ilişkisini sözlükte göstere göstere yaşayan tipler

bence tatlı olan bir olaydır. böyle sevgi gösterilerinden rahatsız olmak insanın kendiyle ilgili bir sorun gibi geliyor bana açıkçası. millet biraz da sevgisini göstersin, yaysın, belli ederek yaşasın. gayet pozitif bir şey bu.

yav her zke yorumumuz olmasına bayılıyorum. sözlükleri çok seviyorum. iyi ki sözlük yazarıyım.

marshall yardımları zamanında gobidik sözlükte yazar olduğumdan beri allah sizi inandırsın yorum yapmadığım nesne kalmadı. geceleri biraz rahat uyuyorsam sözlükler sayesinde uyuyorum. adnan menderes ne iyi etmiş de bu imkanı bize sunmuş.

70'lerde bizim evde sadece analog radyo vardı. devletimiz köylülerimiz de arpanet'e bağlansın diye köy muhtarlıklarına buzdolabı ebatlarında komputerler dağıtmıştı. tabii ben köyün delişmen oğlanı bisiklet dinamolarıyla oynamayı bırakıp arpanet'te angular ile bir sözlük sitesi oluşturdum. köylü bayıldı. ulan yaşa be balkon dediler. o gün bütün köylü sözlük yazarı olduk.

çok güzel günlerdi. yaman sözlükçülüğün kitabını ilk o zaman editoryal süreçten geçirmiştik. hey gidi.

bu tiplere tepki gösteren tipler.

otobüste cilveleşen çiftlere "töbe töbe edep yahu" diyen tiplerle kardeştir...

(bkz: olan var olmayan var)
birçok kişi ilişkisini sosyal medyada paylaşmayı seviyor.
bir kısmı ise sırf başkalarını çatlatmak için böyle davranıyor. eğri oturup doğru konuşmak lazım.
kimin ne yaptığı beni enterese etmez ama kritiğimi de yaparım, alınmaca yok.

şov peşinde koşan tiplerdir.
gözlerinin yaşına bakmayıp basın cezayı...

ben adamın varya karnına karnına yumruk atarım. bunları elime bi geçirsem kemiklerini kırıcam. kalem kırar gibi.. ahh ahh.
saçlarını başlarını yolasım var hepsinin.
bahar da geldi. oooof yaa. bunların mutlulukları şimdi hiç çekilmez..
esas deniz sezonu açılınca ne yapacağız siz onu düşünün. oturduğum yerden kuduracağım. bol bol plaj voleybolu oynayacaklar, gezip tozacaklar. gel de öfkelenme, gel de kıskanma.

ne güzel işte. keşke düğünlerine de çağırsalar. iki döneriz, fena mı olur?
gerçi zamane kızları düğünlerinde halay cektirmiyorlarmiş ya. salonun tepesinden sandalla iniyorlarmis.

gördükçe mutlu oluyorum. bir insanın mutluluğunu camiada paylaşması kadar güzel şey var mı? iş ki içlerinden evlenenlere hediye almak maksadıyla sözlükte para falan toplanmasın. böyle şeyler olursa tadım biraz kaçar işte.

(bkz: elemtere fiş kem gözlere şiş)

türkçe'de böyle durumlar için çok güzel bir kalıp var. her fırsat bulduğumda kullanmaya çalışıyorum. bence siz de, içselleştirip, kullanmayı deneyebilirsiniz:

sana ne.

bu neden bizi ilgilendirsin ki?
yani gösterip göstermeleri?(töbest) şimdi rafığım, o erkek ya da kadın biz değiliz, ilişki bizim değil, aşk meşk arzular, şelale, kamçı-kırbaç (meşrebine göre) bizim değil.
peki o halde, ey güzel insanlar neden her boka yorumunuz var?
neden her halta fularımızı takıp, pipomuzu da ateşleyip körüklerken bir yandan, diğer yandan da bir adet tuzluğumuzu da kapıp eheem öhööm "bence böyle olmamalı şekerim" diye yorum yapmak zorundayız?
neden işimize gücümüze bakıp insanları da rahat bırakamıyoruz? aşk yaşamak isteyen yaşasın, bunu göstermek isteyen göstersin, istemeyen de göstermesin.
-ki bunu "görmeme" gibi bir seçeneğimiz de var iken güzide normal sözlüğümüzde, neden insanların kendilerine göre yaşadığı güzel şeyleri pisletme ve deşme arzusu içerisindeyiz?
güzel abicim, güzel ablacım yeterince boktan bir ülkede yaşayan ve aynı zamanda da ziyadesiyle boktan bir hayatı olan insanlar değilmiyiz biz? başka derdimiz yok mu bizim de elalemin işine, gücüne, sevdiğine, aşkına ya da bilmem neyine karışıyoruz sürekli?
gerçekten bi salın milleti ya hu.

basliga acan kardesimize soylenecek en guzel soz sinan engin tarafindan soylenmistir:

sanırım ucu dokunuyor, yoksa neden dertlensin bu kadar..

bırakınız sevişsinler...

nazar değebilir , öyle gözler vardır ki bir bakışla insanı yıkar.

filofobi diye bir şey varmış, aşk fobisi. çok ileri seviyelerinde mutlu çift de görmek istemiyormuş insanlar. bende var mesela ama kendime kadar. bana dokunmayan aşık bin yaşasın.

ben orijinal bir deliyim abi.
kaçıngan bağlanma stilini hayat felsefesine dönüştürmüş, evde kaldım diye yakınırken ilişki imkanlarını adamların mabadına sokan, sivri dilli ve arıza bir hanımım. fobilerim de şahsıma münhasır. en şiddetli 2 fobim şöyle:
1-aşk fobisi
2-merdiven fobisi

bi kere avmde yürüyen merdivenin karşısında kitlendim kaldım. dizlerim titreyerek adım attım 17 dk sonra.

bu 2 fobi de bende beni çığlıklar attıracak ya da evlere kapatacak kadar yoğun değil. mutlu çift görmeyi seviyom çok, düğünlerde gerdan kırıp halay çekmeyi de.

neyse yani sizde böyle fobisel bi durum olduğunu düşünmüyorum sonuç olarak. bence ulaşamadığı ciğere mundar deme hali gibi duruyor.

2 dakika ezikliği bir kenara bırakıp mutlu olun insanlar için. ya sen tüm dünyada 1 allah'ın kulu aşk yaşayamasa da eziksin. başkaları ile hiç alakası yok bunun, tamamen senin şahsınla alakalı bir olay. bakın bunu kabul etmedikçe kurtuluş umudu da yok, ben size söyleyeyim. ezik geldin ezik gidersin kendini allah sana sana. halbuki millet de totosuyla güler arkandan hocam ve bazen de önünden. senden başka kimse allah sanmıyor çünkü seni.

olan var olmayan var ama lütfen yani.

nasreddin hocanın biri bir gün eve doğru yürürken bir arkadaşı arkadan seslenmiş,
"aman hoca gördün mü, biraz önce önünden sarmaş dolaş bir çift geçti".
hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş.
arkadaşı, "ama hoca bu çift sizin eve doğru gidiyordu."
hoca durur mu yapıştırmış cevabı, "o halde sana ne?"*

ahh be tatlım,bizler zehrin mutsuzluğundan yoksun, yoğun sevinçlerin sesiyiz.)

vay arkadaş bir de sözlükte göstere göstere ilişki mi yaşanıyor?

benim bu sözlükte olan bitenden hiç haberim olmuyor yaa
hep böyle başlıklardan öğreniyorum gündeme bomba gibi düşmesi gereken şeyleri.
kaldı ki ben dedikodu seven bir insanım.

neyse. ben zaten çok fazla entry de okumuyorum.
daha çok fikir beyan edip stres atmak üzere buradayım.
ama böyle şeyleri de kaçırıyorum sonra.
neyse, boşverin.

en son bir yazar 2009 yılında itü sözlükte kendinden emin bir şekilde böyle boş yapmıştı. sonra sözlükteki abilerimiz yazarın sülalesini 12'ye falan katlamıştı. büyük ihtimalle o gün küsmüştür sözlüklere. sözlük kariyerini gömmüşlerdi adamın.

normal sözlük'te işler pek öyle olmuyor. old school hiç değil. çok naif bir sözlük burası. paragraf paragraf açıklama yapılıyor. psikolojik tespitler bile yapılmış. seviyorum bu sözlüğün bu huyunu. itin bir yerine monte etmeden güzelce açıklama yapmaya çalışıyor yazarları.

ama bazen de 12'ye katlanmasa bile 2'ye falan katlayalım. 2 iyidir. normal sözlük için yeterli.

sözlük yazarlarına asla yaranılmayacağını gösteren başlık.

fena mı işte kısa yoldan, para ödemeden, bi sonraki sezonu beklemeden sevgili çiftlerimizden ağır roman'tik/ romantik komedi filmi, ilişkinin gidişatına göre 3-5 sezonluk dizi * bazen tiyatro * izliyoruz.

sözlük uygulamasında görünen abonelerimiz kısmının inşallah bu konuyla uzaktan yakından alakası yoktur. baştan söyleyeyim ıssız adamlar ve sarmakolik adalar aşkınızı izlemek için para ödeyemem ama dizipale düşerseniz oradan belki izleyebilirim.

bir de hep aynı başrol oyuncuları görüyoruz. yeni konuklar ve yüzler gelsin. favori çiftimi portakal sekmesinden seçeceğim.

normalix platformu çok yakında hizmetinizde.