21.
hani derler ya,
ben sensiz yaşayamam, diye.
ben onlardan değilim.
ben sensiz de yaşarım;
ama,
seninle bir başka yaşarım.
ben sensiz yaşayamam, diye.
ben onlardan değilim.
ben sensiz de yaşarım;
ama,
seninle bir başka yaşarım.
devamını gör...
22.
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum.
seni düşünmek ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
seni düşünmek güzel şey
seni düşünmek ümitli şey
fakat artık ümit yetmiyor bana
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum.
devamını gör...
23.
o mavi gözlü bir devdi.
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev.
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
o mavi gözlü bir devdi.
minnacık bir kadın sevdi.
mini minnacıktı kadın.
rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
beni duygusallaştıran birkaç şiirden biridir.
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev.
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
o mavi gözlü bir devdi.
minnacık bir kadın sevdi.
mini minnacıktı kadın.
rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
beni duygusallaştıran birkaç şiirden biridir.
devamını gör...
24.
yaşamaya dair şiiridir.
"yaşamayı ciddiye alacaksın.
yani o derece ve öylesine ki ..
mesela kolların bağlı arkada, sırtın duvarda
yahut kocaman gözlüklerin
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda ,insanlar için ölebileceksin
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken
hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde..."
"yaşamayı ciddiye alacaksın.
yani o derece ve öylesine ki ..
mesela kolların bağlı arkada, sırtın duvarda
yahut kocaman gözlüklerin
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda ,insanlar için ölebileceksin
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken
hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde..."
devamını gör...
25.
akın var
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
güneşi içenlerin türküsü
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!
güneşi içenlerin türküsü
devamını gör...
26.
gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de şimdi herkes gibisin
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de şimdi herkes gibisin
devamını gör...
27.
umut'tur
devamını gör...
28.
gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum…
yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan…
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma,
bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde
kayboluyorum…
yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum,
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:
sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan…
devamını gör...
29.
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovasına atlayacaktı.
bir de modern insan sabah sekizde uyanır diye bir dizesi olan şiiri vardı ama adını hatırlayamadım.
devamını gör...
30.
- ben beni bir daha ele geçirsem-
ben, beni bir daha ele geçirsem,
-âbıhayat içersem demiyorum-
kapılar bir daha açılsa
ben bu haneye bir daha girsem
yaşardım yine böyle kan revan içinde
yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem. "n.h.ran"
(tüm şiirleri canımdır, ciğerimdir).
ben, beni bir daha ele geçirsem,
-âbıhayat içersem demiyorum-
kapılar bir daha açılsa
ben bu haneye bir daha girsem
yaşardım yine böyle kan revan içinde
yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem. "n.h.ran"
(tüm şiirleri canımdır, ciğerimdir).
devamını gör...
31.
kapıları çalan benim, kapıları birer birer
gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler
hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar
yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar
saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu
bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu
benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok
şeker bile yiyemez ki kağıt gibi yanan çocuk
çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver
çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.
gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler
hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar
yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar
saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu
bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu
benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok
şeker bile yiyemez ki kağıt gibi yanan çocuk
çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver
çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.
devamını gör...
32.
"benerci kendini niçin öldürdü?" şiirselidir.
” delikanlım!.
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!.
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım!.
sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha…
” delikanlım!.
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!.
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım!.
sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha…
devamını gör...
33.
daha önce yazmıştık. şöyle alalım sizi #929359
devamını gör...
34.
yaşamaya dair.
devamını gör...
35.
devamını gör...
36.
bütün şiirlerini severim. ancak yeni öğrendiğim bir anekdot bu şiirin çok hoşuma gitmesine yetti. şiir şu:
bir inilti duydum serviliklerde
dedim: burada da ağlayan var mı?
yoksa tek başına bu kuytu yerde,
eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı?
gözlere inerken siyah örtüler,
umardım ki artık ölenler güler,
yoksa hayatında sevmiş ölüler,
hala servilerde ağlıyorlar mı?
çok basit ve ilk dönemlerinden, yahya kemal’in düzeltmeleriyle yayınlanmış bir şiir. ancak annesinin dedesi müşir mehmed ali paşa’ya ait olan ve kendisinin okumadığı düşünülen bir şiiri görünce, haluk oral beyin kitabında bulunuyor bu şiir, büyük dedesine verdiği cevap gibi olduğu düşünülüyor. çok hoş ve naif bir durum olmuş. müşir paşanın şiiri de şöyle:
sevgilim,bir gün kırılır da kalbim
çarpmazsa artık senin için,
sarmaşık örülü koyu serviler
yükselirse göğe mezarımdan.
öylece uzanıp beklerim ben
koymalarını seni de toprağa,
çürümüş kemiklerime o zaman
ta derinlerde yine can gelir.
ve getirdikçe esintisi rüzgarın
bir avuç toprağı bana mezarından,
kalbimin küllerinden yukarıya
usulca bir ağıt yükselir.
bir inilti duydum serviliklerde
dedim: burada da ağlayan var mı?
yoksa tek başına bu kuytu yerde,
eski bir sevgiyi anan rüzgâr mı?
gözlere inerken siyah örtüler,
umardım ki artık ölenler güler,
yoksa hayatında sevmiş ölüler,
hala servilerde ağlıyorlar mı?
çok basit ve ilk dönemlerinden, yahya kemal’in düzeltmeleriyle yayınlanmış bir şiir. ancak annesinin dedesi müşir mehmed ali paşa’ya ait olan ve kendisinin okumadığı düşünülen bir şiiri görünce, haluk oral beyin kitabında bulunuyor bu şiir, büyük dedesine verdiği cevap gibi olduğu düşünülüyor. çok hoş ve naif bir durum olmuş. müşir paşanın şiiri de şöyle:
sevgilim,bir gün kırılır da kalbim
çarpmazsa artık senin için,
sarmaşık örülü koyu serviler
yükselirse göğe mezarımdan.
öylece uzanıp beklerim ben
koymalarını seni de toprağa,
çürümüş kemiklerime o zaman
ta derinlerde yine can gelir.
ve getirdikçe esintisi rüzgarın
bir avuç toprağı bana mezarından,
kalbimin küllerinden yukarıya
usulca bir ağıt yükselir.
devamını gör...
37.
panikle üzerime kapaklanan karanlığının ağırlığında
eski bir aşk acısının akla gelmişliğinin koyu sancısında
mavinin her tonunu gördüğünün gözünde bir ağıt yakılır
beni senden başka kim tutar kendi içimde
eşleri ihale alacak kadınlar kabataş meydanında takılır
beni al yanına zaten her köşen benim
isyan etmez dizleri üzerinde efendiler başları önde
renkleri birbirine karışmış senden zaten ıslaktır terim
pervanene dolandım tüm kanatlarımı kırdın biliyorsun
oyunlaştırılmış bir çocukluğumdur kucağında uykuya hasret
gecesinde sertleşmiş bir on sekizdir şimdi tüm ölçü birimleri
adımın dilinden dökülmesidir onun anlamı işte o zaman masumdur
çıplak işte odanın duvarları bile, onlar bile bize rahmet
artık temizlenmez bu çocukluk büyümeyen bir piçtir içimdeki
yolum yol değil benim olduğum yerde ne köyler kasaba
ıssız bırakılmış renklerine cümbüş bir hayal gücü mesafesi
masumiyetimi kaybettiğim avuçlarının içinden aktım bu hayata
eski bir aşk acısının akla gelmişliğinin koyu sancısında
mavinin her tonunu gördüğünün gözünde bir ağıt yakılır
beni senden başka kim tutar kendi içimde
eşleri ihale alacak kadınlar kabataş meydanında takılır
beni al yanına zaten her köşen benim
isyan etmez dizleri üzerinde efendiler başları önde
renkleri birbirine karışmış senden zaten ıslaktır terim
pervanene dolandım tüm kanatlarımı kırdın biliyorsun
oyunlaştırılmış bir çocukluğumdur kucağında uykuya hasret
gecesinde sertleşmiş bir on sekizdir şimdi tüm ölçü birimleri
adımın dilinden dökülmesidir onun anlamı işte o zaman masumdur
çıplak işte odanın duvarları bile, onlar bile bize rahmet
artık temizlenmez bu çocukluk büyümeyen bir piçtir içimdeki
yolum yol değil benim olduğum yerde ne köyler kasaba
ıssız bırakılmış renklerine cümbüş bir hayal gücü mesafesi
masumiyetimi kaybettiğim avuçlarının içinden aktım bu hayata
devamını gör...
38.
tahirle zühre meselesi
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.
meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.
meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
devamını gör...
39.
tum trak tum trak çıgı çıgı leyyyy çıgı çık çık tum tık tum tık brrrrrr
devamını gör...
40.
kar kesti yolu
sen yoktun.
oturdum karşına dizüstü
seyrettim yüzünü
gözlerim kapalı.
gemiler geçmiyor
uçaklar uçmuyor
sen yoktun.
karşında duvara dayanmıştım
konuştum konuştum konuştum
ağzımı açmadım.
sen yoktun,
ellerimle dokundum sana
ellerim yüzümdeydi...
bir nfk’nın beklenen şiiri, bir de nazım’ın sen yoktun adlı bu şiiri beni fena vurmuştu zamanında. hem de ilk ezberlediğim şiirlerden olur ikisi de.
ama son üç mısrası çok fena değil mi?
sen yoktun.
oturdum karşına dizüstü
seyrettim yüzünü
gözlerim kapalı.
gemiler geçmiyor
uçaklar uçmuyor
sen yoktun.
karşında duvara dayanmıştım
konuştum konuştum konuştum
ağzımı açmadım.
sen yoktun,
ellerimle dokundum sana
ellerim yüzümdeydi...
bir nfk’nın beklenen şiiri, bir de nazım’ın sen yoktun adlı bu şiiri beni fena vurmuştu zamanında. hem de ilk ezberlediğim şiirlerden olur ikisi de.
ama son üç mısrası çok fena değil mi?
devamını gör...
"en sevilen nazım hikmet ran şiiri" ile benzer başlıklar
nazım hikmet ran
373