ilk bilgisayar kullanımında yapılan mallıklar

bizim bilgisayar biraz geç geldiği için öyle disketlere denk gelmedim ama ilk izlediğim şey maalesef:

(bkz: yüzbin lira para mı lan itoğlu it)

fifa 2002 almıştım ama aldığım meğer ana oyuna yapılan türkiye ligi yaması imiş. haliyle çalışmadı ve aldığım yere gidince "yama bu" demişti. konuya hakim olmadığım için yama denince aklıma gelen şey de cdnin çizildiği için yamanması olmuştu.

eve yeni bilgisayar alınmıştı, internet yoktu.
internet explorer'a basınca birşey olmuyordu ama internet cafede yapınca internete giriyordu.
çözümü bulmuştum, oradaki internet explorer'ı eve getirirsen evde de internet olacaktı.
disket alıp internet explorer kısayolunu kopyaladım büyük bir sevinç ile eve koştum.
evde deneyince de hayatımdaki ilk büyük hayalkırıklığı ile karşılaştım. *

fareye alışmak kolay olmadı.

monitörün yanındaki ahize çalışmıyor diye monitörü yumruklamıştım.

zırt pırt mause düşürmek ilk aklıma gelen.

ne zaman bilgisayar kullanmaya* başladığımı hatırlamadığımdan ilk mallıklarımı da hatırlamıyorum. *
babamın ben daha çok küçükken bilgisayarı vardı. oynamamıza da izin verirdi şu an değerini anladım vay be canım babam. ben olsam hayatta vermezdim küçücük çocuğa.*

internet kafede bilgisayar kullanırken işyeri sahibine klavyeyi niye alfabetik sıraya göre yapmadıklarını sormuştum, adam gülmekten soruma cevap verememişti.

ılk bilgisayarim oldugunda 6 yasindaydim. o sebepten cok da fazla hata yapmadim cunku 6 yasindan beri hakimim.

tarayıcı arama geçmişini silmemek...

windows işletim sisteminden önce kullanılan ms-dos işletim sistemi zamanında kişişel disketler vardı. bu disketlere sevdiğimiz şarkıların sözlerini yazar, fingirdediğimiz kişiye hediye ederdik.askdahdsa zaten yazılmış bir şeyi yazıp, kişiselleştirmeye çalışmak mı daha saçma, hediye ettiğimiz kişiyle aramız bozulduğunda, o diskettekileri silip yeni şeylerle doldurarak disketin üzerine yatması veya başka birine eşleşme seromonisi olarak hediye etmesi mi daha saçma bilemiyorum. düşündükçe gülüyorum bu mallık çağlarına...

zor bela aldığım bilgisayarıma internet bağlanmıştı ama masaustunde explorer iconu olmadıgından internet kafede explorer logosunu diskete atıp evdek bilgisayara kopyaladım.

küçükken abime alınan ilk bilgisayarını ondan gizli kullanırken yanlışlıkla klavyenin üzerine süt dökmüştüm, o anki panikle orayı temizleyeyim derken yanlışlıkla bilgisayarın kendisini de düşürdüm.
bilgisayarı kaldırdım, klavyeyi üzerinde bir şey kalmayana kadar temizledim ve hiçbir şey olmamış gibi geri yerlerine koydum.
bunları yaparken evde tek olduğum için de kimsenin haberi yoktu tabii.
annemler eve gelince de kendimi tuvalete kilitleyerek zırlamaya başlamıştım.

kaç saat tuvalette kaldım bilmiyorum ama babam en son kapıya gelip benimle tatlı tatlı konuşarak ve abimin bana bir şey yapamayacağını söyleyerek o tuvaletten çıkmamı sağlamıştı.

sonuç olarak sonraki günlerde de abimle evde yalnız kaldığımız için uzun bir süre ondan dayak yemiştim.
beni dövüyor, sonra ağlamamı engellemek için beni gıdıklıyor, sonra da bir daha dövüyordu.
annemlerin işten dönmelerine yakın ağladığım belli olmasın diye daha çok gıdıklıyordu sağ olsun.

teknolojiden anlamayacağım o zamandan belliymiş.

masaüstündeki ikonları görev çubuğuna sürüklemek
ses driverını gereksiz sanıp kaldırmak
mausun bilyesini çıkarıp oynamak.

bilgisayara kafa atip kirmistim.

.

eskiden 5.25'lik film diskler vardı. virüslü olanları ayırır başka kutuda saklardık. (sanki diğerleriyle aynı kutuda olurlarsa virüs kapabileceği gibi komik endişelerimiz vardı. hadi ben hukuk okuyordum, onlara ameliyat eldiveni takmadan dokunmayan intern arkadaşlarım vardı. şimdi çoğu tıp profu konuşup gülüşüyoruz.)