ilişkide kadının baskın olmasına izin vermek

of ne biçim başlıklar açıyorsunuz. ilişki dediğiniz şey iki kişinin arasındadır ve baskınlık diye bir şey mümkün olmamalıdır. iki tarafın da eşit görüldüğü şeyler niye yaşamıyorsunuz? insan olun ya.

ilişkide kadın erkek diye bir ayrım yok, baskın taraf diye bir şeyde yok. kimse kimsenin sahibi de değil, konu hakkında kim bilgi&tecrübe sahibiyse onun fikrince hareket etmek doğru olandır. eşim çamaşır yıkarken ben ona karışamam çünkü bilmiyorum, ben araba kullanırken o bana karışmaz çünkü bilmiyor. eve bir şeyler alacağız bütçemizi ayarlamamız gerekiyor, ben hem tecrübeli hem bilgiliyim ama eşim maliye üzerine iki diploma sahibi ona tabiki de danışacağım, danışmazsam ona karşı saygısızlık olur. eşim kahve seviyor ama bu konuda ben bilgiliyim, bana danışmadan alırsa tabiki de bana saygısızlık olur.

arada sırada olur.. cinsel ilişkide özellikle..
kadın istese daha çok olabilir ama çok istemez genellikle...
arada sırada..

sağlıksız bir ilişkinin göstergesi olabilir. çünkü esas olan şey "denge"dir.

(bkz: femdom)

baskın biriyse izne ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. ortada izin diye bir şey söz konusuysa o da karşı cinsin kendini rahatlatma ihtiyacıdan ötürüdür büyük ihtimalle. çünkü genel anlamda bunu kendilerine yediremezler. ve bu yüzden denge olayına baskınlık gözüyle bakarlar. (:
denge olayı hep ortada kalmak değil veya hep kadının ya da hep erkeğin baskın olması değil; yerine göre davranmak. bazen yönetim veya karar kadının bazen de erkeğin olabilir. denge bence bu. alt üst ilişkisi kurmak değil.
ve çevremdeki gözlemlerime baktığımda "bir kadın beni yönetemez.", "bir kadın sözümün üstüne söz söyleyemez." diyen tipler maalesef ki gerçeği kabullenmek istemiyor.
bence bunun da sebebi kadını altta kendilerini de üste görme saçmalığından ötürü. problem ilişkiden çok cinsiyete bakış açısında. buna nereden mi geldim, bir eşya tamiri olsun ustasına gidersin bu sana batar mı hayır, tam tersi çırak varken sen işini riske atmamak için özellikle usta hallettsin istersin. ama ilişkiye gelince sen 4/4'lük bir ustasın, hiç eksiğin yok. eşinde hep çırak asla usta olamaz değil mi? (:
daha alta inince bu tarz insanların problemli bireyler olduğunu görebiliriz hem de çok büyük ihtimalle.
o yüzden şu tek taraflı baskınlık olayına kafayı takanlar kendi sorunlarını ilk halledip sonra ilişki kurma seviyesine atlayabilir mi?..
teşekkürler.

kadın üstte olmalı bazen evet.

kadınlar, itiraf edin böyle birbirinizin gazını almak için “böyle saçma sapan başlıklar mı olur ya!” “errkekliklerine yediremezler” falan yazmayın komik ya. dominant olmayan erkeklerden hoşlanmadığınızı adımızı bildiğimiz kadar iyi biliyoruz.

maç yapılan küçük çocuğun gol atmasına izin verip mutlu olmasını sağlamak mı bu?

bence bu kendinizi kandırma biçiminiz.
benim bir kadınım olsaydı muhtemelen beni de evi de yönetirdi. her şey onun zevkine ayak uydurur, ona tabi olurdu.
onun kölesi olurum siz ne diyorsunuz be

*

izin vermek derken; pardon da dominant bir kadın zaten hiç kimseden izin almaz. sen onun kurallarına uyum sağlarsan, aranızdaki münasebet devam eder, uyum sağlayamazsan ya da sağlamak istemezsen, devam etmez. bu mevzu, bu kadar açık ve nettir aslında...

dipnot olarak belirtmek gerekirse; sağlıklı olan, baskın olma telaşı güdülmeyen, tarafların birbirini rakip olarak görmediği dengeli bir ilişkidir.

kadının aşırı baskın olduğu ilişki kesinlikle yürümez tecrübeyle sabit. erkekler ilişkinin başlarında yönetilmekten hoşlanırlar ama ilerleyen zamanlarda kadının baskın olması onu rahatsız etmeye başlar sıkılırlar. dengeyi sağlamak önemli ne erkek çok baskın olmalı ne de kadın.

makyavelist ya da stoacı bir paradigma izlenerek izin verilebilir.

makyavelist politika izlersen "amaca ulaşmak için her yol mübahtır" dersin ve her türlü manevra, manüpülasyon, şaklabanlık , geri vitesi, poker suratlılık, yemiş gibi yapmak , satranç hamleleri ile karıyı da kendini de manyak ederek hedefe ulaşırsın.

stoacı politika izlersen o da olur. ama imparatorluk stoacıları gibi değil epicdetus gibi davranacaksın. kolunu kırmaya kalksa " fazla bastırma kırılır " diyeceksin. fazla bastırıp kolun kırıldığı zaman da " bak demedim mi kırıldı" diyeceksin.

kolun kırıldıktan sonra da kadın ve erkek doğanın mükemmel bir harmonisidir ve aralarında mükemmel bir uyum vardır. ve doğadaki her şey sudur diyeceksin ve ardından hadi gel şimdi sularımızı birleştirelim diyeceksin. ama kolun kırılmıştı alçıda dikkat et. gidip de kamasutranın her pozisyonunu deneme.

şimdi efendim yaradılış diye bir şey var. bir kadın genellikle demeyim neredeyse her zaman kocasının kendisinden bilgili, güçlü, koruyup kollayan olmasını ister. sünepe, kılıbık bir herifi hiçbir kadının isteyeceğini sanmam.

erkek gibi olan, hayt huyt bir kadını da erkekler istemez.

herkes yerini bilsin, ağzımızın tadı bozulmasın.

güreş minderi mi bu. baskın olmak... izin vermek... komiksiniz genşler.

herhangi bir tarafın baskın olmaya çalışmadığı bir ilişki olmasına ne dersiniz?

ya şöyle bir bakıyorum da daha kadın demeden entry yazarken ağlayanlar var bu sitede.

çok duygusaldır bu sitenin çocukları çook. safsadfsd

'kadına teslimiyet şart' falan diye saçmalayan var mı pek bakmadım ama kesin çıkar.

bu kafayla zor.

her türlü otoriteye karşı alerjisi olan benim için imkansız bir durum.

sabrederim, idare ederim, dinlerim, anlamaya çalışırım, uyarırım bunlar süreçtir.

ama bunların hepsini duracağı yeri bilmesi için yaparım, he tüm bunlara rağmen hâlâ mesafe katemediysek karanlık yüzümü göstermekten çekinmem.

o sevgi ve merhamet dolu adamın nasıl böyle taş kalpli olabildiğini görünce şaşar kalırsın.

bendeki yerini sendeki yerim belirler, limiti aşan bedelini öder.

gidip o çok baskın babalarınıza sorun.
evin gerçek reisi kim? diye...
anlatsın*

ulan kadının baskın olmadığı ilişki mi var sanki?

ılık olmaktir.

“izin vermek” ifadesi ilişkide bir tarafın diğerine bir lütuf ya da hak tanıdığını ima eder, ki bu da sağlıklı bir ilişki dinamiğiyle bağdaşmaz. ilişkilerdeki rol dağılımları, tarafların kişilik özellikleri, ihtiyaçları ve iletişim biçimleriyle şekillenir. bu roller kimsenin kimseye bir şey , yapmaya “izin vermesi” ile değil, kişisel özelliklerin ve ilişki dinamiklerinin doğal akışıyla ortaya çıkar.

ben her zaman ilişkilerimde baskın taraf oldum. ancak bu durum, karşı tarafın “baskın olmama izin verdiği” için değil, benim zaten böyle bir yapıya sahip olmamdan kaynaklanıyordu. karşıdaki kişi de baskın bir karaktere sahip olsa dahi, bu bir çatışma yerine iki baskın karakterin bir arada nasıl bir denge kurabileceğiyle ilgili bir durum.

bu nedenle, ilişkilerdeki baskınlık veya diğer dinamikler, bireylerin birbirine hak tanıması ya da bir role izin vermesiyle değil, iki kişinin birbirine uyumlanması, kendi yapılarıyla ilişkiye katkıda bulunması ve ilişki içindeki dengeyi birlikte inşa etmesiyle oluşur. "izin vermek" gibi ifadeler, ilişkileri gereksiz bir güç mücadelesine indirger.