21.
aslında öğrenmesi kolay ama eğitim sistemimiz o kadar yanlış ki en kolay dili bile 12 yılda öğretemiyorlar. en basitinden daha ilk dersten gramer verilmesi. şöyle düşünün daha türkçe kelime bilmeyen birine kalkıp cümlenin ögelerini falan anlatmaya başlıyorsunuz. saçma değil mi?
devamını gör...
22.
okullardaki ingilizce dersi müfredat ve işleniş bakımından oldukça yetersiz bu iş için. günlük hayatta ingilizce bir şeyler yazıp okumak, bolca dinlemek ve konuşmak, teker teker tonla kelime ezberlemeye çalışmak yerine kelimeleri cümle içinde kullanarak öğrenmek, gramer kurallarını doğrudan ezberlemek yerine mantığını kafanıza oturtarak öğrenmek gerekiyor. bunları düzenli olarak yaparsanız, hele de bu dili seviyorsanız, okul daha size a2 seviyesini doğru düzgün öğretemezken siz kısa sürede b1'in de üstüne çıkarsınız. daha kalıcı olur üstelik. çoğu dilci böyle çıkıyor, başlarken farkında olsalar da olmasalar da saydıklarımdan çok bir şey yaptıkları yok. tecrübeyle sabittir.
devamını gör...
23.
bence küçük yaşta başlar temel atılır devamı rahatça ve zevkle gelir . hiç aşina değilken okulda görmeye başlamak sıkıcı bir durum(istisna olarak elbette kendini okulda keşfeden arkadaşlarımız olabilir , allah yollarını açık etsin ) dil derslerinden ciddi anlamda korkuyorum ve aşamıyorum .
devamını gör...
24.
bu konuyla ilgili verebilecegim en iyi tavsiye cocukluktan ingilizce egitimini iyi veren bir ozel okula gitmektir.ben ozel okula orta 1da basladim ve sinif arkadaslarim benden yillar once basladiklari icin bir türlü onlarin seviyesine gelememistim kucucuk yasta saggir saggir ingilizce konusuyorlardi.bana gelirsek suan ngilizce bilgisayar mühendisliği okuyorum,hergun bilmediğim bir dilden baska bilmediğim bir dili ogreniyorum (c dili) cevire cevire gidiyorum,elbet hazirlik okudum ama komleks cumleleri on kez okumadan anlamiyorum.
devamını gör...
25.
ilgililerine, özer kiraz'ın youtube kanalındaki ingilizce konu anlatımı videolarını tavsiye ettiğim başlık. en azından grameri aradan çıkarmış olursunuz. (bkz: ingilizce konu anlatımı) buradan
ek olarak kelime ezberi ve bolca kitap okumak da önemli.
ek olarak kelime ezberi ve bolca kitap okumak da önemli.
devamını gör...
26.
ülkemizde yapılamayan eğitim.
norveç'ten gelen kuzenlerim 5. sınıfta ana dili gibi ingilizce konuşuyor.
bizim 12. sınıftan mezun olan bir öğrenci 1 tane cümle kuramıyor.
norveç'ten gelen kuzenlerim 5. sınıfta ana dili gibi ingilizce konuşuyor.
bizim 12. sınıftan mezun olan bir öğrenci 1 tane cümle kuramıyor.
devamını gör...
27.
eğitim hayatımız boyunca derslerini aldığımız halde akıcı bir şekilde konuşamadığımız yabancı dil.
devamını gör...
28.
okulda asla başaramayacağınız, kendi kendinizi geliştirirseniz bir gün pat diye "aa ben ingilizce biliyorum lan" diyeceğiniz şey. aslında gayet kolay, tek gereken pratik. o da okulda yok.
devamını gör...
29.
nankör bir eylemdir 2 gün çalışmayın unutursunuz sürekli ingilizce iç içe olmalı okumalı dinlemeli tekrar yapmalısınız bence tabii
devamını gör...
30.
kısa bir süre sonra tekrar başlayacağım umarım öğrenirim bekle beni ingilizce!
devamını gör...
31.
taktiklerinize açığım
devamını gör...
32.
şu yaz halletmek istediğim mesele. neden daha önce ciddi ciddi çalışmadığımı hala anlamadım. üstünde durulsa kısa sürede halledilebilir.
devamını gör...
33.
dünyadaki en kolay dil, öğrenmeniz en fazla 5-7 ay alır, tabii öğrenmekle kalmıyor kendinizi de geliştirmeniz gerekiyor.
devamını gör...
34.
dünya çapında en çok konuşulan dildir.öğrenilmesi çokta zor değil ama her dilde olduğu gibi üzerine eğilmeden ,yurt dışına çıkıp pratik yapmadan eksik kalıyor ayrıca ingilizce bilmenin bana göre en güzel tarafıda dünyayı takip etmeniz kolaylaşıyor ve eski tip yazılı kaynak araştırmalarından fazlaca bilgi elde edebiliyorsunuz ...aynı zamanda yeni bir dil öğrenmiş olmak yeni bir insan,yeni bir kültür ,yeni ufuk açıcı yolculuklara çıkmaktır.
devamını gör...
35.
dünyanın en kolay dilidir. ister cümle kurma mantığı ister fiil çekiminin kurallar bütünü içinde olması diğer dillere oranla epeyce kolaydır. ezberi kuvvetli, tekrar edebilen herkesin öğrenebileceği bir dildir.
devamını gör...
36.
yanıtlarda herkesin ingilizce öğrenmeye niyetli olduğunu gördüm. yok mu bu yaz toplaşıp c1 seviyesinde ingilizce öğrenmemiz?
devamını gör...
37.
kesinlikle ingilizce metinler okumak. ingilizcenin en temel kurallarını ve genel yapısını öğrendikten sonra kısa metinler, ingilizce film altyazıları ve daha sonra ingilizce romanlar okumak. lisede hazırlıktayken ing seviyesi yüksek olan sınıfa sürekli ing romanlar okutulurken düşük seviyedeki sınıfa dil bilgisi özellikleri öğretilmişti tüm yıl. roman okuyanların ingilizcesi kat kat iyileşirken diğer sınıfınki belli bir seviyeden yukarı çıkamadı. bu yüzden ingilizceyi gerçekten öğrenmek isteyenler kesinlikle temelin üstüne sürekli bir şeyler okumalı.
devamını gör...
38.
eğitim sistemi ve onun kronikleşmiş sorunlarını bir kenara bırakarak başlıyoruz işe koyulmaya. herhangi bir dili öğrenmek için ciddi bir sebebimiz olmalı. söz konusu ingilizce olduğunda herkesin öyle veya böyle sebepleri vardır. benim açımdan öncelikle hayatım boyunca sadece türkçe konuşan insanlarla muhatap olmaya mecbur kalma fikri çok ürkütücüydü. bundan sonra ise ingilizce okuyabilmek, daha fazla kitaba erişebilmek ve dünyaya açılabilmekti. muhtemelen buradaki çoğu insandan daha kötü bir 12 yıllık ingilizce eğitimi görmüşümdür. hiçbir şey öğrenmedim diyebilirim bu süreçte. 3 yıl kadar önce bir kursa yazılmış bir iki kur gittikten sonra hiçbir şey öğrenmeden ayrılmıştım. aslında hep erteliyordum bu geçtiğimiz süreçte, nasıl olsa öğrenirim filan diyerek boşluyordum meseleyi. sonra işin ciddiyetinin farkına vardım ve 2 yıl önce başladım hakikaten çalışmaya. önce murat kurt'tu galiba ismi tam olarak hatırlamıyorum, gramer kitabını edinip ona çalıştım biraz. gramerin önemli olduğunu biliyordum ama açıkçası gramer çalışmak hem çok sıkıcı hem de ağır ilerleyen bir süreçti. sonra benim asıl öğrenme sürecim başladı. bu asıl öğrenme süreci dediğim şey okuyarak oldu. ilkokul seviyesindeki çocuklara yönelik hazırlanan resimli öyküler vardır, onları okuyarak başladım. eş zamanlı olarak da kelime öğrendim. yani okuma sürecinde öğrendiğim kelimelerin haricinde de günlük 5-10 kelimeyi not defterime yazdım. zamanla 40-50 sayfalık kitaplara geçtim, kadıköy'de filan sahaflara gidip 5 liraya kitaplar alıyordum. bu kitapları okuduktan sonra iki tanesini verip aynı sahaftan yeni bir kitap alıyordum. bu şekilde okuyarak ve adım adım seviye yükselterek ilerledim. bu arada ilave olarak tabii ki altyazılı dizi ve film izliyordum. sevdiğim şarkıları bir deftere yazıp bazılarını ezberliyor ve tekrar tekrar dinliyordum. agatha christie, arthur conan doyle, hemingway, truman capote filan derken şimdi david hume gibi filozofları okuyabilecek durumdayım.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
edit: benim kişisel öğrenme sürecim konuşabilmek için pek etkili bir yol değil. çokça yazılmış, doğrudur, konuşabilmek için bu dili pratik etmeniz gerekir. birkaç yıla çok spesifik olmayan metinleri çevirebilecek duruma gelebilirim ama o masadan kalkma fırsatı bulamazsam konuşma konusunda hep sıkıntı yaşayacağım. imkânı olan kişinin yapacağı en doğru şey ingilizcenin konuşulduğu bir ülkeye kursa gitmektir.
devamını gör...
39.
öğrenmesi kolay ama konuşarak pratik yapamadığımız için asla öğrenemiyoruz.
devamını gör...
40.
herkesin en büyük isteği. fakat yöntem yanlış.
devamını gör...