huzursuzluk

herşey mükemmel giderken bile bu durumu yaşayabilir insan. gelir ve gider. herşeyin başlayıp bittiği gibi...

değiştirici, yönlendirici sebeptir... lazım gelir.

kış aylarında çok sık yaşadığım sendromdur.

fernando pessoa'nın huzursuzluğun kitabı diye bir eseri vardır. hala okumadım ki yıllardır aklımda.
nasıl anlattığını merak ediyorum bu duyguyu.
mesela zülfü livaneli de huzursuzluk diye bir kitap yazdı fakat çok da o hissi veremedi.
hani bazı kitaplar vardır okursun ve evet dersin bu o.
knut humson 'ın "açlık" kitabında karakterin açlığı mideni kazıtır.
stefan zweig' in "korku" sunda, irene ile birlikte ölüp ölüp dirilirsin.
oğuz atay'ın "korkuyu beklerken"inde beklersin.
huzursuzluğu da işte böyle zaman zaman iliklerime kadar hissettiğim gibi, okumayı isterim.
insan, söylemediklerini başkası güzel anlattığında, hem manasızca kıskanıyor anlatanı hem de hayranlık duyuyor.
konu neydi ne yaptım.
tanım :huzurlu olmama hali.

satın almamak beni huzursuz ediyor ve bu duyguyu başımdan nasıl defedeceğimi bilmiyorum. yirmi bin liralık borca girerek bilgisayar satın almadan, derhal kartımı kırmalı ya da anneme vermeliyim.

bu öyle bir his ki kimi zaman mutlu olduğunuzda bile içinize oturabilir. günün güzel geçiyordur, her şey yolundadır falan filan dersin sonra bir anda alttan gelen minik çaplı bir anksiyete atağı... 'şu şöyle olur mu acaba ya, bu böyle miydi ki' gibi kendine sorular yöneltirsin ve spesifik olarak canını sıkan bir şey olmasa bile kötü hissedersin, günün o anından sonrası neye odaklanırsan odaklan, içinde bir bit yeniği ile geçer. sanki diken üstündeymişsin gibi.

ha kimi zaman da tıpkı optimum miktardaki stresin üretkenliğimizi arttırması gibi bazı problemlerinizi veya devamlı ertelediğiniz şeyleri çözmenize yardımcı olur, zira çözmediğiniz sürece iyi hissedemezsiniz. aklınızın her zaman bir köşesinde mutlaka durur. demem o ki genel olarak iyi değildir, duruma göre avantaja çevrilebilir bir duygu-durumudur.

zülfü livaneli kitabıdır ve bir duygudur.

bilmiyorum ama beni yiyip bitiriyor. kendini diken üzerinde hissetmektir. tehlike olsun veya olmasın. insanı deli eder.

yurt dışına uzanan bir eser...
gazetecinin arkadaşının ölümü üzerine, mardin'e gidip olayı anlamaya çalışmasını anlatır...
adının anılmaması gereken ölüme neden olan bir kadından bahsedilmektedir...
devamını heyecanla okumaya devam edeceğim kitaptır...

zihni yorar.

artık meyvesini vermesi gereken...

birkaç insan ortak amaçlarla bir araya gelip bir düzen kurarlar ve o düzene senin de uymanı isterler. o düzene uyulmadığı takdirde gerek bakışları gerek davranışlarıyla hissettirecekleri her türlü olumsuz duygudur huzursuzluk.

negatif heyecan...

yorucu ve üzücü duygu durumu. hava hafiften kararmış, ufacıksın, okul önünde veya avlusundasın, annen baban seni almaya gecikmiş. hıh içimdeki çocuk böyle perişan huzursuz. of başıma tülbent bağladım geçmedi. ay darallar geldi, bu ne böyle mafya ismi gibi darallar. ay.

aniden gelir ve gitmek bilmez.

dakikalar da sürebilir aylar da.