erkeklerin hoşlanma belirtileri

(bkz: yavşamak)

salakça espriler yaparak ya da karşı tarafa yersiz övgülerde bulunmak veyahut liseliler gibi el kol şakaları yaparak karşı cinse karşı sempati kazanmak ameliyesi.

asla çözemediğim belirtilerdir. belki kimsecikler benden hoşlanmadığı için çözemiyor olabilirim.

saçma tepkiler verip, saçma şeyler söyleyerek bir şekilde ilgi çekmeye çalışmak.
halbuki ne gerek var. seviyorsan git söyle bence, ciğerimi ye.

kızarma ve etinin yumuşaması.

edit: pardon başlığı yine yanlış okudum. haşlanma nedenleri sandım.

hoslanilan kadinin/erkegin etrafini iseyerek cevirmek ve alani rakipleri icin kapatmak.

aşırı derecede salağa bağlarım. o yüzden anlayamaz kimse.

hoşlandığım kişinin omzunu kolunu molunu ısırırım genelde ya da yürürken omuz atarım veya durup dururken burnunu sıkıp aşağı çekerek bir süre nefessiz bıraktıktan sonra belinden tutup kenara fırlatırım

kimileri sert davranır, kızı kendinden soğutur tuhaf bir şekilde.

erkeklerin hoşlanma belirtileri bazen o kadar açık olur ki, maske takmaları pek mümkün olmaz. mesela hoşlandığı kişiye bakarken gözleri neredeyse lazer gibi parlar; ama bunu fark etmezsen “gözünde neler oluyor ya” derler. hani derler ya, “gözler kalbin aynasıdır,” işte tam da burada gerçek anlamını bulur.

hoşlandığı insanın yanında ise birdenbire telefonunu elinden düşürür, veya dalgın dalgın gökyüzüne bakar gibi yapar. çünkü aklı kafasında değil, aşkta gezer. konuşma sırasında normalden fazla gülmeye başlar; hatta bazen yaptığı şakalar o kadar kötü olur ki, aslında sadece dikkat çekmek ister ama tam tersi etki yaratır.

bir de, seninle konuşurken anlattıklarını iyi hatırlar. mesela sen “çay içmeyi severim” dediysen, ertesi gün “çay mı istersin?” diye sorar. bu hafıza bazen o kadar keskin olur ki, “kahve falan içme, seninle çay içmek istiyorum” havasına girer.

hoşlandığı kadının yanında bir de garip bir şekilde utangaç olur. genelde özgüvenli adam, bir anda “saçım dağınık mı duruyor acaba?” kaygısıyla kendi kendine saçını düzeltebilir. hatta bazen o kadar heyecanlanır ki, “bir kere şöyle şöyle yapayım da etkileyeyim” diye ufak tefek hareketlerle garip gösterişlere kalkışır.

ve tabii ki en kesin işaret, arkadaşlarına senin hakkında övgü dolu sözler söylemesidir. çünkü erkek dünyasında “arkadaşlarına anlatmak” büyük bir adımdır. arkadaşlar, bu hali görünce “abi tamam, ciddi bu iş” diye fısıldaşır.

kısacası, erkeklerin hoşlanma belirtileri genelde doğrudan söylenmese de davranışlarına yansır. bu belirtileri fark ettiğinde, aslında arkanızda gizli küçük bir hayranlık orkestrası olduğunu bilmelisin. yeter ki o orkestranın ritmine kulak ver!

kızın yanında mal mal hareketler yapıyorsa kesin hoşlanmıştır.

sizinle uğraşıyorsa , sizden hoşlanmıştır.
erkekler sever böyle şeyleri.

benden hoşlanan birini anlamıyorum da iş agalarıma gelince yargı dağıttığım oluyor.
kimse kimseyi boş yere yardım etmez, aramaz, merak etmez, uğraşmaz...

âleme psikopat, sevdiğine yavru kedidir.

denmiş, lütfen şu düşünceden çıkın, hiç bir duygusal yakınlık hissetmediğim kişilerde yaptım bunları. günümüzde çoğu insan çıkar dışında insanlara yardım etmediği, yada insanlık yapıp hasta olanları aramadığı, içinden gelip saf iyilik yapmadığı için bunu yapınca hoşlanma belirtisi sanıyorlar. yapmayın, lütfen yapmayın. başlığa gelecek olursak, diğer insanlarla etkileşimine ve davranışlarına bakın, sizinle aynı derecede yakınlığı bulunan arkadaşlarıyla olan etkileşimine ve davranışlarına bakın. en sonda sizinle olan etkileşimine ve davranışlarına bakıp bunları diğerleri ile kıyaslayın.

asla fikrim olmayan konudur. çok şükür evlendim de bu dertten de kurtuldum. bekarlığımda açıkca söylenmediği takdirde asla birinin benden hoşlandığını anlamadım. bazen düşünüyorum ne yiğitler arada öyle kaynadı gitti demekki. hep ne kibar çocuk, ne iyi çocuk, çok candan, nasıl da yardım sever gibi gelirdi oysa bana hep. çünkü ben birinden hoşlanınca o yokmuş gibi davranırdım. allah yüzüme baktı da evlenebildim demek ki

erkekten erkeğe değişmekle beraber benim bildiğim eğer hoşlanıyorsa kelimeler, cümleler birbirine karışır, saçma sapan bir hal alır.
çünkü heyecan arttıkça mantıklı konuşma yeteneği kaybolur.
hatta erkek konuşmak istemez aslında, sadece bakmak ister, uzun uzun doyasıya bakmak.
dille değil, gözlerle konuşmak ister.

aaa aa başlığa bak . bilmediğim konuda bi genelleme yapayım , iki atıp tutayım, azcık laf sokayım, bir de yargı dağıtıp defolup gideyim. hıh.
okuyup anlamaya geldiğim başlık.

ilk defa sözlükte fikir belirtemediğim anketimsi/listemsi başlık gördüm. yarım saattir düşünüyorum vallahi bilemedim. şaşkınlıklar içindeyim. ya kendini bilmez bir herife dönüştüm ya da farkında olmadan poker face bir herif oldum. daha acısı, belki de şu göynümü titretecek güzel bir hanıma rastlamayalı epey oldu. tek söyleyebileceğim, birkaç kişilik insan kalabalığında saliselik bakışmalar ve göz kaçırmalar olabilir.

ya rabbel alemin bu yaştan sonra sınanacağım karşılıksız hoşlantılardan/sevdalardan, imkansızlardan sana sığınırım. aslında karşılıklı karşılıksız bütün sevdalardan sana sığınırım. yetti gari.

karakterine göre değişir. karakterini tanıyorsanız, bunu da kolaylıkla anlarsınız. karakterini tanımadığınız birinin sizden hoşlanıp hoşlanmamasını düşünmek de pek mantıklı değil bana kalırsa.

zarf içine konmuş bir adet mermi gönderir!