dış görünüşün her şey olduğu gerçeği

böyle zannediyordum.
küçük bir kız çocuğuyken kendimi beğenmediğim için, büyüdüğümde güzelleşeceğimi ve hayatımın da harika olacağını zannederdim.
güzel bir kız olacağım için herkes beni sevecekti. popüler olacaktım. tabi o zaman popüler demiyordum, çok arkadaşım olacak diyordum.
güzel olduğum için hayatıma giren ilk insanla evlenecektim. çünkü benden vazgeçmeyecekti.

dış görünüş her şey midir bilmiyorum ama öğretmenlerin bile davranışları öğrencinin dış görünüşüne göre değişiyor. ilkokulda, ortaokulda bile. detaya girmek istemiyorum, bu beni üzen bir konu. benim dış görünüşümde bir şeyler değiştiğinde aynı öğretmenden çok farklı muamele görebiliyordum. bir de çok “şirin” bir tip değilim, yalakalık huyum da yoktur. çok hakkımı yediler, okuldan soğudum.

her şey değilse de %90dır.
başkalarına çok zor açılan kapılar size ardına kadar açıktır. beğenilme duygusu, mental bir probleminiz yoksa mutluluk da verir.

her şey değildir arkadaşlar %98'dir kalan %2'lik kısıma da herkes kendince bir kalıp uydurabilir. aşık olmanın en kaba özeti bu.

genelleme yapmak çok mantıklı gelmiyor bana. öyle üst düzey bir görünüşüm yok. hatta kendimden bile hiç memnun değilim ama ilgilenen insan sayısı fazla. hiç biri de çirkin veya vasıfsız değil. önemli olan ne istediğini bilmek ve bunu karşı tarafa net bir şekilde anlatmak. halk arasında ki çenesi çok kuvvetli yorumu bu noktada devreye giriyor. kadın erkek fark etmez. kuvvetli bir çene her zaman 2-0 önde başlatır.

tinderdaşlar tarikatının mottosu(bkz: swh)

her şey demeyelim de tanışma isteğini etkileyen en önemli faktörlerden ilki diyelim. fakat bu durum kendi içinde farklı bir konu. çünkü buradaki dış görünüşten kasıt, erkeğin/kadının dünya standartlarında manken gibi ya da dünya güzeli olması anlamında değil. herkesin hoşuna giden tip, tarz, aura farklıdır. kimisinin yeşil göz hoşuna gider, kimisinin uzun saç, kısa saç, kimisinin sakal, kimisinin sakal olmaması vs. şimdi bunlar zaten bilinçaltımıza kodlanmış beğeniler ve birisini gördüğümüzde hoşumuza gitmesi saniyelik oluyor. yoksa bir ortama girip, bi' bakayım yeşil gözlü birisi var mı? varsa hoşlanayım demiyorsun. ama görünce saniyelik hoşlanıyorsun. sonra belki tanışma aşaması vs. bu ilk adım. tanıştıktan sonra eğer karakteri size uymuyorsa o güzel gördüğün adam/kadın cazibesini yitiriyor. ya da şanslıysan, karakteri de size uygunsa hem tipini beğendiğin hem de kişiliği size göre doğru olan kişiyle ilişki yaşıyorsun.
ne demişler: insanlar kıyafetiyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır.

bu durum eğer ki hali hazırda tanıdığın ve belki arkadaşın olan kişiye zamanla aşık olup ilişki yaşadığın durumlar için geçerli değil tabi. o zaman tamamen kişilik devreye girmiş oluyor.

çetrefilli bir konu yani.

insanların arzuları ve bu arzularının yansıması olan davranışları vardır. insan arzusunu harekete geçiren şey ilk anda gördükleri olması nedeniyle dış görünüş ilişkide büyük önem taşır ancak kişinin davranışları, ses tonu, kokusu gibi eylemlerinin ve özelliklerinin insanda bıraktığı etki ile bu arzularının devamı sağlanırsa evet herşey devam eder bu nedenle çok önemli ama herşey değil dış görünüş.

ön izlenim için dış görünüş önemlidir tabii. hiç tanımadığın biri hakkında kendince bir kanıya varmak için giyinişine, fiziğine, yüzüne gözüne bakıyoruz mecburen. ama tanıştıktan sonra önemini yitiren bir detay

don't judge a book by its cover: zarfa değil mazrufa bak.

istisnalarının kaidesini bozamadığı gerçek.
arkadaşlar hiç kendinizi kandırmayın. kaçımızın en iyi arkadaşı bir engelli kişi. kaçımız normal görüntüden uzak birine bakınca gidip ona sarılmak istiyor. dış görünüş koca bir merdivenin ilk 5 basamağıdır bence. sonra kişilik, dünya görüşü, mizah anlayışı vs diğer basamaklardır. o ilk 5 basamak olmadan devam edebilir misin evet hoplarsın zıplarsın uğraşırsın diğer basamağa ulaşırsın devam edersin. ama herkes uğraşmaz maalesef.

yine yanlis bir genelleme.

erkekler icin doğru bi önerme.
kadınların oncelikleri genelde tip-para-statü üçgeninde degisebiliyor. dis görünüşü her zaman kadinlar icin hersey olmayabilir. bunu zengin erkek-kadin iliskisi gorsellerinden anlayabiliriz rahatlikla.

insanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleri ile uğurlanır.
bu sözün üstüne dış görünüşün hiçbir şey olmadığını anlatmaya gerek görmüyorum

keşke dış görünüşe değer verildiği kadar karaktere,insanların ruhuna değer verilebilseydi..
çok saçmada olsa insanlar güzellik algısıyla yaşam sürüyor. ilk bakılan yer saçımız,kaşımız,gözümüz.hepsi bir gün yok olacak ama nafile. ah şu güzellik algısı mahvettin tüm yaşantıları. güzelse ne yapalım yani madalya mı takalım.bir diğerimiz o kadar güzel olmadığı için oturup ağlayalım mı

dış görünüşü boşverin asıl güzellik görünmeyen bir yerde kalbinizde,nacizane duygularınızda,içinizde.

önemsiz degildir ama her şeyde değildir

herşey değildir, çok şey de değildir ama önemli bir şeydir.
yaratılıştan çok güzel olunmayabilir ama kişisel bakım, duruş tarzı ve göze hoş gelen kıyafetlerle aura yükselebilir.
sonrası iletişimle alakalıdır.

öyle bir şey var.
birde allah çirkin şansı versin diye bir şey var.
birine iman edin, içinden öyle çıkın.

ne yazık ki vardır.

güzel/yakışıklı olan karşı cins her zaman daha fazla saygı görür mal değilse tabi, biraz cool olarak modifiye etmesi gerekir.

orta derece bi görünüş yeterli, geri kalan karakterle bitiyor mesela güzel bi hatun ile konuşuyor olsam ve kız mongolsa ben onla ne yaşayabilirim.