bir flörtüm olsa her şey daha iyi olacak hissi

bu bende de var.
içimdeki boşluk hissi, anlatma, anlama, anlaşılma ile herşey düzelecek gibi geliyor.

flört değil de manita olsa güzel olur ha.
bak her derdimi çözecek demiyorum. hatta daha çok dert bile yükleyebilir ama güzel olur be. şöyle çıkışta alsa. sabah simit alıp gelse. hafta sonu beni kaçırsa. akşam beraber film izlesek. sonra bi çıkıp yürüsek. dondurma yesek ne bileyim.
ama yok. damın evladı yaratılmadı mı nedir uzaya mı çıktı yok. asla denk düşemiyoruz kendisiyle.

flört kötü olayların habercisidir, başrolüdür, deccalidir. sevgili, eş falan deseniz anlayacağım da. flört nedir arkadaş yav? evlerden ırak.

evleneceksen gel diyorum. yoksa nooo. nalet gele o hisse.

bir süredir yok. insan sevildiğini, daha doğrusu ilgi duyulmasını seviyor. bunun boşluğuna düşüyorum sadece. ama onun haricinde yalnızlık da guzel bir şeymiş

hep umar insanlar. bir şey olsa her şey daha iyi olacak. umar. bekler. bazen harekete de geçer. sonuç olarak bir bok olduğu da yoktur. şu da geçsin, bu da geçsin derken, hayatı geçer ve mezara girer.

ben ummam. içimde en ufak bir ümit filizlenmeye başlasa kendim boğarım onu, kimseye bırakmam. hiçbir şeyin iyi olmasına da gerek yok. neden her şeyin kötü olması daha iyi olmasın ki? neden kötülükte de iyilik kadar anlam bulunmasın ki?

neden mutsuz olmayayım ki? ve neden mutlu olmak mecburiyetim olmalı?

hem ben artık yaşlandım. belli bir yaşı geçtikten sonra mutluluk peşinde koşmak ergenlerin seviyesine inmek zorunda bırakır insanı. sonra 50 yaşındaki adamlar 18lik ergen kızların maymunu olur. ayrıca bu yaştan bağımsız, 50 yaşındaki kadın da kendine yeni bir mutluluk yaratma işine girişince 18lik ergenden ne farkı kalır ki? ben maymunluk yapmayı çocukken bile sevmezdim zaten. saçma sapan şeyler. palyoçolardan hep nefret ettim.

ben çocuk sevmiyorum, ergen de sevmiyorum. hele hele dünyaya kazık çaktığına ve yaşı geçtiği halde hala saçma sapan hevesler peşinde koşan insanları hiç sevmiyorum. özetle insan sevmiyorum.

30dan sonrası yaşlıdır arkadaşım, 50 yaşında geberene genç gitti diyen ahmakların olduğu dünyada 30 bile çok üstelik. kaç yaşında gebermemiz gerekiyordu acaba? hala masal dinlemek ve çocuk kalmakta ısrar eden ihtiyarlarla dolu bir ucube karnavalı.

bu dünya kazık çakmaya, avuç açıp mutluluk, gençlik, yaşam dilenmeye değecek bir yer değil.

dikkat et de daha bombok olmasın.

kendi başıma mutlu olmayı bilmiyorsam boş bir histir.. kimseye bu misyonu yüklememek lazım.

bize öyle bir his gelmedi. tişikkirler.

bu bir his değil boşluğuna küçük bir yamadan başka bir şey değil. o kadar çok flört edenler acaba eksiliyor musunuz yoksa artıyor musunuz? düşünsel olarak veya hissel olarak . yamalı bohça tabiri bazıları için uygun olur sanırım.

(bkz: olmayacak duaya amin demek) gibi bir şey yani.

geçer ablam geçer diyeceğim histir. sakin ol her şeyi daha karmaşık hale getireceksin, yapma :)