kadınların efendi erkek sevmemesi

(bkz: efendi erkek sevenler dm pls)

efendi erkek ile pısırık tipleri karıştırıyorsunuz, ondan böyle kafanız karışıyor bence. kadınlar* genelde pısırık, asosyal, ezik tipleri sevmiyorlar. mesela, anne kuzusu erkekler de efendi erkek gibi algılanıyor. aslında onlar da önceleri annesinin boyunduruğu altında yaşarken, evlenip bu sefer de eşinin boyunduruğu altında yaşamaya başlıyorlar. anadolu'da onlara ne deniyordu? tamam, buldum: (bkz: uydum akıllı). ezcümle, normal dengeli bir kadın, birey olmayı başarabilmiş dengeli bir erkeği sever. gerisi lafügüzaf.*

#3241969

beşer şaşar, sap döner, gün gelir beşer beşer döner. *

tercih meselesi herkes kendi tercihinden mesuldur.

allah’tan efendi erkekler beni seviyor.

karizmatik olan adamların, efendi olup olmamasıyla ilgilenmeden alayını beğendim.

içlerinde sadece efendi olanlar ilgime karşılık verdi.

efendi olmayan adamlar, bir şey edip menzilimden çekildi.

neyimi tutmadılar acaba?

heyecan peşindeler bazıları.

efendiliğine göre değişir. her efendi erkek sevilesi değildir .

seviyoruz diyoruz aaa.

şunu çok fena karıştırıyorsunuz birbirine,
bir erkeğin efendi olması, bir kadınla uyumu yakalayabileceği anlamına gelmiyor.

efendi erkek ve efendi kadın olmak tek başına yeterli olan bir unsur değil.

efendi olması şarttır zaten bunun tartışılması hata.
zihin yapıları da uyuyorsa efendi gibi sever kadın da erkek de.

ben de bir kadınım ve şimdiye kadar 2 kez ilişkim oldu. ikisi de yanımda nasıl davranması gerektiğini bilirdi. ben onun yanında yayılarak oturup bacak bacak üstüne atmıyorsam o da benim yanımda atamaz. ki ikisi de bunu yapmıyordu. saygı nedir, sınır nedir biliyordu. efendi kategorisine girerler mi?

efendi adamla sıkıcı adam ya da p** erkekle kadını yarı yolda bok gibi yüz üstü bırakan tipler farklı şeyler. hep karıştırıyorsunuz bence bu kavramları siz. hani mesela "ben hep efendi oldum ama kaybettim" gibi bir şikâyet içinde olan varsa bilsin ki efendilik sandığı şey sıkıcılık, depresiflik falan olabilir.

ben efendi adamlara bayılıyorum. aile içerisinde ya da dışarıda ciddi bir ortamda nasıl davranacağını bilen, saygılı, yol yordam bilen, kibar, zarif adamlar baş tacı ama benimle baş başayken fırlamalığın dibine vurmayı da bilmeli mesela. ben böyle bir insanım çünkü. onun da böyle olabilmesi bana göre harika bir denk düşüş olurdu.

bir de şu var; ikimiz de her yerde ortama göre ağır davranırken, bir araya geldiğimizde birbirimizin aklını başından alabiliyor olmamız çok tatlı bir şey.

neyse, tanımı unutmadan yazayım: bazı erkeklerin kendini kandırdığı konu.

sözlük kadınlarının yazdıklarını referans alırsak; ben de efendiyim, referanslsrım var.

efendi olmak ve takılmak ayrı şeyler olduğundan olabilir.nice kendini kibarlık timsali kadın partnerlerine pazarlayan fakat istediğini elde edince veya köprüyü geçince ne kadar ucuz ve basit bir erkek olduğunu bizlere göğsünü gere gere gösteren barzolara mesken olan bir ülkede yaşıyoruz.

kaşarlanmış olanlarını kimse tatmin edemez ki!

efendi erkek: namuslu, dürüst, çalışkan, aldatmayan, yalan söylemeyen kişi.

entriga, kaşar işidir.

bir gerçektir. seviyoruz dediklerine bakmayın yalan söylüyorlar.

var galiba böyle bişiy.

bu konudaki bütün mevzu efendi tanımının bilinmemesinden ya da net anlaşılmamasından kaynaklanıyor bence.

efendi olmak pısırık olmak, ensesine vurup lokmasını alabileceğin biri olmak, konuşması gereken yerde susmak değil. nerede nasıl davranacağını bilmek, asgari saygıya sahip olmak.

gayet fırlama bir adam da efendi olabilir. siz karaktersiz bir o.. çocuğu olmayı p..çlik, tekdüze, sıkıcı bir adam olmayı efendilik sandığınız için karışıyor ortalık. benim gayet fırlama, çeşitli ortamlara girip çıkmışlığı olan bir arkadaşım var. görebileceğiniz en efendi adamlardan biri mesela.

özetle, kendimizi kandırmayalım. efendilik o sandığınız şey değil.*

efendilik demek pısırık, ezik olmak demek değildir zaten. efendi erkek demek ağırbaşlı, oturmasını kalkmasını bilen, sadık, dürüst, fedakar, merhametli, kibar erkek demektir. ve kadınlar da böyle erkekleri sevmez ve tercih etmez. bir örneği de burada:



kadınların beğendiği ve fırlama dediği erkekler de işte o şiddette meyilli ve 95837346 kere aldatan erkekler oluyor.

efendi kadina denk gelmeyenlerin mottosu bu.nerede görsem tanirim.

iyi erkek ile dost
piç erkek ile sevgili olurlar
hadi eyv.

meseleyi biraz sinirbilim açısından inceleyebiliriz.. erkeklerde, ısrarcı ve zorlayıcı, kadınlarda nevrotik duygu durumunun ilişki başarısını arttırdığı görülmüştür..

aslında problem eş seçiminde; asi, umursamaz ve narsist kişileri kötü, akıllı kuralları uyan ve sadık kişileri iyi olarak betimlediğimizden kaynaklaniyor..iyilik ahlak onur ve erdem gibi olgular, bunların hiçbiri eş seçimi için bir parametre olamaz. eş seçiminin birinci basamağı fiziksel çekiciliktir. insan beyni her zaman kendi ödül merkezini coşturan kişilere vurulur.. bu sadece eş seçimi için geçerli değildir, yemek seçiminde bile insanlar sağlıklı yiyecekler yerine ekseriyetle yağlı şekerli ve sağlıksız yiyecekleri onlara yönelir..

aşırı ilgi ve iyiliğin insanda şüphe ve kuşkuyu doğurduğu kötülüğün ise cazibeye dönüştüğü garip döngü doğurmaktadır.. kadınlar üzerinden ilerlersek, kadınların hormonal değişikliklerinin olduğu dönemlerde bile eş seçimi ve ideal baba anlayışlarinin farklı olduğuna dair araştırmalar vardır... ovulasyon dönemindeki kadınlara, azılı bir suçlu ancak testosteron seviyesi yüksek bir erkek fotoğrafi gösterilip sizin için bu kişi ideal bir eş veya baba olabilir mi sorusuna yanıtlar çok yüksek oranda olumlu çıkmıştır. yine aynı kadınlara bu kez kendilerine az önce gösterilen erkeğin, bir başka kadın için ideal bir eş veya baba olup olamayacağı sorulduğunda puanlar çok düşük çıkmıştır...
bu örnekte, insanin kendi için bir haz söz konusu olduğunda muhakeme devre dışı kalmış ancak başka birinin hazzını düşündüğünde muhakeme yapma davranışı devreye girmiştir..
yani özetle biz çekici olana tutuluruz, iyi kötü onurlu ahlaklı diye düşünmeden. bize hazzı en çok yaşatacak olana tutuluruz..
ancak tüm bunlar böyle düşünenler için aşk gibi kısa fenomenlerde "kötü" olanların kazandığı bir denklemdir..uzun vadede her zaman "iyiler" kazanır..

insanların tutkuları karşısında, mantıksal tartışmalar yapmanin yararı yoktur..