çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamamak
başlık "yine ne yaptın cansu" tarafından 11.11.2020 22:42 tarihinde açılmıştır.
61.
çoğunlukla yapamamak değil yapmayı yeterince istememektir.
devamını gör...
62.
bu başlık beni anlatıyor
devamını gör...
63.
"çok de şeyapmamak lazım" dediğim başlık
devamını gör...
64.
genel olarak başıma gelmesinden dolayı artık hayata karşı umutsuz kaldım.
devamını gör...
65.
bu kesinlikle ben. arkadaşlarımda bunu fark etmişler. ama ne yapayım imkanlar dahilinde istediklerimi yerine getiriyorum ama heeep bir hayalim olan youtube kanalımı açtım sonunda
devamını gör...
66.
genelde 18 yaşına gelince söylenebilecek bir söz ama gel gör ki üniversiteyi de bitirip hiçbir şey yapılmadan yaşlanılır.
devamını gör...
67.
bir yerden başlamak lazım buna en uygun cümle
devamını gör...
68.
hevessizliğin, bıkmışlığın son evresi. bundan sonra ya her şey daha da kötüye gider ya da son bir çırpınışla kişi kendini bu durumdan kurtarabilir. aynı zamanda ortası olmayan durum.
devamını gör...
69.
konfor alanının dışına çıkmak istemeyenlerin sonucu
devamını gör...
70.
bir yerden başlamak lazım tanımına katılıyorum. zararın neresinden dönersen kardır . hiçbir şeyi değiştiremesen bile kendini değiştir.sen koca bir okyanusta bir damlasın belki ama unutma ki o küçücük damla, içinde koca bir okyanusu taşır.
devamını gör...
71.
çok şey yapamayabilirsin belki ama hala bir şeyler yapabilirsin. o bir şeyler birikir zamanla ve çok şey oluverir. bir şeyde iyi olmak için ona zamanını ve emeğini vermek gerekiyor. her şeyde yarım olmaktansa bir şeyde tam olmak daha makul olabiliyor.
devamını gör...
72.
param yok açıklama bu kadar.
devamını gör...
73.
kendini bir "başlık" olarak tanımla deseler tam da bunu seçerim. işin psikolojik veya fizyolojik kısımları için belki başka zaman daha detaylı şeyler yazabilirim. fakat ortamımı bulduysam birazcık da kendi durumunu anlatarak benzer dertlerden mûzdarip arkadaşlar bulursam bu bataklıktan kendimizi çıkartabiliriz.
önümde uzun bir tatil dönemi varsa (ki son 1 yıldır haftada 6 gün çalıştığım için arada bir cumartesileri de çalışmayarak şımartılabiliyorum) hemen bir plan yaparım. masamın üzerinde duran ve henüz ön kapağından iç yapraklara yolculuğumun yeni başladığı birkaç kitabı kestiririm gözüme. "bunlardan biri bu sefer bitecek" diye de kendime inceden bir motivasyon konuşması yaparım. ardından bilgisayarımın masaüstüne gözüm kayar ve burada yazmaya başladığım bazı dökümanları şöyle bir gözden geçiririm. aklımda canlanan düşünceleri hemen yazıp onlarca hatta yüzlerce sayfalık yazılar kaleme almak isterim. bunların ardından da iş yoğunluğundan açamadığım oyun klasörüm gözüme takılır. bunlarla da biraz zaman geçirip taçlandırmak isterim tatilimi.
ama "hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkar bilemezsin". tatilin ilk sabahı uyanıp güzel bir kahvaltı edilir diye düşünürken işle ilgili bir telefon ve ardından kısa da olsa online bir toplantı. bunu savuşturunca kitabı yarına bırakma, işten kaynaklı kafada kurulan yazılacak düşüncelerin uçması ve başlanacak oyuna gerekli zamanı ayıramayacak olunması sebebiyle, arka tarafta fm açıp bir yandan dizi izlerken bir yandan da fm'de şampiyonluklar kazanmaya devam etmek.
tatilin son günü ve hatta uyku öncesi son saatlerde gelen neden kitabımı okumadım, neden yazdığım öyküye devam etmedim pişmanlığı ile ve tabi ki bir sonraki günün stresiyle uykuya dalış.
şimdi bu konuyla ilgili ne yapılabiliri düşünme sırası. kendimi bir üçüncü kişi gözü ile izlerim çoğu zaman uzun bir selfie çubuğu ile selfie çekiyormuşum gibi kendi görüntümü hayal ederim. neyi, nerede, nasıl yaptım diye sorarım çoğunlukla. fark ettiğim en belirgin durum, ben bir dıştan yanmalı motorum. nedir bu dıştan yanmalı motor? kendi işlerim ve zaman zaman hayallerim için zaman ve enerji bulamasam da yanımdaki bir kişinin isteği için dört elle sarılıyorum. kendi işim ne kadar kolay olsa da onu ertelerken başkasının (mecbur olmasam dahi) istediği bir iş bana kolay geliyor. bunun için de şöyle bir çözüm düşündüm. biz, kendi işine üşenen insanlar toplanıp birbirimizi heveslendirelim, en basit tabiriyle gazlayalım. çünkü bugün yapmaya üşendiğimiz işleri birileri iyi kötü yaptığı durumda biz geç kalacağız.
biraz uzun oldu, buraya kadar okuduysanız size mesajım "adım garavel bul beni"
önümde uzun bir tatil dönemi varsa (ki son 1 yıldır haftada 6 gün çalıştığım için arada bir cumartesileri de çalışmayarak şımartılabiliyorum) hemen bir plan yaparım. masamın üzerinde duran ve henüz ön kapağından iç yapraklara yolculuğumun yeni başladığı birkaç kitabı kestiririm gözüme. "bunlardan biri bu sefer bitecek" diye de kendime inceden bir motivasyon konuşması yaparım. ardından bilgisayarımın masaüstüne gözüm kayar ve burada yazmaya başladığım bazı dökümanları şöyle bir gözden geçiririm. aklımda canlanan düşünceleri hemen yazıp onlarca hatta yüzlerce sayfalık yazılar kaleme almak isterim. bunların ardından da iş yoğunluğundan açamadığım oyun klasörüm gözüme takılır. bunlarla da biraz zaman geçirip taçlandırmak isterim tatilimi.
ama "hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkar bilemezsin". tatilin ilk sabahı uyanıp güzel bir kahvaltı edilir diye düşünürken işle ilgili bir telefon ve ardından kısa da olsa online bir toplantı. bunu savuşturunca kitabı yarına bırakma, işten kaynaklı kafada kurulan yazılacak düşüncelerin uçması ve başlanacak oyuna gerekli zamanı ayıramayacak olunması sebebiyle, arka tarafta fm açıp bir yandan dizi izlerken bir yandan da fm'de şampiyonluklar kazanmaya devam etmek.
tatilin son günü ve hatta uyku öncesi son saatlerde gelen neden kitabımı okumadım, neden yazdığım öyküye devam etmedim pişmanlığı ile ve tabi ki bir sonraki günün stresiyle uykuya dalış.
şimdi bu konuyla ilgili ne yapılabiliri düşünme sırası. kendimi bir üçüncü kişi gözü ile izlerim çoğu zaman uzun bir selfie çubuğu ile selfie çekiyormuşum gibi kendi görüntümü hayal ederim. neyi, nerede, nasıl yaptım diye sorarım çoğunlukla. fark ettiğim en belirgin durum, ben bir dıştan yanmalı motorum. nedir bu dıştan yanmalı motor? kendi işlerim ve zaman zaman hayallerim için zaman ve enerji bulamasam da yanımdaki bir kişinin isteği için dört elle sarılıyorum. kendi işim ne kadar kolay olsa da onu ertelerken başkasının (mecbur olmasam dahi) istediği bir iş bana kolay geliyor. bunun için de şöyle bir çözüm düşündüm. biz, kendi işine üşenen insanlar toplanıp birbirimizi heveslendirelim, en basit tabiriyle gazlayalım. çünkü bugün yapmaya üşendiğimiz işleri birileri iyi kötü yaptığı durumda biz geç kalacağız.
biraz uzun oldu, buraya kadar okuduysanız size mesajım "adım garavel bul beni"
devamını gör...
74.
beni de anlatan eylem, yıldım bıktım bundan. çözüm fikri olan varsa lütfen paylaşsın.
devamını gör...
75.
devamını gör...
76.
(bkz: action faking)
devamını gör...
77.
b12 vitamini eksikliği olan insan olabilir.
devamını gör...
78.
kendimle yüzleşmek istediğim bir başlık olmuş.
bir şeylere başlamak için (bkz: kendimi aşamıyorum).
bir şeylere başlamak için (bkz: kendimi aşamıyorum).
devamını gör...
79.
hiçbir işi beceremeyenler ve her işi becerebilenler tarafından içine düşülen durum. ortası pek yok.
sabah kalkıyorum, başlıyorum düşünmeye; bugün şu yazıları mı yazsam, şu kitabı mı okusam, rölyefi mi bitirsem, kod mu yazsam, blog yazılarına mı başlasam, şu oyunu mu bitirsem, rusçaya mı başlasam, keman çalmayı mı öğrensem vs vs...
günün sonunda kendimi sadece bulaşık yıkamış ve yemek yapmış olarak buluyorum. diğer işler olduğu gibi duruyor.
sabah kalkıyorum, başlıyorum düşünmeye; bugün şu yazıları mı yazsam, şu kitabı mı okusam, rölyefi mi bitirsem, kod mu yazsam, blog yazılarına mı başlasam, şu oyunu mu bitirsem, rusçaya mı başlasam, keman çalmayı mı öğrensem vs vs...
günün sonunda kendimi sadece bulaşık yıkamış ve yemek yapmış olarak buluyorum. diğer işler olduğu gibi duruyor.
devamını gör...
80.
uşengeç ruhum kurusun...çok şey yapmak istiyorum,ama bir bakıyorum akşam olmuş..
devamını gör...