e-kitap okumak

basılı kitabın verdiği hissi seven benim gibi okuyucular için alışması zor hede.

korsancılık ile de eşlesirse tadından yenmez.

standartlarım arasında yer alan aktivitedir.

genellikle servis ile işe giderken ve işten dönerken kullanıyorum bu yöntemi. eve gelince de normal şekilde okuyorum kitabı.

işimle alakalı uzun seyahatlere çıkıp, günlerce otel odalarında kaldığım oluyor bazen. o zamanlarda da çok pratik oluyor.

not: şöyle bir düşününce, okumak isteyen insanlar için ne çok yöntem varmış. kısa yollarda ya da seyahatlerde e - kitap, evde normal kitap, uyumaya çalışırken ya da hareket halindeyken bir şeyler okumak baş dönmesi yapıyorsa (otobüs tutması) sesli kitap vb...

biz her ne kadar birseyler üzerinde ısrar edersek edelim, çağa damgasını vuracak olan, o kuşağın yönelimi olacaktır. haliyle, basılı kitap mı? e kitap mı tartışması kesinlikle gereksiz. insanların türkiye'de bu kadar bölünmeye meyilli olması, gerçekten üzerine düşünülmeyi hakeden bir konu. "kitap kokusu olmadan olmaz" 150 sene önce de, birileri kalem izleri olmadan okuyamam diyordu ki, matbu basıma, uzun bir dönem nesiller burun kıvırdı. e readerım olmasına rağmen ben de, hala basılı kitap kullanıp, deli gibi satın alıyorum. hatta, 6 senedir kindle benimle birlikte olmasına rağmen en fazla 3,4 kitap ya okudum ya okumadım. ancak ilk defa böyle bir başlık altında yazıyorum, kim nasıl isterse öyle okusun, bunu tartışmak çok saçma.

ee kitap okuyoruz işte.

senelerdir alışamadığım aktivite..
o kitap kokusu, hışırtılar olmalı en basitinden somut bi varlık elimde olmalı bi karamazov kardeşleri ekrandan okumakla kitaptan okumak aynı şey mi bin küsür sayfa gözlerine yazık yahu

katarakt ameliyatı olmak istemediğim için yapmadığım bir etkinlik.

kendisine saygısı olmayan insan davranışıdır. kaybedilen zamana yazık.

okuyamıyorum. keyif alamıyorum. keyif alamayınca da bırakıyorum. klasik kitabımı alıp devam ediyorum. okuyabilene de hayret ediyorum.

ekitap okuyucu sayesinde gözlerin aşırı bozulmaması dahilinde olabilir. ama telefondan kitap okuya okuya gözlerim perte çıktı.

alışmaya çalıştığım eylem.. elbette normal bir kitap duygusu vermiyor.. ama avantajları da yok değil, birkaç kitabı küçük bir cihazda taşımak, cihazınızın özelliğine bağlı olarak rahatlıkla not alınabilmesi gibi gibi..

yaşıma başıma uymayacak kadar hızlı adapte olduğum, hiç yadırgamadığım eylem. herkes sevecek diye bir kural yok tabii. anlayamadığım tek şey, saatlerce sosyal medyada ya da internette zaman geçiren kişilerin konu e-kitap olduğunda gözlerinin yandığını, boyunlarının tutulduğunu iddia etmeleri.

yoğun şekilde e-kitap okumama rağmen gözlerimde henüz bir sorun ortaya çıkmadı. tabii yine de önlem almak lazım. naçizane aldığım en kuvvetli önlem (fikrimce) bir saatten daha fazla aralıksız okumamak olacaktır. ben yarım saatte bir gözlerimi dinlendirmek için ara verip uzakta bulunan nesnelere bakarım, aşağı yukarı beş dakika bu şekilde kendimce gözlerimi dinlendiririm.
t: son üç yıldır aşağı yukarı okuduğum kitapların yüzde doksanında kullandığım yöntem.

20 yıllık pc ve 7 yıllık akıllı telefon kullanıcısı olarak yapamadığım eylem.

ekranda bir şeyler okumaya alışamadım. o ekranda bir şeylerin hareket etmesine o kadar alışığım ki okuyamıyorum. yazmaya gelince her şeyde yazarım ama okuyamıyorum. bir süre sonra batıyor. elde kitap okumaya daha alışığım sanırım.

şekil değil de içeriğe önem veren bireyin, bilgi byte'ların arasında da olsa gidip alınız desturunu takip etmesi ve basılı kitap romantizmini yaşamak yerine okumaya önem vermesidir.
devir dijital devir. basılı kitap çok şık evet ama çok da saplantı yapmaya gerek yoktur.
not:basılı kitabı ben de severim.

baskı kitap fetişizmini eski çağlardaki matbaa olayına benzetiyorum biraz. mesela eski dönemlerin antik sözlüklerinde de bu durum tartışılmış mıdır acaba?
mesela; yok yaauvv azizim o el yazmalarının yerini tutar mı hiç? diye soran biri olmuş mudur?

tanım: teknoloji gelişiyor, dünya değişiyor.. e-kitap da bunun nimetlerinden biri. öyle ki hem gözünüz yorulmuyor okurken, hem karanlıkta okuyabiliyorsunuz, hem de binlerce kitabı bir cihaza sığdırabiliyorsunuz.

e-reader yoksa pert edici durum.

kitaplarına tapan birisi olarak 2020’de aylarca evde kalınca bu konudaki fikrim tamamen değişti. insanlar okusun da nerden nasıl okursa okusun bence. kitaplarımı dolap hesabımdan takım takım sattım genellikle seri oldukları için ne kadar hızla satıldığına inanamadım. yaklaşık 2000 tl kitap satışı ve sonunda kitaplığımı da satmamla artık ders kitaplarım dahil her şeyi tabletimde depoluyorum. ülkemizde neden kitapların e hali yok diye isyan kısmını da geçtim artık aştım. ama amazonun standart uygulamasını türkiyeye de getirmesini ve toptan ücretle hem videoprime hem kargo bedava hem ekitap almamızı sağlamasını gözyaşlarıyla bekliyorum...

e-kitap ta okuyorum çünkü inanılmaz rahat ama annem normal kitap düşkünü 2 sini de kıyaslayamıyorum bu yüzden arada bir baskılı kitap okuduğum da oluyor

bayadır okumuyorum. beni özlemiştir.
ilk okuduğum dönemlerde silik bir his veriyordu bana. sonra güncellemeler geldikten sonra bambaşka bir havaya büründü cihaz. ona daha fazla değer vermeye başlamıştım artık. bir ara tekrar dönüş yapacağım ona.