israil

savunma sanayii konusundaki tecrübelerini arjantin ile geliştirmeyi planlıyor.

iki ülke tıpkı israel-hindistan ortaklığında olduğu gibi bazı konularda beraber çalışmayı planlıyor.

siber güvenlik, hafif silahların mühimmatlarının üretimi (arjantin'de olacak), iha ve siha'lar, sınır güvenliği, piyadelerin kullandığı silahların ortak üretimi (yine arjantin'de), uzaya gönderilecek uydular...

okunuşu itrail olan ve aslında gerçek konumlanması terör garnizon yapılanması olup kağıt üstünde pek avrupa ülkesinin tanımasına rağmen reel olarak bu devletlerin de bıyık altından bu yapılanmanın düşmanı olan cihatçılara bile göz kırptığı, toplama kampı kaçkınlarının işgal ettiği filistinlilerin öz vatanı olan ülke.

#3282648 @halilbaba12 okunuşu yahudi terör örgütüdür. ırgun adlı terör örgütünün devamı niteliğindeki likud partisi tarafından yönetilmektedir.

şu an şam ve dera bölgesini yoğun bir şekilde bombalayıp suriye'nin güneyindeki herman dağını ele geçirip ve cisr rakkad bölgesine ulaşmış terör devletidir.

israel savunma kuvvetleri yani tsahal, x platformunda türkçe hesap açmış. orta doğu'nun başat gücünün artık necip türk milletine türkçe olarak bildirim yapacağı anlamına geliyor bu.



ıdf türkçe

zamanlaması manidar tabi. eheheh.

nüfusun değil, nufuzun etkili olduğunu elindeki para gücüyle dünyaya göstermiş iigalci terör yapısı..

ibranice'de yisrael şeklinde okunur. ʾyš (insan) rʾh (görmek) ʾel (tanrı) yani tanrıyı gören adam anlamına gelir.

yakup/yakov peygamberin de bir diğer adıdır.

yeni haftanın ilk gününde yani pazar gününde hükümet 400 bin rezerv askeri silah altına almayı açıklamayı planlıyormuş. 2025 yılı da savaş yılı ilan edilecekmiş. bu sayıda asker çağırılacaksa mesele sadece gazze değildir.

mısır ve ürdün, trump'ın gazze planını savaş nedeni olarak saymıştı. uzun zamandır dayak yemedikleri için biraz unutkanlık başladı herhalde kendilerinde.

bu arada abd ağır bombardıman uçakları olan b-52'ler de israel savaş jetleriyle beraber gazze üzerinde uçuş gerçekleştirmişler.

hakan fidan da israel hakkında "israil, her arap ve müslüman ülkeyi bir tehdit olarak görüyor ve bu son derece tehlikeli. tüm sınırdaş devletleri zayıf tutma stratejisi savunulamaz" demiş. bu bir yansıtma aslında. müslüman arap ülkelerinin gözünde filistin'in de gazze'nin de zerre önemi yoktur. israel müslüman arap ülkeleriyle de iyi ve dostça ilişkiler geliştirmek istiyor, ancak israel'in gelişmişliğini çekemeyen ve dini bağnazlık ile beyni muhallebiye dönmüş olanlar buna karşılar. gazze'yi ve hamas'ı her zaman kullanılabilecek bir sopa olarak görüyorlar, bu yüzden o sopanın ellerinden alınmasını istemiyorlar.

tamamına yakını kuzey israel'de ve golan bölgesinde yaşayan dürziler ve çerkesler için yaklaşık 1,1 milyar dolara denk gelen 4 milyar şekellik bir beş yıllık programı yürürlüğe sokacak hükümet.

politikacıların söylediği süslü sözleri bir kenara bırakırsak, dürziler ve çerkesler genelde kent dışı küçük yerleşim yerlerinde yaşıyorlar ve barınma ile altyapılarının kalitesi konusunda sıkıntı çekiyorlar.* beş yıllık projenin çözmeye çalıştığı konulardan biri bu. ayrıca askerlik vazifesi yapanlara, genç evli çiftlere çeşitli avantajlar ve destekler sağlanacak. değişen dünyaya adapte olmak için her ülkenin insanlarının eğitimine önem vermesi gerekiyor, israel de dürzilerin ve çerkeslerin yeni dünya gerçekliğine uygun istihdamı için şu an için 450 milyon şekellik yatırım yapmayı planlıyor.

savunma bakanı katz da, şu anda suriye topraklarında yaşayan dürzilerin israel hakimiyetinde bulunan topraklarda yakında çalışabileceğini söyledi.

farklı etnik yapılardan farklı inançlara sahip olanların huzur ve refah içinde, demokratik hukuk sisteminde yaşayabildiği tek orta doğu ülkesi olan israel ile uğraşanlara baktığımızda bu tablodan rahatsız olduklarını görüyoruz. tek adamcı sistemler mesela. politik, ekonomik, sosyal alanlarda gücü tek merkezde toplayıp geniş kitleleri kölelik koşullarında ve sefalet içinde yaşatmak istiyorlar. karşı çıkanları katliamla yok ediyorlar, vinçlerde asıyorlar, hapislerde süründürüyorlar.

israil boykotçusu avaneleri özetleyen çok güzel bir yazı olmuş.

güçlü bir türkiye'ye uyanmanın yolu israil'le işbirliği ise bu gerçekleşmeli. suudi arabistan'ın bizi her anlamda geçtiği bir dünyada iki taraflı oynamak lehimize değil. yahudiye imtiyaz ver o da sana para akıtsın.

bu ülkede yaşayanların çoğunluğu musevilik/yahudilik dinini benimsemiştir.

şu anda ellerinde gerçek tevrat yoktur. tabii halktan bahsediyorum, yoksa dünyadaki elitlerine gelince iş değişmekte...

zaten bugün için tüm dünyada ulaşabileceğiniz tek gerçek kutsal kitap kuran'dır:

emre1974tr.blogspot.com/202...

batı şeria'daki cenin kentini ziyaret eden bazı avrupalı diplomatlara karşı uyarı ateşi açılması yüzünden türkiye medyası ve sosyal medyasında çok çirkin ifadeler yer alıyor. somut ve nesnel gerçeklerle ilgisi yok bu zırvaların.

bu ziyaretten bağımsız olarak, benzer amaçlı tüm ziyaretlerde o ziyarette yer alan herkes olması gerektiği gibi bilgilendirilir. sıkıntılı ve uygunsuz olan yerlerin ziyaret edilmemesi gerektiği kendilerine açıkça anlatılır. bunun nedenleri de neredeyse tamamen açıkça söylenir kendilerine. öncelik o insanların hayatıdır elbette. bir terör örgütü tarafından kaçırılıp rehin alınmak istemezsiniz. öldürülmeyi ya da yaralanmayı da istemezsiniz. ancak bu kibirli ve her şeyi bildiğini zanneden batılıların çoğu, ayak bastıkları ve hakkında hiçbir şey bilmedikleri toprakları kendi ülkeleri gibi zannedip bildiklerini okumaya çalışırlar.

o diplomatlardan en az birisi hamas ya da diğer terör örgütlerinden biri tarafından kaçırılsa ve yerin altında ya da başka bir yerde rehin olarak tutulsa o örgütün yapacağı şey, işlediği suç ve aldığı ceza sabit olan teröristlerden yüzlercesinin serbest bırakılmasını talep etmek olacak. o süreçte rehin alınan kişilerin ülkeleri ile israel'in arası bozulacak, bunlar avrupalı ise hem ab hem de nato yetkilileri bik bik ötüp boş yapacaklar, sanki kendini tüm uyarılara rağmen tehlikeye atan kendi vatandaşları değilmiş gibi... israel ya rehineleri kurtarmak için çok fazla risk içeren bir operasyon yapacak ya da talepleri kabul edecek ve belki de binden fazla hükümlü teröristi serbest bırakılacak. sonra o pislikler yine suçsuz-günahsız insanları katledecekler. sonrasında da onlar ve aynı kanı taşayan aile üyeleri öldürülecek. batılılar yine sadece israel'i suçlayacak.

peki herkese ahlak sinyalleyen ve bik bik öten batılılar nasıl bir bedel ödeyecek? hiçbir şey. batılılar mümkünse buralara, orta doğu'ya pek gelmesinler. sadece askerleri değil sivilleri de sıkıntı yaratıyor.

"ağlama duvarı" gibi bir olguya sahip, "dram ustası" ve "sürekli mağdur olabilme yeteneği" olan bir israil'e alışkınız. fakat israil temalı her yeri ağlama duvarı yapanlara, dramlarını üzüntü ile değil, öfke ile ifade ettiginin ve bunun anormalliğinin farkında olmayanlara alışmak kolay değil. gördükçe daha az şaşırıyorum
2025 yılında bilmeyenler kaldıysa öğrenmeleri için faydam olsun, diger bütün ülkeler gibi israil'in kimsenin sevgisine ihtiyacı yok. israil özelinde ise, hepiniz goyyim olduğunuz için önemsemeyeceklerdir. hatta sevilmemek, israil'in faydasına bir olgudur, o da ayrı konu.

yalnız benim takıldığım nokta azerbaycan ve israil ilişkilerinde bizim islamcıların kudurması. şimdi canım benim 1990'larda hocalı'da birçok türk ermeniler tarafından katledilip yalın ayak memleketinden kaçarken (karabağ) onlara destek çıkan israil idi, fkö ise ermenilere destek çıktı. yani filistinlininki can ise azerbaycanlınınki de can. haliyle adam kendini tutana destek verecek. ikincisi azerbaycan harici birçok arap ülkesi de israil'e destek verirken bizim islamcılar "azerbaycan ile kardeş değiliz ha!" diye zırlamaya başladı fakat arap ülkelerine bir tane bile laf etmediler. oğlum hobi olarak arap milliyetçiliği yapın yapmayın demiyorum da ne diye sağı solu tekfir ederek gezip kafa zikiyorsunuz? senin milliyetçiliğine uymuyorum diye niye dinsiz olduk durduk yere?

şu videoda star wars'u ironik şekilde kullanarak işlediği insanlık suçları tam da siyonistlerin eylemi sırasında eleştirilen ülke.

"the rebel alliance kidnaps children, and they indoctrinate them."
"the mandalorian uses baby yoda as a human shield."
"the empire did nothing wrong. they had to blow up alderaan. it was being used as a base for the rebel alliance."
"the emporer brought the crime rate on alderaan to 0%"
"the death star brought so many jobs to the galaxy. but luke skywalker blow it up. luke skywalker is a terrorist."

bir tane de ben ekleyeyim: darth vader imparatorluğa barış, özgürlük, adalet ve asayiş getirdi. obi-wan yalancının tekiydi. darth vader'ın çocuklarını kaçırıp babasına karşı beyinlerini yıkadı.

şaka bir yana. türkiye'de maalesef islamcıların türk düşmanlığı yüzünden insanlar tepki olarak israil'in insanlık suçlarını savunur hale gelmiş durumda. islamcılar olmasa, türk milletinin vicdanı elbette siyonistlerin apartheid rejimine en sert dille karşı çıkardı. ama türkiye'de kafayı yemiş israil'e karşı insafsızca yok edilen bir insan topluluğunu savunmak çağdaş türkiye cumhuriyeti'ni yıkmaya ant içmiş islamofaşistlerin işine yarıyor. diğer yandan yukarıda bahsedildiği gibi islamofaşistler yada diğer arap ülkeleri bile filistinlileri aslında takmıyorlar. soykırımcı israil devleti'nin, ermenilere karşı azerbaycanlı kardeşlerimizi savunup dünyada azerbaycan lehine pozitif bir algı oluşturması ama arapların her zaman türklere karşı tutum sergileyip ermenileri ve rumları desteklemesi ise durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

gönül isterdi ki olayları medeni çerçevede birbirinden bağımsız olarak değerlendirip tarihin doğru tarafında(yani "günümüzün nazileri" olan siyonistlerin karşısında) kararlı şekilde durabilelim. ama dünya siyasetinde bunca mantıksızlık, propaganda, içten pazarlık, yalan dolan vs. varken türkiye'de israil'i eleştirmek islamcı olmayan türkler için gri alana giriyor. çünkü türkiye'deki islamcılar filistinliler'in çektiği acıları umursamıyor. onu propaganda olarak kullanıp güçlenip türkiye cumhuriyeti'ni tamamen ele geçirmek istiyorlar. islam bir inançtan ziyade tamamen bir ideolojik hareket ve en az batılılar ve israilliler kadar ikiyüzlü olabiliyorlar. o yüzden geçenlerde çocukların beynini yıkayan arapçı öğretmen bozuntusunu eleştirmiştim, yada yıllar önce tecavüzcü ensar vakfına bağış yapan turkcell'i kullanmayı bırakmıştım. arap dini ve onların kuzeni israilliler ne kadar pislikler, onlardan bağımsız bir ülke olabilsek keşke.

sonunun prusya krallığı gibi olmasını dilediğim devlet.
18.yy'ın israil'i (bkz: prusya) krallığıydı. askeri örgütlenmesi çağının ötesindeydi ve başında (bkz: büyük frederick)gibi zeki, kurnaz ve ileri görüşlü bir kral vardı. bir sürü savaşa girip ,akıllıca uyguladığı siyasetle, kaybettiği savaşlarda bile anlaşma masasından kayıpsız kalkıyordu. kısa sürede ülkesini bir süper güç yaptı.bunda tabii ki genelkurmay şeklinde örgütlenmis, hızla hareket eden, çağın teknolojisine uygun,sürekli hazır bir ordusunun olmasi da önemli bir etkendi.

1786 da frederick öldü. kurduğu militarist yapı krallığı devleti olan bir orduya dönüştürdü. ondan sonraki hic bir halefi onun seviyesinde olamadi lakin 19.yy'da ülkenin yükselişi devam etti ve prusya'nın merkezinde olduğu alman birliği sağlanarak 1870 de alman imparatorluğu kuruldu.mevcut prusya kralı, imparator ünvanını aldı. yani birleşik almanya kılıfı altında prusya adı aynı şekilde devam etti. 20yy'da aşırı milliyetçi yapı ve sömürge ekonomisinden pay kapma yarışı tarihsel düşman fransa ile savaşı kaçınılmaz hale getirdi.izlenen yanlış dış politika ülkenin yalnızlaşmasına ve bu sebeple 1.dünya savaşını kaybetmesine neden oldu. 1918 de son prusya krali ve alman imparatoru tahttan cekildi.krallik resmi olarak sona erse de prusya adı ve askeri geleneği weimar cumhuriyeti ile nazi rejiminde de devam etti.

2.dünya savaşının sonlarına doğru toplanan yalta konferasında sscb, savaş sırasında almanlarla saldırmazlık (ribbentrop-molotov paktı) paktı imzalayarak elde ettiği polonya topraklarını elinde tuttu, bunun üzerine polonya'nın bu kaybının telafisi savaşı kaybeden almanya'dan yapıldı...aynı zamanda almanya bu şekile savaş suçlusu olarak cezalandırılmış oldu.
1945'te savaş bitti ve yeni sınırlar belirlendiğinde tarihsel prusya topraklarının %45'i polonya sınırları içinde kaldı, üstelik polonya devleti, prusya kralliği ve nazi almanyası'nın tarihte 3 defa başka devletler ile paylaşıp yok ettiği devletti. polonya sonunda rövanşı almıştı.
son 200 yıl boyunca avrupa'nın süper gücü prusya diye bir ad artık harita üzerinde bile yok !!!

deli dumrul hareketleri yüzünden en son orta orta doğu'da nükleer felaket yaratması olası olan ülke.

şu da var, tarihte bu kadar kafası gidik davranan hiçbir ülkenin sonu genelde iyi bitmiyor. ama en önemlisi, bu işlerin sonu yine bize dokunacak.

işgalci ve soykırımcı topluluk.