ismini kardeşime verdim. o kadar aşıktım(bkz: swh)
devamını gör...
ılkokul 2-3 yagmurlu bir beden dersi sarki yazmisim sinifin alkislariyla tahtaya çıkıp sevdigimin gozlerine bakarak soyluyorum sonraki gunlerde rüyalarimda goruyorum onu bundan kiz arkadaşım s ve m ye bahsediyorum onlar da benimle küsünce sevdigim cocuga söylüyorlar bir elimde pogaca bir elimde meyve suyu sevdigim cocuk sinifin ortasinda beni dövdü biz erkeklere olan inancimizi bi günde kaybetmedik
devamını gör...
aynı mahalledeyseniz şâyet, sünnet pilavınızı yemiştir.
devamını gör...
çocukluk aşkı etkisi uzun süren toksik bir ilişkidir
devamını gör...
12-13 yaşındaki aşkım geldi aklıma. gerçi o kadar da küçük çocuk değildim o sıra. yani millete bakınca hepsinin çocukluk aşkı 8-9 yaşındayken falan.
devamını gör...
zendaya
lady gaga
selena gomez
gülse birsel

listeye bak ya ben ne sorunlu bir çocukluk geçirmişim.hepsi okey de gülse birsel ne alaka ya.

tabi bunlar gelip geçiciydi.ama ilkokul4ten lise2ye kadar süren platonik daha başkaydı. belki hala daha sürüyordur.

bir tek ben mi bu konuda unutma sorunu yaşıyorum diye başlığa baktım.çok şükür herkes çocukluk aşkı unutulmaz yazmış normalmişim :d

yine de çok da şeyapmayın
devamını gör...
düşündüğümde hep tebessüm ettiğim aşk. efenim ben söylemişmiydim bilmiyorum ama biraz kendimi öveceğim ton ton yanaklı , tatlı mı tatlı bir çocuktum .hoş hala öyle * .efenim hoşlandığım kız sınıfın en kısa kızı ama nasıl tatlı anlatamam. ya üç ya da dördüncü sınıfım neyse bana bir cesaret geldi , öğle tenefüsüne çıkmadan sırada yanağından öptüm. tabii bir afallama falan oldu , sonra da yüzümüz kıpkırmızı olmuştu. sınıf öğretmenim dışında kızan olmamıştı. sınıf öğretmenleri zaten hep yuva yıkıyor ya ! çocuk işte ne diye kızarsın ki... şimdi düşününce özlüyorum çocukluğumu .
devamını gör...
ortaokul yıllarımda, başıma gelen şey. o zamanki akılla koluma ikimizin de baş harfi olan harfi kibrit çöpüyle kazımıştım. o zamanlar yaygındı. hafiften kızartıyor, yanıyor... şimdi silinmiş olsa da varlığını biliyorum.

karşılıklı utangaçlıklar filan. olmayacağını biliyorsun. vb. aklıma geldikçe tebessüm ettriyor.
devamını gör...
en saf duygudur.

aşk nedir bilmezsin. annene,babana,arkadaşına verdiğin sevgiden farklıdır. bunu hissedersin sadece. çocukluk aşkım, akrabalardan birinim ogluydu. benden 5,6 yaş hatta belki de daha büyüktü. o abilik yapardı bana, ben ise aşıktım ona. elimden tutup bakkala götürse beni deli gibi mutlu olurdum. bayram harçlıklarıyla bana cips,çikolata alırdı. tabi onu görünce ben mest oluyorum. tatlıydı da vicdansız. bana göre dünyanın en yakışıklı kişisiydi o zaman. kaldı ki küçücük yaşımda tüm sülalemin önünde ona evlenme teklifi bile etmiştim. "evlenelim mi?" demiştim. babamın sinirli hali hala gözümün önünde. evliliği evcilik oyunundan ibaret sanan bir velettim. baktım bizimkisi kızarıyor "şimdi olmazsa da büyüyünce evlenelim mi?" demiştim. ben üzülmeyeyim diye garibim mecbur onaylarcasına kafa sallamıştı.

ayni şehirde oturmasak da bayramdan bayrama görüştüğüm çocukluk aşkım, istanbul'da oturduğu için onun istanbul'a döneceğini öğrendiğim de saatlerce ağlamış, ilk terkedilişimi tatmıştım. yaş maksimum 6-7 bu arada *. eşyalarımı toplayıp yanına gitmeyi bile düşündüm. halbuki nereye gidiyorsun yani?

şimdi evli,mutlu,çocuklu, çocukluk aşkım. benim ise aşka inancım kalmamış. ııı yaşım mı? yaşım hala 7 bu arada*
devamını gör...
benim çocukluk aşkım ilkokuldan bile öncesine dayanıyor, ilk aşkım yuvadan doğu. ben doğu'yu hiç hatırlamıyorum ama o kadar çok fotoğrafımız var ki baya aşıktım herhalde diye düşünüyorum*. neyse günlerden bir gün twitter'a mutlu olduğum son zamanlardı diye doğu'yla bir kaç fotoğrafımızı atmıştım. doğu'nun arkadaşları görüp tanıyıp, hatta meğer adı doğukan'mış, bu arkadaş şu kişi diye instagramını attılar bana. tabi insan heyecanlanıyor ay yoksa çok büyük bir aşka denk gelir miyim falan derken çocuk satanist çıktı arkadaşlar. hani tamam inanç meselesi beni çok alakadar etmez ama nasıl deliliğe vurmuş, hikayeleri gönderileri görmeniz lazım. iki konuştuk çocukluk fotoğraflarımızı falan attım ve sessizce uzaklaştım. bazı anlar geçmişte güzel çok irdelememek lazım*.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
adi bahardi.

sonrasinda soner arica adina sarki yapti.
devamını gör...
hissedilen en masum, en mahsun, en duru asktir bence bu cocukluk asklari. tabii benimde vardi. daha once de bir baslikta yazmistim sanki, ismi burak'ti sozluk. simdi cocukluk aski dedigime bakmayin ilkokul besinci siniftan evlenene kadar bu cocugu sevdim ben. mevzusu derindi kisaca. ustelik dort sene hic gormedim. ne lise aski ne benzeri bir sey yasamadim ona sevgimden. yalniz cok guzel sevmistim, simdi animsadim....
devamını gör...
büyükler nasıl sever henüz bilmiyorken yaşanan en masum ve belki de bu yüzden en gerçek aşktır. o çocuksu mutluluğu ve heyecanı bir daha bir ömür yakalamak zordur.
devamını gör...
adı hiç bir zaman konmayan... adının ne olduğunu bilmediğiniz için.

sonradan sınıf arkadaşınız mehmet ayşe'ye sana aşığım demişti de ayşe bağırarak ağlamış, öğretmene şikayet etmişti. tabi öğretmen, bizim fırlamaya sınıfın ortasında basmıştı kalayı.

orada anlamıştınız, herşey her yerde söylenmez, ayıp. hele hele bir kıza hiç söylenmez. hem ayıp, hem de ağlıyor. bir de üstüne fırça yiyorsunuz. 1998 yılında öyleydi en azından.

bir yaz tatilinde, sarı renkli 60'a yakın müstakil evlerden, çayır çimen ve süs çamlarından müteşekkil memur sitesinde, camları çıkarılmış oval bir gözlük takan; sürekli şarkı söyleyen bahçıvan pantolonlu neşeli kızı ilk kez fark ediyorsunuz. elleriniz cebinizde uzaktan uzağa izliyorsunuz, öylece. minik kelebeğim benim.

allahtan sokak oyunları var da, yaklaşıp kendinizi gösterdiniz. bence ilk görüşte size kanı ısındı. yakan top oyununda herkese head shot yapıp onu hep ıskalardınız. kaçmayı bıraktı, 2 adım öteden gene ıskaladınız. kahkahayla" sen aptalsın "demişti de, suratınız domates turşusuna dönmüştü. ama o güne dek kimse size o kadar güzel aptal dememişti.

adını koyamasanız da diğerlerinden bir farkı var neticede. ağzınızdaki sakızı alıp çiğniyor, yahut siz onun yarım bıraktığı dondurmayı iğrenmeden alıp yiyorsunuz bir duvarda otururken.

"seni çok komik buluyorum "diyor, "sürekli beni güldürüyorsun." komiğim de ondan diyorsunuz. aslında komik değilim, sadece seni güldürmek için öyle maymunluk yapıyorum.. diyemiyorsunuz. lügat dar. bir de... ayıp işte.

saçınızın sadece ön tarafına yeni keşfettiğiniz, dayınıza ait jöleyi boca ediyorsunuz. namussuz, saçınızı her yöne yatırıyor. şakağınızdan su damlıyor. havalıyım zannediyorsunuz, safsınız.

bisiklet sürerken düşüp dizini kanatıyor, ağlıyor. sırf beni de öyle görsün sakinleşsin, ağlamasın diye asfalta diz üstü kayıp dizinizi paramparça ediyorsunuz. "bak bir şey olmuyor kanar geçer, ağlama." sahiden manyaksınız.

gece saklambaç oynarken ikiniz hep sitenin çevre duvarının ardına saklanıyorsunuz. cırcır böceği sesleri arasında, yıldız paylaşıyorsunuz. diğerleri de kıskançlıktan çatlıyor haliyle, bravo zafer kazandınız, en güzeli kaptınız. arkadaşların yüz karasısınız.

okul açılınca herkes kendi okuluna gidiyor, yazı iple çekiyorsunuz. her yaz aynı şeyleri tekrar tekrar yaşıyorsunuz.

bir yaz, o gelmiyor. teyzesi taşındığı için. teyzesinden nefret etmeye başlıyorsunuz. yakartop, saklambaç oynamıyorsunuz. tasoları dağıtıyorsunuz. yemek yemiyorsunuz. o duvarın önünden geçerken boğazınıza kalemtraş oturuyor sanki. lügat dar. ne berbat bir yaz.

seneler böyle akıp giderken kuzeninizle sınıf arkadaşı, hatta çok yakın arkadaş olduğunu öğreniyorsunuz. lise mezuniyet töreninde şarkı söyleyecek, sen de gel diyor size. gidiyorsunuz, bembeyaz giyinmiş, hâlâ çok güzel. elleriniz cebinizde uzaktan izliyorsunuz. bu sefer ortak oyun yok. nahif, huzur dolu güzel bir ses eşliğinde maziye duyduğunuz özlemi, çocukluğunuzu, ilk aşkınızı,oyunlarınızı, saflığınızı kuvvetli bir şekilde duyumsamak dışında herhangi bir kalbi tesir altında bulunmuyorsunuz. belki de vücud bulması muhtemel hislerinizin bunca zaman sonra artniyetli veya ayıp telakki edilebileceğinden çekiniyorsunuz.

son gördüğünüzden bir 10 sene kadar sonra da, tamamiyle ilginç bir tesadüf sonucu bir balık restorantında yanı başınızdan sizi hiç fark etmeden-ki tanıyabilmesi mümkün de değil- geçip kasaya yönelirken görüyorsunuz. hemen yanında eşiyle ve küçük çocuğuyla birlikte. eşi nazik ve iyi birine benziyor. ikisi ve küçük güzel evlatları için tüm iyi dilekleri kalbinizden geçiriyorsunuz.

kendi yaşanmışlarınıza sıra geldiğinde ise duraksıyorsunuz. lügat artık epey geniş. ancak söylenecek kayda değer pek bir şey bulamıyorsunuz.
devamını gör...
yıllar sonra acı bir olay dolayısıyla mahallesine geri döndüğünde onu gördüm; kucağında bebeği ve kolundaki kocası ile...
devamını gör...
hem gülümseten hem iç acıtan detay.
devamını gör...
hey gidi hey.akademisyen oldu.piyanist.keman ve yan flütte de iyi.ama sonra üniversitedeki görevinden istifa etti.simdi bir kursta calisiyor.

2 sefer evlendi bosandi.bir cocugu var.bn evlendim.halen de evliyim.çook nadiren konusuruz kardesim gibi artik,hatta ötesi. annem falan bile tanir ve sever kendisini.iyi insandi,halen de öyle.hic değismesin.
devamını gör...
benim çocukluk aşkım yazlıkta yan komşumuzun kızıydı. benden bir yaş küçük, almanya'da yaşıyorlardı. 2 ay falan kalırlardı yazlıkta, onlar gelince yaz tatilinin bir anlamı olurdu. annem de gurbetçi bir ailenin kızıydı, en büyük avantajım buydu. sevdiceğimin annesi ve annem best kankalardı. aileler hep beraber olduğu için biz de hep beraber vakit geçirirdik.

uğruna çocukken yapmadığım şey kalmayan kız geçen hafta bana çocukluğumda ona yaptığım bir şeyi suratıma vurdu. resmen unutmamış ve cımbızla hatamı aramış. inanamadım duyunca, kanım çekilde yeminle. ben küçükken bu kız için neler yaptım neler.

- arıdan korkuyor diye erkeklik yaptım ve gittim arı kovanına yumruk attım. silivri'de bir gece hastane de kaldım. o kadar arı soktu, sağ kolum davul gibi oldu.

- bisikletini kıran yazlıkçı sarı yunus'u dövdüm. hayatımda yaptığım ilk 1v1 kavgaydı.

- her yemekte köftemi paylaştım. ketçap ve mayonezi ilk onun tabağına sıktım.

- bir tane köpek yavrulamıştı başka evin bahçesine. yavruları sevemiyordu çünkü köpeklerin annesi baya saldırgandı. sevdiceğim istiyor diye gittim almaya yavruyu, anne köpek ayak bileğimden ısırdı.

daha neler neler yaptım. lafını yaparım artık. gelmiş bana diyor ki sen bana küçükken nestea vermedin. ulan ne nesteasi be, ben moria dağına dalmışım, balrog ile kapışmışım senin için. sauron'a kafa atmışım, gelmiş bana diyor ki sen küçükken nestea vermedin bana. vizyonsuzmuş gerçekten.

köpek ısırdı, arılar soktu ama bir nestea vermemişim. bilemiyorum çocukluk aşkı mı yoksa çocukluk travması mı çözemedim.
devamını gör...
eşimin çocukluk askiymışım.
devamını gör...
hatırladığında genelde yüzde bir tebessüme sebep olan, çocukluğumuzda dair en güzel detay.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukluk aşkı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim