21.
hala çözümünü bulamadığım sorunsaldır. şu an için olduğu gibi yaşıyorum. ama yarın için çizebildiğim bir resim yok. tüm sırrı bundadır belki de, öngörülemez olmasındandır. şöyle ya da böyle yaşanmalı diye belirtmek onu bir kalıba sıkıştırmak yaşamın bu denli tarafsız oluşunun karşısında ona ihanet ederek durmak olmaz mı? ben yinede bir cevap vereceğim "iyi" yaşanmalı diyorum ve bu "iyi" yi de karl marx'ın iyisi olarak savunuyorum.
karl marx’ın iyi’si açıktır, çok da sadedir: insanlar sağlıklı beslenmeli, temiz suya ulaşmalı, şairane konaklamalı, tiyatroya gitmeli, kitap okumalı, seyahat etmeli, aşık olmalı, sevmeli, çitleri, duvarları ve alanları yıkmalı, dayanışmalı, yeni olana doğru açılmalı ve kendini gerçekleştirmelidir.
karl marx’ın iyi’si açıktır, çok da sadedir: insanlar sağlıklı beslenmeli, temiz suya ulaşmalı, şairane konaklamalı, tiyatroya gitmeli, kitap okumalı, seyahat etmeli, aşık olmalı, sevmeli, çitleri, duvarları ve alanları yıkmalı, dayanışmalı, yeni olana doğru açılmalı ve kendini gerçekleştirmelidir.
devamını gör...
22.
hayat iz bırakarak yaşanmalı.
devamını gör...
23.
bi modeli yok özgün olmalı insana özgü olmalı kalıplardan sıyrılmış onun bunun dediği gibi değil içinden geldiği gibi yaşanmalı en önemlisi kırmadan dökmeden yaşanmalı çünkü hayat hem kısa hem uzun iki nokta arası belirsizlik bence o yüzden içinden geldiği gibi yaşamalı insan
devamını gör...
24.
yalçın ergir bu sorunsala bir şiirle şöyle cevap vermiş:
basit yaşayacaksın.
mesela susayınca su içecek kadar basit.
dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
o öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
el yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
iki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
beklentilerin de basit olacak.
kaf dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
iskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
temizlik kokacak en pahalı parfümün
“bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
saatin, sadece saati gösterecek;
telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
basit yaşayacaksın, basit.
sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...
yalçın ergir
basit yaşayacaksın.
mesela susayınca su içecek kadar basit.
dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.
basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
o öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
el yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya kıyamadığın.
iki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
beklentilerin de basit olacak.
kaf dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.
pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.
bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.
yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
iskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.
makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
temizlik kokacak en pahalı parfümün
“bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.
ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
saatin, sadece saati gösterecek;
telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.
küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
basit yaşayacaksın, basit.
sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...
yalçın ergir
devamını gör...
25.
bu konuda beylik laflar edebilen ve hayattan ne istediğini bilen insanlara hayranım. ben hiç bu kadar net olamadım hayata karşı, bunun farkına vardım.
şimdi daha yırtıcı ve etken konuma geçtim gerçi, artık karar vermek için hayatın bana sunduğu yol ayrımlarından çok kendi kavşaklarımı yaratmaya çalışıyorum.
şimdi daha yırtıcı ve etken konuma geçtim gerçi, artık karar vermek için hayatın bana sunduğu yol ayrımlarından çok kendi kavşaklarımı yaratmaya çalışıyorum.
devamını gör...
26.
gece bitkilerinden korkuyorum,
hayır, geceleri bitkilerden!
gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır
bana açtığın her telefon.
iki kalp arasında en kısa yol:
birbirine uzanmış ve zaman zaman
ancak parmak uçlarıyla değebilen
iki kol.
an ki fıskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
cemal süreya
hayır, geceleri bitkilerden!
gizlenirken vurulmuş ulaklara ağıttır
bana açtığın her telefon.
iki kalp arasında en kısa yol:
birbirine uzanmış ve zaman zaman
ancak parmak uçlarıyla değebilen
iki kol.
an ki fıskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
cemal süreya
devamını gör...
27.
herşeyden önce güzel ve sakin yaşanmalı.
devamını gör...
28.
hissederek
devamını gör...
29.
hayat cesurca yaşanmalı. ideallerimizin peşinden koşmalıyız. idealimiz balıkçı kasabasında ölene dek huzurlu yaşamak bile olsa bunu elde edebilmek için tüm imkanlarımızı kullanmalıyız. başka bir hayat yok.
devamını gör...
30.
istenildiği gibi yaşanması makbuldür fakat mümkün değildir.
devamını gör...
31.
nasıl yaşarsak yaşayalım hep bir şeyler yarım kalacaktır.
devamını gör...
32.
cevabı elemden kaçmak, eğer kendine ve çevreye zararı yoksa tamamen istediğin gibi yaşamak olan sorunsaldır. gereklilikleri bir kenara bırakın. yok çalışmakmış, yok dil öğrenmekmiş, yok gezmekmiş böyle gereklilikler yok. bunları isteyenler yapabilir. istemeyense divana uzanıp çayını yudumlayıp sevgiliyle sohbet edebilir. tabii bunu da istemesi gerek. hayatınızı gereklilikler, idealler, sizlere dayatılanlar uğrunda harcamayın. ne istediğinize bakıp gereğini yapın hepsi bundan ibaret.
devamını gör...
33.
anı yaşayarak.
devamını gör...
34.
dolu dolu, keyif alarak. olmuyorsa bile öyleymiş gibi yapın. beyniniz belki inanır.
devamını gör...
35.
gülebildiğimiz kadar gülerek.
gülecek sebep bulamayanlara cem yılmaz'dan komik video.
twitter.com/ElmasNermin/sta...
gülecek sebep bulamayanlara cem yılmaz'dan komik video.
twitter.com/ElmasNermin/sta...
devamını gör...
36.
detaylara dikkat ederek tam bir uyanıklık haliyle şimdide yaşanmalı.
devamını gör...
37.
herkes istediği gibi yaşamalı. elalem ne der diye düşünmeden, içinden geldiği gibi. keşkelerin yerini iyikilerin aldığı bir hayatınız olmalı. eğer bir gün pişman olacaksak bu yaptığımız bir şey için olsun, yap(a)madıklarımızdan dolayı pişman olmak içimizde bir burukluk bırakıyor.
yaşamak korkularak yapılan bir şey değil. pişman olacaksan yaptın diye ol, yapmadın diye değil.
yaşamak korkularak yapılan bir şey değil. pişman olacaksan yaptın diye ol, yapmadın diye değil.
devamını gör...
38.
püf noktası yok, ölüye sormak lazım.
devamını gör...
39.
kısaca pek yaşanılası tarafı yok.
devamını gör...
40.
aslında istenilen, sevilen ve insanı mutlu eden şeyler yapılarak yaşanmalı hayat ancak yüzyıllardır halkı kontrol altına almak için türlü sistemler düzmüş kişiler yüzünden ne yazık ki özgür değiliz. en kötüsü de kendimizi özgür ve bağımsız sanıyoruz oysa kapitalizm, din, politika ve toplum gibi kavramlar bizi olmak istediğimizden çok olmamızı istedikleri kişilere çeviriyor. nitekim eğitim, iş ve barınma gibi etmenler bizi sisteme bağladığından onlara boyun eğmek durumunda kalıyoruz ki toplum içerisinde var olan bireylerden olalım. sonuç olarak anca bu gibi kavramlardan sıyrılıp özgür olduğumuzda, neyle mutlu olduğumuzu düşünüp anladığımızda ve her şeyi sorgulama cesareti gösterdiğimizde istediğimiz gibi yaşayabileceğiz.
devamını gör...