iş arkadaşı

büyük bir kısmı kolpa, yalancı ve çıkarcı kişilerdir kesinlikle uzak durulması lazım. içlerinde iyi olanları da var ama sayıları az olduğu için denk gelmeniz çok zor. yüzünüze iyi konuşur arkanızdan sallayıp dururlar.

iş arkadaşlarım = ailem. yaş grubumuz hemen hemen aynı. hatta çoğu evli hepsinin düğünlerine bizzat gitttim elimden geldiğince yardımcı oldum. onlar yoksa bende yokm.

mümkünse sadece iş yerinde kalmasını tercih ettiğim , samimi olmayan , çıkarına göre şekil alan arkadaş türü.

olsa da olur olmasa da . kazan kazan üstüne kurulu bir ilişki türüdür, sürekli kuyu kazar, akıl kasar. bir okul, mahalle, asker arkadaşı gibi değildir.

herkes saydırıyor. iş arkadaşı böyle şerefsiz, şöyle namussuz, sakın güvenmeyin, arkadaşlık etmeyin vs ama bunu yazanların hepsi de birirlerinin iş arkadaşı en nihayetinde. ben katılıyorum bunlara, çünkü iyi bir iş arkadaşı değilim. iş arkadaşı dediğinin omzu işe yarar sadece yukarı tırmanmak için.

tek kaldım bu avrupa yakasında. anadolu yakasında olmayı çok isterdim.

içlerinde iyi insanlarda vardır genelleme yapılıp hepsinin aynı gösterilmesini saçma buluyorum. evet.

kadinsa yururum. affetmem.

aranıza mutlaka kalın görünmez bir duvarla mesafe koymanız gereken kişi.
en azından kurumsal hayatta. özellikle cinsiyetiniz kadınsa hem kadınlarla hem erkeklerle muhabbetiniz iş dışında naber nasılsın yemekte ne varla sınırlı olmalı bence. belki çok iyi insanlardır ama bir gün çok kötü insanlar olmayacağının garantisi yok ve kariyer şakaya gelmez.
şahsen bir avuç insanın olduğu, herkesin birbirini az çok tanıdığı erkek egemen bir sektörde çalışıyorum ve bu konuda paranoyak olmanın tedbirsiz olmaktan daha faydalı olduğunu düşünüyorum. herhangi bir sebepten size gıcık olan tek bir kişinin sizin boş bulunup ağzınızdan çıkan tek bir lafı çirkin bir şekilde çarpıtmasıyla mesleki itibarınız zedelenebilir. hiç gerek yok.

iyisi de vardır, kötüsü de...
orrrrrrrtalama olanı da vardır.

iş arkadaşlarınızla kuracağınız max samimiyet cinsellik olsun.
gidin sevişin ama mesela asla sırlarınızı anlatmayın.
aile hayatınızın içine almayın.
üzülürsünüz.

95 senesinde kısa dönem askerliğimi bitirdim ve akabindeki sene iş hayatına atıldım ve 5 şirket değiştirdim ve 26 senedir iş hayatımdan tanıştığım toplam 3 kişiyi özel hayatıma soktum aileleri ile birlikte.
(ve şu anda hepimiz ayrı ayrı şirketlerdeyiz)
düşünün bunca senelik beyaz yaka çalışanım ve bu tavrı en baştan niçin koymam gerektiğini o ofis içindeki samimiyetsiz doğum günü kutlamaları sayesinde anlamıştım, iyiki de öyle yapmışım.
bunun dışında da bazı veriler elde edip harekete geçiyorsunuz zaten, akıllı bir insan ve hatta sezgileri kuvvetli bir insan yanılmıyor kolay kolay.
istisna olarak sezgilerimin yanıldığını gördüm diyebilirim.
iş hayatınızdaki bir insan sizin özelinizi, tüzelinizi bilmek zorunda değil, zorunlu haller dışında dışarıda da görüşmek zorunda değilsiniz, ki ben hep öyle yaptım.
olay çok basit ve sizin davranışınıza bağlı olarak gelişir, ne kadar kendinizi anlatır, iyi olmaya çalışırsanız ve aşırı samimi olmaya kalkarsanız her daim kötülük bulursunuz ya da zarar görürsünüz bundan. sizi ne kadar az tanırlarsa, özelinizi ne kadar az bilirlerse, o kadar mesafe koymuş olursunuz ve bu sizin lehinizedir her zaman, konu budur.
zaten epey uzun yıllar geçtikten sonra da seçtiğiniz o dost olan 2-3 kişi için gayet yeterli diyorsunuz, olay bundan ibaret.

su an yanimda araba kullanmakta olan. yeni basladi ise ve yaptigi her hareket batiyor. konusmasi, yemek yemesi, su icmesi, araba kullanma tarzi, pis olmasi, camdan disari çop atmasi say say bitmez.

ilk defa boyle bi kosarla calisiyorum.

iyisiyle ömürlük dost olursun, kötüsü ya işten ayrılır ya da seni istifa ettirir.
arası yok.

benim çalıştığım yerde bir eleman vardiya müdürünü tehdit ediyordu o yüzden hep susarım, gerekmedikçe konuşmam. telefonunu her zaman yanında tutar ve ses kaydedicisi açıktır. bu tehditkar kız kendini kraliçe, vazgeçilmez olarak tanımlar. kendisiyle iyi geçinmeyenleri taşlar.

arkadasligim yalnızca iş yerinde kalır kendisiyle. bir de mesai dışında çekemem.

yarin is arkadaslarima frp oynaticam, iki arkadas muhabbet arasinda frp oynamak istedigini soyledi ama hicbiri kurallara dair yada genel olarak bi fikirleri yok diyebilirim. simdi herkese soylemedim ama bi sekilde son anda herkese soruldu son amda soruldugu icin boynu bukulen oldu ama 5 6 kisiye oynatmak istemiyorum hem kalabalik sevmem hemde 5 6 kisilik oyun cok uzun surer ve kontrolu daha zor sarmaz

simdi "is arkadasi"ya sonucta cokda yakin degilim o yuzden cok hazirlanmadim dogaclama gideriz umarim kotu olmaz, aslinda oynatmakta istemiyorum neyse kisa tutarim artik bi iki saat dayaniriz

her an ayağınızı kaydırabilecek olan o kişidir. onu gözaltında tutun boş anınızda sizi şutlamak için hamle yapacak.

her zaman dediğim şey işi eve, evi işe götürmeyin, her ikisi konum itibariyle zaten insan hayatının çok çok büyük kısmını kaplıyor.
gidiyorsa da çok çok asgarisi gitsin işten eve, evden işe.
bu bağlamda her zaman mesafenizi koruyun bu insanlarla ve sizin özelinizi çok ama çok azının duymasına izin verin.
ayağınızı kaydırırlar, evet ama sizin denyoluğunuzdan olur o.
işini bilen, doğru yapan ve mesafesini kime nasıl koyacağını bilen adamın ayağı sağlamdır, kaymaz.

yeni mezun/ilk iş deneyimi sırasında gerçekten arkadaş olabileceğin insanlar olduğunu düşünerek, ponçik yaklaşımlarınla açık hedef halini aldığını bile farketmeden kendini ik da buldurabilecek arkadaşlık tipidir. dikkatli olmakta fayda vardır. iyi gözlem ve sonrasında arkadaşlık kurulursa daha iyi olur. sonra farketmeden yılana sarılıverilirsin aman dikkat

iyisi ile zaman su gibi akıp gider kötüsü ile iş yürümez biriniz ayrılmak zorunda olur.