cem sultan

fatih sultan mehmet'in oğlu ve şehzadesidir. ağabeyi 2. bayezid ile girdiği taht mücadelesini kaybetmiş ve ölene kadar sürgün hayatı çekmiştir. hacca giden ilk osmanoğludur. memlük topraklarından çıktıktan sonra rodos şövalyelerine sığınmış ve avrupa'ya kadar uzanan maceralı bir hayat yaşamıştır. papa'nın bütün tekliflerine rağmen hristiyan olmamıştır lakin torunları hristiyanlaşmıştır. bugün torunları dünyanın dört bir yanında yaşamaktadır.

kardeşi ikinci bayezid tarafından gönderilen orduyu mağlup ettikten sonra bursa'da tahta çıkmış kendi adına para bastırıp hutbe okutmuştur. bundan dolayı kısa süreli padişah olduğu da söylenebilir. kardeşi ikinci bayezid ordusunun başına geçip tekrar cem sultan'la girdiği savaşı kazanınca cem sultan için bir nevi gezginlik dönemi başlamıştır. osmanlı devletinde hacca giden tek hanedan mensubudur. son padişah vahdettin ise tahttan indirildikten sonra umre yapmıştır.

zehirlenerek öldürüldü diye biliyorum yanlış da olabilirim. rodos şövalyelerine sığınması onun sonunu getirmiştir. papanın himayesinde can vermiştir.

galatasaray altyapısından yetişmiş umut vadeden genç oyuncu gözüyle bakılan ama beklenen etkiyi gösteremeyen futbolcu. çok genç yaşta a takıma yükselip profesyonel sözleşme imzalamıştır. servet çetin ile yaşadığı sorunlar ve attığı tweetler sebebiyle takımdan gönderilmiştir.

ayrıca gerçek hayatta bekleneni veremese de menajerlik oyunlarında bir döneme damga vuran türk oyunculardan olmuştur.

kaynak

yaşadığı bir çok olumsuzlukların yanında;
hem avrupa’da esarete benzer sürgün bir hayat yaşaması, hem de çok küçük yaşta oğlu oğuz han’ın ağabeyi sultan 2.bayezid tarafından katledilmesi cem sultan'ı şiir dünyasında çok hassas biri yapmıştır...

zira bir şiirinde şöyle demektedir;

gitmeğe azm itme şahım gitme gel
çün yiğitsin alma âhım gitme gel

sen sefer azmin kılıcak cân ü dil
çağrışur kim âh şâhum gitme gel

sînem üzre ger güzer kılsan sana
dil uzadur her giyâhum gitme gel

çün yanıldum secde-i sehv ola mı?
kaşlarındur secde-gâhım gitme gel

cem kulun sensiz olamaz rahm kıl
gel kerem kıl pâdişâhum gitme gel...

hakkı yenmiştir. hep babasının suçu ama sen boğdursana gogocu beyazıtı herkes rahat etsin.

zaten her zaman adından dolayı kaybetmiş (looser) birisi gibi gelmiş, şanssız kişidir.

genelde daha uzun ve/ya tumturaklı isimli sultanlar görmeye alışık olan teba arasında da muhtemelen karizması hep çizikti.

adı daha çok günümüz cafe/barlarında kafa sesi ile şarkı söyleyen müzisyen arkadaşlara benzemesi hasebi ile modern bir tınıya sahiptir.

latifeyi bir yana bırakırsak da, çok acıklı bir hikayenin baş kahramanıdır.

severek izlediğim ve pat diye yeni sezonu çekilmeyen “the borgias” dizisinde de acıklı hikayesi birkaç bölümde işlenmiştir.

1481'de fatih sultan mehmet'in ölümü, osmanlı için çok kritik bir aşamanın başlangıcıdır. yeni padişahın tahta geçişi sorunsuz olmayacaktır. ıı. mehmet'in ölümü üzerine (bazılarına göre bayezid zehirlemiştir.) iki veliaht arasında çatışma kaçınılmaz olur. askeri çatışma cem'in aleyhine gelişir ve memluklere sığınak zorunda kalır. kardeşine karşı yaptığı tüm girişimle başarısız olunca osmanlıya karşı koz olarak kullanılacağı sürgün hayatı başlar. önce rodos'ta tutulur, sonra fransa'nın çeşitli bölgelerine gönderilir. daha sonra ise papa vııı. ınnocentius ve papa vı. alexander'in misafir tutsağı olur. vııı. charles onu türklere karşı siyasi koz olarak kullanmak istese de cem sultan 25 şubat 1495'te ölünce plan suya düşer.

cem sultan edirne' de 1459 yılının aralık ayında dünya ya gelmiştir.
tarihte bilinen en şanssız sultan olarak bilinir. öyledir ki öldükten sonra dahil mezarının bulunduğu yer olan bursa da 1855 yılında gerçekleşen deprem sırasında ( tarihte önemli depremlerden biridir.) sandukası yerle bir olmuştur.

cem sultan'ın babası fatih sultan mehmet'tir. annesi ise çiçek hatundur. ağabeyi olan ıı. bayezid ile taht kavgası ile bilinmektir.
cem sultan 1495 yılının şubat ayında gurbette vefat etmiştir. yıllarca gurbet hayatı çeken cem sultanın etrafında bir kaç sadık adamı ve papağanı dışında kimsesi yoktu.cem sultan yıllarca yanlış anlaşılmalara, şansızlıklara uğramıştır. bu yüzden yanından hiç ayırmadığı papağanına 'allah sultan cem'e yardım etsin' cümlesi ezberletilmiştir. böylece papağanın bu cümleyi her tekrarlaması cem sultana büyük destek verdiği kaynaklarda ve romanlar da anlatılmaktadır.

cem sultan öldükten sonra eşyaları ve papağanı ağabeyi olan ıı. bayezıda yollanmıştır. istanbul'a gelen papağan ıı.bayezıd'ın yanında
' allah sultan cem'e yardım etsin' diyerek bayezıd dahil odada bulunan bütün devlet adamlarını hıçkırıklara boğduğu tarih sayfalarında anlatılmaktadır.

hemen bir wikiledim ve gördüğüm kadarıyla çok rahat duramayan ama abisinin her defasında hatta ölünce bile merhanetinden faydalanan yaramaz kardeş.

osmanlı için kanayan bir yara. isyancı bir şehzade olsa dahi, osmanlı kanı taşıyan birinin kafirlerin elinde tutsak tutulması hanedan için büyük bir travmadır. aile cem sultanı yaşarken alamasa da ölümünden sonra naaşını alabilmiştir. mezarı kendisini sultan ilan ettiği bursada yer alır.

çok değil bundan beş yüz yıl önce var olmuş bir insan evladı. herkesin gibi onunda vardı hayalleri ve umutları. tabii osmanlı hanedanında olması onu farklı kıldı. devletinin başında olmak istedi fakat planlar tutmadı. zaten bir onun bir mustafa'nın şehzade olan bir de genç osmanın planları elinde patladı. bu hikayede kazanan var gibi gözükse de kazanan aslında hiç olmadı. herkes kaybetti ve kimse farkına dahi varmadı. bir ülke düşünki başa geçen yanında tek kardeş dahi bırakmadı. bırakmaya kalktıklarıda ya ülke de huzur bırakmadı ya da onun canını kıydı. tarih kokulu bu hikayesel anlatımdan bize hüzün kaldı. gerçeklere gelirsek cem sultan yanlış üstüne yanlış yaptı, ölmekten korkarken ülkesine verdiği zararları izlerken buldu kendini ve bu onu üzdü mü diye sorarsanız üzdüğüne eminim. kardeşinin düştüğü durumdan da bence o sorumluydu, kardeşini durumu neydi peki ülkenin en iyi dönemlerinde çok daha ileri gidebilecekken kardeşinin elini kolunu bağlaması tabii ki. neyse ki yiğeni böyle bir şey ile sınanmaz ve sınırları en geniş dönemini yaşatır ülkeye.

asıl konumuza dönecek olursak cem sultan ile ilgili geçen duyduğum bir bilgiyi de burada paylaşma gereği duyarım. sultan lakabı erkeklerde önce kullanılır kadınlarda ise sonra kullanılır yani aslında ona böyle hitap edilirken aynı zamanda hakaret etmiş olunuyor. tabii biz bu niyetle yapmıyoruz fakat bilmediğimizde sorun yokken bildikten sonra sorun var. artık biliyorsunuz ona göre söylersiniz belki. ciddi anlamda çok büyük bir hakaret olduğu ortada. bir erkek için bu büyük bir aşağılama en azından kadınlar yanlış anlamasın söylediklerimi tabii.

diğer durumuna gelirsek derslerden aklımda kalan kadarı ile kardeşi beyazıt'a zor zamanlar yaşatmıştır. sırf onun için vergi verdiğini bile hatırlıyorum ve sürekli en ufak sorunda önüne bir koz olarak sunulmuş yani bariz bir şekilde kardeşinin eli kolu bağlı kalmıştır onun yüzünden. kendisi de zor zamanlar yaşamamış mı diye sorarsanız bu iki tarafın da kaybettiği bir savaştı zaten tek kazanan düşmandı ki adamın torunlarının atalarını bildiklerinden şüphem var.

bu arada benzer durumu fatih sultan mehmet'te yaşamıştı diye hatırlıyorum. fakat onunki öz kardeş değildi işte. fatih öz kardeşlerinin hepsini katletmişti diye net bilgi kalmış aklımda hatta anne karnında olanları bile. neyse cem sultan tam bir vakai vakvakiyedir. vakai vakvakiye bir şaka tabii biraz muammadır yani demek istediğim. tarihi çok sevdiğim zamanlar geldi aklıma sayfalarca yazı yazardım sınaflarda ne ineklik be. neyse.

kendisiyle alakalı geçenlerde şöyle bir bilgi okumuştum:

osmanlı'da padişah ya da padişah namzeti olanlarda "sultan" ibaresi isimden önce gelirken(sultan mehmed, sultan mustafa, sultan süleyman vs), osmanlı soyundan olan kadınlarda aynı ibare isimden sonra gelirdi(safiye sultan, kösem sultan, hürrem sultan vs)

ya tamam adam o dönem baş düşman olan rodos şövalyeleri ve papa ile ittifak yapmış olabilir ama bu kadar da aşağılanma olmaz. ölmüş adamın arkasından üzüldüm şimdi