cem yılmaz

yıllarca insanları güldürmek zor iş bu da başarısının kanıtı. genel olarak benden başarılı.

genel olarak esprilerini fazla komik bulmuyorum. bunu söylediğim zaman genelde olumsuz tepkiler alıyorum nedendir bilinmez. herkesin sevdiği şeyi sevme zorunluluğu olmadığını anlasa keşke insanlar.

23 nisan 2021 itibariyle 48 yaşına giren komedyen.

boyu da kısadır.

ali baba ve yedi cüceler filmi bile çok komik olan fakat genel iq seviyesinin üzerine hitap ettiğinden pek de anlaşılamayan komedyen.
bu adamı eleştirenler pek yakında hiç komik değil gülmedik diyen tipler ne diyeyim.

gülmek için değil sanat için film yapan usta komedyen ve dahası. yahşi batı, gora, arog bu filmleri anlamak için sağlam bir sinema geçmişinizin ve azıcık üstün zekanızın olması gerekli. yoksa benim gibi goradaki sucuk ağaçlarına kahkayı basarsınız

öncelikle babamın cem yılmaz'ı hiç sevmediğini belirtmek isterim.

ortaokulda şen şakrak, durmadan gülen diğer herkesi güldürmeye çalışan bir çocuktum. bir gün veli toplantısında bazı öğretmenler bu durumdan şikayet etmiş. asıl olay ise okuldan eve gidiş yolunda, babamla aramızdaki diyalogda hiç unutmadığım ama çok gereksiz bir cümle kurmuştu.

''oğlum sen cem yılmaz mısın da insanları güldürmeye çalışıyorsun, dersine çalış geris..*''

işte cem yılmaz öyle bir komedyendir. sevmeyen insana bile komedi, talk show, hazırcevaplık deyince insanın aklına o gelir.

komedi tarzdaki filmlerini çok sevmiyorum ama dram olanlar bence iyiydi. gösterilerini çok seviyorum. tekrar tekrar izledim, her bir skeci ezberledim. yeri geldiğinde mutlaka bir cem yılmaz skeci paylaşıyorum. hazır cevaplılığı, ince esprileri kim ne derse desin diğer komedyenlerde yok

filmleri de stand up showlarıda beni hep güldürür.

neye destek olacak !?
bostancı gösteri merkezi'nde, 2 hafta sonra, 29 ekim'de yapacağı gösterinin gelirlerini, mehmetçik vakfı'na bağışlıyormuş...
yetmiyor mu ?
cem yılmaz'dan ne yapmasını istiyorsunuz?

sanatçı siyaset yapmaya başladığı an saman alevi gibi bir an parlar sonra yok olup marjinalleşir

opet reklamındaki haline bayıldığım adam.
her hali komik ve süper ama, reklam sever biri olduğum için, o haline daha bi bayıldım.
tüm tipsiz erkekler, kendilerine onu örnek alsın bence.
adamda tip yok ama güldüre güldüre kendine baktırıyor.
hatta insan bakakalıyor.
ağlasın mı asfalt?

gösteri elçisi. dil ve dili kullanma ustalığının çıtasını çok yükseğe çıkartmış olan komedyen ile kıyaslanacak isim yoktur. hele hele rüzgâr gülü olan yılmaz erdoğan hiç kıyas topuna sokulmamalı.

celâli adlı yazarımız kendisinin bir açıklaması var yenilerin tarzı farklı benim tarzim farklı onlara yetişmek istemiyorum kendimi anlatırım yeniler kendi tarzlarını yaşatsinlar dedi..

...
aslan özdemir: bize saddam'ın profilini çizebilir misin?
cem yılmaz: saddam profilini şöyle çizeyim ben sana, dünya karışmış baba. yani ulusal egemenlik ve çocuk bayramı vardı hani, bütün dünya kardeştir falan... dünya var, böyle etrafında çocuklar el ele, halit kıvanç... öyle değilmiş meğerse. biz ona çok geç uyandık galiba, yaş kırk oldu. meğerse öyle değilmiş. zaten medyadan takip ettiğimiz şeylerin hiçbirinin doğru olmadığını artık idrak ettim. basit bir iki cinayet haberinin dışında okuduğum hiçbir şeye artık inanmamaya başladım. kaldı ki buna cinayet haberi de dahil. halasına ters ilişki teklif etti diye öldürüldü falan diye yazmış, halbuki bambaşka bir şeydir, artık kabul ettim. o nedenle işin çapı george bush'a, kofi annan'a geldiği zaman, artık dedikodunun, yalanın boyutunu sen düşün. o nedenle hakikaten insanın eli kolu çok bağlı oluyor. aylardır, mesela bir şey takip ediyorsa bir gündem gerçek nedeninin ne olduğunu hiç bilmediğin bir durum var açıkçası. mesela timur'u bir gün çocuğuyla yürürken görüyorsun, ankara'ya, sonra birden, çocuğuna kötü davranan baba pozisyonuna düşüyor. yani savaşa karşı yürürken. her şey anlamını yitiriyor. baba oğul işte. george bush ve george w. bush. babayla oğula karşı baba ile oğul yaptı timur danış.
aslan: baba oğluyla paylaşmak istiyor... bush'lar paylaşınca oluyor ya, babadan oğula geçen savaşlar tarihinde yerini alacak bir olay ya..
cem yılmaz: evet. yani şöyle bir durum var işte; düşünün, iki kişinin olaya bakışı bile ne kadar farklı. 6 milyar insan dünyayla ilgili konuşuyor be abi. yani piuuy... yani en basiti şudur söylenecek; savaşa karşıyız. bakın savaşa karşıyız oldu, gene olmadı. mardin'de patriot falan oldu ve bazı şeylerde hadiseye vakıf olanlar sana doğruyu söyleyemiyorlar. hadiseyi bilenler diyoruz, ya ulan bari biz... ben yıllardır diyorum ya, politikayla ilgili, bırak bir şey bilmiyoruz bari konuşmayalım tavrını tercih ettim. bilenin de konuşmayacağıyla ilgili bazı durum varmış, hani güvenlik nedeniyle biz bunu size açıklayamayız diyorlarmış. dolayısıyla biz, yani şu anda ne pozisyondaysak böyle kalıyoruz işte. canlı kalkan olarak gidip orada havluyu beğenmeyenler de olmuş mesela. sonra, canlı kalkan olmak istiyoruz diye benden para isteyenler de oldu biz canlı kalkan olarak gideceğiz, bize üç beş çıkarır mısın diye... ulvi bir görev gibi görünen bir şey bir denyoluk çıkıyor, meğerse dolandırıcıymış, meğerse yalancıymış. bir de her şey aleyhine dönebiliyor ya, bunu bildikten sonra elinin kolunun çok bağlı olduğunu görüyorsun. yani sonuçta, 'savaşa hayır desen ne olur demesen ne olur'a gelmiş iş. yani hayır derken birden vatan haini olabiliyorsun, evet derken de vatan haini olabiliyorsun. karıştı ortalık! ama genel olarak da şöyle bir kanı vardır ki, amerika iğrençtir. yani bunu yanında olmak zorundasın. halbuki amerikan vatandaşları da , anasını satayım, savaşa hayır diyenler var, çok ciddi bir kitle. batı'nın güzel olan şeylerini alalım, güzel olmayanlarını almayalım.
aslan: peki. ee...
cem yılmaz: ne peki? koffi annan mıyım ben? kofi annan seni niçin doğurdu, canım, hamurunu... (şarkı olarak söylüyor).
aslan: o değil de, geçenlerde kar yağdı. güzel bir kardan adam yaptın mı?
cem yılmaz: kardan adamı askerde yapmıştık.halaoğlu, 5 metre boyunda. peki askerde yapılan kardanadama hem göğüs yapılması (gülüyor), soğuk da olsa hemen göğüs yapılması...
aslan: çok soğuk bir kadın olmuştur.
...
- kaçak yayın
1 mayıs 2003

bu sefer güldürmeyen komedyen.

kiev muhabbetiyle güldürmüştür.

normal hayatında oldukça aksi birisi olduğunu düşündüğüm über yetenekli kişi.

iki kere izledim netflix'teki gösterisini. tamam eskisi gibi insanları güldürmeye yönelik değildi ve amacı da bu değildi ama çok güzel tespitler yapmış.
-bazı duyarlılıkların fazla dayatılması ve en ufak bir şeyde linç girişimlerini
- türklükten utanmak kısmını
- şovsuz, ambiyanssız, sıradan bir esnaf lokantası bulunamayışını
-nasreddin hoca ile ilgili kısmı
-"allah" diyen aslan kısmını
-acun, nusret ve acun'un ikna kabiliyeti nedeniyle kendini ali koç'a yardım ederken bulması kısmını
sevdim.
zaten cem yılmaz'ın en sevdiğim özelliği toplumu iyi gözlemlemesi ve tespitleri.

ted talks yapan kişidir.

o da sanırım geldiği noktanın farkında. eski zamanlarına dönmek istediğini de düşünmüyorum. kısacası artık olgun bir şekilde güzel tespitler yapan bir insan olmuş. güzeldi.