101.
gunlerden bir gun, bir koltukta kendi halinde otururken, koca omrun gozunun onunden gectigi bir anda “ben yasadim” cumlesi nasil soylenebilecekse ya da “dolu dolu hissede hissede yasadim evet” soylemine ne turden bir yasam izin verecekse o sekilde yasanilmali (derim ben)…
devamını gör...
102.
yaşamı yaşayabilmek için kendi imkanlarımız ile bile olsa gezgin, entelektüel ve biraz alim olmanız gerekir. yaşamı yaşamak her şeyden biraz anlamayı gerektirir. yaşamı yaşamak iyi yaşamak, mutlu yaşamak, istediğin gibi yaşamak vs değildir.
devamını gör...
103.
hayat kendi gözünden yaşanmalıdır
devamını gör...
104.
koyvermeli.
devamını gör...
105.
devamını gör...
106.
sözlükte yaşanmamali mesela.
devamını gör...
107.
saçma ama keyifli kararlar alarak.
tadını çıkartarak.
yarın yaşayacağının garantisi olmadığını bilip, inadına eğlenerek.
tadını çıkartarak.
yarın yaşayacağının garantisi olmadığını bilip, inadına eğlenerek.
devamını gör...
108.
gerektiğinde gözü karartarak, spontane.
devamını gör...
109.
yani sanırım ipleri biraz gevşek tutmuş bir şekilde kendinize dolayarak yaşamak.hani ne sıkı sıkıya bağlanacaksın ne de elinden kolayca çekilip alınacak kadar ortaya sereceksin.
devamını gör...
110.
nasıl yaşanmalı bilmem ama nerde yaşanmamalı çok iyi biliyorum.
(bkz: türkiye)
(bkz: türkiye)
devamını gör...
111.
keşkesiz. cesaret etmeli insan...
devamını gör...
112.
devamını gör...
113.
dert sahibi olacak kadar düşünmeden yaşanmali.
devamını gör...
114.
cesur bir şekilde! korkmadan, ürkmeden! gerektiğinde herkesi karşına alarak, bir babayiğit gibi yaşanmalı hayat.
korka korka; hislerimizi bastıra bastıra, öylece geçiverdi otuz koca sene. hey gidi hey, eyvallah ettiğimiz, utanılmayacak şeylerden utandığımız, utandırıldığımız, diz çöktüğümüz her şey için, büyük harflerle lanet okuyorum şimdi.
özgürce yaşayamadığım her duygum için; bağıra bağıra "seni seviyorum, biliyor musun?" diyemediğim için; utandığım anlar için; rezil olmaktan korktuğum için; etrafıma duvarlar ördüğüm için kendimden tiksiniyorum. şöyle bir dönüp baktığımda, sadece kendime acı çektirmişim. sevmek istediğim insanı sevemedim, sevişmek istediğim insanla sevişemedim belki. hep korkudan oldu bunlar, öğrenilenlerden, öğretilenlerden oldu. korkakça yaşadım bu yaşamı, kendimi değersizleştirerek, değersiz olduğumu söyleye söyleye, inanarak buna. nefret ettim geçmişimden!
her vazgeçiş, ruhumdan bir şeyler koparıyormuş. bilemedim. bugün adını koyabildiğim şeyleri kendime reva gördüğüm için nefret ettim geçmişimden! bir zamanlar olduğum insandan! ne yazık etmişim. büyük konuşuyordum, "ihtimallerle yaşanmaz" diyordum kendime. her koyduğum nokta, içimde bir şeyi öldürmüş. bilememişim!
koca bir cesete döndürmüşüm kalbimi. sebepsizce, doğrusunu söyleyen herkesi iterek, "siz haksızsınız, ben haklıyım." diyerek küstahca, yanlışta ısrar etmişim. dokunamamışım sevdiğime, öpememişim yanaklarından. geçip giderken öylece, yaşama devam ederken, silinir gider sanmışım tüm vazgeçişlerim. bilememişim, zihnimde biriktiğini; rüyalarda ortaya çıkacağını; birleşerek omzuma, yüreğime yük olacağını, bilememişim.
otuz yaşına yaklaşırken, içimde sevilmeyi bekleyen bir çocuğu büyütememişim hiç. orada sıkıştırıvermişim onu. feryatlarına kulak tıkamışım, susturmuşum döverek. şimdi sesini bastıramıyorum, öfkesini! nefret ediyor benden! intikam alıyor. tüm korkularımı, tüm korkaklığımı yüzüme vuruyor. "sen," diyor bana, "her şeyi mahvettin arturo." iyi olabilecek tüm ihtimalleri çöpe attın; bizi küstürdün yaşama. kapkaranlık bir gönül bıraktın geriye!
"senden," diyor bana, "senden nefret ediyorum, arturo!"
korka korka; hislerimizi bastıra bastıra, öylece geçiverdi otuz koca sene. hey gidi hey, eyvallah ettiğimiz, utanılmayacak şeylerden utandığımız, utandırıldığımız, diz çöktüğümüz her şey için, büyük harflerle lanet okuyorum şimdi.
özgürce yaşayamadığım her duygum için; bağıra bağıra "seni seviyorum, biliyor musun?" diyemediğim için; utandığım anlar için; rezil olmaktan korktuğum için; etrafıma duvarlar ördüğüm için kendimden tiksiniyorum. şöyle bir dönüp baktığımda, sadece kendime acı çektirmişim. sevmek istediğim insanı sevemedim, sevişmek istediğim insanla sevişemedim belki. hep korkudan oldu bunlar, öğrenilenlerden, öğretilenlerden oldu. korkakça yaşadım bu yaşamı, kendimi değersizleştirerek, değersiz olduğumu söyleye söyleye, inanarak buna. nefret ettim geçmişimden!
her vazgeçiş, ruhumdan bir şeyler koparıyormuş. bilemedim. bugün adını koyabildiğim şeyleri kendime reva gördüğüm için nefret ettim geçmişimden! bir zamanlar olduğum insandan! ne yazık etmişim. büyük konuşuyordum, "ihtimallerle yaşanmaz" diyordum kendime. her koyduğum nokta, içimde bir şeyi öldürmüş. bilememişim!
koca bir cesete döndürmüşüm kalbimi. sebepsizce, doğrusunu söyleyen herkesi iterek, "siz haksızsınız, ben haklıyım." diyerek küstahca, yanlışta ısrar etmişim. dokunamamışım sevdiğime, öpememişim yanaklarından. geçip giderken öylece, yaşama devam ederken, silinir gider sanmışım tüm vazgeçişlerim. bilememişim, zihnimde biriktiğini; rüyalarda ortaya çıkacağını; birleşerek omzuma, yüreğime yük olacağını, bilememişim.
otuz yaşına yaklaşırken, içimde sevilmeyi bekleyen bir çocuğu büyütememişim hiç. orada sıkıştırıvermişim onu. feryatlarına kulak tıkamışım, susturmuşum döverek. şimdi sesini bastıramıyorum, öfkesini! nefret ediyor benden! intikam alıyor. tüm korkularımı, tüm korkaklığımı yüzüme vuruyor. "sen," diyor bana, "her şeyi mahvettin arturo." iyi olabilecek tüm ihtimalleri çöpe attın; bizi küstürdün yaşama. kapkaranlık bir gönül bıraktın geriye!
"senden," diyor bana, "senden nefret ediyorum, arturo!"
devamını gör...
115.
türkiye'de değil.
devamını gör...
116.
türkiye'de abi, türkiye cennet.
devamını gör...
117.
nasıl yaşanmalı tam olarak spesifik bi cevap veremem ama plan yaparak yaşanmamalı onu biliyorum çünkü eninde sonunda yaptığınız planlar bir şekilde bozuluyor sanki evren size inat yapıyormuş gibi her şey ters gidiyor ve o yaşanılan hayal kırıklığının izi kalıyor. o yüzden olabildiğince ana yönelik yaşanmalı galiba. tamam hayal kurmak serbest ama yarın şunu yaparım diye planlamamalı insan. zamanın getirdiklerine göre o an seçimini yapıp sonucunu almalısın. herhangi bir beklentin olmamalı.
devamını gör...
118.
bir daha tekrarının olmadığının bilincine vararak.
devamını gör...
119.
osura osura, çok takmayacan anlamında
devamını gör...
120.