idam cezasının geri gelmesi

kesinlikle gelmemelidir çok rahat bir şekilde mevcut hükümet bunu kendi çıkarına kullanacaktir emin olalım ki pkk, dhkpc, tecavüzculerden önce mevcut hükümet biz sosyalistleri asacaktır..

(bkz: mağaraya ne zaman dönmeliyiz)

idam gelmemeli ama af da çıkmamalidir. idam büyük bir sorumluluktur ve geri dönüşü yoktur.
(bkz: reis bey filmi).
hukuk sistemimiz malesef kafasına göre hareket eden, daha doğrusu öyle hareket etmeye mecbur bırakılan hakim ve savcılarla doludur. kişiye gereken ceza verilmediği gibi bir de zırt pırt af çıkma durumu vardır. (bkz: 97 ankara gop)(bkz: rahşan affı) biz malesef bu ülkede adaleti sağlayabilmek için kamuoyu baskısı oluşturmak zorunda kalıyoruz. sosyal medyada başlatılan kampanyalar, yürüyüşler, eylemler vs olmasa her önüne geleni sokağa salacaklar. gerçi onlar da haklı, cezaevleri suçu olmayan bir dünya insanla dolu olduğu için yer yok çünkü bazılarının otoritesini sarsmak, cinayet, tecavüz gibi suçlardan daha ağır bir suç bizim ülkede.

ülkede adalet olmadiktan sonra idam gelmesinin bir faydası yoktur.yaradan çok zarar getirir .ama eğer hukuk kuraları doğru işleseydi gelmesini isterdim.

adalet sistemi doğru işlemeyen bir ülkede gelmemesi gerekendir.

victor hugo'nun bir idam mahkumunun son günü eserini okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.

en önemlisi başta eğitimli nesiller yetiştirilmeli. suçlu varsa rehabilite edilmeli. idam hiçbir zaman çözüm olamaz.

adalet'in işleyemediği bir yerde idam mı, ayağınıza sıkarsınız. oturduğunuz yerden en basiti aşı vurulmayacaksınız diye, çok rahat bir şekilde terörist ilan ediliyorsunuz.hiç bir şey olmasa bile kesinlikle birşeyler oldu diyen bir zihniyetle karşı karşıyasınız.neye güvenip ne istiyorsunuz.

çok bazal düşündüğümüzde bile şunları çıkarabiliriz;
suçsuz ya da suçunu bilmeden yatan insanların bolca bulunduğu ülkemizde idam, katliam olur.
kaldı ki bazı suçlara ölüm ceza değil ödüldür.
düzenin sağlanması da ölümle değil adil ve bağımsız yargı ile mümkün olabilir.

16 yaşındaki erdal eren'i , yaşını büyüterek asan bir ülkeyiz biz.
ıdam gelecekmiş.
sen daha suçluya hak ettiği cezayı verip, bunun infazını saglayamıyorsun,
nerde kanundışı adam, elini kolunu sallayarak geziyor bu ülkede.

şov peşinde koşanlar da, bir gün o ilmeğin haksız biçimde kendi boyunlarına da geçebileceğinden habersiz, şak şak yapıyor ortalıkta.

sadece kadın cinayetlerine ve çocuk istismarlarına özel gelmelidir.

idamı savunanlar, dünya'da kaç kişinin idam edildikten sonra masum olduğu ortaya çıktı haberiniz var mı? hata yapmaya istediğiniz adı verebilirsiniz, ister suç işlemek diyin, ister günah diyin, isterseniz haram diyelim fark etmez. birini öldürmenin karşılığı da bence ölüm olmamalı, suçun oluşmasına uygun ortam nasıl oluştu vs. bir sürü değişkeni var bu işin.bile isteye katil olan insanı da rehabilite edip topluma kazandıralım demiyorum burda. soyutlayıp toplumdan üstünde psiko klinik çalışmalar yapılabilir. hele türkiye'de idam cezası getirmek ne demek hiç düşünmüyo musunuz ya ? ulan sen daha suçluyla masumu, zalimle zulüm göreni birbirinden ayıramıyosun.çok olmadı bi kaç sene önce ergenekon ve balyoz davaları ile binlerce askeri ve sivili yargılamadılar mı ? yıllarca hapis yattı bu adamlar, çocukları okula gidemedi tüm ailelerini hedef gösterdiler sokağa çıkamadı insanlar. sonra bi karar çıktı ergenekon ve balyon diye bi şey yokmuş fetöcü hakimler savcılar uydurmuş boşu boşuna davayı uzatmışlar. şimdi düşünün bakalım bu adamları idam etseydik o zaman ne olacaktı ? bu adamları boş yere idam ettiler diye bu davayı açan destekleyen herkesi de öldürecek miydik? bu adamlar vatan sevgililerinden avrupa insan hakları mahkemesine bile başvurmadılar kazanacakları kesinken. bu adamları hiç konuşmuyosunuz ama sedat peker diye bi ibiş çıkıp bana pislik dediler kızlarım okula gidemiyo diye tüm ülkeyi birbirine kattı. ülkede bi yerlerde bi kaç adam tanıyosan şuç işleyen adam bile yargılanmıyor ulan neden bahsediyosun sen? burdan böyle sıkıp sallamak çok kolay, idam cezasının olduğu toplumda çakalın biri gelir üstüne bi suçu atar, o idam sehpasında sallanırsın sen ya da bi sevdiğin. kimse kurtaramaz seni b** yolna gitti niyazi derler arkadan.

idam cezası uygulayan ülkelerde insanların nasıl yaşadıklarından haberiniz var mı ? bu ülkelerde herhangi bir devlet büyüğü, yada sizden zengin biri gelir koynunuzdan karınızı, kızını alır kuması yapar. siz de ağzınızı açıp tek kelime edemezsiniz. illa karınızı kızınızı alması da gerekmez, siz eğer güçsüzseniz size bile istediğini yapar, o adamı da kimse yargılamaz. savunduğunuz düşünceye dikkat edin, idam olsun ama medeni bi toplum olalım diyemezsiniz. türkiye'ye idam cezası geldiği andan itibaren, hukuk, demokrasi, fikir özgürlüğü, yaşama özgürlüğü, eğitim vs. tüm alanlar teker teker yıkılmaya başlayacaktır. bunun sonunda da sürekli yakındığınız o dış güçlerin ülkenizde nasıl cirit attığını görürsünüz. bahaneye bile gerek kalmadan üstünüzde her türlü oyunu oynarlar.

o yüzden apır sapır konuşmayın, bunlar hakkında fikir yürütmek yerine, hukuku nasıl daha güvenilir hale getirip, yasama yürütme yargıyı daha iyi nasıl birbirinden ayırmayı konuşmamız lazım. belli bir kesimin sürekli ağzından düşürmediği bir söz var türkiye 3. dünya ülkesi de değil 1 milyon nüfuslu bir kabile devleti de değil. sonuna kadar katılıyorum, burda o devirler bitti,o devirlere geri dönmeyi de hiç bi şey nasip etmesin bu ülkeye.

kesinlikle karşı çıktığım bir konu. suçlu veya suçsuz birinin canını almak bir başkasının kararına kalmamalı ve geçmiş yıllar içerisinde bir sürü insanın haksız yere idam edilmesinide unutmamak gerek

parasını verip de satın alabildiğin hukukta seni beni oyun diye asarlar. saçmalamayın...

yenilen pehlivanın güreşe doymaması durumlarına verilebilecek en iyi örneklerden biridir, bir temenni olarak da fiili olarak da..

en azından henüz kanunken idamı onaylanmış birisinin infazı gerçekleşmeli artık. 25 yıldır besliyoruz domuzu.

ab müktesebatına verilen sözler çerçevesinde, idam cezasısın geri gelmesi mümkün değil.
diyelim ki idam cezasını bir şekilde aihm dem çıkma pahasına getirdiniz. idam cezasını ancak yasanın geçtiği tarihten sonra işlenen suçlara uygulayabilirsiniz.
anayasa hukukunda buna "makable şamil olmama kuralı" denir. yani yasaların geriye yürüyememesi kuralı, kanun çıkmasından önce ışlenen suçlara bu kuralı uygulamanız imkânsız

saçma sapan bir düşünce.
kimsenin yaşama özgürlüğünü elinden almayız.
zaten suçsuz yere yatan insanlar olduğu gibi dışarıda elini kolunu sallayan insanlar da çok fazla.

onun yerine herkesin hakkettiği cezayı almasını isteyebiliriz, en temel hakkımızı yani.

adalet sistemine güvenebilirsen tamam. çeşitli kumpaslarla idam edilecek insanlar ne olacak?

bu topraklara adalet ve demokrasi gelene kadar geri gelmemesini istediğim şey.

idamı geri getirmeden önce yapılabilecekler var. ilk yapılması gereken genel af çıkarmaya anayasal sınır getirmek. örnek olarak mesela son affın üstenden en az 50 yıl geçmeden yeni af çıkarılmaz maddesi gelirse caydırıcı olur.

şiddet içeren suçlarda şiddetin düzeyi yüksek olduğunda af kapsamı dışında olan ve ceza indirimi, iyi hal,infaz indirimi gibi isimlerle yargılama aşamasında ve sonrasında indirim olmadan cezayı çekme şartı gelmeli.

24 yıl alan 15 yıl yatıp çıkmamalı. müebbet alanlardan bazıları 30 sene de yatsa çıkmamalı gerekirse hapisaneye çevrilmiş hastanelerde ölümüne kadar kalmalı.

bunamış adamı neden içeride tutalım derseniz. sahte raporla hastalık bahanesi ile kimse hiçbir şekilde dışarı çıkmayacağına ikna olursa öyle içeri girer biraz yatar çıkarım ne olacak durumu biterse suç ciddi ciddi azalır.

idam çok caydırıcı olsaydı idam olan ülkelerde suç oranları dünya ortalamasının altında kalırdı. üstelik idam telafisi olmayan sonuçlara da neden olabilir özellikle bizim gibi adaletin kör topal işlediği bir ülkede.

bizde suç oranı yüksek. suçluları birbirine düşürmek amaçlı tank koruma programı ve ispiyonculuk mekanizması iyi kurulsa özellikle çeteler ,mafya , terör gibi suçlarda bir azalma olabilir.

tecavüz ve cinsel sapkınlık suçlarında peki?
hadım etmek idamdan daha korkutucu olmaz mı?