dindar olan kişi ahlaklı mıdır sorunsalı

dindar olan kişiler sapmaya en uygun kişilerdir. bunu şeytanın yaptırdığını ileri sürüp kendilerini iyi hissettirirler kendilerine.

dindar olan kişi ahlaklıdır diyemediğimiz gibi ahlaklı olan kişi dindardır da diyemeyiz

ülkeyi yönetenlere bakarak bu sorunsalı cevaplayabilirsiniz.

dindarlığı kendisi ve tanrısı arasında kalan insan ahlaklıdır. dindarlığı, kendi dininin kaideleri toplum içine sızan ve toplum fertlerine dokunan kişi ahlaksızdır.

nefsin terbiye edilmediği bir dindarlıkta, namaz jimnastik, oruç diyet, hac turistik geziden başka bir şey değildir. böyle bir dindarlık ham meyveye benzer, dünyada ve ahirette hiçbir işe yaramaz, insanı dört dörtlük müslüman gibi gösterir ama bir punduna getirdiğinde, ister açık, ister gizli, hayvandan daha aşağı bir mertebeye düşürür. örneklerini görüyoruz, duyuyoruz.

her ahlaklı dindar , her dindar ahlaklı değildir . arada net bir çizgi bulun
mamaktadır.

insanın içinden geliyor olan ahlak ile dinin pek bir bağlantısı yok fakat şüphesiz, her zaman böyle olmamakla birlikte, din insanların daha iyi insanlar olmasını sağlayabilir. eğer dini boyutu olmasaydı öldüreceğini ya da sürekli öldürmeyi hayal edeceğini, işkence yapacağını, çalacağını ve zorbalık yapacağını söyleyen çok kişiyi duydum. inanmaya başlamadan önce tam bir zorba olan insanlar da çok fazladır.

kişiye göre değişebilecek sorunsaldır.

ahlâklı olmak dindarlıkla alâkalı değildir, insanlıkla alakâlıdır.

başını kes kişi ahlaklı mıdır diye sor tamam. diğerini nereden bilelim. adam hacca gidip mazota su katıp sattı trilyoner oldu devlet yakalasa da elinden servetini almadı.

evet. dindar insan ahlaklıdır dinci insanın öyle bir derdi yoktur.

din bazı kaynaklarda kaynağı vahye dayana ve insanların mutlu olmalarını emreden ve bunu amaçlayan sistem olarak tanımlanır. bu açıdan bakıldığında dinin emirleri ile ahlaklı olmanın gerekliliklerinin örtüştüğü aşikardır. yani kişi hakkıyla dindar bir kişiyse (hemen hemen bütün dinler bakımından) aynı zamanda ahlaklı bir kişi de olması gerekir.

dindar olup dört vakit namaz kiliyo diye ahlaklidir diye bişey yok malesef o insanlıkla karakterle alakalı.

tecrübi ilimler göstermiştir ki ahlaksız insan yoktur. ya iyi ahlaklıdır ya kötü ahlaklı.

ahlaklıdır, değilse dindar değildir. hem dindar hem ahlaksız olunamaz.

dindar olup ahlaksız olabilir fakat dinini yaşan bir müslüman ahlaksız olamaz.

her ahlaklı dindar değildir, her dindar da ahlaklı değildir. ahlak tanımı kişiden kişiye değişebilecek bir durum olduğu için her ahlak sahibi dindar olmayabilir, ama her dindar olduğunu iddia eden kişi ahlaklı olmak zorundadır. çünkü din bunu vaad eder.

kesin ahlaksızdır hocam, senin canın öyle istiyorsa öyledir.

dinin sınırları içinde ahlaklı olur, genel ahlak kavramı açısından bir şey diyemiyorum.

ahlak ve dindarlık arasında aslında doğrudan bir bağ yoktur. dindardan beklenen din/inanç kuralları ve ritüellerini yerine getirmesidir; bu da inananla inandığı yaratanı arasındaki (ve varsa aracıları cemaat, tarikat, şeyh vb) beklenti ve taahhütler ve buyruklardır. oysa ahlak, kişinin diğer kişi ve kişilerle olan ilişkilerindeki davranış biçimidir. zaten din de, kişiye daha çok bu ilişkilerdeki hatalarını affetirme, bir tür vicdanını rahatlatma aracılığı yapar. yani aslında din, bir tür toplumsal ahlakı aşma, yok sayma aygıtına dönüşür.(reel rastlanan 'dindar' modelinden söz ediyoruz. çok az sayıdaki ideal dindardan değil.) vergi kaçırılır, dolandırıcılık yapılır, yalan söylenir, hırsızlık yapılır, hile yapılıp her tür ahlaksızlık yapılır ve fakat bunların tümü, güya kafir sistem ve yönetime (darül harb) karşı adımlar olarak tanımlandığı için (tabii elde edilenlerin bir kısmının kendi inanç çevresindekilerle paylaşımı karşılığında) affolunacağı hatta ödüllendirileceğine inanılır. din ve dindar sadece kendi inanç ve çıkar çevresinin ahlak!ına uyar hale gelir. ( bu bir hırsızlık, soygunculuk, dolandırıcılık şebekesi üyeleri içinde aynıdır.)
oysa evrensel ahlak ilkeleri toplumlarda çok küçük farklılıklarla benzerlikler gösterir. ancak din ve dindar ahlakı, kendi inanç ortaklarına başka, diğerlerine başka değişkenliği gösterir karakterdedir.
dolayısıyla, dindar kişi evrensel ahlakı öncelemeyi, inancıyla çatışan noktalarda başaramıyorsa ahlaklı kalamaz, çünkü başardığında da kendi inanç ortaklarıyla çatışacaktır. din 'kendi ahlakı'nı dayatır. dindarın ahlaklı olup olmadığını söylemek için 'hangi' ahlak tercihinde olduğuna bakmak gerekir. belki kabulü zordur ama gerçeklik budur.