olarak hazırlanmayan halkta şuçludur!

önlem kelimesini sanki sihirli bir sözcük gibi kullanıyoruz bazen. öyle bir şey ki bu "önlem" bir yerlerde duruyor ve biz ona gerekli ihtimamı gösterince bütün sorunlarımızı çözüverecek.

ancak istanbul depremi mevzubahis olduğunda oldukça umutsuzum. önlemden kastın ne olduğu bile belli değil. cılız, manasını yitirmiş, popülist bir kelimeye dönüşüyor deprem sözkonusu olduğunda.

halbuki dürüstçe bakarsak, düğme baştan yanlış iliklenmiş. atatürk'ün vefatından sonra anadolu'nun yüzüne bakan olmamış, ülkenin tüm altyapısı, sanayisi istanbul ve çevresine dağıtılmış, türkler kalitesizliğe alıştırılmış. kaçak yapılaşma, kağıttan bozma yüzbinlerce ev dikilmiş. yüzölçümü olarak ülkenin 68. büyük şehrine onlarca milyon insan yığılmış... plansız çizilen yollar, sürekli artan nüfus ile bir kaos kakafonisi tüm şehri sarmış.

ancak önlem alırsak her şey düzelecek(!) yüz yıllık sorunlar 2-3 senede önlem tanrısıyla halloluverecek.