çok pis dedikodu döndüğü düşünülen yerler

şantiyeler.* * özellikle yağmurlu havalarda sahaya çıkmayınca n’apıyorlar sanıyorsunuz?

cehennem.

konfeksiyon atölyeleridir. bir araya geldiklerin puhhh.

en küçüğünden en büyüğüne tüm şantiyeler
iki montaj ustası bir otomasyoncu bir şantiye şefi ve benim olduğumuz kısa şantiye üç gün boyunca kahve çay ve hayatımda duymadığım kadar dedikoduyla geçmişti. hepsi aynıdır.
şirket çay ocakları
özellike çaycılar, evlendirir boşandırır ve doğurturlar. yemekten zehirlenip kustuğumu gören abla 8 aydır benim hamile olduğuma inanıyor.

yurtiçi yada yurtdışı hiç farketmez erkek berber salonları bu fitnenin merkezi olmaya adaydır. zaten sağ kolumun üzerine yaslanarak iş yapıyorsun bari bırak dedikoduyuda işimizi bitirip kalkıp gidelim.

cenaze töreni. malesef ölenin arkasından güzel anıları paylaşırken birden geçmişe dönüp o şunu dedi bu şunu dediye dönüyor iş.

üstünde kahve fincanları olan mutfak masası

bu sözlükte çok fazla dönüyor. burası yetmezmiş gibi telegram'da devam ediyorlar.

net öğretmenler odası.

- berber/kuaför,
- düğün,
- cenaze,
- hamam,
- misafirlik/altın günü,
- cami,
- seyahat/yolculuk,
- kahvehane/kıraathane,
- park/millet bahçesi.

altılı masa

başlarında sözlüğün geldiği kesin olan birtakım mekânlar.

eski ve güzel bir yöntem vardır; aslında hiç var olmayan bir şey uydurun. her konuştuğunuz kişiye farklı bir şekilde bunu anlatın. dandik bir örnek vereyim; en sevdiğiniz renk kırmızıysa bundan hiç bahsetmeyin. birine en sevdiğiniz rengin mavi olduğunu, bir başkasına yeşil olduğunu falan söyleyin.

sonra bekleyin ve anlattığınız hangi versiyonun size dedikodu yoluyla geri geldiğine bakın. "en sevdiği renk maviymiş" dedikodusu dönüp dolaşıp size kadar ulaştıysa, hakkınızda kimin sağda solda konuştuğunu da öğrenmiş olursunuz.